hesabın var mı? giriş yap

  • el cerrahisinin hassas bir ihtisas olduğunu vakti zamanında bir arkadaşımın iş kazası geçirmesi sonucu anlamıştım. tabi şimdi gelde bunu videodaki arkadaşa anlat.

    hepimiz kabul edelim adamın cüretkarlığı cehaletinden çok "elitlerin iktidarını yıkıyoruz" ayağına fetöcülerin doluştuğu harbiyeyi, "monşer bunlar" diyerek mülkiyeyi, şimdide "giderlerse gitsinler" diyen tıbbiyeyi ayağa düşüren zihniyetten geliyor. 20 yıldır iktidarda olan sadece bir siyasi parti değil bu zihniyet. işte anketlerde şaşırdığınız aç açık olmasına rağmen oy veren %30'un 29'uda bunlar, geri kalan %1'ide iktardan rantlananlar.

  • şimdi size bir olay anlatayım karakterler ve yaşları aşağıdadır.

    aliko ; esas oğlan (çünkü benim oğlan). 2 yaşı yeni geçti.
    ılgın : esas kız 2 yaşı yeni geçti oda (arkadaşımın kızı)
    çağan : bu da arkadaşın oğlu ve üç yaşına yaklaşıyor.

    şimdi; çağan, biraz büyük olmasından mütevellit biraz sert, oyuncaklarını çok paylaşmaz özellikle ılgın 'a karşı daha bir sert. biraz da artist. bizim aliko da oyuncak konusunda sıkıntı çıkarabiliyor ama sıkıya gelince verir, başka bir oyuncağa geçer. ben diyeyim efendi siz deyin tırsak. ılgın kızımız ise bu iki erkekten sıra bulursa oynuyor garibim. biraz da sessiz mizaçlı biz kızımız.

    neyse olaya dönersek;

    ılgın ısrarla o anda kimsenin yüzüne bakmadığı bir oyuncağı aldı. ev sahibi olmanın etkisi ile çağan onu elinden aldı ve yere attı. ılgın yine aldı. çağan bu sefer de yere atınca kızımız hali ile ağladı.

    işte o zaman devreye bizim oğlan girdi ve oyuncağı çağan 'ın yanından aldığı gibi ılgın ' a verdi.

    ve o zaman işte o acı gerçekle ilk defa karşılaştı;

    ılgın kızımız oyuncağı eline alır almaz bizimkinin kafasına geçirdi ve çağan 'a gülümsedi.

    aliko, hatunların efendi adam yerine piç tercihi ile ilk defa karşılaştı. bunun son olmayacağını da zamanla öğrenecek heralde.

    üçüne de allah uzun ömür versin bu arada.

  • yolları güzelleştirmek için yapılmış çeşitli süslere yüklenen anlamdır. türkiye de bundan sonra yaya geçidi olacak yerlere 3 boyutlu çukur resmi çizerlerse belki sürücüler yavaşlar, hatta durur ve yollara çizilen o süslere başka anlamlar da yüklenir.

  • sadece türkiye'de yaşanabilecek olaylardan bir diğeri. bir velet bahçedeki kediye tekme atıyor, veteriner hekim çocuğu uyardı diye önce çocuğun dedesinin sonra da babasının saldırısına uğruyor.

    daha da garip olan ise bu saldırganlardan birinin doktor diğerinin ise mühendis olması.

    siz nesiniz ki sizin yetiştirdiğiniz çocuk ne olsun.

    kaynak : http://www.internethaber.com/…si-1783222.htm?page=3

    edit: birkaç meczup saldırganların doktor ve mühendis olduğunu yazmama bozulmuş, özellikle belirtmemin sebebi nispeten eğitimli olan kişilerin bile hayvan sevgisinden mahrum olması.

  • şu an sözlük bize ait arkadaşlar. kanzuk meşgul. istediğimiz yapabiliriz bence.
    ay çok heyecanlandım. annem nilgül teyzelere gidip evde tek kalınca da böyle olurdum.

    napıyoz lan hadi?

  • arkadaşlarla yemeğe gittik. o zaman kerem 3 yaşında. bir ailenin 4.5, diğerinin 5.5 yaşında birer oğlu var.

    5.5 yaşındaki oğlanın oynadığı oyuncaklar kerem'in çok ilgisini çekti. belli alıp oynamak istiyor. durdu durdu.. çocuğa baktı. sonra çocuğun annesine baktı, döndü ve sordu

    "çocuğunuz paylaşımcı mıdır?"

    masa koptu tabii ve arkadaşım oğlunun önünden bir oyuncağı alıp kerem'e verdi.

    tam bir strateji uzmanı namussuz.

  • capgras sendromu adiyla bilinen psikotik bozukluk, ilk kez fransız psikiyatrları capgras ve reboul-lachaux tarafından 1923’te detaylı bir şekilde tanımlanmıştır. bu iki psikiyatr, mirasına konabilmek ve mülkünü elinden alabilmek amacıyla önce kocasının ve sonra kızının yerini alan sahtekarlardan – ya da gerçeğin tamamıyla benzeri olan kopyalardan – söz eden bir kadının vakasını kayda geçirmişlerdir. bu saplantılı fikir, kendinden başka bir psikolojik rahatsızlık ya da zihinsel bozukluk ile birlikte ortaya çıkmadığı için daha da ilginç bir hal almaktadır.

    sir henry head - isminin isaret ettigi gibi kafa meselelerine bas koymus bir ingiliz nörologu - i. dünya savaşı’nda beyninin ön lobundan derin bir yara almış bir hastayı anlatır. hasta, fransa’da iki bolonya olduğuna inanmaktadır: ilki savaşa giderken geçtiği ve gerçek olan bolonya, diğeri ise ingiltere’ye dönerken yolunun üzerine çıkan ve gerçeğin tam bir kopyası olan sahte bolonya. sir henry, bu hastanın, uzun seneler evvel ölmüş olan annesine hala mektuplar yazıyor olması dışında, diğer açılardan tamamen rasyonel göründüğünü söyler. öyle görünüyor ki, head, bu mektup yazma işini ingiliz egzantrikliğinin bir parçası olarak kabul etmiş ve pek de ciddiye almamıştır.

    capgras sanrisinin baslangic asamasini iceren ilginc bir örnek asagidaki sekilde kaydedilmistir:

    "her şey bana biraz garip görünmeye başlıyor, biraz yapay gibi mesela. kimi zaman, etrafımdaki hiçbir şeyin gerçek olmadığı duygusuna kapılıyorum. sanki her şey bir sahne ve herkes bir rol oynuyor. kime gerçekten güvenebilirim? sonunda cesaretimi toplayıp bu durumdan karıma söz ettim. bana garip bir şekilde baktı ve bir doktora görünmem gerektiğini söyledi. bu davranış pek onun yapacağı şey değil. aslında, kulağa delice geliyor biliyorum ama, gitgide daha sıklıkla, bu kadını gerçekten tanıyıp tanımadığımı düşünmeye başladım. son zamanlarda çok sinirli ve rahatsız görünüyor; eskiden hiç böyle değildi. aslında tam olarak neyin değiştiğini söyleyemiyorum ama bütün bu ufak tefek değişiklikler, bana bazan onun aslında benim karım olmadığını düşündürüyor. evlendiğimiz sıralarda çekilmiş eski bir takım fotograflarla, yakın zamanlarda çekilmiş olanları karşılaştırdığınızda, bu değişikliklerden bazılarını gerçekten görebilirsiniz. parmak izlerini karşılaştırmak bir şeyleri kanıtlayabilir mi diye merak ediyorum. "

  • biraz önce toplantıda duydugum cümlenin dahil oldugu dil.
    - biz bunu as soon as possible review edip size feedback döneceğiz.
    döne döne bitin inşallah.

  • genç evlilerdeki olağanüstü kıroluk'un bir sonraki level'ıdır.

    "hadi çocuk yaptım beni takdir et" diye beklerler sanki bana yapmışlar gibi!

    edit: sorun çocuk doğurmaları değil, sorun bunu köpürtmeleri. tabii ki annelik, anne olmak dünyanın en güzel duygusudur. "kediler köpekler ana olmasın" der annem. en uysal havyan bile yavrulayınca alacaklar korkusuyla nasıl da sahiplenir ve vahşileşir.

    çocuk doğurdun diye ilk yaptığın geceden son dakikasına kadar log tutman, ifşa etmen ve başkalarının kafasını şişirmen gerekmiyor.

  • farkındalık yaratır. "aa süleyman kızmış lan" dersiniz. sen 4 yıl boyunca gün aşırı converse'le kampüs yollarını arşınla, saçın sakalın birbirine girmiş olsun... sonra mezun olurken topuklu ayakkabıyla çık karşımıza. sakalları da kesmiş tabii, kaşları inceltmiş, saçlar fönlenmiş... hayat çok enteresan gerçekten.