hesabın var mı? giriş yap

  • savaş uçakları barış zamanında mecbur kalmadıkça radarlarını açmazlar. bunun sebebi şudur: radar açıldığı anda elektromanyetik yayın yapar. bu yayının kendisi, temel özellikleri, radarın kapasitesi ve performansı hakkında bilgiler sunar.

    eğer elektronik istihbarat* sistemleriniz ile bu yayını tespit edip kaydeder ve bunlardan bir kütüphane oluşturursanız, söz konusu radarı kör etmek ya da yanıltmak için teknik, taktik ve sistemler geliştirebilirsiniz.

    5 ekim günü 5 dakika 40 saniye, 6 ekim günü ise 4 dakika 30 saniye radar kilidinin muhafaza edilmesi demek, türk f-16'larının üzerine bu sürelerde söz gelimi el fenerinin tutulmuş olması demektir. bu süre içinde de muhtemelen bölgedeki türk ve nato elint sistemleri gözlerini kulaklarını açmış olmalılar.

    eğer bu kilitleri atan suriye mig-29'ları ise bu, suriye pilotunun şapşallığını gösterir. dahası ruslar da suriyeliler'e güvenip daha büyük maceralara atılmamaları gerektiğini anlamış olmalılar. zira böyle bir zamanda böyle bir acemilik yapan kuvvetten bir cacık olmaz.

    eğer bu kilidi atan rus su-30'u ise, ki bu uçak şu anda rus hava kuvvetlerinin en yeni ve en modern jetidir, bölgedeki rus pilotların gerçekten gerizekalı olduğunu gösterir. bir şey yapmamıza gerek yok, kendi kendilerine takılsınlar.

    4 dakika, 5 dakika, bunlar hava muharebesi için olağanüstü uzun süreler. su-30'daki aesa radar için bile bu sürelerde f-16 gibi görece küçük bir hedefte kilit tutmak çok zordur. burada esas alkışı hakeden, bu kadar uzun süre üstünde kilidi muhafaza ettirtmeyi başarmış, son derece sinir bozucu bu süreçte soğukkanlı biçimde yem rolünü başarıyla oynamış türk pilotlarıdır.

    bu "taciz"lerden mesajı alması gerekenler almıştır muhtemelen...

    debe editi: (bkz: şehit selahaddin esin ilkokulu yardım kampanyası)

  • insana "keşke küme düşseydik, keşke 5 sene durumu toparlayamasaydık da şunları duymasaydık" dedirten açıklama. 3 temmuzdan sonra senin gibi bir yalakanın arkasında durduğum için bana da yazıklar olsun.

  • curiosity projesinin (tasarım-üretim-fırlatma) bütçesi yaklaşık $2,5 milyar. yani tülay lale para birimi üzerinden hesaplarsak 4,5 milyar tl ediyor yaklaşık olarak. bu bir yıllık falan değil, bütün projenin maliyeti.

    semih cumhuriyeti diyanet işleri başkanlığı'nın 1 (yazıyla bir) yıllık bütçesi ise 3,9 milyar tülay lale pardon tl yapıyor.*

    evet yanlış okumadınız. diyanet işleri başkanlığı'nın bir yıllık bütçesi, neredeyse elin amerikalısının mars'a yolladığı über gelişmiş uzay sondasının toplam proje maliyetine denk.

    adamın mars'a gittiği paraylan biz imamın müezzinin 1 yıllık maaşını ödüyoruz ya, artık ölsem de gam yemem hacı. yemin ediyorum bu salaklar 3 sene tasarruf yapsalar, en geç 2023'te argyre planitia krateri merkez camii'ni dikmezlerse bana da don toblerone demesinler.

    yukarıda bir yerlerde tanrı varsa, bizimle çok feci taşak geçiyor arkadaş.

  • şehzade mustafa'nın annesi, kanuni'nin eşidir.

    zannedildiği gibi hürrem'e yenilmemiştir. çünkü hürreme yenilen kanuni'nin bizzat kendisidir.
    mahidevran sultan, o gösterişli saray hayatından sonra bir anneye en yakışanı yapıp, babası tarafından öldürtülen oğlunun yasını sessiz sedasız çekerek, fakirlik içinde manisa'da sürgün hayatı yaşamıştır.

    kanuni o kadar yenilmiştir ki hürrem'e; ilk göz ağrısı olan karısına bir maaş bile bağlatmamıştır.
    onu açlığa terk etmiştir.
    kanuni o kadar yenilmiştir ki hürrem'e; kendi oğlunu öldürttüğü yetmezmiş gibi, karısı mahidevran sultan'a bir saraylının başına gelebilecek en kötü şeyi yaşatmış ölmekten beter etmiştir.

    kanuni sözüm ona ''muhteşem yüzyıl'' yaşarken,
    kendi karısına ve öz oğluna aslında hiç de ''muhteşem'' bir baba olmamıştır.
    böyle bir babanın yönettiği o ''muhteşem'' yüzyıl ne ilginçtir ki hürrem'in oğlu tahta geçince bitmiş,
    osmanlı duraklama devrine girmiştir.

    kim bilir belki de kanuni tarafından boğdurulan şehzade mustafa'nın,
    hatta yıllarca sürgün edilip, hürrem'in hırsının ve kininin altında ezilmesine izin verilen mahidevran sultan'ın ahı tutmuştur.
    belki de onun için osmanlı devleti bir daha asla ''muhteşem'' olamamıştır.

  • nintendo fusajiro yamauchi tarafından 1889 yılında nintendo koppai ismiyle küçük bir işletme olarak kurulmuştu ve ana iş dalı el yapımı oyun kartları üretmekti. bu kartlar günümüzdeki iskambil kartları gibi birkaç farklı oyun oynamak için kullanılabiliyordu. ancak nintendo bu kartlarla oynanan hanafuda isimli bir oyun da piyasaya sürmüştü. hanafuda kısa sürede gözde bir oyun haline gelmiş ve bu sayede nintendo bir başarı yakalamıştı. hatta kartlara olan talepler o kadar fazlaydı ki firma kartları toplu üretmek için birçok kişiyi işe almıştı. 1950'lerin ortalarına kadar nintendo orta boyutlu ve oyun kartı üreten bir firma olarak kaldı ve japonya'nın dışına pek çıkmamıştı.

    1949 yılında nintendo'nun patronu değişti ve kurucunun torunu olan hiroshi yamauchi 22 yaşında şirketin başına geçti. nintendo'nun oyun kartları üretiminden, günümüzdeki yerine gelmesini sağlayan kişi de kendisidir.

    hiroshi yamauchi 1956 yılında şirketini genişletmek amacıyla amerika'ya gitmeye karar verir. oraya ulaştığında oyun kartı üreten firmasının potansiyelinin sınırlı olduğunu görür ve farklı alanlara yönelmeye karar verir. 1963 yılında şirket farklı sektörlerde faaliyet göstermeye başlar. ilk sırada bir taksi şirketi işletmeye karar verir ancak başarılı olamaz. ardından japonya'ya özel olan love hotel işletmeciliği gelir ve o da başarısız olur. sonra medya kuruluşluğu, en son da yemek şirketi denemesi yapılır ve bunlardan da istenilen sonuç alınamaz. 1964 yılında gerçekleşen tokyo olimpiyatlarından sonra kart satışları da düşer ve nintendo tarihi boyunca en çok zarar ettiği dönemi yaşar.

    birkaç sene içerisinde birden çok sektörde başarısız olan nintendo, 1966 yılında oyuncak sektörüne girer ve burada küçük oranda başarı sağlayıp, zarar ettiği durumunu bir nebze de olsa düzeltir. 1973 yılında ürettikleri ve laser clay shooting system ismini verdikleri ürünle nintendo ilk defa aile eğlence sektörüne giriş yapar. bu oyun nintendo'nun beklediği kadar satış yapamamış olsa da, şirketin aile eğlence sektörü ve oyun endüstrisi için araştırma yapmalarına imkan sağlayacak kadar gelir getirmiştir.

    1970'li yıllarda oyun konsolları evlere girmeye başlamıştı. bunu gören nintendo oyun endüstrisindeki ilk girişimini 1975 yılında magnavox odyssey oyununun japonya'daki dağıtım haklarını alarak yaptı.

    70'li ve 80'li yıllarda evlerde oyun konsollarının sayısı çok az olsa da, nintendo dağıtımını yaptığı oyunla başarı yakalamıştı ve hem ev konsolları hem de arcade makinaları için oyun geliştirmeye başlamıştı. nintendo'nun arcade makinaları için yaptığı ilk oyunu 1975 yılında piyasaya çıkan evr race olmuştu. donkey kong ise 1981 yılında çıkarıldı. bu oyunlar aslen arcade makinaları için çıkarılmıştı ancak ilerleyen zamanlarda atari 2600, intellivision, colecovision gibi oyun konsolları için de çıkarıldı. nintendo bir taraftan oyunları yapıp piyasaya sürerken, diğer taraftan başka bir işle ilgileniyordu. geliştirdikleri el konsolu ile nintendo için yeni bir dönem başlamıştı.

    nintendo'nun ilk el konsolu oyunu game and watch isimli oyunlarıydı ve 1980 yılında çıkarılmıştı. game and watch'da birkaç oyun bulunuyordu ancak bütün oyunlar aynı el konsoluyla oynanmıyordu. her el konsolunda oyunun farklı bir bölümü bulunuyordu ve oyunun farklı bölümü için başka bir konsol almak gerekiyordu. bu adım el konsollarının başlangıcı olmuştu.

    1984 yılında nintendo üretim kapasitesini arttırarak iş alanını genişletmiş ve famicom isimli kartuşla çalışan oyun konsolunu japonya'da piyasaya çıkarmıştı. bu sistemin başlarda biraz sorunları olsa ve oyunlardan atma olayları yaşansa da, video oyunlarına olan talebi oldukça yükseltmişti. nintendo, famicom sistemini 1985 yılında yeni bir isimle bütün dünyada piyasaya sürdü, nintendo entertainment system (nes). sistemin hatalarının çözülmesi sayesinde nintendo rakibi olan atari ve diğer firmalar karşısında öne geçmişti. ardından nintendo robotic operating buddy isimli bir sistem daha çıkarmış ve bu sayede oyunların konsolla senkron halde çalışmasını sağlamıştı. nes ile birlikte nintendo'nun en gözde oyunları da piyasaya sürülmüştü. bu oyunların arasında super mario bros ve legend of zelda bulunmaktaydı. nes'in geliştirilmesi ve 1985 ile 1988 yılları arasında çıkarılan gözde oyunların sayesinde nintendo büyük bir başarı yakalamıştı. 1986 yılında nes avrupa pazarına girmiş ve her evde olması istenen bir cihaz olmuştu.

    80'li yılların sonu ile 90'lı yılların başlarında nintendo kendisine rakip olarak karşısında sega'yı bulmuştu. nintendo'nun mario karakterine karşı sega kirpi sonic'i çıkarmıştı.

    1990 yılında nintendo amerika'daki video oyun pazarının %90'ına hakimdi ancak sega geliştirdiği oyun konsolu sega genesis ile 1994 yılında amerikan pazarının çoğunluğunu ele geçirmişti.

    nintendo nes üzerinde çalışıyorken sega daha güçlü bir konsol üretmeyi amaçlıyordu. sega genesis piyasaya çıktığında 16-bit destekliyordu.

    sega ve nintendo arasındaki yarış tavşan ve kaplumbağa hikayesine benziyordu. sega sahneye ilk çıktığında gösterişliydi, hızlıydı ve güzel bir tasarıma sahipti. diğer taraftan nintendo ise daha çok oyunların oynanışına ve tasarımına önem veriyor, pazarlamayı ikinci plana atıyordu. nintendo'nun kaplumbağa stratejisi donkey kong country'nin çıkmasıyla işe yaramıştı ve 1994 yılının sonlarında tekrar piyasalarda sega'nın önüne geçmişti.

    ek olarak, iki firmanın arasındaki en belirgin politikalardan birisi de nitelik ve nicelik ayrımıydı. nintendo oyunlarının kaliteli olmasına önem veriyordu ve bu sebeple sega'ya göre daha az oyun çıkarıyordu ama oyunları kaliteli oluyordu. sega ise karşılık olarak oyun kütüphanesini mümkün olduğunca büyük tutarak yarışmayı hedefliyordu ve sonuç olarak çok sayıda kalitesiz, az sayıda başarılı oyun çıkarıyordu.

    satış rakamları göz önüne alındığında nintendo geliştirdiği kaliteli oyunların sayesinde yarışın galibi olmuştu. sega her ne kadar geride kalmış olsa da o dönemde oyun endüstrisine yön vermeyi başarmıştı.

    sega ve nintendo arasındaki yarış 1980'lerde 8-bit döneminde başlamış ve 2000'lerin başında 32-bit dönemine kadar sürmüştü. 1995 yılında sega amerika'daki geliştirici ofislerini kapatmış ve diğer konsollar için oyun yapmaya karar vermişti.

    nintendo 1989 yılında game boy konsollarını japonya'da satışa çıkarmıştı. game boy ilk kartuşu değiştirilebilen el konsoluydu ve bugün bile oynanan bir oyunla birlikte satılıyordu, tetris. game boy düşük fiyatı ve sağlamlığıyla büyük bir satış rakamına ulaşmayı başarmıştı.

    nintendo'nun sonraki adımı 1990 yılında japonya'da super famicom veya batıda bilinen adıyla super nintendo entertainment system'i çıkarmak oldu. bu konsolun piyasaya çıkmasıyla birlikte nintendo kendi oyun imparatorluğunu sağlam temeller üzerine kurmaya başlamıştı. snes 1991 yılında amerika'da, 1992 yılındaysa avrupa'da satışa sunulmuştu. snes konsolu dünya çapında 46 milyondan fazla satış rakamına ulaşmıştı. ayrıca 1992 yılında zelda'nın devam oyunu the legend of zelda* piyasaya sürülerek yine büyük bir başarı yakalamıştı.

    devam eden yıllarda nintendo grafiklerde ve yeni ürünlerinin teknolojilerinde büyük gelişim göstermişti. nintendo her ne kadar başarılı konsollar üretse de, piyasada kalabilmek için daha iyi teknolojiler üretmesi gerektiğinin farkındaydı. satellaview ismini verdikleri bağlantı cihazıyla snes ve game boy konsollarından dijital görüntü almak mümkün hale gelmişti ve bu sayede oyunların hem grafikleri, hem de oynanışı daha iyi hale gelmişti.

    1996 yılında nintendo büyük bir adım atmış ve nintendo 64 ismini verdikleri 64-bit destekleyen konsollarını piyasaya sürmüştü. konsolun satışa sunulduğu ilk günde 500,000 adet satmış ve insanlar bu konsolu alabilmek için uzun kuyruklarda beklemişlerdi. yine 1996 yılında nintendo, game boy pocket konsollarını piyasaya sürmüştü ve bu konsol, el konsolu olan game boy'a göre %30 civarında daha küçüktü. nintendo 64 için çıkarılan super mario 64 büyük bir başarı yakalamıştı ve günümüzde bile en iyi oyunlar arasında sayılmaktadır.

    26 şubat 1996 tarihinde ilk pokemon oyunu game boy için japonya'da satışa sunulmuş ve kısa süre içerisinde çok beğenilmişti. pokemon serisi o tarihte çıkarılmaya başlanmış olsa da günümüzde devam serileri çıkarılmaya devam etmektedir. nintendo, pokemon sayesinde toplamda 277 milyon oyun, 21.5 milyar oyun kartı satmıştır ve 17 film çıkarmıştır.

    1998 yılında game boy color piyasaya çıkarak el konsollarına yeni bir soluk getirmişti. 2001 yılının eylül ayında nintendo gamecube piyasaya sürülmüş ve aralık ayına kadar 2.7 milyon satış rakamına ulaşmıştı. super smash bros melee oyunu gamecube için en çok satılan oyundu ve dünya çapında 7 milyondan fazla satış rakamına ulaşmıştı.

    52 yıldır nintendo'nun başkanlığını yapan ve firmayı elektronik oyun endüstrisinin lideri konumuna getiren hiroshi yamauchi 2002 yılında emekliye ayrılarak koltuğunu satoru ıwata'ya bırakmıştı.

    2003 yılında game boy advance sp piyasaya sürülerek game boy'un başarısını devam ettirmişti. yine 2003 yılında mario kart: doube dash piyasaya sürülmüştü.

    nintendo ds 2005 yılında piyasaya sürülmüş ve hemen başarıya ulaşmıştı. ds'de çift ekran, kablosuz çoklu oyuncu, dokunmatik ekran bulunuyordu ve game boy advance oyunlarını da destekliyordu. 2006 yılında nintendo wii çıkmıştı ve bazı oyunlarını oynamak için aktif olarak hareket etmek gerekiyordu. oyun oynarken hareket etme olayı sayesinde nintendo wii oyuncuların yanı sıra oyunlara ilgi duymayanlara da hitap etmeye başlamıştı.

    ds ve wii'nin piyasaya sürülmesinden sonra nintendo 2011 yılına kadar yeni bir konsol çıkarmayıp, önceki dönemlerine göre sessiz kalmıştı. piyasaya sürülen nintendo 3ds ve wii u, önceki konsolaların iyileştirilmiş sürümleriydi. 3ds konsolunda kullanılan teknoloji sayesinde gözlüğe ihtiyaç duyulmadan, konsolun donanımında bulunan bir parça sayesinde 3 boyutlu görüntü elde edilebiliniyordu.

    2016 yılına geldiğimizde nintendo arttırılmış gerçeklik oyunu olan pokemon go'yu piyasaya sürdü. bu oyun mobil cihazlar için geliştirilmişti ve cihazların kameralarını ve gps'lerini kullanarak gerçek dünyada pokemon yakalamaya olanak sağlıyordu. oyun çıktığı ilk haftada milyonlarca kez indirilerek büyük bir başarıya imza atmıştı. oyun ücretsiz olsa ve nintendo'ya büyük oranda doğrudan kazanç sağlamasa da, pokemon go'nun çıkışından kısa süre sonra nintendo'nun hisse değerleri 9 milyar dolar yükselmişti.

    1889 yılında kurulan ve geçen 131 sene boyunca önce başarılı olmuş, ardından farklı pazarları deneyerek büyük zararlar etmiş ve elektronik oyun sektörüne girerek büyük bir imparatorluk oluşturmuş nintendo'nun hikayesi elbette birkaç satıra sığacak kadar kısa değil. elektronik oyun devrimini başlatan ve gelişen teknolojiyi en önde takip edip, rakiplerinden daha kaliteli işler çıkaran nintendo günümüzde bir oyun imparatorluğu olarak varlığını sürdürüyor.