hesabın var mı? giriş yap

  • wifi ve bluetooth ayarlarının denetim merkezinden kapanmadığı kısmen doğru. ancak bunun doğru nedenleri var ve kullanıcı açısından en ufak bir sorun yaratmıyor.

    ayrıntılı açıklamak gerekirse, bu sistemlerin arka planda açık kalması aşağıdaki özelliklerin sorunsuz çalışması için gerekli.

    - airdrop
    - airplay
    - apple pencil
    - apple watch
    - continuity (örneğin handoff)
    - ınstant hotspot
    - location services

    peki bu durumda wifi kendi kendine yeniden bağlanmaz mı? cevap hayır. yeniden bağlanması ve kablosuz ağ araması için aşağıdakilerden birisinin gerçekleşmesi gerekiyor.

    - wi-fi'ın denetim merkezinden aktif hale getirilmesi
    - ayarlar menüsü üzerinden bulunan bir wi-fi ağına bağlanma komutu verilmesi
    - bulunulan lokasyondan ayrılıp başka bir yere gitme
    - yerel saatle sabah 5 olması
    - cihazın kapatılıp açılması

    aynı şekilde, bluetooth'un aktif hale gelmesi için gerekenler.

    - bluetooth'un denetim merkezinden aktif hale getirilmesi
    - ayarlar menüsü üzerinden bir bluetooth cihaza bağlanma komutu verilmesi
    - yerel saatle sabah 5 olması
    - cihazın kapatılıp açılması

    yani, anlayacağınız, denetim merkezinden wifi ve bluetooth kapatılmışken sadece airdrop, airplay, apple pencil, apple watch, continuity, ınstant hotspot ve location services için bu özellikler geri planda kullanıma hazır halde bekletiliyor.

    eğer bu sayılanlardan birisini kullanacaksanız zaten apple'ın yaptığı bu değişiklik sizin yaşamınızı kolaylaştıracaktır. eğer bunlara işiniz düşmeyecekse zaten ortada bir sorun yok demektir, çünkü geri planda bağlanacak hat veya cihaz aranmadığı, ve gelen diğer bağlantı taleplerine cevap verilmediği için ne bir güvenlik açığı, ne de pilin boşa harcanması gibi bir şey söz konusu olmayacak. olan biten basının ve fandroidlerin en ufak araştırma yapmadan pireyi deve yapmaları.

    kaynağından daha fazla bilgiye ulaşmak isterseniz aşağıdaki linkten bütün detayları okuyabilirsiniz.

    use bluetooth and wi-fi in control center with ios 11

  • yiğit can akkor adlı bir restoran sahibinin aktardığı skandaldır. beyefendi'nin yazdığına göre yemeksepeti hem müşterileri kerizliyor hem de restoranlar adına alenen yalan söylüyormuş.

    yiğit can akkor'un sözlerini aynen aktarayım:

    "sahibi olduğum restoran pazartesi günleri kapalıyken, şu anda yemeksepeti‘nden sipariş verdim. restoran kapalı. ben kadıköy’deyim. sipariş verdim. yemeksepeti “sipariş hazırlanıyor” diyor. hayır hazırlamıyorum.

    “sipariş veren” olarak aradığımızda, restoranla ileşime geçmek için bekletiyoruz diyorlar. evet bekliyoruz, şu anda sıfatımız: müşteri.

    ardından telefonum çalıyor. yemeksepeti beni restoran sahibi olarak bilgi almak adına arıyor. cevaplıyorum ve sistemlerinde restoranın pazartesi günleri kapalı olduğunu, bunun yeni sisteme geçtiklerinden beri beceremediklerini söylüyorum.

    ardından ekliyorum: “lütfen sipariş veren müşteriye sorunun restorandan kaynaklı değil, yemeksepeti’nden kaynaklı olduğu iletin ki, restoranımız bir itibar kaybı yaşamasın” karşıdaki beyefendi, tabii ki böyle söyleneceğini, teknik aksaklık olarak iletileceğini söylüyor.

    ardından müşteri sıfatımda bana geri dönülüyor. açıklama şu: restoran siparişinizi teknik bir sorundan dolayı iptal etti. kendisine soruyorum: “restorana sipariş ulaşmış ve bir şekilde yollayamadıları için restoran tarafından bir iptal mi var?”

    karşıdaki beyefendi: “evet” diyor. “restoran siparişinizi iptal etti”

    bunu okuyanlardan ricam, ki daha önce böyle bir ricam olmadı, olabildiğince paylaşsınlar bu durumu. çünkü işini iyi yapan restoran sahipleri yemeksepeti‘nin bu zulmünü ve yalanlarını hak etmiyor.

    yemeksepeti’ni sipariş veren olarak uzun zamandır kullanmıyorum. en yakın zamanda resotan olarak da kullanmayacağım. kimsenin kimseyi karalamaya, kimsenin kimse hakkında yalan beyan vermeye hakkı yok.

    kandırdığınız insanlar, umarım en kısa zamanda kurtulur sizden."

    tweetler

    dm'den gelen bir başka skandalı da aynen aktarmak istiyorum:

    "merhaba, sizlere yemeksepeti hakkında daha büyük bir skandal aktarabilirim.
    bir kullanıcı mobil uygulama üzerinden hesabınıza erişim sağlarsa. bu oturumu sonlandırmanız mümkün değil. şifre değiştirseniz bile sadece web üzerinden açılmış oturumlar sonlanıyor.

    yaklaşık 1 ay önce hesabımıza giriş sağlandı. konu ile ilgili bütün birimler ile görüşme yapıldı. erişim sağlanan oturumu sonlandıramadığımız için hesabı silmek zorunda kaldık."

    bir başka "yalan" örneği. yemeksepeti müşterilerine yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmiş sanırım.

    "hocam naçizane bir tane de bende var bunlar kadar skandal olmasa da :) basit bir sipariş gecikmesi-iptali gibi görünse de aslında bu hikayeyle birlikte anlam kazanıyor bence. 23.00’te kapanan bir restorandan 22.00’de verdiğim sipariş gelmeyince 23.00’te yemeksepeti canlı yardıma yazdım. siparişin yolda olduğu bilgisini aldım. saat 00.00’da canlı yardımdan başka birine tekrar ulaşıp yolda olan siparişimin nerede olduğunu sordum, “şu an” hazırlandığı bilgisini aldım ve canlı yardım hatalı bilgi için özür diledi. saat 01.00’de siparişim iptal edildi."

  • aynı adam, "atmlerden para çektiğinizde de bedelini ödeyeceksiniz" ya da buna yakın bişeyler de söylemiştir ! sabah radyoda duydum.

    neymiş ? müşterinin her hizmetinin maliyeti varmış !

    o zaman ne demeye insanlara zorla kart, kredi falan ittirmeye çalışıyorsunuz...
    maliyetinizi artırıp yük olmayalım.

    gidin başımızdan !

    buradan devam edin sayın okur : (bkz: (bkz: #32463607))

  • topluca değerlendirmek istediğim bilgi kirliliğidir. madde madde ele alalım;

    - dip çekimi şarttır, balık dışkıları nitrat yapar amonyak yapar.
    cevab; nah yapar. balıklar protein sentezi sonucu oluşan amonyağı böbrek yoluyla ve solungaçlarından atar. %5 kadarı dışkıda bulunur, bu da tamamen göz ardı edilebilecek bir orandır. sen üreyi sıçarken mi atıyorsun birader demek lazım bok nitrat yapar diyene. ayrıca; aşırı yemleme yapmıyorsak, yani dipte saatlerce yenmemiş yemler kalmıyorsa ve sistemimiz kumlu ise, dip çekimi yapmazsak sistemimiz çok daha sağlıklı çalışır. bunun sebebi dışkının ve bitki çürüklerinin nitrifikasyon bakterileri için mükemmel bir organik gıda olması, ayrıca yüzey alanları itibariyle ev olmasıdır. nitrat mitrat yapan dip kirliliği aşırı yemleme sonucu uzun süre dipte kalıp çürüyen yemlerdir. ayrıca balıklara da haddinden fazla yem verirseniz o da nitratı artırır sindirim sonucu solungaçtan atılan amonyak ile. son not da şu olsun; kalitesiz yemdeki, balıklara uygun olmayan aminoasitler de protein sentezinde tam randımanlı işe yaramayarak daha fazla amonyak halinde atılır. yani yemlemeyi düzgün yaparsanız (yapmıyorsanız da akvaryum ile işiniz ne lan) dip çekimi değil, üstten gereğince su değişimi esastır.

    - kum yerine çakıl kullanalım daha güzel görüküyor, hem de şu renkli boyalı çakıllar nefis olüyuor.
    cevab; taban malzemesinde ne kadar ince materyal kullanırsanız o kadar iyi. tabi bunun da bir sınırı var. pudra şekeri kıvamındaki toz gibi kum bitki köklerinin su ile alışverişini engeller, bitkileri boğar. bitki olmayan tanganika falan gibi sert su balıklarının akvaryumunda aşırı ince kum kullanılabilir tabi, hatta daha iyi olur bu kum kazıcı balıklar için. bitkili, standart bir akvaryumda 0,5 mm silis kumu mükemmel sonuç verecektir hem nitrifikasyon bakterilerine, hem denitrifikasyon bakterilerine hem de bitkilere. oksijensiz ortam oluşması sonucu anaerob bakteriler de nitrifikasyon sonucu oluşan nitratı sentezleyecek, azot gazı halinde sistemden atacaktır. buradaki kritik nokta, dipte oksijensiz ortam oluştuğunda hidrojen sülfür gibi zehirli bileşikler de çıkabilecektir (balık için zehirli, sizin için değil), bunu engellemenin iki yöntemi var, birisi kumu mümkün olduğunca karıştırmamak, kurcalayıp oksijensiz yerlerin oksijen almasına sebep olmamak (özellikle bol bol yeni bitki dikerken yavaş hareket etmek, bitki sökerken aşırı köklenmişse, bitkiyi hafifçe vida gibi oynatarak kaldırmak ve tüm kökleri çıkartmadan, bitkinin kıçında 2 cm kök kalacak şekilde makasla kesip kökleri dipte bırakmak önemlidir). ikincisi ise kendi kendiliğine gelişen bir süreç; minare salyangozları bir şekilde akvaryumunuzda üreyecektir, bunlar dipteki yem artıklarını da yerler sistem bakterilerini şoklamayacak kadar yavaş olarak oksijensiz bölgelerde sirkülasyon sağlarlar ve zehirli atıkların oluşmasını engellerler. aşırı yemleme yapmadığınız sürece de kolay kolay aşırı üremezler.

    - yavru discus kumlu-bitkili akvaryumda yanık kalır, hastalanıp ölür. kumlu akvaryumda gereğince su değişimi yapılamaz (discusçular günde %50 civarı su değiştirirler), nitrat patlar balık hastalanır, yanık kalır, büyümez, şekli bozulur vs.
    cevab; discusun doğası asidik su, ince kum, bol organik tortu, çok hafif akıntı ve loş ağaç kökleri içerir. eğer sisteminizi sıkça yapılan yanlışlar ve ezberlenmiş yanlış genel kanılar ile kurarsanız, bu önyargılara bir taş da siz eklemiş olursunuz. nispeten ince kum kullanmış, takribi 3-5 ay başka balıklarla çalışarak bakteri kolonisi güçlenmiş(discuslar eklenmeden 3-5 gün önce diğer balıkları çıkartmak akıllıca olacaktır hastalıklar açısından, ama bu süreyi abartmayın, atık bulamayan bakterileriniz de azalabilir, sıkıntı olabilir, uzun süre bekleyecek ise akvaryum, her gün çok çok az yem atın balık varmış gibi, idare eder), dipte organik atık tortuları oluşmuş sağlıklı yürüyen bir akvaryuma haddini aşmayacak şekilde discus koyarsanız (burada sayı vermek zor, her sistem kendi sınırını yaratır, iyi gözlemlenmeli), dana yüreği gibi ticari kaygılarla keşfedilmiş, ortalama ömrü 15 sene olan discusunuzu 3-4 senede onlarca kere yumurtlayıp sonra karaciğer yağlanmasından ölecek obez 20 cm lik şişkolar haline getirecek yemleri kullanmazsanız, börtü böcek, meyve falan ile desteklenmiş bir new life spectrum diyeti (artemia yemeyi bıraktıktan sonra nls grow formula ilk 4 ay, sonra nls thera +a 6 ay, sonra nls discus formula ile. başka yeme para harcamamanızı öneririm. piyasadaki en muhteşem yem firmasıdır nls) ile tosuncuklarınızı uzun yıllar besleyebilirsiniz. yeter ki ezber akvaryumcu ve üretici bilgilerine aldanmayıp bol araştırın, gözlemleyin, doğayı kavramaya çalışın. su değişimleri de discuslarınız yavru iken sisteminizi çökertmeyecek, sistem bakterilerini ve balıklarınızı ph şokuna sokmayacak en yüksek oranda yapıp(çok kabaca atıyorum, 3 günde bir %25) 1. yaşlarından sonra da kafanıza göre yapabilirsiniz (nitrat durumunu öngörerek, zaten öğrenmiş olursunuz bir şekilde, test kiti falan filan). kısaca; olmaz dememek lazım, balıkları almadan önce işin özünü kavramak lazım.

    - balıkları sevemeyiz.
    cevab; kim demiş!
    http://a1107.hizliresim.com/11/7/22/3532.jpg
    http://b1107.hizliresim.com/11/7/22/3563.jpg

    son olarak en büyük akvaryumumun dandik telefonla çekilmiş son halinin resimleri ve diğer bir resmi paylaşmak istiyorum; balıklar şu an 15 aylık, 2 aylıkken yerli üreticiden alınıp, yukarıda bahsettiğim dinamiklerle bu hale geldiler. beni de hiç yormadılar. 3 aydır su değiştirmiyorum, takır tukur yumurtluyorlar, üretmeye üşendiğim için de yumurtaları çıkarttırmıyorum :) ne değiştirecem lan her gün 200 litre su. hem böyle bitkili kumlu daha güzel, hem onlar mutlu hem ben. utanmasam koynuma alıp sevicem ama dışarıda ölüyorlar :/

    3 ay önceki hali, çiftim yumurtaların başında;
    http://a1107.hizliresim.com/11/7/22/3623.jpg

    demin çektim;
    http://a1107.hizliresim.com/11/7/22/3603.jpg
    http://b1107.hizliresim.com/11/7/22/3608.jpg

    yanlış ezbere hayır ve sağlıklı balıklar...

    not: resimler ilk tıklanınca bende internal server error veriyor. yenileyince çıkıyor.

  • tehlikenin boyutunu anlamak adına önemli bir tweet'dir.
    kaynak

    twitter'dan ulaşamayanlar için görsel

    --- spoiler ---

    istanbul esenyurt fi tower sitesi 1755 dairenin bulunduğu bir site. sitede türkler azınlığa düşmüşler. araplar site yönetimini sahte veya şüpheli vekaletnameler kullanarak ele geçirmişler. arapların çoğunluğu ele geçirdiği sitede harcamalar artmış. 2022’de 17 milyon, 2023’de 23 milyon ek bütçe çıkarmışlar. bu büyük rakamlara karşı çıkan türk ev sahiplerine “fakir. türk istemiyoruz” diyorlarmış. azınlıkta kalan türkler büyükçekmece cumhuriyet başsavcılığına şikayette bulunmuş büyükçekmece 1. sulh hukuk mahkemesine dava açmış yaklaşık 1 yıldır hukuk mücadelesi veriyorlar. aşağıdaki görüntülerde site bahçesinde kalınan bayram namazından. türk imamın arkasında namaz kılmamak için bahçede kılıyorlar. bu sitede yaşananlar türkiye’nin geleceğini anlatıyor.
    --- spoiler ---