hesabın var mı? giriş yap

  • 23 yaş henüz hayatın başıdır. 40 sene boyunca istenmeyen bir işi yapmaktansa, 36 sene istediğin bir işi yapmak çok daha mantıklıdır. maddi ve manevi engel yok ise hiç düşünmeden yapılması gerekendir.

  • belki biraz acımasız olacak ama iyilik bile abartmaya gelmez, değil depremzede nükleer saldırı bile olsa tanımadığım kimseye evimi açmam, geçmiş olsun umarım yargı görevini yapar.

    edit: yazar arkadaşlar uyardılar, başlık başımıza kalmış. olay şu; kadının biri sevgilisinin ailesini depremzede oldukları için evinde ağırlıyor aylardır, sonra kavga ediyorlar, sevgilisi kadına şiddet uyguluyor, falan filan.

  • bana da damak tadı olarak karadeniz mutfağı hep yakın gelmiştir (anne baba ege tarafından). bilen bilir ege mutfağında topraktan çıkan her şey yenilir, et türkiye'nin diğer bölgeleri kadar çok tüketilmez.

    ben bir adanalı gibi günde 5 vakit et yiyemiyorum. bana ağır geliyor. şimdi adana mutfağı kötü mü? tam tersine çok güzeldir ama benim damak tadıma uygun değildir. adana'da, antep'te çok güzel vakit geçirdim, yemekleri çok şahaneydi ama hayatının geri kalanında böyle yiyeceksin deseler kabul etmem.

    ama karadeniz'de gittiğim her şehirde kendime göre bir yemek bulabildim. balık zaten hemen denizden hem mis gibi akarsularından çıkıyor. balığı çok güzel gömdüm her gün. bir sürü etli-etsiz sebze yemekleri var, sabah akşam yedim. ağır bir şeyler yemek istediğim zaman pideleriyle, köfteleriyle, yöresel kebapları ile kendimden geçtim. mis gibi laz böreği ve sütlaç ile grand finale gerçekleştirdim.

    ülkemin her yerinde güzel güzel yemekler var, keşfedilmemiş sırlar var. şunları alıp dünyaya pazarlayıp, ülkenin reklamını yapacağımıza bölgesel olarak birbirimizin ağzına sıçmakla meşgulüz.

    yabancıya sorsan türkiye'ye ait hangi yemek biliyorsun diye, anca rakı-çöp şiş-kebab. çok eminim ki bir kuymak, akçaabat köftesi, samsun pidesi ile yabancı birisinin aklını alırım.

  • kiracılara hayırlı olsun. vergiyi de öderler artık.

    edit: hakikatten çok mal var piyasada. “taban'a yayılacak” dendiğinde kastedilen taban sizsiniz çocuğum, ev sahipleri değil. bu kadar da salak olamazsınız ya.

  • çin’in danxia bölgesinde bulunan rengarenk dağlardır. görüldüğü zaman fırça ile boyanmış olduğu hissi verse de tamamen doğal olarak oluşmuştur.

    yerbilimciler milyonlarca yıl önce günümüzde çin sınırlarında kalan bölgede okyanus tabanında birikmiş kireçli kumtaşı ve silttaşı katmanlarının kıta çarpışmaları sonucu katlanıp gökkuşağı dağları’nı oluşturduğunu düşünüyor. fiziksel, kimyasal ve biyolojik aşınma süreçleri farklı minerallerden oluşan kumtaşı katmanlarının açığa çıkmasına yol açtı.

    kayaçları oluşturan minerallerin yapısındaki demir gökkuşağı dağları’nın farklı renklerde görünmesine neden olan en önemli etmenlerden biri. demirin oksijenle tepkimeye girmesi sonucu oluşan hematit minerali kayaçlara kırmızı ve kırmızımsı kahverengi, limonit minerali koyu kahverengiden açık sarıya renkler verir. demirin kükürt ile tepkimeye girmesi sonucu oluşan pirit minerali metalik sarı renktedir.

    demirin silikat iyonu (bir silisyum atomunun dört oksijen atomuna bağlanması sonucu oluşan bir iyon) ile tepkimeye girmesi sonucu oluşan klorit ve olivin mineralleri bulunan kayaçlar ise yeşil tonlardadır.

    dağların bulunduğu danxia bölgesi 2009 yılında unesco dünya mirası listesi’ne alınmıştır. dünyamızda görmeye değer çok çok fazla muhteşem yerler var gerçekten.

    kaynak
    kaynak

  • olmayan parasını harcamayan bir bireydir.

    vurmaya başlamadan önce düşünün; krediyi neden çektiniz? çok mu ihtiyacınız vardı? ölecek miydiniz çekmeseniz? kesinlikle o okulu okuyamayacak mıydınız? peki okudunuz da ne oldu, hayatınız kurtuldu mu?

    şimdi düşünme işini biraz daha derinleştirelim, aklıma gelen en zaruri kredi olarak öğrenim kredisi geliyor. şu üniversiteye her başlayan bireyin mal bulmuş gibi atladığı ama anlatırken de "o kredi ile makarna aldım yedim ben, kitap aldım, o olmadan okuyamazdım" diye anlattığı kredi var ya, işte o.

    sıfır lirası olan bir birey olarak, ailesinden sıfır lira destek alarak bir üniversiteyi kazandın varsayıyorum, bu durumda durumun kötü ise o kadar çok yerden burs alabiliyorsun ki aklın şaşar. haa burs alamıyorsan ya durumun kötü değil ya da okuman gerekli değil. okusan da bir şey olamayacaksın demektir bu.

    sonra, yok ben ille de okumak istiyorum, bir şey olamayacaksam da kendim görmek istiyorum, yaşayıp öğrenmek istiyorum dedin; yazıldın o kazandığın üniversiteye. e bir tek sen mi varsın hem okuyup hep çalışan? okurken akşamları garsonluk yapamadın mı? üniversitelerin içinde bile öğrenci çalışma programları var ve o programlardan alınan para kredi ile alınan para ile aşağı yukarı aynı. ha ama yok çalışmadan para istiyorsun değil mi?

    çevremde borçsuz adam çok az var benim, olmayan parasıyla araba almış, olmayan parasıyla telefon almış ve hatta çok daha ilginci olmayan parasıyla tatile giden, arabasına ses sistemi yaptıran, sevgilisine mücevher alan bir sürü salak adam var çevremde.

    bakın şunları okuyun ve unutmayın; kredi sadece ama sadece yatırım amaçlı kullanılınca mantıklı olan bir şeydir. kredi çekerek bir yatırım yapıyor ve yatırımın o krediyi ödüyorsa doğrudur, veya öderken zorlanmadığın kredi ile yaptığın yatırımın değeri artıyorsa doğrudur. onun dışında çekilen bilumum kredi yazıktır ziyandır, salaklıktır.
    kredi çekerek tatile giden adam net gerizekalıdır.
    kredi çekerek düğün yapan adam net gerizekalıdır. (2000 liraya salon kiralayandan bahsetmiyorum, çeşitli organizasyonlarla 10-15 bin lira harcayan ve bunu krediyle yapandan bahsediyorum)
    kredi çekerek cep telefonu alan net aptaldır. (paran varsa alırsın, yoksa almamalısın)