hesabın var mı? giriş yap

  • klasik dovus sanatlarindan cok daha farkli bir sistemdir. hersyeden once "teknik ogretmeye" dayali degildir. yumruklar aparkat, direkt, krose gibi onceden belirlenmis eksenlerden gelmez mesela. akicilik ve rastgelelik onemlidir. eger sizi engelleyen bir sakatliginiz falan soz konusuysa (gecici veya kalici), bu gecene kadar degil, buna ragmen calismaniz konusunda cesaretlendirilirsiniz. cunku sokakta size rastgele bir saldiri geldigi an "aman dur, sag tarafim sakat, bugun dovusmeyelim" ya da "soldan vursan ya bana" falan demeniz mumkun olmayacaktir.

    eger o gun yerde mucadele (submission, lock, choke gibi) uzerine calisilmiyorsa antrenmanin isinmadan sonraki bolumu fiziksel olarak cok talepkar degildir. fakat bu sizi yaniltmasin, sonucta bir takim seyleri kullanabilmek icin fizik gucune ihtiyac duydugunuz gun gibi ortadadir ve egitmenler bunu saglamak icin isinma kismini bir nevi boot camp tadinda yaptirirlar. zaten askeri kokenli bir disiplin oldugundan kelli dogasinda da bu vardir.

    evet, cok bilen cok yanilir misali systema (ya da baska bir dovus sanati/sistemi/teknigi) biliyorum diye herkese dalmaniz onerilmez. ama zaten herhangi bir dovusle bir sekilde ugrasan bir kisi kavgada kendini gosterme ihtiyaci cok daha az duyuyor, sinirlarini diger insanlardan daha iyi biliyor ve elin elden her zaman ustun olabileceginin farkinda oluyor. (en azindan ben ve cevremde bu islerle ugrasanlar icin soyleyebilirlm bunu). ha su da var, bunlardan birini bilen haliniz, bilmeyen halinize gore her zaman daha avantajli olacaktir. evet, bir tinerciye kafa tutmaktansa yuruyup gitmek yegdir. fakat yuruyup gidemeyeceginiz durumlar da olabilir. hatta benim hocam boyle durumlar icin "sevdiklerinizin hayati tehlikede iken" ifadesiyle giris yapiyor, bu biraz daha can alici bir bakis acisi.

    ne demistik, "teknik ogretmeye" dayali degildir. bunu acalim. bruce lee, wing chun'un kendini kisitladigini, yeteneklerini ve fizigini tam olarak degerlendirmesine izin vermedigini dusunerek jeet kune do'yu gelistirmistir. fakat ayni hatayi yapmis ve her insana gore degil kendi fiziksel kapasitesine gore bir dovus stili ortaya cikarmistir. systema'da, iste bu sekilde onceden belirlenmis teknikler yoktur. herkes kendisine gore tailor made bir seklide tarzini gelistirir. bunu su sekilde anlamamak lazim "karate ogreniyorum ama benim tekmelerim cok iyi, onlari kullanayim, rakibimi alasagi ederim". burada yapilan sey daha iyi oldugunuz teknikleri kullanmak degil. tamamen kendinize gore bir sistem gelistirmeniz asil olan.

    nefes, systema'nin kilit noktalarindan biridir. bunun cok uzerinde durulur. icabinda zor yoldan ogrenmeniz saglanir. bununla birlikte herhangi bir hareketi yaparken (sinav cekmek, yumruk atmak, yuvarlanmak, vs.) kullanacaginiz kas gruplari konusunda degil ekonomik, cimri olmaniz ogretilir. ihtiyaciniz olmayan butun kaslarinizin son derece rahat olmasi gerekir ki bu cok zor birseydir. sinav ya da mekik cekerken boynunuzu sikmamaya alismak gibi cok basit seylere belki biraz daha kolay alisilir. ama midenize yumruk atilirken (ki systema yumrugu bildiginiz konvansiyonel yumruklardan cok farklidir, icinizde "wind" eder, vucudunuzun icinde dolastigini hissedersiniz ve bazen etkileri sizi bir gun boyunca rahat birakmaz) karin kaslarini kasmamayi ve sadece nefes vererek darbeyi kucaklamayi ogrenmek daha zordur. (gerci ben buna daha cabuk alistim, paragrafin basinda bahsettigim zor yoldan. hoca bakti her yumrukta karnimi kasiyorum, geldi ve bana kasmami soyledi darbesi inerken. ben de o gunden beri bu konuda cok daha iyiyim).

    gereksiz kas gruplariyla ilgili bir diger ornek de isinma asamasindaki kosu. sadece bacaklariniz calisir, sadece onlar kosar. kollariniz yaninizda 90 derece aciyla durmaz, biri ileri giderken digeri geri gelmez, sadece ve sadece embesilce yere dogru sarkar. sonucta kosmak icin kollariniza ihtiyac yoktur. ama kolay sanmayin, o kollar sarkarken de insan gereksiz yere boynunu, omuzlarini kasiveriyor. o boyun kasi nasil bir kas ise, her hareketin icine kendisini sokusturuveriyor (ozellikle dovusurken. systema'da boks, kick box gibi bir gard pozisyonu yoktur, dovusurken dik durulur, ama yillarin aliskanliklari ve korunma ic gudusu insanin one dogru egilmesine, kafayi boyna dogru bastirmaya (bkz: balrog) sebep olur. bundan kurtulmak icin ilk baslarda surekli kafanizi calistirmaniz, her hareketi yaparken dusunmeniz gerekir. reflekse donusmesi, dogal olarak kendiliginden gelmesi vakit alir).

    bu cimriligin cikis noktasi bazen gunler surecek operasyonlara giden spetsnaz'larin enerjilerini idareli kullanmasindan kaynaklaniyor. ama modern systema'da da yeri var cunku, ozellikle birden fazla saldirganla dovusmeniz durumunda o kalorilerin her bir birimine ihtiyaciniz olacaktir emin olun.

    systema'da size gelen bir darbeye karsi blok almaniz degil, o darbeye vucudunuzla birlikte uyum saglayip, yumruga ya da kullanilan silaha gore pozisyonunuzu degistirip atlatmaniz, atlatamiyorsaniz acinizi degistirip uzerinizden kaymasini saglamaniz ve de sabirli olup rakibinizin acigini yakalamaniz ogretilir. sonucta "the attacker brings you the solution".

    konvansiyonel dovus sanatlarindan bir diger fark da kesikli hareketlerin olmamasidir. gerci ileri seviyelerde onlarda da soz konusu olabilecek bir takim seyler bulunabilir (karate'deki de ai ataklar gibi). hareketlerin akiciligi onemlidir. antrenmanlarda yumruklar calisilirken fiziksel kontak son safhadadir ama onun disinda yavas bir sekilde calisilir ve ritm iki taraf da kendini rahat hissettikce yukseltilir. sonucta hizli olmaktansa akici, "smooth" olmak ogretilir. hocamin sik danistigi bir askeri terim (sniper jargonundan geliyor) smooth is fast.

    systema yumrugu farklidir demistik. nedir farki? her harekette oldugu gibi minimum kas kullanmaya calisirsiniz ve darbe esnasinda kolunuzu kasmazsiniz. kolu kasmak, etki-tepki'den dolayi vurdugunuz darbenin gucunun omuzdan size geri donmesine sebep olur. hatta ben en iyi attigim yumruklarda (cok dogru birsey olmamakla birlikte) yumruklarimi bile kapatmiyorum, elim acik bir sekilde parmaklarimla vuruyorum ve arkadasin icinde guzel seyler donuyor (icimde cevir).

    hic bir zaman karsinizdaki tek kisiye ya da onun elindeki tek bir bicaga/sopaya/vs. odaklanmamaniz surekli hatirlatilir. sonucta sokakta adil dovus diye birsey yok, bu sebeple birden fazla saldirgana veya saldirganin ikinci eline karsi hazirlikli olmak acisindan cevrenizin ve durumun farkinda olmak uzere egitilirsiniz.

    tekmeler ise bel seviyesini pek gecmeyecek sekilde ogretilir cunku yuksek tekmelerde hem kiymetli zamaninizi kaybediyorsunuz (gerek atagin kendisi, gerekse ardindan tekrar pozisyon almaniz dusunuldugunde) hem de platformunuzu tehlikeye sokuyorsunuz ve haliyle tehlikeli bir sekilde yere indirilme olasiliginiz cok artiyor.

    sistemin onde gelenleri modern systema'nin kurucusu mikhail ryabko ve onun en kidemli ogrencisi vladimir vasiliev'dir. kevin secours ve martin wheeler da onemli isimler arasinda sayilabilir.

    neyse, cok uzun oldu. martin wheeler'dan guzel derlenmis bir video klip'le yazima son verirken, sabriniz icin tesekkur ediyorum.

    esen kalin,

    whoami

    http://www.youtube.com/watch?v=luwuiwysngs

  • yalandır.

    28 yaşında olmama rağmen kadın tripleri yüzünden kendimi dostoyevski gibi hissediyorum.

    bulgur yerine prinç* aldım diye küsülür mü lan ??? kimmiş çocuk olan. erkekler çocukmuş hadi ordan!!

    edit: *bildiğimiz pirinç

  • bornova küçükpark'ı mesken tutmuş, doğulu, boyacı çocuklardan biriyle girilen diyalogdan alıntıdır:

    ...
    m.o.k: sesin güzel mi senin, bi şarkı söyle bakayım bize
    boyacı: söliyim abi, sorı sorı'yı** sölliyim mi abi?
    m.o.k: söyle bakiyim
    boyacı: sorrı sorrı, kimin yoorı, en güzeali, beanim sorıı. nasıl abi?
    m.o.k: ehehe, aferim. bi de mavi mavi'yi söyle bakalım
    boyacı: *biraz düşünür* moovi moovi, kimin yoorı, en güzealii, beanim sorıı, yok moovi..
    m.o.k: puhaha, lan ibrahim tatlıses'in mavi mavi'sini bilmiyo musun sen
    boyacı: *kendinden emin bir şekilde* abi o moavi moavi diilki mosmavi..

  • kendisi istanbul içerisinde mecidiyeköy'den ümraniye'ye 2 saatte giderse şükreden bir yazar tarafından küçümsenen teknoloji.

    lan trafiği var, regülasyonu var da var bu işin. uzaylıya haraç yedirmeden olmuyor işler öyle kolay.

  • neredeyse 1999 yılından beri konuşulagelen "başlık engelleme" fasilitesi nihayet hayata geçirildi. mr. kanzuk daha iki gün öncesi talimat verdi coderlara, şak diye yaptı adamlar. ufacık bi buton için bunca yıl yalvartmanın alemi var mı ya? sanki her şeyi sil baştan kodlayacaklarmış gibi...

    yazarın yanı sıra, açtığı tüm başlıkları da engellemiş oluyorsunuz böylelikle. sanki moderatörsünüz de herifi sözlükten uçurmuşsunuz gibi.

    şimdi lord eddard stark düşünsün.

  • solcu demirspor'un ülkücü teknik direktörüyle ak partili osmanlıspor'la oynayacağı tam türkiye gibi maç.

  • zaman oyle bir zaman ki yolda birisi sana sovse durduk yere duymayip yola devam etmek gerekiyor.

    hic ugruna yasamini yitirmis.