hesabın var mı? giriş yap

  • beceriksiz siyasilerin, ekonomiden anlamadan ülke yönetmeleri sonucu "sıcak para nerden buluruz amk" sorusuna buldukları yanıt...

    kıdem tazminatının tüm kontrolü devlete geçecek ve dolayısı ile çalışanlar kıdem tazminatlarını taaa emekli olduklarında anca alabilecekler. yani işveren işçiyi çıkarsa dahi kıdem tazminatını ödemeyecek işçiye, o hakkın bizde saklı merak etme diyecek devlet ve o parayı işverende değil kendinde biriktirecek.
    yasanın çıkmasıyla beraber tüm kıdem tazminatlarının tamamı ya da kısım kısım bir şekilde kendine ödenmesini sağlayacak.
    böylece sıcak para gelecek ki krizi öteleyebilsinler.

    kriz kapıda değil artık, kriz başladı ve krizin deliği büyümesin diye önlem almaya çalışıyorlar.
    iç güvenlik paketi olsun kıdem tazminatı kaldırılması olsun.
    hep bunlar kritik planlar.
    hele olur da kriz çıkarsa diye suçlanacak adam da hazır. faizi düşürmeyen erdem başçı.

    ülkeyi belediye başkanı yönetirse daha çok şeyler göreceğiz.
    dini inanışlarının kurbanı olan türk halkı bazı şeylerin farkına varır mı merak ediyorum ama gün geçtikçe şemsiye daha derinlere doğru ileriyor ve korkuyorum ki mutlaka açılacak...

  • bu gece 6. kez aldığı ballon d'or ödülünden sonra yaptığı balkon konuşması ve türkçe tercemesi aşağıdaki gibidir:

    'me acuerdo que para mi primer balón de oro vine a parís con 22 años, con mis tres hermanos, era algo increíble, ahora 10 años después estoy en un momento diferente, muy especial en mi vida personal con mi mujer y mis tres hijos, que me acompañan junto con mi hermano y un sobrino. como decía mi mujer en el mensaje, en todo este tiempo nunca dejé de soñar, de seguir queriendo crecer, de seguir mejorando día a día y sobre todo disfrutando del fútbol. gracias a dios puedo hacer lo que amo desde que tenía uno o dos años y dios quiera que me queden varios años más para seguir disfrutando. soy consciente de la edad que tengo y estos momentos se disfrutan muchísimo más porque se va acercando el momento de la retirada y es difícil. repito, si bien me quedan varios años más, en estos momentos parece que el tiempo vuela y que pasa todo muy rápido. espero seguir disfrutando del fútbol, de mi familia, de los rivales y de esta vida que tengo. muchisimas gracias y buenas noches.'

    '22 yaşımdayken, üç biraderimle paris'e ilk altın top ödülümü almaya geldiğimi hatırlıyorum - inanılmazdı. şimdi 10 yıl aradan sonra farklı bir anın içerisindeyim, özel hayatımda çok anlamlı - karım ve üç çocuğum abim ve yeğenimle birlikte bana eşlik ediyorlar. mesajında [oyuncular için hazırlanan kısa videolara atıfta bulunuyor] karımın da dediği gibi, tüm bu zaman zarfında hiç hayal etmekten vazgeçmedim, inanmayı bırakmadım, gün be gün daha da iyi olmaya çalıştım ve her şeyin ötesinde futboldan keyif aldım. allah'a çok şükür bir ya da iki yaşımdan beridir sevdiğim şeyi yapabiliyorum ve inşallah keyif almaya devam edeceğim birkaç yılım daha kaldı. yaşımın farkındayım ve bu anların tadını daha da bir çıkarıyorum çünkü emeklilik vakti yaklaşıyor ve [kabullenmek] çok güç. tekrar ediyorum, işler yolunda giderse birkaç yılım daha kaldı. bu anlarda öyle görünüyor ki zaman uçup gidiyor ve her şey çok hızlı geçiyor. futboldan, ailemden, rakiplerimden ve sahip olduğum hayattan keyif almaya devam etmeyi umuyorum. çok teşekkür ederim ve iyi geceler'.

    bu konuşmanın hüzünlü ve buruk tonundan işkillenen gazeteciler törenden sonra 'emeklilik' meselesini ve barcelona'daki geleceğini sordular. bu soru üzerine lionel messi:

    "la gente del barça me conoce y sabe que no hay problema con esos temas, más allá de lo que diga un contrato. lo que siento por este club va mas allá de cualquier papel y firma. repito, es simplemente porque quiero estar bien mientras esté en el barça y pasa por ahí, no por otra cosa".

    dedi. yani türkçe mealen:

    'barça'dakiler beni tanırlar ve bilirler ki bu konularda, kontratın söylediğinden öte, herhangi bir problem yok ortada. benim bu klüp için hissiyatım herhangi bir sözleşme ve imzanın ötesindedir. tekrar ediyorum, basitçe barça'dayken iyi olmak istediğim için [öyle dedim], başka bir şey değil'.

    tekrar hayırlı olsun.

  • eskisehir 1991, aylardan kis aylarindan biri olsa gerek zira inanilmaz soguk [sanirim o sene eskisehir'in en sert kislarindan biriydi, rekor muydu neydi oyle birsey] .

    bir kac gundur yagan kar sona ermis, yerler buz. odunpazari'nda oturuyoruz o donem cumbur ve cemaat halinde. bir yerden eve yuruyerek gidiyoruz, hamamyolu'ndan gececegiz. kalabalik bir grubuz $amata, girgir yuruyoruz. birden, murat benim kulagima egilerek "bak simdi tugrul*'u iticem kayacak" dedi fakat tugrul bunu duydu ve kacmaya calisirken tamamen kendi cabalari ile kaydi ve iki ayagi birden yerden kesilerek inanilmaz estetik bir sekilde kic ustu dustu. biz gulmekten yarilmisken birden boyle hizli hizli yuruyen, elinde james bond canta, borsaci kilikli takim elbiseli [aynen depeyi gibi, evet] bir adam geldi, tugrul'a egilerek "birader, nefis dustun.. artistik puanlar 9.5 9.6 9.6" seklinde dalga gecti ve gitti ama boyle uc saniye icinde, cok hizli bi sekilde. biz daha da yarildik haliyle...

    neyse..

    ayni gunun aksami, tugrul ve ben arkadian'a gittik, bir ara aciktigimiz icin disari ciktik, bufelerden sandvic almaya. yanimizda ziya nam-i diger lopez var [o donem eskisehir'de ogrenci olup da lopez'i tanimayan cok azdir] bu ikisi dusmeyelim diye kolkola girdiler [yerler hala buz] ben de bunlar kesin dusecekler diye tahmin ettigim icin yanlarina yaklasmiyorum. az sonra, tahmin ettigim uzere ikisi birden yine iki ayak yerden kesilecek sekilde [totalde dort ayak] dustuler, ben bir daha gulme komasina girmiske,n sabahki adam yine ayni sekilde sanki bir yerlerde saklaniyormus gibi cikageldi ve tugrul'a egilip "birader zincir tak zincir" dedi ve yine saniyesinde kayboldu.

    bakakaldik ardindan.

  • seçim sandığını sevgiliye olan kavuşma özlemi gibi bekliyoruz ve o gün geldiğinde gavura vurur gibi vuracağız mührü.

  • kaybettim diye dusunmeyin.. bence kazanmışsınız. 215 bin tl 4 yıllık özel üniversite parası bile değil. bir eğitime gittiğinizi düşünün, öyle birşey öğrenmişsiniz ki bu öğrendiğinizi uygularsanız hayatınızın geri kalanını kurtaracak altın değerinde bir kural. ha diyebilirsiniz ki bu bilgiyi bu kadar para kaybetmeden de kazanabilirdim. hayır oyle değil. hayat, herkese en bilmediği en zayıf olduğu yerden soru sorar. siz en zayıf noktanızı 215 bin ile kapatabilirseniz büyük şans. birçok insan en zayıf noktaları ile ilgili çok daha büyük bedeller ödüyor. gelecekte asla bu 215 bin tlyi geri yerine koymak icin ugrasmayın. üniversitenin parasıydı öğreneceğinizi öğrendiniz bitti. parayı üniversiteden almaya calisirsaniz diplomanızı iptal ederler.

  • o değil de, bu underground rap'teki "mücadeleye devam" kafasındaki mücadele nedir? mesela killa hakan ne için mücadele vermektedir? çeşitli hakların kazanılması mı? daha iyi yaşam koşulları mı? birileri bunu ezmek istiyor da o mu izin vermiyor? asgari ücretle yaşam mücadelesini mi kastediyor? o da anlaşılmıyor. neyin mücadelesini verdikleri, neye sinirli oldukları anlaşılmayan bir underground çöpü daha. neye delirdiniz belli değil. demet akalın daha anlaşılır. en azından ibrahim kutluay mevzusuna çok bozulmuştu, belliydi kime laf soktuğu. bunların neyi patiledikleri de anlaşılmıyor.

  • harry potter'ın vaftiz babası, bu dünyada en sevdiğim ve ölümüne en çok üzüldüğüm ikinci karakter.

    gerçekten çok severim bu karakteri, filmleri ne zaman tekrar izlesem kendisini gördükçe gözlerim dolar. nedeni kitapları okumayanlar tarafından maalesef çok da anlaşılamaz, çünkü çok da üstüne düşülmez filmlerde sirius'un. kitapları okumayanlar için sirius hakkında bilmedikleri, kitapları okumadan da bilemeyecekleri birkaç şeyden bahsetmek istiyorum o yüzden. aralara birkaç görsel eklemeye çalıştım, genelde filmlerde olmayan sahnelerden. görsellerin hepsi pottermore'dan.

    *tırnak içinde olan kısımlar direkt kitaptan aldım. kitapların ingilizceleri kolayımda olduğu için kendim çevirdim.
    **bozuk link vs. olursa lütfen söyleyin. görseller çok güzel, merak eden herkes görsün isterim.

    - harry'nin ilk süpürgesini ona sirius aldı. hayır, firebolt değil. daha ilk doğum gününde sirius ona bir süpürge aldı. oyuncak süpürge tabii. bunu da lily'nin sirius'a mektubundan biliyoruz. mektup aşağıda;

    "sevgili patiayak,

    harry'nin doğum günü hediyesi için çok teşekkürler. açık ara en sevdiği hediyesi oldu. daha sadece bir yaşında ama evde dört dönüyor. o kadar mutluydu ki hemen bir fotoğrafını çekip sana da gönderdim. sadece 60 cm yükseliyor yerden ama neredeyse kediyi öldürüyordu. petunia'nın gönderdiği o korkunç vazoyu da devirdi (hiç şikayetim yok). james de çok eğleniyor tabii, harika bir quidditch oyuncusu olacağını söylüyor. her şeyi ortadan kaldırdık tabii, süpürgeye bindiğinde gözümüzü de ondan ayırmamaya çalışıyoruz..."

    mektup aslında biraz daha uzun, ama konuyla ilgisi bu kadar. düşünür müsünüz? sirius, harry'nin küçüklüğünü doğru düzgün göremedi bile. quidditch maçlarını da köpeğe dönüşüp izlemek zorunda kaldı. hiç kendisi olarak gidemedi...

    https://ibb.co/wkrnhnb

    - crookshanks'le çok iyi arkadaşlardı. crookshanks kimdi? hermione'nin kedisiydi. filmlerde birkaç yerde görünüyor üçüncü film dışında, dikkatten kaçması çok doğal. fakat 3. kitapta büyük rol oynuyordu.

    crookshanks yarı kneazle'dır (kediye benzeyen sihirli bir yaratık). kneazle'ların en önemli özelliklerinden biri de güvenilmez canlıları diğerlerinden çok daha iyi ayırt edebilmeleridir. bu yüzden sirius köpeğe dönüştüğünde crookshanks'ten yardım istemiştir peter'ı bulabilmek için. crookshanks'in canına minnet zaten. şamarcı söğüt'ün altındaki geçide, sirius'un dev köpek haliyle girebilmesi de hayli zordu. crookshanks bu konuda da ona yardım ederdi, ağacın altında ağacın sabitlenmesini sağlayan dala ulaşarak.

    aynı zamanda sirius'un gryffindor kulesi'ne girdiğini de hatırlar mıyız? scabbers'ı öldürmek için girmiştir. crookshanks, neville longbottom'ın unutmamak için şifreleri yazdığı kağıdı çalıp sirius'a getirmiştir. ne koca yüreğin varmış.

    - potter'ların sır tutucu olarak peter'ı seçmesi, sirius'un fikriydi. aslında potter'lar sirius'u seçmişlerdi. fakat sirius bunun çok bariz olduğunu, peter'ı seçmelerinin daha akıllıca olacağını, bunu voldemort'un düşünemeyeceğini önermiş, potter'lar da kabul etmişti. bu yapılan büyü de öyle bir büyüydü ki (fidelius charm), saklanmak istenen sır, sır tutucunun ruhuna giriyor ve zorla alınması imkansız hale geliyor. yani kişinin gönüllü olarak bu sırrı vermesi gerekiyor.

    evet sirius, çok akıllıcaymış kankam...

    - scabbers (peter) kaçtıktan sonra ron'un bir evcil hayvanının olmaması sirius'u üzüyor. bu yüzden bizimkiler 3. senenin sonunda trenle eve dönerken sirius'tan bir hediye geliyor ron'a. bir baykuş! adını pigwidgeon (kısaca pig) koyuyor ron. baykuş cüce baykuş (scops owl demiş rowling) olarak bilinen bir tür. kitapta tüylü bir snitch'e benzetiliyor. aşağıdaki görseli ekstra seviyorum, baykuş geldiğinde ron ilk önce crookshanks'e uzatıyor onu, bir bak bakalım baykuş mu cidden diye.

    https://ibb.co/sm390t1

    - sirius'un ölümü avada kedavra'dan olmadı. filmde bariz bir şekilde bellatrix'in bu lanetli sözleri söylediğini duyuyoruz, ardından tülün ardına düşüyor sirius.

    fakat kitapta bellatrix'ten bir büyü geliyor (ne olduğunu kesinlikle bilmiyoruz zira söylenmiyor. öldüren lanet olmadığı kesin ama), büyü sirius'a çarpıp dengesini bozuyor ve kemerin ardına düşüyor. onu öldüren şey bu oluyor.

    https://ibb.co/fggkzdg

    - sirius inanılmaz riskler alıyor 4. ve 5. senede. biz onu 4. filmde yalnızca kısa bir süre şöminede görüyoruz, aslında fazlası da var.

    4. senede hala kaçaktı sirius bildiğiniz üzere. ama köpek olarak 'özgürce' dolaşabiliyordu. sadece harry'i görmek için hogsmeade'e gelmiş ve bir mağarada yaşamıştı bir süre boyunca. hem de buckbeak ile beraber.

    https://ibb.co/vhdhm9t

    - ben bunu öğrendiğimde şok olmuştum. aslında yıllara biraz daha hakim olunca fark ediliyor kolaylıkla fakat ilk birkaç okuyuşta fark edememiştim... sirius, azkaban'a gittiğinde sadece ve sadece 22 yaşındaydı. 22!

    filmi izleyenler azkaban'a nasıl düştüğünü biliyor sirius'un, kısaca geçeceğim ama. peter, potter'lara ihanet ettikten sonra kaçıyor. sirius da peter'ın peşine düşüyor. bir muggle kasabasında yakalıyor onu. sokakta bağrışırlarken peter sokağı havaya uçurup 12 muggle'ın ölümüne sebep oluyor, ardından fareye dönüşüp kanalizasyona kaçıyor. suç da sirius'a kalıyor.

    azkaban'dan nasıl kaçtı peki? sirius'un ağzından kısa bir paragraf:

    "bir gece ruh emiciler yemek getirdiklerinde, köpeğe dönüşüp parmaklıkların arasından geçtim. hayvanların duygularını anlayabilmek onlar için çok daha zor, kafaları karışmıştı o yüzden. parmaklıkların arasından geçebilecek kadar da zayıftım. anakaraya kadar köpek olarak yüzdüm. sonra kuzeye hareket ettim. hogwarts bahçelerine köpek olarak sızdım. o zamandan beri de ormandayım."

    kaçıyor azkaban'dan kaçmasına fakat 34 yaşında, intikam peşine düşüyor. kendini harry'e falan inandırıyor ama dünyaya inandıramıyor. 36 yaşında öldükten sonra temize çıkıyor ismi ancak. arkadaşlarını kaybetmiş, azkaban'a düşmüş ve bütün gençliğini orada geçirmiş bir hayat. okul hayatlarında ne kadar haylaz ve hareketli olduğunu düşününce bütün gençliğinin böyle heba olması insanı ekstra üzüyor. bakınız böyle resmediliyor azkaban'da;

    https://ibb.co/7z7g2d6

    harry için birçok şeyi göze almıştı, daha fazlasını almaya da her zaman hazırdı. keşke harry ile daha fazla zamanı olsaydı ve bu sadece harry'nin ihtiyacı olduğu için, sirius'un da çok fazla ihtiyacı vardı buna. ah ulan ah...