ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
bu ileti kardeşimden geliyor;
"issız adaya düşsem yanıma 3 değil 4 şey alırım. bunlar; hilal cebeci, nihat doğan, doğuş ve erol köse. bu fedakarlığımı da unutmayın"
ayna kırdıktan sonra silahla vurulan motorcu
lihtenştayn
-
batıda isviçre'yle, doğuda ise avusturya'yla komşu, resmi dili almanca olan ülke.
şimdilerde (1920'lerin başından beri) isviçre'yle para ve gümrük birliği vardır, yani iki ülke arasında gümrük yoktur, birine giren bir yabancı diğerine de girmiş/girecekmiş gibi muamele görür (şimdilerde ab ülkeleriyle çevrili isviçre'nin hiç bir sınır kapısında doğru dürüst gümrük yok zaten ama bu bahsettiğim gümrük birliği yıllar yıllar öncesinden beri böyleymiş).
1920'lerden önce de avusturya'yla arasında benzer bir bağ varmış bu ülkenin. tabii avusturya-macaristan imparatorluğu yıkılıp avusturya içeri kapanınca, oncağızım da napsın, isviçre'ye yamanmış.
bülent serttaş'ın klibindeki efkarlı papağan
-
ülkece gerçekliklerle bağımız gittikçe yitiriyoruz, sürreal bir boyut ile aramızdaki sınır günbegün inceliyor.
arabesk klipte oynayıp efkarla kafa sallayan bir papağan görüyorum abi. ve klip tamamen ciddi. ve kimse bunu yadirgamiyor. korkuyorum.
mehmetçiğin gültan kışanak'a verdiği ayar
-
bir takım vatan hainlerinin barış barış diye ötmelerine rağmen "senin devletin" sözüyle aslında ne kafada olduklarını bir kere daha görmemize vesile olmuştur.
(bkz: helal olsun)
volkan konak'ın amerika'ya taşınma kararı alması
-
(bkz: kuzey amerika'nın oğlu)
platoniğin aşırı umut veren sıradan davranışları
-
tam umudu kesmişken mesaj attıktan 9 saat sonra cevap vermesi ve tatlı tatlı neler yaptığımı sorması.
hem umut verip hem vermiyor gibi olması daha da acayip.
mutlu edit; şu an sevgiliyiz hehe
mutsuz edit; 14. günde ayrıldık mnakoyim.
birini tanımanın en iyi yolu
-
topluluk içinde ve bire bir konuşmada hareketlerinin değişimini gözlemlemektir.
bazı insanlar yalnızken çok iyidirler, yargılamazlar, ön yargısız görünürler, anlayışlıdırlar. sonra yanınıza birileri geldiğinde ya da birkaç kişi birlikte bir yere oturup konuştuğunuzda bambaşka biri olurlar. tamamıyla değişirler, size değersiz hissettirirler, kendilerini kanıtlamak için yalnızken yapmadıkları şeyleri yaparlar ve bence bu bir insanın sahip olabileceği en berbat özelliklerden biridir.
kısacası ıssız adada birlikte yıllarca yaşasanız dahi bir insanı tam anlamıyla tanımış olmayabilirsiniz, toplum içindeki hareketler o kadar önemli ki.
azerbaycan'ın 10 kasım gününü zafer bayramı ilanı
-
rusya'nın iki devleti uzlaştırmak için 10 kasım'ı seçmesi, azerbaycan ve türkiye'nin toplumsal belleğinde derin bir uyuşmazlık yaratma planıydı belki de. türkiye'nin en büyük yas gününün, azerbaycan'ın en büyük bayramı olmasını sağladılar. böylece iki toplumun ortak belleğinde bir gedik açtılar.
31 ağustos 2016 efkan ala'nın istifa etmesi
-
iddia doğru ise alman lisesi müdürü düşünülebilir yerine...
soom
-
aşkın, nefessiz kalmış bir aşkın son çırpınışlarını anlatan kim ki duk filmi. sessiz bir aşk bu kadar çığlık çığlığa aktarılabilirdi. baş karakter boynuna üç kez nefesini durdurmak için plastik deliciyi soktuğunda sessiz mahkumun çığlığı bu kadar etkileyici olabilirdi. konuşmayan iki baş karakter *ve tüm o sessizliğe rağmen kendini izletmeyi başarıyor bu film. hele hapishanedeki mahkumların pandomim gösterisi tadındaki sahneleri gerçekten etkileyici.
diğer taraftan nedense banaiklimler'le bağlantı kurma hissi doğurdu bu film. fazla düz bir mantıkla yaklaşmış olabilirim belki ama iklimlerdeki mevsim aşk metaforu bu filmde de kendine yer buluyor. farklı bir şekilde olsa da.
eskisi gibi kaliteli olmayan ürünler
-
(bkz: ekşisözlük)
en delikanlı gezegen
-
şüphesiz ki pluton'dur. gezegenlikten çıkartmaya çalıştılar ama o çizgisini hiç bozmadı: mesafeli ve istikrarlı. yürü be pluton!