hesabın var mı? giriş yap

  • yerli malı diyorsunuz da bizim çocukluğumuz yerli malı haftaları ile geçti.

    türkiye'de bizim nesillerde, ister köyde olsun ister şehirde, yerli malının önemini bilmeden büyüyen bir tane çocuk bulamazsınız.

    bilin bakalım bu uygulamayı kim kaldırdı ? güya milli eğitimi ab seviyesine getireceklerdi.

    şimdi yırtınıyorlar yerli ve milli diye.

    israil protestosu başka konu ama bunu yerli malına bağlayacak en son kişi bunlar.

  • ben bu kelimeden dolayı, türkçe adına uzun süre utandım. şimdi de o utandığım zamanlardan utanıyorum. şöyle ki;

    türkçe'yi çok başarılı, esnek, adaptasyon kabiliyetine sahip bir dil olarak görürüm. pek çok kalıp ve kelime de hoşuma gider. bunların bazıları, birebir ingilizce'ye çevrildiğinde çok hoş durabiliyor bana kalırsa. örneğin gurbet kelimesi. gariplik hali. ama bir o kadar da muğlak, yani bu bir durum mu yoksa bir yer mi? yoksa her ikisi de mi? hem garip dediğimiz zaman bizim anladığımız, arapça'dan da farklılaşabiliyor.

    "bu çok garip bir durumdu" ile "garibim namıma kerem diyorlar" dediğimizde farklı ancak bana kalırsa içinde bulunulan durumu çok başarılı yansıtan iki kelimeyle karşılaşabiliyoruz. "garip kaldım gurbet ellerde" cümlesini birebir ingilizce'ye çevirsek, "ı remained strange(r) in the lands of strangeness" gibi bir cümle elde edebiliriz mesela. bence hoş ama türkçe'dekinden farklı ve gereksiz uzun.

    ancak özlemek kelimesi, türkler gibi sözlü veya yazılı edebiyatlarının büyük oranını bu eylemin oluşturduğu bir millete ait olmasına rağmen bana hep zayıf gelmişti. bu konuda almanca'daki "du fehlst mir" veya yunanca'daki "mou leipeis" kalıplarını çok beğenirdim. iki sebepten ötürüydü bu beğeni. birincisi, birebir türkçe'ye çevirdiğimizde "bana eksiksin" gibi bir anlam taşımalarıydı ki şairane bulurdum. ikincisi ise, özlem duyulan kişinin cümlenin öznesi olmasının hoşuma gitmesiydi. yani bu özlem eylemi bana ait değil, aktif süje sensin ve sen bana eksiksin gibi. "i miss you" veya yine almanca "ich vermisse dich" hoşuma gitmezdi ama, zira içlerinde hep bir ıskalamak hali vardı.

    sonra bir gün kafama dank etti özlemek. sulamak, söylemek, tuzlamak gibi bir kuruluşu vardı bu eylemin. ama bu sefer, alıp da nesnenin veya tümlecin üzerine koyduğum şey su, söz veya tuz değildi. özdü.

    o zaman fark ettim, türkler birisini özlediğinde almanca, yunanca veya arapça gibi bir eksiklikten bahsetme ihtiyacı duymamışlardı. ya da ingilizce'de olduğu gibi, ateş edip de ıskalamış da değillerdi. türkler özlediğinde, özlerini, düşüncelerindeki insanın üzerine koyuyorlardı aslında. özlerinin bir parçasını, objenin üzerine bırakıyorlar ve bunun arayışını çekiyorlardı.

    "ben seni özlediğimde, mecbur kavuşmalıydım yoksa zaten senin üzerine dağıttığım özüme kavuşamayacaktım" gibiydi. bu kavuşma gerçekleşmeyecekse de özleri, özlenilen insan üzerinde başka yollarda gezinmeye devam edecekti.

    dilin oluştuğu zamanlarda farklı insan gruplarının atalarının, farklı anlamlar taşıyan kalıplar kullanması çok ilgimi çeker. ama merak ettiğim husus, bir ingiliz veya yunan acaba bir türk gibi özleyebiliyor mu? yoksa farklı hissiyatlara verdiğimiz ama sözlüklerde birbirinin karşılığı olarak yazdığımız kelimeler mi bunlar? ya da şu an tüm dünya halkları olarak aynı şekilde özlüyoruz ancak bir zamanlar her birimizin ataları için bu hisler birbirlerinden ifade ediliş biçimleri kadar farklı mıydı?

    neyse, özürlerimi kabul et özlemek. geç oldu biraz.

  • eski sevgilisiyle evlense, ondan da önceki sevgilisini özlicekti dedirten bulgu. sorun evlilik müessesesinin kendisinde, bunun kişilere atfetmeye gerek yok. evlenmeyin arkadaş.

    edit: bu entryde evlilik müessesine fazla haksızlık ettiğime kanaat getirdiğim için düzeltme yapıyım istedim. birbirimize ve kendimize dürüst kalacaksak neden evlenmeyelim de; çevremizde cereyan ettiği haliyle, uyduruktan bir evlilikte, bu tür saçmalıkların olması normaldir bence. nostalji duygusuyla lan eskiden x'le ne mutluydum falan gibi triplere girmek olası kötü ilişkilerde. kötü ilişkiler de genelde evlilik oluyor zaten. ilişki olsa duramazsın zira*

  • olm ne illuminatisi lan, adam zaten öyle bir dans ediyor ki, dikkatli incelenirse 3 siyasi parti, 4 gizli örgüt, 7 sivil toplum kuruluşu ve 9 müzik akımına selam çaktığı görülebilir.

  • ocak ayı itibariyle ekstrelerin çoğunda, bankanın "yıllık aidat ücreti" adı altında kullanıcısını söğüşlediği harcama aracı.

    gelin size bundan nasıl kurtulacağınızı anlatayım;

    1. yıllık aidat ücreti tahakkuk etmiş kredi kartınızın ekstresini pdf olarak ve 4mb'dan büyük olmayacak şekilde kaydedin.

    2. tuketicisikayeti.ticaret.gov.tr adresine girip, e devletinizle oturum açın.

    3. karşınıza çıkan "tüketici başvuruları" kutusuna tıklayın

    3. sol tarafta yer alan tüketici başvuru sekmesinden, yeni başvuruya tıklayın

    4. açılan sayfada, firma ünvanı kısmına bankanızın resmi adını girin. (ör: türkiye vakıflar bankası türk anonim ortaklığı - türkiye garanti bankası aş)

    5. altta banka merkezinin il, ilçe ve adres bilgilerini girin ve "kaydet ve ilerle" butonuna basın

    6. yeni açılan sayfada, uyuşmazlık meblağını (yani yıllık aidat ücretini" girin.

    7. talep türünü "6502 sayılı kanunda yer alan diğer talepler" olarak seçin

    8. alttaki kutuya şikayetinizin konusunu girin. buraya, "kredi kartımdan .....tl tutar, iznim ve bilgim olmadan yıllık aidat ücreti adı altında alınmıştır. iadesini talep ediyorum" gibi derdinizi anlatacak şekilde yazın. çok uzun olmasına gerek yok, insan okuyacak bunu. kaydet ve ilerle butonuyla diğer sayfaya geçin

    9. burada da ilk başta kaydettiğiniz ekstrenizi "dosya yükle" kısmına girerek sisteme yükleyin. alt kutuda eklendiğini göreceksiniz. kaydet ve ilerle ile devam edin

    10. yeni açılan sayfada, başvuru formunuzun ön izlemesini göreceksiniz. ilerle ile diğer sayfaya geçin

    11. yeni açılan son sayfada, adresinize göre en yakın tüketici hakem heyetinin bilgileri çıkacak. oradan seçim yapıp en alttaki onayla seçeneği ile başvurunuzu sonlandırın.

    yoğunluğa göre yaklaşık 3-5 ay içinde karara bağlanıp bankaya tebliğ oluyor ve paranız iade ediliyor. süreci aynı sayfa üzerinden takip edebiliyorsunuz.

    edit:
    yoğun mesaj ve gereksiz bıdıbıdı yapanlara ithafen;
    ben başımdan geçeni anlattım, ve denemek isteyenlere yol gösterdim ve başarılı oldum. hiçbir boku beğenmeyen ekşiciler istediğini yapabilir. evet kazanamama ihtimaliniz var telebinizi. bunda da tebligat ücretini ödersiniz. eklediğim görsellerde 45 tl ve 30 tl tebligat ücreti çıkmış. kazandığım için bunu da bankalar ödedi zaten. kaybetseydim ben öderdim. bugün için tebligat ücreti enflasyon oranında 150-200 lira olsun. benim için denemekte bir beis yok. en derin sevgiler ve saygılar.

    vakıfbank karar görseli
    garanti bankası karar görseli

    edit:2
    banka avukatı olduğunu tahmin ettiğim suserların mesajları bitmek bilmiyor* tamam kardeşim siz inanmayın