ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
miloş teodosiç
-
muazzam bir pas yeteneği olan basketbolcu. no look pasları, sahanın öteki ucuna nokta asistleri, keza şutu da iyi. tam siz havaya girmişken öyle bi asist yapıyor ki moraliniz yine düşüyor. ben başarılı olmasını çok istiyorum bu adamın nba'de. biraz zor gibi görünüyor ama inşallah başarılı olursun clippers'da. bir iki asist videosunu şuraya bırakayım da belki izleyen olur.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
ege (5) ve ilay'ın (3) tuvalette biri klozete, diğeri oturağa tünemiş haldeyken gerçekleştirdikleri öldüren diyalog.
ege: ilay bak ipe.
ilay: ipi bana versene ege.
ege: olmaz!
ilay: lütfen!
ege: bak ilay benim ipim var.
ilay: senin pipin var ege evet.
ege: hayır pipim var demedim, ipim var dedim.
ilay: sen kız mısın ki pipin yok?
ege: ya ben kız değilim, benim pipim var.
ilay: hayır senin pipin yok, senin ipin var.
ege: anneeeee, ilay bana pipin yok diyor.
ilay: annneeeee ama ben ona ipin var dedim.
romica: birbirinizi şikayet etmeyin!
ilay: aptal ege!
ege: ben aptal değilim.
ilay: aptal ege, aptal ege!
ege: terbiyesiz ilay!
ilay: sen de aptalsın!
ege: sen de terbiyesizsin!
ilay: ben terbiyesizim, sen aptalsın tamam mı?
ege: tamam, ne haber terbiyesiz ilay?
ilay: iyiyim aptal ege.
ege: ne yapıyorsun terbiyesiz ilay?
ilay: bana terbiyesiz deme, ben terbiyesiz değilim.
ege: o zaman ben terbiyesiz olayım sen aptal ol?
ilay: haıy ben aptal değilim, terbiyesiz değilim.
ege: anneeeee, ilay aptal olmayı da terbiyesiz olmayı da kabul etmiyor!
romica: ?!?
ege: ilay, o zaman ben hem aptal hem de terbiyesiz olayım?
ilay: tamam, aptal terbiyesiz ege.
ege: ama sen ne olacaksın?
ilay: ipi bana ver, afferin.
ege: eee, ne oldu şimdi?
ilay: sen hem aptal hem de terbiyesizsin, benim de ipim var!
ege: annneeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee!!!!!!!
teselli etmeyen teselliler
-
üniversite sınavından çıkmış, allak bullak olmuşum, annem kapıda beklemiş, konuşmuyorum, ağlıyorum... ana kız okuldan çıkıyoruz. okulun hemen yakınında park etmiş kamyonlar var, adamın biri kamyondan iniyor, bildiğin kamyon şöförü:
adam-ne ağlıyor bu?
annem-sınavı kötü geçmiş de. (annem de şokta sanırım)
adam-(bana dönüp)- ağzının üzerine bir çakacağım şimdi!
ben- ühüüüüüü. (daha yüksek ağlama sesi)
annem-üzülme bak, adam da dövecek...
burn reklamındaki siki taşağına denk gençler
-
5-6 sene sonra hanımın bıçak ucuyla uzattığı elmayı yiyip, yetenek sizsiniz izleyecek gençlerdir.
asosyal
-
ben..
benim asosyal insan tanımım "çok kişi tanımak uğruna, bir sürü arkadaş, çevre edinmek uğruna kişiliğinden ödün vermeyen kişi." olurdu.
fransa'ya gideceklere tavsiyeler
-
çok büyük bir trafo var onu mutlaka görün...
kabaca şuna benziyor: http://www.tasorenkoyumuhtarligi.org/…=26&syz=93363 (yapım aşaması müziği vb her şeyi düşümüşler)
ama bunun daha büyüğü.
mikrofonu açık unutup yiyişen merve
-
" hocam yayını kapatalım isterseniz" diyen eleman merve'nin friendzone da kalmış platoniği.
hiç kimsenin işini düzgün yapmaması
-
2 yıl sonra edit: hiç bir şey bahane sayılmıyor evet. son 1 aydır ben de bu grup içerisindeyim. evet kötü hissediyorum. hayata pause tuşu istiyorum. kişisel meselelerini hallettikten sonra işe devam etmek istiyorum. neyse.
düzeldim editi: 1 ayın farkını günde 15 saate yakın çıkararak telafı etmeye çalışıyorum. vicdanım rahat aslında, yaptığım işi kötü yapmadım, kişisel ciddi bi kaç problemden dolayı erteledim diyebilirim. memnuniyetsizlikleri de bi kaç güzellik yaparak telafı ettim. iyi bir çalışan oldum sözlük, mutluyum.
son 6 - 7 aydır istisnasız her gün şu cümleyi kuruyorum. kodugumun memleketinde bir tane mı işini düzgün yapan adam olmaz?
her gün bir şeylerle karşılaşmak zorundasın. otobüs şoförü mal taşır gibi otobüs kullanır, garson seni sikine takmadan siparişini alır eksik getirir, paketçi evdeki kızlara sulanır taciz eder, klimacı her defasında bir şeyleri yanlış yapmıştır.
bu böyle uzar gider ve bu memlekette her şey bir yerden boka sarmaya devam eder.
edit: işini düzgün yapmayan sadece yukarıdaki meslek grupları değil. yanlış anlamak istemiş yine işini iyi yapan çok şeker insanlar. yukarıda yazdıklarım 18 saat içinde yaşanan ufak şeyler. buraya her gün yazacak olsam geçen haftadan itibaren babamı öldürmeye çalışan bir doktor, bir yazilimciya verilen 3 aylık işin 10 günde tamamlanmasını bekleyen iş sahibi ( o da yazılımcı- en iyisi olduğunu iddia edenlerden-), her gün işyerine gelen ve kovulunca çıkarmakla tehdit eden gerizekalı bir mülk sahibi, dönerden kıl çıkınca sizin saçınız yok mu diyip para isteyen bir dönerci, imzasını satmak isteyen bir mühendis eklenebilir. ki bunlar hatırladıklarım.
az kişinin bildiği muhteşem web siteleri
-
hayat kalitenizi arttıracak bazı web siteleri
1. myfitnesspal
size çok yönlü olarak beslenme ve kilo kontrolü sağlayacak bir web sitesi ve spor konusunda da kalori takibi ile sizi teşvik eden bir uygulama.
2. rype
rype; yabancı dil öğrenme konusunda gerçekten başarılı bir web sitesi. size karşılıklı online derslerle kaliteli eğitimcilerden yabancı dil öğrenmenizi sağlıyor.
3. calm
zihninizi ve ruhunuzu meditasyonla özgür ve huzurlu kılmak başınıza gelebilecek en güzel şeylerden biri! calm uygulaması da bu konuda size yardıma koşuyor ve etkin bir programla daha huzurlu bir hayata sahip olmanızı hedefliyor.
4. creativelive
creative live sanat, iş dünyası, işletme, iktisat, müzik ve görsel sanatlar konusunda birçok eğitime ulaşabileceğiniz creative live sitesini mutlaka ziyaret etmelisiniz.
5. spritz
spritz; size çok iddialı bir konuyla geliyor: okuma hızınızı 2 katına çıkarmak. spritz sitesinde aktif olarak eğitimlere katılırsanız ve egzersizleri yaparsanız bunu gerçekten başarabiliyorsunuz.
en temiz dayağı yemiş futbolcular
-
ayhan akman layıgıyla yemesede ucundan hissettmi$tir.
be$ikta$'ın gaziantep'te yenildigi bi mac sonrası ofkeli taraftar grubu havaalanı onunde ''en buyuk taraftar futbolcular sahtekar'', ''milyarlık e$$ekler'' türü tezahurat yaparken macın ilk 11ine alınmayan ayhan akman gonul rahatlıgıyla kapıdan cıkar..
-taraftar1: lan olm hi$$ niye düzgün oynamıyonuz lan (bu abi alttan bi tekme atar)
-taraftar2: olm siz ne bicim topcusunuz lan (bu yanagından makas alır gibi garip bi$i yapar)
-ayhan: abi ben oynamadım ya macta, ya noluyo ya
-taraftar3: lan niye idmanda calı$ıp kadroya girmiyon (bu abi alttan rocky yumrug u atar)
şebnem paker
-
uzun süredir müzik öğretmenliği yapıyor diye biliyorum. yani devlete kapak attığı falan yok, müzik öğretmeni olarak yaşamını sürdürmeyi tercih etmiş.
minibüste tek kalma korkusu
-
uzun hali minibüste herkes indikten sonra tek kalan yolcunun huzursuzluğu olacak olan başlıktır.
küçüklüğümde anneannem sürekli uyarırdı dershaneye giderken falan tek kalma in herkes inince diye.oradan aklımda kalmış olacak ki lise yıllarında saat akşam 7 civarında üsküdardan kadıköye dönerken bir dolmuşçunun manyak manyak sürekli dikiz aynasından kesmesi sonucu resmen yolun ortasında inip son inenle, deli gibi yürümüştüm.
bir kere de sabah çok erken saatlerde ilk minibüse binecektim kadıköyden iğrenç herif(minibüs şöförü) nereye gidiyorsun güzelim diyip iğrenç bir sırıtışla süzünce yine binmeyip yürümüştüm.
yalnız olduğumu zannetmiyorum.minibüste hep en sona kalınca huzursuz olurum.
kazıklanmamak için bilerek yazım yanlışı yapmak
-
yukarıda bir entry'de yazılmış, ustalar zaten semte göre fiyat belirledikleri için çok da faydası olmayan yöntemdir.
güngören'de oturuyorum bir iş için usta ayarlamıştık usta işi tamamladı (1-2 saatlik bir işti) sonra tam gidecekken memleket-meslek muhabbeti açıldı. doktor olduğumu söyleyince adam büyük bir pişmanlıkla "hadi ya" diye iç geçirdi, sonra da abi ben seni öğretmen ya da polissindir diye düşünmüştüm ya valla yanlış anlama da biz şimdi mesela ataköy'den falan aradıkları zaman ona göre fiyat veriyoruz dedi. burası güngören olunca biz uygun fiyat vermiştik dedi. adam neredeyse beni kendisini kandırmakla suçlayacaktı güngören'de oturup usta çağırırken mesleğimi söylemediğim için. *
1 temmuz 2004 karnımın acıkması
-
az önce başıma gelen ilginç hadise.