ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
faizsiz bankacılık
-
bir takım müslümanın kendini kandırmasından başka bir şey değil.
birisi konut kredisi adı altında bankadan para alıp bunu faiziyle ödeyince bu günah oluyor.
aynı evi islami bankacılık yapan kuruluş sizin adınıza alırsa ve garip bir rastlantı eseri konut kredisinde ödenen aynı miktarda taksitlerle, konut kredisindeki vade süresi içinde söz konusu kuruluşa ödediğinizde bunun adı faiz olmuyor. ayıptır be kardeşim çocuk mu kandırıyorsunuz.
kendini kandırıp buna ciddi ciddi inanan adam var lan. valla bak...
gemi kaptanı maaşı
-
yaklaşık okulla beraber 15 senedir bu sektörde olan ve en üst noktaya çıkmış biri olarak görüşlerim;
6 ay çalışılıp 6 ay evde oturmayı hangi şirketin kabul ettiği sorusu geliyor akıllara, öyle bir dünya yok. ha piyasacı olursun ordan oraya gezersin o zaman tamam.
tabi bir de yabancı bayrakta sgk ödemesi yapılmıyor.
denizde maaşlar genelde türk firmaları için bilinenin aksine şu şekildedir.
- dolar üzerinden kontrat imzalasan bile dolar arttı mı, kuru sabitlerler bugün 1usd = 3,88tl ise şirket 3,20'den sabitledik diye mesaj atar, kimsenin gıkı çıkmaz. çünkü kontratında maddesi vardır.
- piyasayı düşürmek için yerinize çalışacak hintli, filipinli bol diye tehdit savururlar. çünkü bizim ehliyetimiz malesef hiçbirinden değerli değil, hatta onların aldığı avrupa ülke endorsementlerini biz rüyamızda bile göremiyoruz. (yabancı bayrak)
- armatörler bol keseden burs dağıtır. tabi sözde karşılıksız, sonra zabit olduğunda en az 3 sene kontrat çakıp istediği ücretten çalıştırır.
- ülkedeki sayılı güzide şirketlere baskı yapılır ki hepsi yabancı bayrak olsun, istenildiği gibi maaş verilsin. yabancı bayrakta panama'da yada malta'da posta kutusundan ibaret offshore şirketten alacağını kolayca kurtarmak diye bir durum söz konusu değil nasılsa.
neyse;
- okyanusta binbir fırtınalı günde seyir yaparsın, sevdiklerinden uzakta 6 ayını geçirirsin, ailenden biri ölür cenazesine bile yeri gelir gidemezsin
- hastalanırsın 8-10 gün sancı çekersin, sadece ağrı kesicilerle idare edersin
- kalp krizi geçirirsin müdahale edebilecek yeterlilikte kimse olmadığından can çekişerek ölürsün.
tabi dolar kıymetli, gemi kaptanı maaşlarını tartışalım sözlük...
beyin ölümü gerçekleşen almancının yurda dönüşü
-
- yine bir gurbetçi ak trol röportajı sandım.
decathlon'da satılan gri spor ayakkabı
-
ne yapsın insanlar. ayda en iyi ihtimalle 2.500 lira alırken bir spor ayakkabıya 400-500 lira mı versinler?
türk ordusu'nun toprağını koruyamaması
-
türkiye ordusu değil türk ordusudur siz bunu kabul etmedikçe kendinizi kendiniz korursunuz
sabahın köründe uyandıran kedi
-
gece saat başı uyandıran versiyonu var bir de bunun! bütün akşam uyur uyur gizli bir yerlerde sonra da gece kudurur evde naci efendi. hele bir koşması var sanki evde at besliyoruz kedi değil, koşarak salona gider sonra yatak odasına gelir pattadanak yatağa atlar, sonra sesli ışıklı oyuncağını getirir; delirir kapının dışına yollarım bu sefer de içeri girene kadar miyavlar! delirtir falan ama sabah iş için 10 dakika erken uyanıyorum eşek kuzuyu mıncırmak için biraz, uyandırsın o dert değil.
namibya'daki akıl almaz iğrençlikteki gelenek
-
erkeğin evleneceği kadının sadece erkek kardeşleri varsa ne oluyor?
çocuklar için ayaktan çıkmayan çorap üretilmesi
-
vay arkadaş! girişimcilikte bir çağ açar!
benim 1 yaşını 20 gün geçmiş bir kız çocuğum var. her gün çoraplarını 1378 kere giydiriyorum. peşine dolanıyorum çocuğun. tuttuğu yerde çekip çıkarıyor çorabını. aynı durumu yine bizim evlerde birçok çocukta da görmüşlüğüm var. artık genetik midir nedir bilmiyorum ama böyle bir gerçeklik var ki bu çocuk denilenler, çoraplarını çıkarmaya bayılıyorlar. e biz ebeveynler de ne yapalım çocuk hasta olmasın diye peşi sıra takip edip o çorabı giydiriyoruz hâliyle. hatta benim kız beni görünce artık doğrudan doğruya çorabının olduğu yeri gösteriyor. çözdü meseleyi. ya da bunu bir oyun belledi. hiç bilemedim.
diyeceğim o ki ey girişimciler! ey sermaye sahipleri! ey üretim araçlarını elinde bulunduranlar! ey iş gücü olanlar! çocuklar için, özellikle de benim çocuğum için ne yapın edin de bir ayaktan çıkmayan çorap üretin! ebeveyn yardım etsin de çıksın!
hoş bu entry bir sinir patlaması anında yazılmıştır. yoksa çorapları çıkarmak da elbette bu mini mini yavrular için kimi motor becerilerin ve bilişsel becerilerin gelişmesine ve ilerlemesine yardım ediyordur. varsın çıkarsınlar be! ben on saniyede bir çorap giydirmeye de razıyım evet evet...
ağzını yediğimin çocuğuna bak ya! yine çıkarmış ve "bababababa" diye bana sesleniyor! dur dur geliyorum minik kelebeğim!!! pehhe...
beymen'deki 5 bin 429 tl'lik cam kurukafa
-
sepete ekleyip satın al'a tıkladığımda küçük bir iq test açıldı. sanırım adamlar da farkında, bunu satın almak için zengin olmak değil önce gerizekalı olmak lazım.
mars'ta bulunan suyu içen sorumsuz astronot
-
dünyaya ayak bastığında ilk sözü şu olmuştur: "allah insanı susuzlukla terbiye etmesin."
yatağın üstündeki kıyafetleri sandalyeye yığmak
-
"fakir misin nesin?" demesinler diye ayni kiyafeti ust uste 2-3 gun giymek yerine her gun yeni bir kiyafet giyip bir kere giydigin eski kiyafeti de dolaptaki tertemiz kiyafetlerin arasina geri sokamamaktan kaynaklanan durum. simdi saydim, sandalyenin uzerinde 4 farkli kiyafet var. sandalyede biriken kiyafetler sayesinde yataginda kitap okuyup, ders calisan ve laptop kullanan bir nesil yetisti.
lan kes sesini yavşak gir içeri
-
vatandaşa yavşak diyen bir oratoryo çocuğuna ait olan söz.
90'lı yıllardaki zenginlik belirtileri
-
futbol topu sahibi olmak bi mahalledeki zenginlik göstergesi bence budur, o yıllarda yaşayan bi çocuk için .
he bir de action-man veya barbie bebekleri olanlarda zengin sayılırdı.
sokrates
-
"ebe olan annem nasil var olan bir bebegin dunyaya gelmesine yardimci oluyorsa ogretmen de ogrencisine yeni bir sey ogretmez. ancak, onun aklinda var olan bilgileri gun isigina cikarir. cunku bilgiler dogustan aklimizda vardir."
sokrates