ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
eniştecimle akşam akşam delirmeler
-
ablacığımla saç başa girişmeler'den hemen önce olandır.
gece sıçarken ses olsun diye terlikle yere vurmak
-
sevgili evinde gerçekleşmiş dünyanın en çaresiz mevzusu. şehrin uyuduğu saatlerde, tuvalette kitap sayfası çevirince bile sevgilinin uyandığı sessizlikte sıçmak zorunda kalan bünyenin, çaresizlikten terlikleri yere vurarak bok sesini örtbas etme çabası. adeta bir umuda yolculuk. büsbütün ayrıksı bir antoloji.
hoşlanmakla aşık olmak arasındaki fark
-
hoşlanırken aşık oldum zannediyorsun. gerçekten aşık olduğunda nefret ediyorum sanıyorsun. gerçekten nefret etmeye başladığında çok seviyorum diyorsun. gerçekten çok sevene dek çoktan unutmuş oluyorsun.
düşün bak, yeterince eski sevgililerinin hangisini özlemiyorsun?
sitede oturan basketbol seven kıvırcık ergen irisi
-
"olum t-mac 'in yeni ayakkabısı çıkmış" benzeri üçüncü kişilere bir şey ifade etmeyen cümleleri sıklıkla kurduğu gözlemlenmiştir.
alevi
-
tarihin hiçbir devrinde bir diğer mezhebe, dine ya da inanışa düşman olmamıştır bu mezhebin üyeleri. düşmanları hep aynıydı, halâ da aynı; cehalet ve art niyetli insanlar.
hapsi istenen 40 ekşi sözlük yazarı
kim milyoner olmak ister'deki hadsiz eczacı sorusu
-
bir defa en baştan soru hatalı o ilacın üzerine sabah akşam yazıp veren kişi eczane teknisyenidir. eczacıyı soracaksanız eczanede arka masada çay içip tüm gün kripto/borsa ekranına bakan kimdir diye sormalılar
27 aralık 2019 istanbul gemi kazası
-
gerekirse karşı tarafa geçer 3-4 füze attırırız
selman öğüt'ün doçentlik için damada yalvarması
-
hahhahahahaa diyerek karşılaştığım olaydır
"berat ağbi, doçentlik sınavından yine kaldım ağbi"
"bizim senden başka kimimiz var berat ağbi"
aynı zamanda tezlerinin de çalıntı olduğu ortaya çıkmıştır. oğlum selman, tv'de atatürk'e dil uzattığın zaman sinirimden uyuyamamıştım, işte adalet böyle tecelli eder.
sevgilinin ilk kez görüldüğü an
-
eski çalıştığım yerin genel merkezine eğitime gitmiştik. yanımdaki arkadaş tanıdık birini gördü, "dur x'e selam vereyim" dedi. onlar konuşurken ben uzakta kaldım. x'e baktım, boylu poslu, son derece hoş bir adam. ama bunlardan çok bakışları etkiledi beni. hayır bana hiç bakmadı orada, sadece başka biriyle havadan sudan iş konuşurken bile gözlerinden ne kadar iyi kalpli ve merhametli biri olduğu hissediliyordu sanki. "böyle biri bana asla bakmaz" diye düşündüm. o dönem özgüvenim sıfırın da altındaydı. eğitim bitti, geldiğimiz yere döndük, sonraki iki yılda hiç görmedim onu. aynı şirkette birbirimizi hiç tanımadan çalıştık. ben arada bok gibi bir ilişki yaşayıp ayrıldım ama o ilişkinin özgüvenime az da olsa faydası oldu. 2 yıl sonra bizim departman onun olduğu yere taşındı ve biz de nihayet tanışma şansı bulduk. şimdi ise evliyiz, hehe. ilk izlenimim doğruymuş, gerçekten dünyanın en iyi kalpli insanıyla evliyim ve çok mutluyum.
edit: efenim o çok sevdiğim bakışları klonladım, aynından minik bir tane daha yaptım*.
büdüt: son derece iyi kalpli iki keçim var efendim. beyim çok iyi ama keçilerle yarışır bir inadı var. neyse ki ben inatçı değilim ama çocuğu klonlarken inadını da klonlamışım. şimdi bir köprüde karşılaşmış inatçı iki keçi şarkısının canlı bir izleyicisi olarak hayatımı sürdürmekteyim. biriyle 13 öbürüyle 6 senedir birlikteyiz, halen çok sevmekteyim.
18+'yı +18 yazan değişik insan
-
türkçe yazmasından kaynaklanan bir durum. tıpkı yüzde işareti gibi. biz yüzde elli deriz, %50 yazarız. gavurlar fifty percent der 50% yazar.
18+ da gavurcadır, türkçesi de artı onsekizdir.
bu kadar basit.