hesabın var mı? giriş yap

  • kendi eğlenmek için bir video çeken çocuktur. yalnız aşırı sevimsiz geldi hareketleri. bu çocuğa yavrum diye sarılan seven bir anne baba var. o anne baba ne güzel anne babadır. şüphesiz ki cennet onların ayaklarının altındadır.

  • üniversite 2. sınıfta evlenseydim, kuracağım cümle olurdu.

    herhalde bu cümleyi kuran ilk erkek de ben olurdum amk.

  • kaçırdığı golden sonra 16. yy'daki atalarına kadar sövdüğüm adam. attığı golden sonra da 16.yy'a kadarki bütün atalarının taşaklarını öperek özür diledim onlardan.

  • tam boykot edeyim diyecekken zaten hiçbir şarkısını dinlemediğimi, hiçbir filmini izlemediğimi farkettiğim sanatçı. kimdi lan bu?

  • geçen akşam avea prime'a geçmeye çalıştım. zaten faturalı avea müşterisi olduğum için 69 tl'lik paket seçmem gerekiyormuş. sonra baktım avea'da daha düşük internet kotası ile 59 tl'lik bir paket var. ona geçmeye çalıştım, olmadı.

    sonra internette avea, turkcell, vs. uğraşırken donanımhaber forumuna denk geldim. çok basit bir taktik öneriyordu. ara avea'yı, faturasız hatta geçmek istiyorum, de; gör sonucunu, diyordu.

    aradım ertesi sabah. mevcut paketim pahalı geliyor, yetmiyor, faturasız yap beni dedim. anında %50 indirim teklif ettiler. aylardır meğer boşuna ödüyormuşum o parayı. sonra ben yetmiyor bu internet vs. dedim. tak iki katına çıkarttı interneti. çok para dedim, tak %15 indirim yaptı yıl sonuna kadar.

    durduk yere daha ucuza, daha çok internet kotasıyla ve avea prime avantajıyla paket değişikliği yaptım.

    tüm sebebi de bu ölücü arkadaşlardır. ne diyim, çok yaşasınlar!

  • sokaga cıkıyor, kendi ulkesinde gormedigi kadınları goruyor. elde edemiyor deliriyor.
    elbette onları ahlaksızlıkla suclayacak.
    avrupaya gideni de boyle.
    heryerde boyle bu model.
    korede cuma namazına giderdim tek konu bu olurdu. nerde karıya kıza bakabaka delirmis ortadogulu var konu minietek olur.

  • biz fakirlerin olayı anlaması için araba kiralama şirketinden örnek vermesiyle gösterdiği alçak gönüllülüğünün yanında sönük kalır.

  • bence gelmiş geçmiş en başarılı sosyal psikologtur. bu entry de herhalde şu ana kadar en görev bilinciyle girdiğim entry'dir, esasında şerif'in varlığına bu kadar minnet duyduğum için girdiğim entrydir.

    şerif kimdir derseniz, sosyal psikolojinin babalarından biridir. birçok ünlü çalışması var autokinetic effect, development of normsve intergroup conflict çalışmaları (robbers cave deneyi olarak bilinir) en bilinenleri, ama bilinen tüm "ötekileştirme" kavramlarını teorileştiren sosyal psikologtur. pek bilinmeyen ve literatürde de bahsedilmeyen kısmı hayat hikayesi ve politik kimliğidir. grup dinamikleri çalışmalarının temeli olduğunu belirttiği politik görüşü ve kimliğiyle ilgili yapılan sayılı çalışma, halen kanada'da psikoloji tarihi doktorası yapmakta olan ersin aslıtürk tarafından yapılmıştır. aslıtürk'ün danışmanı cherry ile 2004'te yayınladığı muzaffer şerif'in hayat hikayesini konu alan makaleleri, şerif'in hayatını yine en kapsamlı ele alan çalışmalardandır.

    özetle, şerif izmir ödemiş'te doğuyor, 1924'te izmir amerikan kolejini bitirip, 1928'de istanbul üniversitesi psikoloji bölümü lisans derecesini, 1932'de de harvard'dan master derecesini alıyor. abd'de kalmasını istiyorlar ama kalmıyor, türkiye'ye dönmek niyetindeyken, dönüş yolunda avrupa'da bir süre zaman geçiriyor, ki esas amacı almanya'ya gidip wolfgang kohler'in bir dersini almak. sonuçta gidiyor da, daha sonra da almanya'da geçirdiği bu dönemin çok yararlı olduğunu, yükselen nazizm'in sosyal hayat üstündeki ırkçı ideolojinin etkisini anlamasına yardımcı olduğunu belirtiyor. 1933'te harvard'a dönüyor ama daha önce klinik psikoloji odaklıyken, tüm ilgi alanı sosyal süreçler üzerine kayıyor ve aynı yıl içinde boston'dan new york'a, columbia üniversitesi'ne doktora için gidiyor. hikayenin geri planında, şerif'in masterdaki danışmanının onu çok politik odaklı bulduğu, ve sosyal süreçler üzerine çalışan columbia profesörü gardner murphy ile çalışmasının daha uygun olduğunu söylediğini biliyoruz. neyse sonuçta murphy şerif'e daha rahat bir akademik ortam sağlıyor, politik ideolojileri de çok benzer.

    şerif'in doktora tezi (bkz: some social factors in perception) daha sonra "psychology of social norms" adıyla kitap olarak basılıyor (1936), ki hala sosyal psikolojinin temel teorilerini oluşturan bir el kitabı olarak kabul edilir. tezinde marksist ve gestalt psikolojisinin etkileri büyük, ve bu ideolojiler ışığında norm psikolojisini açıklarken, hala en geçerli teorilerden biri olan "frame of reference" kavramını tanıtıyor. gestalt'in "bir objenin pozisyonu, etrafındaki tüm düzenli alanla ilişkide olarak algılanır" tanımından yola çıkarak, hala klinik, sosyal, gelişim, hatta bilişsel psikolojinin kullandığı "davranış çevresel konteksten bağımsız olarak açıklanamaz ve açıklansa da anlamlı değildir" fikrini tanıtıyor, yani sosyal öğrenme ve normların açıklanmasını sağlayan frame of reference'ı tanıtıyor. aslında, sosyal psikolojinin en temel donesini tanıtıyor bir bakıma.

    doktorasını tamamladıktan sonra, 1936'da türkiye'ye dönüyor. gazi üniversitesi'nde ders vermeye başlıyor ve aynı zamanda halk evlerinde de seminerler vermeye başlıyor, ve turkiye'de kaldığı sürece "adımlar", "yurt ve dünya" gibi dergilerde yazılar yazıyor. daha sonra bu yazılarının hepsini "değişen dünya" isimli bir kitapta topluyor. tüm bu makalelerinde ırkçılık nosyonu üstüne yoğunlaşıyor, hatta 1944'te psikoloji dünyasında bir ilk olan "race psychology" kitabını basıyor.

    bu süreçte, yurt ve dünya dergisinde, istanbul üniversitesinden eski öğretmeni olan mustafa şekip tunç'la ırkçılıkla ilgili karşılıklı ve kişisel makaleler yazmaya başlıyorlar. şerif'in bu makalelerindeki anlatım dilinin yalınlığı ve argümanlarını savunuşundaki sağlamlığa hayranlık duyduğumu belirtmem gerek sanıyorum burada. aslında bu makalelere link de vermek istedim ama nette tek bulabildiğim site de yeni kapatılmış ne yazık ki ( http://www.geocities.com/tfpsikoloji/ ).birebir hatırlayamıyor olabilirim ama, "ırk psikolojisi aslında benim ilgi alanım değildir, ancak bir sosyal bilimci ve sorumlu bir vatandaş olarak, şu andaki hükümetin ırkçı politikalarından bahsetmek benim görevimdir" demesiyle o dönemin "marksist ideolojileri var" denerek tutuklanan yazar ve bilim insanlarından biri oluyor. 4 ay hapis yattıktan sonra, harvard üniversitesi akademisyenlerinin durumu haber alması, türkiye'deki amerikan büyükelçiliğine başvurması ve büyükelçinin araya girmesini, şerif'in serbest bırakılarak akabinde amerika'ya dönmesi izliyor.

    1944'te abd'ye dönüyor ve "the psychology of ego involvements" kitabını yazıyor ki, en açık dille yazılmış sosyalist kitabı olarak biliniyor. bu arada yine bir psikolog olan eşi carolyn serif'le evleniyor. bilinenin aksine, 1949'a kadar türkiye'ye dönmek niyetinde hala, ancak türk hükümetinin amerikalı eşi hakkında zorluk çıkartacağından korkuyor, en azından psikoloji tarihinde farklı kaynaklarda belirtilen budur. daha sonra kalmaya karar veriyor, soyadı olan basoglunu atıp soyadını sherif'e çeviriyor ve 1949-1966 arasında oklahama üniversitesinde çalışmak üzere oklahamaya taşınıyor.

    ancak oklahama'ya gitmesi çalışmalarının içeriginde olmasa da açıklıgında bir milat, zira 1950'lerde esen mccarthy rüzgarıyla baskı hissediyor. o nedenle 1949 sonrası şerif'in kariyerinde ikinci dönem kabul edilir. robbers cave deneyini oklahama üniversitesinde tasarımlıyor. bu çalışmada kısaca yaz kampına gitmiş 11 yaşlarında erkek çocuklarını iki gruba ayırıp, maç yaptırıp kazananlara çeşitli ayrıcalıklar sağlarken kazanmayanlara hiçbir şey vermeyerek bu grupları manipule edip bir yerden sonra iki düşman grup elde ediyor. aynı mantıkla bu süreci geri döndüreceğini söyleyerek, bu çocukları benzer görevlere vererek, imece usulü yaptırarak bir yerden sonra gruplaşmayı tamamen eritiyor. bu yıl tanışma fırsatı bulduğum ve şerif'in doktora öğrencisi olmuş bir kültürel psikologtan öğrendiğim, bütün bunlar olurken normal gözlemciler dışında, kendisinin de kamptaki bir temizlik görevlisi kılığına girerek deneyi takip ettiği.

    hakkında amerikalı psikoloji tarihi profesorlerinin yazdığı birkaç yayında, eşi carolyn sherif'in hayat boyu tüm eserlerinin editörlüğünü yaptığı ama hakkının hiç verilmediği yönünde. bu kadar sempati duydugum biriyle ilgili bu bilgiyi değerlendirirken ne kadar objektif olabilirim bilmiyorum ama hayat görüşü böyle ve yazı dili bu kadar açık olan, ve her türlü eşitliği savunan bir adamın bunu yapacağına pek de ihtimal vermiyorum. tüm kişisel ve profesyonel notlarını yine aynı doktora öğrencisine bırakarak, 1988'de abd'de vefat ediyor.

    edit: şimdi farkettim ki erişimi engellenen site zaten ersin aslıtürk'e aitmiş.
    (bkz: #8635766)

    kaynaklar:

    aslıturk, e. & cherry, f. (2004). muzafer sherif: the interconnection of politics and profession, history and philosophy of psychology bulletin.

    başoğlu, m. ş. (1943). ırk psikolojisi münasebetiyle: ordinarius profesör m. şekip tunç'a. adımlar, 1 (4), 128- 129.

    başoğlu, m. ş. (1943). psikoloji karşısında ırkçılık. yurt ve dünya, 4 (25), 7- 13.

    samelson, f. (2000). muzafer sherif. american national biography online.

  • karanlık yansıma

    doppelganger, almanca kökenli bir terim olup, bir kişinin ikizini veya çiftini ifade eder. ancak, doppelganger kavramı sadece fiziksel benzerlikle sınırlı değildir; aynı zamanda daha derin ve mistik bir boyuta da sahiptir. doppelganger, bir kişinin kopyası veya hayaleti olarak tasvir edilir ve genellikle kişinin kötü bir öncüsü veya ölüm habercisi olarak kabul edilir.

    **kültürel kökenler:**

    doppelganger kavramı, alman mitolojisi ve folklorunda sıkça görülür, ancak benzer kavramlar dünyanın çeşitli kültürlerinde de bulunabilir. antik çağlardan beri, insanlar ikiz veya ikinci benliklerin varlığına inanmışlardır. alman yazar johann wolfgang von goethe'nin "faust" eserindeki mephistopheles'in faust'un doppelganger'ı olarak tasvir edilmesi, doppelganger kavramının popüler kültürdeki önemli temsilcilerinden biridir.

    **mistik ve doğaüstü özellikler:**

    doppelganger, sadece fiziksel bir ikiz değil, aynı zamanda bir kişinin ruhsal veya doğaüstü bir yansıması olarak da görülür. bir kişinin doppelganger'ı genellikle onun kötü talihinin veya yaklaşan bir trajedinin habercisi olarak kabul edilir. bazı kültürlerde, bir kişinin doppelganger'ını görmek, o kişinin ölümünün yaklaştığına dair bir işaret olarak algılanır.

    **popüler kültürde doppelganger:**

    doppelganger kavramı, edebiyat, film, televizyon ve diğer popüler kültür medyalarında sıkça kullanılmıştır. birçok hikaye, film ve roman, doppelganger'ın gizemli ve tehditkar doğasını vurgular. örneğin, edgar allan poe'nun "william wilson" adlı kısa hikayesi, bir kişinin kendi doppelganger'ıyla karşılaşmasını ve sonuçlarını anlatır.

    **psikolojik boyut:**

    doppelganger fenomeni bazen psikolojik bir açıdan da incelenir. jungian psikolojiye göre, doppelganger, kişinin kendi içsel çatışmalarını veya yansıtılmış korkularını temsil edebilir. rüyalar veya halüsinasyonlar yoluyla deneyimlenen doppelganger'lar, kişinin bilinçaltındaki derin duygusal veya zihinsel süreçlerin bir yansıması olabilir.

    doppelganger kavramı, tarih boyunca insanların hayal gücünü ve merakını uyandıran gizemli bir fenomendir. hem gerçeklik hem de mitoloji, doppelganger'ı birçok kültürde önemli bir tema haline getirmiştir. bu ikinci benlik kavramı, insanların doğaüstü ve ruhsal dünyaya olan ilgisini yansıtırken, aynı zamanda insan psikolojisinin derinliklerine de bir pencere açar.

    witcher evreninde bol bol görürüz.

    aynı zamanda bir kişinin doppelganger olup olmadığını anlamak için işe başlamak ve güzel para kazanmak istiyorsanız size ponpon kuzunun yayınladığı videoyu izlemenizi tavsiye ederim :

    izleyin

    görsel

  • kocasının zenginliğinden ve sürekli para saçmasından yorulduğum kadın.
    o ne kıroluk yavaş be kardeşim.
    abi 20şer küsür milyona iki tane yalı almak nedir, çırağan sarayı'nda doğum günü nedir lan? evinde yaparsın mumlarını üflersin, 3-5 sevdiğin sana saçma hediyeler verir ve dağılırsınız. saray ne kafayı mı yediniz?

    edit: ana adamı içeri almışlar ule?