hesabın var mı? giriş yap

  • işte ben buna tahammül edemiyorum arkadaş.

    gururuma dokunuyor
    oturduğum yerde terliyorum, elim ayağım titriyor, hırslanıyorum.

    bu nasıl bir cehalet,
    bu nasıl densizlik,
    bunlar nasıl insanlar birader.

    hayır bir iki örnek olsa diyeceğim ağzlarından kaçtı cahiller, konuşmayı bilmiyorlar.
    ne takla attırmaya çalışanı bitti, ne hasta genç kızın eline para sıkıştırmaları bitti, ne aşağılamaları bitti.

    "gözlerin görmüyor sana iş vermişiz" cümlesi hala havada yankılanıyor yeniden saçmalıyorsunuz.
    bir durun lan.

    bunların onurdan gurudan anladığı makamdır mevkidir.
    haysiyetinze tüküreyim emi.

    birinin çıkıp bu ağız ishali olmuş insanlara halkın efendileri olmadığını haykırması lazım artık. tüm devlet mercileri halkın ortak ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla halk tarafından finanse edilen mevkilerdir. o koltuklarda oturanların haddini bilmesi gerektiği aşikardır.

    bu halk tebaa değil, tiranlığınıza sokturtmayın.

  • insanlar su kabarcıklarından falan yorum yapmışlar ama hiç gerek yok.
    1-) 1912 model eşek ölüsü bir kamerayı taşıması imkansız
    2-) sesli kayıt imkansız
    3-) o kadar ışıksız bir ortamda bu kadar aydınlık kayıt imkansız
    4-) kaydedilen filmin sudan zarar görmemesi ise imkansızdan da öte.
    sudan anlamam ama `arrival of a train at la ciotat'ı izledim buyrun siz de izleyin. retro film görmüş olursunuz.

  • derhal bir bmw, mercedes sahibi olmak. hadi o olmadı audi bari olmalı. o da şık duruyor.

    ondan sonra yapacağı her hareket nasılsa iyiye yoruluyor.

  • izmir'de akıllı kartın (akbil gibi, kartın metal kısmını otobusteki aygıta değdiriyon, bip sesi geliyor, geçiyon) ilk çıktığı zamanlar, teyzenin biri bu kartı ilk kez kullanıyor, nasıl kullanılacagını da bilmiyor, kartı şoföre (paso gösterir gibi) gosteriyor, şoförün cevabıyla ortam yarılıyor: biiiiipppp

  • endişe verici gelişmedir. endişe veren şey atatürk'e hareket edenlerin olması değil, bizzat atatürk'ün kurduğu bir devletin resmi yayın organında bu hainlere yer verilmesidir. atatürk düşmanları 1923'ten beri bu topraklarda var oldu ve olmaya da devam edecek. 1 kasa dolusu şeftalide 1-2 tanesinin çürük olması gibi bir durum bu, adetullahtandır. lakin kadir mısıroğlu gibi, osman yüksel serdengeçti gibi vatanın kurucusuna hakaretler yağdıran adamlara trt'de yer verilmesi anlam verilemeyen, insanı endişelere gark eden gelişmelerdendir.

    debe editi: mustafa kemal; asırlardır islam'a hizmet etmiş, onun koruyuculuğunu yapmış anadolu halkına allah'ın bir lütfudur. islam'a birçok hizmetleri dokunmuş bir milletin tarumar edilmesine yaradan'ın gönlü razı olmamıştır ve m. kemal'i muvaffak eylemiştir. ifade özgürlüğüymüş. annesine babasına tecavüz eden, onları bakım evine göndererek evlerinde kedi-köpek besleyen batı'yı ve onun kavramlarını bir kenara bırak. meseleye böyle bak sevgili kardeşim. bir milletin millet olabilmesi için ortak değerleri olmalı, tarih bilinci olmalı. atatürk bu toprakların ortak değeridir. atatürk sevgisi ise bu milleti bir arada tutan bir yapışkandır. kadir geceniz hayırlı olsun, bu topraklara hizmet etmiş iyi kötü bildiğiniz herkes için ufak bir duayı çok görmeyin.

  • balon patlayınca çocuğun ölebileceğini bilmediği için cahillikle suçlanan bir ailenin başına gelen korkunç olay.

  • akp'nin kankası fethullah gülen'in birkaç yıl önce yayınladığı uzun listedir.

    fethullah'ın grip türü bir rahatsızlığı nedeniyle ilk uçağa atlayıp pensilvanya'yı ziyaret eden ve telefona sarılıp hürmetlerini bildirenlerin listesidir.

    siyasetçilere teşekkürü: görsel,
    iş dünyasına teşekkürü: görsel

    haber link, link, link

    şu listede adı olanlar bugün kendilerinden başka herkesi fetöcü ilan edip hayatlarını karartıyor. şovunu yapıyor. ne güzel memleket lan!

    akp-mhp darbe girişiminin araştırılmasını bin kere reddetti ama bugün utanmadan hala başkalarını suçlayabiliyorlar.

  • kendisi aynı zamanda abd donanmasının 6. uçak gemisinin (cv-6) adıdır. bu adlı gemi denizcilik tarihinin efsane gemileri arasındadır. ikinci dünya savaşı pasifik cephesinin neredeyse tüm muharebelerinde öyle ya da böyle bulunmuş (pearl harbor'da saldırı sırasında limanda olmasa da limana girdiğinde baskının çıkardığı yangınlar devam etmekteydi) yakışıklı, güzel ve savaşçı bir gemidir. 20 battle star, presidential unit citation (kişilere verilen navy cross madalyasının birlikler için olan versiyonu) ve navy unit citation madalyaları ile abd donanmasının ve dünya donanmalarının en bol madalyalı gemilerindendir.

    her savaşçı gemi gibi hikayesi ve efsanesi boldur, fıkra kabilinden bir tanesini aktaralım.

    hikayenin geçtiği dönemde enterprise'ın hava grup kumandanı (air group commander) binbaşı william r. "killer" kane adında bir as pilottur. bu pilot, liderlik tarzı ve yeteneği ile mürettebat tarafından çok sevilirmiş. 1944'te abd donanmasının saipan adasını ele geçirmek için yaptığı saldırıda, enterprise ve hava grubuna çok iş düşmüş. iki gün boyunca sürekli muharebe halinde olan pilotlar ve mürettebat, ayakta zor duracak hale geldiklerinde, bir söylenti gemiyi sarmış: "killer kane kayboldu". zira son sortide çıkış yapan ve neredeyse iki gündür uyumamış olan kane, sortinin diğer uçakları ile birlikte geri dönmemiş. doğal olarak gemide moral dip yapmış. iki gün boyunca filoda düşen pilotları toplamaktan sorumlu destroyerlerden haber bekleyen mürettebat iyice umudu kesmişken, ufukta bir destroyer belirmiş. destroyer, enterprise'ı görür görmez ışıldakla sinyal vermeye başlamış:

    "killer kane ne kadar dondurma eder?"

    şöyle ki, küçük destroyerlerde gıda depolama alanı fazla olmadığı için, genelde sağlıklı beslenme için zorunlu yiyeceklerle (taze ve konserve sebzeler vb.) doldurulup, daha "keyif işi" yemeklere yer kalmazmış. uçak gemileri ise zebellah boylarıyla her şey için fazlaca yere sahip olduklarından, daha "lüks" gıdalar da bu gemilerde bolca bulunurmuş. bunun sonucu olarak, destroyerler, denizden topladıkları düşen pilotları için uçak gemilerinden dondurma ya da çikolata gibi fidyeler almayı alışkanlık edinmişler.

    meğer, kane, o gün sortisindeki diğer uçaklarla birlikte geri dönmüş. ama uçak iniş kalkışları nedeniyle son derece kalabalık ve karmakarışık güverte yüzünden, güverte ekibi kane'i "şimdi git sonra gel" kabilinden kovalamış. kane de motoru deponun son damlalarını çeker, kendisi de uyku gözlerinden akarken turlamaya başlamış. ama turlamanın sonu (artık kane'in ayıklığı mı, yoksa motorun benzini mi önce bittiyse) enterprise'ın güvertesinde değil, geminin bir kaç kilometre açığında yumuşak inişle denizde sonuçlanmış. lakin kane, inerken kafayı kabinin kenarına vurup bayılmış. gemiden açıkta uçaksavar devriyesinde olan destroyerlerden biri de, kane'in uçağının denize indiğini görünce, bunu denizden toplamış. ama filoda birden fazla uçak gemisi olduğu, kane de baygın olduğu için kime geri vereceklerini bilememişler. kane iki gün sonra ayılınca, ellerindekinin filonun sevgilisi as pilot killer kane olduğuna uyanan destroyer mürettebatı, tabii ki alelacele kane'i enterprise'a yetiştirmişler.

    killer kane hakkatten kıymetliymiş ki, dediklerine göre, kurtaran destroyer, enterprise'ın kaptanından, normalde bir pilot için ödenenin neredeyse dört katı, 100 kiloya yakın dondurma koparmış.