ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tema'nın cengiz holding'in bağışını iade etmesi
-
eğriden doğru çıkmaz. bu hayatta her şey para değil. tema vakfı’nı benim alın terimle kazandığım tertemiz 100 liralık bağışımı temiz tuttuğu için tebrik ediyorum.
edit: (bkz: #muglayahavadestegi)
nejat uygur'a sanatçı diyen kitle
-
nejat uygur'a sanatçı diyen kitleyi bilmem de vefat ettikten hemen sonra onu aşağılamaya çalışan başlık açanlara ne deniyor çok iyi biliyorum. siz de biliyor musunuz?
7 mayıs 2020 döviz kuru haberlerinin yasaklanması
-
(bkz: 1984 (george orwell romanı))
zaro ağa
-
dünyanın en çok yaşayan insanlarından biriymiş tam 160 yıl. yalnız bu arkadaşın yaşam aralığı kendi yaşından daha ilginç abi. 1774 yılında bitlis'de doğmuş. yani daha fransız ihtilali olmamış, çağlardan yeni çağ. abd bile kurulmamış lan. zaro 2 yaşında bir bebe iken abd bağımsızlığını ilan ediyor, 15 yaşında bir ergenken ise fransız ihtilali oluyor. tabi zaro ağa bitlis'te yaşıyor. ihtilal olmuş ve bunu idrak etmesi ne kadar başarılı olmuş bilinemez. zaman akıyor ve 1812 yılında küçük bi dünya savaşı benzeri tadsızlık çıkıyor napolyon savaşları adında, zaro ise 38 yaşında o zaman mısır cephesinde savaşıyor fransız ordularına karşı.
zaman ilerlemeye devam ediyor dünyada sanayi, endüstri devrimleri gerçekleşiyor. makineler yükseliyor. darwin, marx, dostoyevski, abraham lincoln gibi farklı alanlarda birçok şey başarmış saygıdeğer insanlar geçiyor, zaro ise memlekette hayatına devam ediyor. derken "kırım savaşı" osmanlı'nın tarihinin en büyük savaşlarından biri patlıyor zaro ağa ise henüz gencecik 82 yaşında. savaşı osmanlı kazanıyor ülkede ise bir sevinç var ancak 1876 yılında 93 harbi patlıyor ruslarla yine. zaro ağa ise üç basamaklı yaşa ulaşmış 102. arada ıslahat, tanzimat fermanları falan olmuş. padişahlar kaftan yerine artık tosunpaşa gibi giyiniyor zaro ise olgunluk çağlarında. 5 yıl sonra atatürk doğacak daha sonra ölmeden zaro atatürk'ün huzuruna çıkacak ve ona "sultanım" diyecek. atatürk ise gülümseyecek "saltanatı kaldırdım dede! reis-i cumhurum ben" diyecek. bu kayıtlara böyle geçmiştir.
fizikte, kimyada, astronomide inanılmaz gelişmeler oluyorken balkan savaşları başlayacak. sonrasında ise ilk dünya savaşı. ordular artık geçen yüzyıldaki gibi sıra sıra dizilip "biz sıktık hadi şimdi sıra sizde" tarzı dünyanın en tuhaf savaş biçimini terketmiş ve siperlerde savaşacak. savaş sürerken ise bi devrim daha olacak, kızıl devrim. sene 1917 zaro 143 yaşında yorgun demokrat. kurtuluş savaşından sonra 600 yıllık imparatorluk çökmüştür, zaro ise bunun çeyreğine bizzat kendisi şahit olmuştur. 1.abdülhamit'ten vahdettin'e 10 tane padişah devirmiştir. işte böyle bi insanın videosu bile var new york'a misafir olarak çağrılmış. 1790 yılında bitlis'te keçi otlatan bir insan 1930 yılında new york bir ballroom dansçısıyla beraber.https://www.youtube.com/watch?v=sjhh1lpvjh0 dünya üzerinde böyle bir hayat hikayesi yok abi. film çeksen star wars gibi 6 part'tan oluşur. film demişken yönetmen olsam bu adamın filmini çekerdim.
zaro ağa begins
zaro ağa the french revolution
zaro ağa the industrial revolution
zaro ağa new wave of science
zaro ağa bizimle eğleniy
zara ağa her ölüm erken ölümdür
ben böyle geveze oluyorum böyle acayip konularda kusura bakmayın neyse kim bilir daha ne acayip insanlar vardır dünyada. lan adam mozart'tan 15 - 20 yaş küçük mozart 1791 yılında ölüyor mesela bu adam da 1795 yılında bir kuyuya falan düşüp ölebilirdi, ama ölmedi 1934 yılına kadar yaşadı. adam harbiden büyük insanmış zaro ağa daha da yaşasaydı kendisi bugün 241 yaşında olacaktı, saygıyla anıyoruz.
beyaz show'da oğuzhan koç'a yapılan şaka
-
yanak kaslarımı 5 dakika dinlendiren şaka.
man schreibt nur auf deutsch in diesem thema
windows 95
-
piyasaya ciktiginda yer yerinden kelimenin gercek anlamiyla oynamisti. inanilmaz bir reklam firtinasiyla insanlarin isine gercekten yarayacak bir seyi piyasaya surmus olmalari dunyayi ayaga kaldirmis, bizim ana haber bultenlerinde bile belki tarihlerinde ilk defa bir bilisim urunu ana konu olmustu.
gercekten de bilgisayari az kisinin kullanmayi becerebildigi elit bir urun olmaktan cikarip herkesin kullanabilecegi bir araca donusturmustu 95. mavili bulutlu gokyuzu temasi bilgisayar fuarlarinda isiltili ve sosyetik gorunurdu. insanlar uzerinde ayni heyecani ve muhabbeti yaratan tek urun iphone olabildi kendinden sonra..
evde hiç sıkılmadan vakit geçirebilen insanlar
-
kafa şişirmekten başka işe yaramayan sahte samimiyet akan kalabalık içinde olmaktansa, evindeki yalnızlık ve sessizlik içeren huzuru tercih eden akıllı kişidir. hiç pişman olmaz.
erkeklerin aslında demek istedikleri
-
-napıyosun?
+çalışıyorum sen?
-ben de yazlıktayım, balık tutuyorum.
(yazlığım var.)
-napıyosun?
+çalışıyorum sen?
-spordan geldim, çok yoruldum. :s
(spor yapıyorum.)
-napıyosun?
+çalışıyorum sen?
-çok sıcak, evde oturuyorum serin serin.
(evim klimalı.)
-napıyosun?
+çalışıyorum sen?
bu arada ben niye hep çalışıyom lan???
istiklal'in göbeğinde üstsüz lgbt kutlaması
-
yüz verdik eşeğe alnımıza değdi taşağı.
bomboş yolda şerit değiştirirken sinyal vermek
-
evde yalnız başına esnerken ağzını kapatmak gibi bir şeydir.
ygs 2015
-
"iyilik yap denize at" demişler ama atamadım. dayanamayıp anlatacağım. kardeşim maltepe'de orhangazi ilköğretim okulu'nda sınava giriyor. saat 9:20'de okula geldik sohbet ediyoruz.
"hayatın bu sınava bağlı değil, rahat ol" geyikleri dönerken anons yapıldı, öğrencilerin sınıflara girmesi gerektiği söylendi.
öptüm, gaz verip yolladım. elimde kahve ile girişin karşısına oturdum, velileri bahçeden şutlayacakları saati bekliyorum.
aksiyon burada başlıyor...
feryat figan bir kız binadan fırladı 'anneeee' diyerek haykırmaya başladı. koşarken bir taraftan da 'orhangazi değil osmangazi' demez mi?
saate baktım 09:44, kız okulun önünde hüngür hüngür ağlıyor, annesi de ağlamaya başlamaz mı?
yemin ediyorum bana bir haller oldu. bir an her şeyi unuttum, bildiğin hayatımın amacıymış gibi yerimden fırladım.
50 metre koşup kızın elinden giriş belgesini aldım, adresi haritada bulup beklemelerini söyledim.
araba 300 metre mesafede, ben günde 2 paket sigara içiyorum ve hayatımın deparını atıyorum.
arabanın ilk sahibi sakarya il emniyet müdürü, 2. sahibine satarken çakarları sökmüşler ama siren duruyor.
dörtlüleri yaktım, sireni çalıştırdım saniyeler içinde okulun önündeyim.
kız ve annesi arabaya atladı, 7 km yol ve 10 dakikadan biraz fazla zaman var.
7 milyar insanın önünde konuşma yapsam dudağım titremez ama adrenalin varille salgılanıyor.
ve evet, 09.58.
okula bir girişim var, padişah saraya böyle girmemiştir.
kız sarılıp öyle öptü ki, master card reklamı aklıma geldi.
"paranın satın alamayacağı şeyler vardır, gerisi için onemliuyarilar"
umarım başarırsın canım, iyi şanslar...
edit: düzeltme
internetten tanışılan kız tarafından dolandırılmak
-
türkiye’de hergün yüzlerce adamın düştüğü tezgaha düşen gencin veryansını. olay tanıdık ama gerçekten artık katlanamadığım 2 durum var:
1) bu polisler ne iş yapar? yani şikayet için gelen adamı, bir şey çıkmaz uğraşma diye telkin edip göndermek mi bu adamların işi? kamelyada çay içip geleni terslemek mi? adam haklıdır haksızdır, şikayetçiyse gereğini yapacaksın. bir şey çıkar çıkmaz onu zaman gösterir. sanki sözleşmiş gibi hepsi aynı tavırda hepsi aman iş çıkmasın kafasında.
2) ülkenin en haysiyetsiz, namussuz insanları bile ülkenin bugunu bulmuş, ‘seni fetöcü diye ihbar ederim.’ tehditini kullanıyor ve bundan sadece ahlaklı ve namuslu insanlar korkuyor. bu paradoks ne zaman bitecek?