hesabın var mı? giriş yap

  • - ercan açtıeaa kitabıeaa açtıeaaa birinci sorueaaa .. yine bir problem var havuzdeaaeaa
    - bey bu çocuk okumıcak galiba ?
    - okur o okur. heyecanlı işte ne güzel.
    - ahmetin üçbinlirası veaaaar evet ahmeeaaat fındık alıyoeaaarrr parasının geeri kalanını innnnnanılmaaaeaaz bir şekildeeaaa mehmet'e veriyooeoaarr
    - bey sana diyorum bey.
    - dur be hanım en heyecanlı yerieaa
    - ve ercaeeaaan soruyu çözüyoaareear. ahmetieaaann 1000 lirası kalıyoeaaarrr
    - goooooooolll !!
    - bey ?
    - ee yani aferin oğlum benim

  • bir ülke düşün; koca bir ülke. inşaat sektöründen ekmek yiyor. ülkenin hemen hemen tüm zenginleri müteahhit. yolda 19 yaşında hayvani jipe binen bir kız görüyorsun, babasının müteahhit olduğunu tahmin etmek seni ayrıcalıklı yapmıyor. koca koca sanayiciler sektörlerindeki mücadeleleri bırakıp inşaat işine giriyorlar. neden? kolay para. sonuç? az istihdam, çok ithalat, az ihracat. bankadan ev kredisi çeken insanlarla dolu her yer. bir de "bir sürü evim olsun, kiraya verir gül gibi yaşarım" demeye mahkum edilmiş bir ekonomi. kimse ev dışında yatırım yapmaya cesaret edemiyor. küçük esnafın rekabet gücünü bitiren avmler, zincir marketler bla bla. koca bir ülke banka patronlarına, müteahhitlere ve birkaç kodamana çalışıyor. diğerlerinin tek derdi ayın sonunu getirebilmek.

    işte size "dönya devi" bir ülkenin hikayesi.

  • efsane midir bilinmez ama hukuki dayanağı olan bir olay

    bir fizik sınavında soru kağıdı şu şekildedir.

    sorular:

    1. hede hödö nedir.
    2. hede hödö ise vs. vs sonucu nedir açıklayınız.
    3. a şehrinden b şehrine bla bla
    4. vs vs vs

    her soru 25 puan değerindedir. başarılar dilerim.

    cevaplar:

    1. hede hödö nedir.
    2. hede hödö ise vs. vs sonucu nedir açıklayınız.
    3. a şehrinden b şehrine bla bla
    4. vs vs vs

    öğrenci soruları olduğu gibi yazmıştır. 0 alır. şikayet eder. fizik sınavını edebiyat öğretmenleri inceler. öğrenci tam puan alır.

    çünkü her soru 25 puan değerindedir.

  • vaktinde dolmabahçe camisinin müezzinini korumayan güruhun başlattığı kampanya. dolmabahçe camiisinin müezzini 'ben din adamıyım, yalan söyleyemem, o gece burada içki içilmedi' dediği için sürgüne gönderilmişti ve sesiniz çıkmamıştı.

    şimdi 'cumhurbaşkanımızı koruyun' temalı sela okuyan müezzin için neden bu kadar ayaklandınız? samimiyet önemli bişey!

  • amaçlarının olmaması.

    büyümeyi bekliyorlar resmen, saçma sapan şeylere ilgi göstermeler falan. geçen bir bebek gördüm mesela sırt üstü yere uzanmış tavana bakıp gülüyor. korktum lan resmen kime gülüyor bu diye. hemen uzaklaştım oradan. kaç aylık insan sonuçta, kendi başının çaresine baksın az.

  • az önce almanya'daki kuzenimin söylediğine göre, istanbul'a uçak bileti bulamadığı için taksiyle yola çıkmış teknik direktör. ayakkabı bile giymemiş adam, terlikleriyle ve gazi eşofmanıyla apar topar çıkmış evden.

    edit: lan yazık adama be. aykut istifasını geri alınca öyle ortada kaldı adam. 7 bin euro taksi parası da cabası...

  • 1968 yılında kampüste vakit geçirmekte olan 22 yaşındaki genç sinema tutkunu, bir grup arkadaşıyla birlikte, 'stanley kubrick'in yeni gösterime girmiş olan '2001: a space odyssey' filmini izlemeyi kararlaştırır. film yeni vizyona girmiştir ve müthiş sükse yapmıştır. her ne kadar bizim genç sinema tutkunumuz için 'beyaz perde' ile ilgili her şey, tutku derecesinde 'hayat'ı temsil ediyor olsa da 'kubrick'in bu zaman ötesi yapıtını izlemekte nedense geç kalmıştır ...

    1968, sosyal dinamiklerin genç kitlelerce dalgalandırıldığı, özellikle amerikan toplumu düşünüldüğünde (sınırsız) özgür düşüncenin, savaş karşıtlığının beraberinde getirdiği 'başkaldırı' ve 'sivil itaatsizlik' rüzgarlarının kuvvetle estiği yıldır ... uyuşturucu, üniversite gençliği arasında yaygındır ve yazımıza konu olan genç karakterimizin arkadaş çevresinde de 'drug movie' mottosu türemiştir ....

    'drug movie' = 'cigara'yı tellendirirsiniz (veya artık keyif verici madde her ne ise) ve uyuşturucunun beyninizdeki etkisini arttırmak için 'kafa yapan', 'derin temalı' bir filmi sinemada izleyerek deyim yerindeyse 'uçuşun' ve (mümkünse) filmin keyfini ziyadesiyle çıkartırsınız ....

    yukarıdaki kısa özetten de anlayacağınız üzere genç karakterimizin filmi izlemeye beraber gittiği diğer arkadaşları bir miktar uçmaktadırlar ve film onlar için 'drug movie' kategorisindedir. öte yandan genç kardeşimiz ise hayatı boyunca hiç uyuşturucu kullanmamıştır ... yıllar yıllar sonra '2001: a space odyssey'i' izleyip salondan çıkışını şöyle anlatmaktadır : "... her ne kadar diğer arkadaşlarımın hepsi 'madde' kullanarak salona girmiş olsalar da filmin çıkışında gerçekten uyuşturucu etkisi altında olan ve deyim yerindeyse 'uçan' bendim ... çünkü kafa yapan, uyuşturucu gibi çarpan, filmin kendisiydi..."

    sinema salonundan çarpılmış halde çıkan, aynı yıl üniversiteyi terk ederek kendini tümüyle sinemaya adayacak olan genç 'steven spielberg', gelecekteki on yıllar içerisinde imza atacağı çoğu yapıtına, 'stanley kubrick' sinemasından izler serpiştireceğinden ve hatta 'kubrick' ile sıkı dostluk kuracağından o an için habersizdir ...

    '2001: a space odyssey'i 1968 yılında yine sinemada izlemiş olan bir de 7 yaşlarında küçük bir kahramanımız var. kız kardeşinin doğum gününde, ailecek filmi izlemeye gelmişlerdir ... dehşet büyük bir sinema salonunda, babasının omuzlarında filmi sonuna kadar izleyen küçüğümüzü de derinden etkilemiştir 'kubrick'in harikası ... eve dönerler ama küçük oğlan, filmin etkisi altında, bahçede yalnız başına, yağan karın ardından göklerdeki yıldızlara bakar ve o küçük aklıyla hayatın anlamını, gelecekte ne olacağını sorgular ... sorgular ama elbette, gelecekte bir gün, kendi kullanacağı helikopteriyle, artık dostu olan ünlü yönetmen stanley kubrick'in arazisine iniş yapıp beraber yemek yiyeceği ve vakit geçireceği aklından bile geçemez ... hatta hem 'spielberg' hem de 'kubrick' ile çalışmış tek aktör ünvanına sahip olacağı da küçük 'tom cruise' için o esnada henüz çok çok uzakta olan bir gerçekliktir ...

    kaynak :

    remembering stanley kubrick
    remembering stanley kubrick

  • insan bunları görünce keşke hiç uğraşmasaymış gazi diyor.

    şu tipler için miydi çekilen onca acı, geceler boyunca süren akıl oyunları, uykusuz geceler, dağda taşta uyuma, cehennem gibi cepheler?

    sen bir hayatı adıyorsun, 57 yaşında bitiyor ömrün. 85 sene sonra bile hakaret yiyorsun.

    ulan bu kadar nankör, bu kadar haysiyetsiz, bu kadar kalleş, bu kadar kahpe olunmaz be...

  • görsel

    prens harry ve eşi meghan markle'nin abd'li ünlü televizyoncu oprah winfrey'e verdiği iki saatlik röportajda, kraliyet ailesi'nden ırkçı ithamlar karşısında destek görmek yerine, bizzat aile bireylerinin ırkçı tavırlarıyla karşı karşıya kaldıklarını anlatmıştı.

    taht sırasındaki konumu abisi ve abisinin çocuklarından sonra gelen prens harry'in game of thrones (taht oyunları) olarak gördüğüm ve zevkle izlediğim mücadelelerindeki bu yeni hamlesi benim içinde beklenmedik bir hamle oldu. şah dedi diyemem ama veziri ile saldırıya geçtiği söylenebilir. kraliyet ailesi bu hamleye yazılı olarak yanıt verdi.

    büyüteçlerimiz hazırsa yıllar yılı stratejik hünerleri ile tanınan ingilizlerin bu yanıtına yakından bir bakalım.

    görsel
    öncelikle açıklama metnini yorumlamadan bir okuyalım.

    the whole family is saddened to learn the full extent of how challenging the last few years have been for harry and meghan," the statement reads.

    "the issues raised, particularly that of race, are concerning. while some recollections may vary, they are taken very seriously and will be addressed by the family privately."
    "harry, meghan and archie will always be much loved family members."

    "tüm aile son birkaç yılın harry ve meghan için ne kadar zorlu geçtiğini öğrendiği için üzgün.

    bazı hatırlananlar kısmen farklı olsa da özellikle ırkçılıkla ilgili iddiaların çok ciddiye alındı ve bu aile içinde özel olarak araştırılacak

    harry, meghan ve archie her zaman ailenin çok sevilen üyeleri olarak kalacaktır."

    üzerinde saatlerce tartışıldığı son hali verilene kadar bir çok kez kelimelerin yerleri, vurguları, eş anlamlı sözcüklerden hangisinin kullanılacağı enine boyuna düşünüldüğü oldukça belli olan bu metin ilk bölümde;
    ı am sorry veya “ı apologize” gibi özür dilemek manası ile direkt olarak eşleştirilebilecek bir ifade olmaksızın üzgünlük belirtilmiş.

    "aile son bir kaç yılın bu kadar zor geçmiş olduğunu öğrendiği için üzgün"

    ilk başta kulağa oldukça empatik ve neredeyse özür dilemeye yakın duran bir ifade gibi duruyor.
    üzgünüz böyle olmasını istemezdik.
    bilerek böyle birsey yapmadık, haberimiz olsa hem yapmaz hem de yapanlara sert tepki verirdik. üzüntünü anlıyor ve üzüldüğün konuda sana hak veriyorum.

    ama cümleyi tekrar tekrar okuduğumda vurgunun bir üzüntü ifadesinden çok böyle birşeyi yeni öğreniyoruz kısmına olduğunu fark ettim. bunu bize ifade etmeden, bizimle konuşmadan direkt basına konuştun. bizde bunu şuan öğreniyoruz. böyle birşey yok. olsa bile haberimiz yok. ey halk bizde bunu sizler gibi ilk kez duyuyoruz. ve kulaklarımıza inanamıyoruz. böyle bişey var ise en çok biz üzülürüz. çünkü biz ırkçılık yapacak kişiler değiliz. gerçi böyle birşey yok. bu gelin bunu bize söylemeden basına konuştu. gerçekten böyle bişey olsa bize önce söylemesi gerekmez miydi? derdi ırkçılık ise gelsin konuşsun. biz onu anlarız. ama onun derdi bu değil
    amacı üzgünlügünün giderilmesi değil show yapmak.
    popüleritesini artırmak.

    ikinci bölümde ilk bölümdeki kısmi geri adım örtülü saldırı yerini daha aleni bir karşı saldırıya bırakıyor.

    "bazı hatırlanan kısımlar farklı olsa da"

    yalan söylüyorsunuz demenin en bürokratik yöntemi bu olsa gerek.

    "ırkçılıkla ilgili iddiaları ciddiyetle araştıracağız."

    araştırmamızın nedeni sana inanmamız ve ciddiye almamız değil ırkçılık konusunda yüksek hassasiyettimiz. bu konu bizim için kabul edilemez bir konu, bu konuyu gündeme getiren sen bile olsan biz araştırırız. ve bu araştırma olması gerektiği gibi basın karşısında değil aile arasında yapılır.

    son cümle ise

    "harry, meghan ve archie her zaman ailenin çok sevilen üyeleri olarak kalacaktır"

    sen bizimle savaşmaya çalışabilirsin. bizi zor durumda bırakacak işlerde yapabilirsin ama biz sizi muhatap alıp sizle savaşa girmeyiz. sizin rolünüzün ne olacağının kararını biz veririz. düşman olmak, rakip olmak istedin diye olmazsın. senin rolün ailenin sevilen üyelerinden biri olmak. ve bu hep böyle kalacak.
    görsel

    kraliyet yazılı cevabı ile prens harry ve meghan marke yi nazikçe dövmüş. bakalım isyankarlar buna nasıl yanıt verecek

    veziri geri mi çekecek yoksa fille destekleyecek mi?