hesabın var mı? giriş yap

  • zamanında, "kullanıcı dostu* tasarım" nedir, verimlilik nedir bilmeyen bir adam tarafından tasarlanmış, daha sonra da değiştirmek kimsenin aklına gelmemiş ya da gelmiş de kimsenin işine gelmemiş tasarımlara verilen -en azından benim az önce verdiğim- addır bu. örnek vermek gerekirse:

    makarna poşeti: yahu kardeşim yırtarak açmaya çalışırsın açılmaz. sinir olursun, zorlarsın. birden yarıya kadar yırtılır poşet; her yer makarna olur. bir kısmını zorla tencereye dökersin, kalanıyla ve yırtık bir torbayla baş başa kalırsın. atsan atılmaz satsan satılmaz.

    selobant: bir gün biri çıkar da çocukluğunun "en zor dönemi neydi" diye sorarsa, selobandın ucunu bulmaya çalıştığım o elim anlar gelir ilk olarak aklıma. bazı tasarımcı denyolar işi o kadar abartmıştır ki ucunu bulsan bile bandı ordan sökemezsin. bazen de tam ucunu buldum derken tutup çektiğinde bant tam ortadan enlemesine yaryılır ve yarı kalınlıkta bir bant çıkar. şimdi bir değil birçok kayıp uç vardır elinde. her şey daha karmaşıktır.

    mayonez kavanozu: dünyanın stresli işi, dibinde azıcık kalmış bir mayonez kavanozundan çay kaşığıyla, eline mayonez bulaştırmadan kalan mayonezi sıyırmaya çalışmak değil de nedir?

    ortalı defter: ilk sayfalara yazmaya başlamakla eş zamanlı başlar kabus. eğer defter tek ortalı ve kalınca bir defterse satırın sonuna gelince elinizdeki kalem pıt diye giriverir altı boş kağıda. girmese de yazı bozulur eğri büğrü olur. ortalara ulaştıkça her iki taraftaki sayfalar bombelenir. gün ortasındaki kabustur. off.

    meyve suyu kutusu: yeni çıkan ve güya modern tasarımlı olan bu kutuların kapakları çevirerek açılır ve hatta açılırken içindeki koruma bandını da açar. buraya kadar her şey güzeldir. ama eğer bardağa koymaya kalkarsanız güzel başlayan maceranız hiç de hoş olmayan bir şekilde devam eder. bu kutulardan ilk bardağı yere dökmeden doldurabilene tetrapak tarafından fenerbahçeli rambo'nun çaldığı avrasya maratonu kupasının verileceği efsanesi dolaşır market rafları arasında. kutuların üzerinde "açmadan önce çalkalayınız" yazması ama içinde hava olmayan kutuyu çalkalamaya kalkınca oluşan sessizlik dünyanın en hüzünlü sessizliğidir. kutunun dibinde kalan ve asla sahip olamayacağınız o bir yudum meyve suyu da ayrılıkların en acısını yaşatır insana*.

  • yalakalık değildir. zira ecevit o vakit muhalefettedir. iktidarda doğru yol ve shp vardır. başbakan çillerdir. çiller le yapılsa yalakalıktır. ama ecevit siyasi figürden çok şair yönü ile katılmıştır.

  • "hayvan hakları savunucuları hala bülent ersoy'un kürkünü eleştiriyor.. lann olum deli misiniz, mal mısınız..? adam gözünü kırpmadan kendi çükünü kestirmiş, sizin koruyup kolladığınız 3-5 hayvana acır mı?"

  • beraberinde su almazsaniz hepsi.
    arkadaslar bu konuda binbir cesit safsata var. alinan etanolun hacim degeri ve sonucunda olusan kan alkol duzeyi disindaki hicbir sey onemli degildir.
    ertesi gunu berbat eden en onemli etken de alkolun diuretik ozelliginden dolayi hizli su kaybina yol acmasi, bu kaybin da yerine konmamasidir.
    ornek olarak vucuda 50 cc saf etanol almak icin, 2 adet 500 cc'lik hacmen %5 alkol iceren bira icmeniz gerekirken, ayni alkol miktarini 125 cc hacmen %40 alkol iceren tekila icerek de yakalayabilirsiniz.
    ancak, ayni alkol seviyesini bira ile elde etmek icin 1000 cc - 50 cc = 950 cc de su icmis olursunuz. tekilada ise su miktariniz 125 - 50 = 75 cc'dir sadece.
    ikisinde de ayni miktarda alkol aldiniz, ayni miktarda alkolun diuretik etkisi de ayni oldu, ancak bira icerken cok daha fazla su icmis oldunuz esyanin dogasi geregi. (total sivi alimindan dolayi ozmotik basincin etkisini goz ardi edersek)
    peki sonuc ne oldu? tekila icerken kaybettiginiz suyu yerine koyamadiniz, ama bira nispeten daha az su kaybina yol acti. bu yuzden tekilanin ertesi gunu cok daha kotu oldu.
    peki ne yapabiliriz? alkol alirken arada sirada bir bardak su icmeyi ihmal etmeyin. farki kesin hissedersiniz.
    su kaybederken elektrolit kaybi da yuksek oluyor. su yerine powerade ya da soda icerseniz daha makbule gecer elektrolit iceriklerinden dolayi.

    edit: buna bir istisna da ucuz veya iyi havalandirmamis saraplardaki yuksek sulfur dioksit miktaridir. sarap iyi havalanmadan icilirse icindeki sulfur dioksit ucamaz ve siz bunu icmis olursunuz. sulfur dioksit de naparsaniz yapin basinizi agritir (bkz: kopekolduren)(bkz: chateau migraine)*

    edit 2: cl'ler cc olarak duzeltildi.