hesabın var mı? giriş yap

  • kettle'a bile bu kadar mutlu olan zavallı bir kadına amma iğrenç tepkiler gelmiş.
    bela okuyan olmuş, kocan ölsün diyen olmuş.
    dahi anlamındaki de'yi ayıramayan moronlar vurmuş da vurmuş.
    kötüsünüz lan. geberin.

  • bir kere yedikten sonra evde çok kolay bir şekilde tarifini çözümleyebildiğim yiyecek. bunu ilk kez burada açıklıyorum.

    şöyle ki: bir miktar domates püresi, çok az biber salçası, zeytinyağı, az miktarda ketçap, ezilmiş sarımsak ya da sarımsak tozu, karabiber ve tuzu, suyla 15-20 dakika kadar kaynatıyoruz. daha sonra hamburger ekmeğini bu sıvıya bandırıp buharda bir kaç dakika tutacağız. yalnız önemli bir mevzu var ki; o da hamburger ekmeğinin türevi. hamburger ekmeği mümkün olduğunca pofidik fırın staylı olmalı. marketten aldığımız ince hamura katkılı hamburger ekmekleri o buhar ve sıvıya dayanıklı olamayabiliyor, parçalanıp gidiyor.

    son aşama ise, ıslattığımız hamburger ekmekleri arasına köfteleri boca etmek. köfte önceden yapılmış bol soğanlı her hangi bir köfte olabilir. afiyet olsun.

  • afrikada bir iğnesiyle kaplanı deviren arılar vardır. bunların kovanlarına hiçbir canlı yaklaşmaya cesaret edemez. ancak bal porsuğu balı sever...

    yıllar sonra bir edit: "afrika'da kaplan yoktur. kaplanın anavatanı asya'dır. " bunu ısrarla yazan tüm yazar arkadaşlarımın emeğine sağlık.

    yıllar sonra ikinci edit: john hartigan'dan ; bal porsuğu balı sevmez. aslında ayılar da balı sevmez. onların meselesi, kovanların içindeki larvalardır. bedava proteindir onlar için, uzun süre idare eder.

  • farsça kökenli "rast" sözcüğü "düz, doğru ve sağ" anlamlarına gelir. rast sözcüğü günlük hayatta sıkça kullanılan "işin gücün rast gelsin" ifadesiyle de karşımıza çıkar. bu ifafedeki rast da "doğru, düzgün" anlamına gelir. sağ sözcüğü de ikinci anlam olarak bu ifadeyi tamamlar. rastlamak sözcüğü de buradan gelir.

    ingilizcedeki "right" sözcüğü de bu dilin akrabası olan farsçadaki ile aynıdır. aynı anlamlara gelir. yani "all right" nasıl ki "her şey tamam, yolunda" anlamına geliyorsa, aynı zamanda yön olarak "sağ"ı karşılar.

    yine farsça kökenli "çap" sözcüğü de yukarıda bahsettiğimiz rast sözcüğünün anlamsal olarak karşıtıdır. yani "aykırı" ve "sol" anlamlarına gelir. aslında bu iki sözcükten de anlaşılacağı üzere alışılagelmiş yola ve düşünceye "rast" yani "sağ" , alışılanın dışında aykırı düşünceye ise "çap" yani "sol" denmiştir. siyasî taraflar da böyle oluşmuştur.

    çap rast sözcükleri birleşerek çaprast yani "çapraz" sözcüğünü oluşturmuştur. çatışma, zıt yönlerde olma, eğik olarak birbiriyle kesişen, çift taraflı, karşılıklı anlamlarına gelmiştir.

  • adamın birisi bir gün, trabzon'a gitmiş, bir meyhanede oranın yerlisi bir adamla kafa demlemeye başlamışlar.

    bir ara, karadenizli'nin belinde, kabzası havalı, elde oyulmuş bıçağını görmesin mi???

    -bıçağına bayıldım, demiş adama, masaya bir 50 lik banknot basarak, aldım gitti!

    -pen piçaumi vermem!!! demiş karadenizli....

    -al, sana 100 o zaman!! diye vurmuş 100 lük banknotu masaya!!

    -vermem! demiş kararlı bir şekilde karadenizli!

    -oooo amma uzattın ha, demiş bizimki. bak bu son teklifim! al sana 300 tl. daha da param kalmadı!!!

    -haçan sen anlamiymisun, vermeyeceğum dedum piçağumi!!!

    adam takmış bi kere bıçağa!! çıkarmış bileğindeki rolex saati...

    -bak arkadaş, bu var ya bu, hayatında göremeyeceğin kadar para eder. bak son teklifim, veriyon mu bıçağı?

    -haçan arkadaşum, ne istersen iste, piçagumi isteme penden!!!

    -sen ne kaçırdığının farkında değilsin galiba!! bak, bu saat var ya, som altındır, kadranı sedef, düğmesi de yakut.

    -haydaa, sen penu anlamaysun kaliba!!! vermeyceum daaaa!!! .. hele bak....diyelum ki aldum saatinu, verdum piçagimuuu ... yarin celdum kahveye, ha burda bir kahve içeceum...kalkti pirisu dedu baa "-ananu s..eyum.!!ha pen ne diyeceum ona, "altiyi çeyrek geçiii ???"