hesabın var mı? giriş yap

  • kalbimizde bir kez daha taht kurmasına sebep olan olay.
    sırtını ankara'ya vererek anıtkabir'e yüzü dönük fotoğraf çekilmesi de nezaketin alternatif bir tanımı olabilecek nitelikte eylem.

    instagram

    edit: ikinci fotoğrafı da paylaştı kendisi.
    instagram

    kısaca atatürk'ün attan düşerek 3 kaburgasını kırmasını ve ciğerine isabet eden şarapnele rağmen mücadelesi için savaşmaya devam ettiğini kastetmiş sanırım.

    elon bu hangi seviye atatürk düşmanları rokete atleti tıkarlar, bütün uzay programı yalan olur.

  • hani kadına şiddet olaylarında "her şeyden önce kadınlar annedir, annelerimizdir" falan deniliyor ya işte bu konuya hassas bir dokunuş yapan, maggie gyllenhaal filmi.

    baba olmanın her erkeğin harcı olmadığını bir şekilde kabullenmişiz de konu anneye gelince nedense işler değişiyor. eski kuşağın geleneğini sürdüren; öpmeyen, sarılmayan, gülüp şakalaşmayan, sevgisini asla göstermeyen ya da başı sıkışınca çekip giden babalara aşinayız mesela. ama buradaki yorumlarda da film ile ilgili en çok annenin, çocuğun yaralanan parmağını öpmemesi yadırganıyor. bu hareket doğrudur demiyorum ancak net bir şekilde kınayamıyorum da çünkü gerçekten her kadın "anne" olmaya uygun değildir.

    belki bizim annelerimiz de kendi içlerinde bu savaşı vermiştir. çocuklarını ölesiye seviyor olmak da anneliği tam anlamıyla benimsemiş olmak anlamına gelmiyor çünkü. çoğu anne bunu asla dillendiremezken birçok kadın ise özgür bir şekilde çocuk sahibi olmamayı 'seçebiliyor'. zaten filmin verdiği mesaj tamamen bu; anne olup olmamayı seçebilme özgürlüğünün bazı tabuların yerini alması. bu konunun yazar ve yönetmen bağlamında tamamen kadın perspektifinden sunulmuş olması filmin her noktasında kendisini hissettiriyor. o şahane oyunculuğunu oscar'la taçlandırmış olan olivia colman'ın canlandırdığı karakter leda; eğitimli, tek başına tatile çıkabilen, lafı fazla uzatan adamı kibarca susturup yemeğine devam edebilen, tehditlere boyun eğmeyen, geçmişiyle yüzleşirken yaşadıklarından pişmanlık duymayan ve kendisinin kabullenemediği annelik kavramını benimseyebilmiş ya da bununla mücadele eden kadınlara da saygı duyan yani kesinlikle sıradan olmayan bir kadın.

    sonuç olarak filme genel olarak baktığımızda leda'nın üzerinde nispeten fazla durulmuşken diğer tüm konu ve karakterler derinleşmeden darmadağın ve yüzeysel kalmış. biraz şunu gösterelim biraz da şunu anlatalım derken süre uzayınca "kestik" deyip bitirmişler sanırım. karakter gelişimi ve olay örgüsü üzerinde biraz daha oynanıp vurucu bir iş çıkarılabilirdi bu kadroyla. yine de yönetmenin ilk deneyimi oluşu ve konu baz alındığında fena olmamış diyebilirim.

  • konuya ilişkin meşhur bir fıkra var.

    adamin biri kadına yanaşmış ve sormuş:
    - size 1m dolar versem benimle yatar mısınız ?
    kadın durmuş, biraz düşünmüş olabilir neden olmasın demiş. biraz sonra adam tekrar sormuş:
    - peki size beş dolar versem benimle yatar mısınız ?
    + beyefendi! siz beni ne sandınız !
    - ne olduğunuzu anladık, fiyatta anlaşmaya çalışıyoruz.

    bazı şeyler ya satılıktır ya değildir.

  • dün gece eve dönerken bi işkembeciye uğradım. benim masaya bakan garson bey biraz konuşkan biriydi, sohbet etmeye başladık. yalnız maskesi olduğu için tam olarak ne dediğini anlamıyorum, böyle boğuk boğuk konuşuyor, hafif şivesi de var zerre çözemiyorum ne dediğini. bi yerden para mı bekliyormuş, bi yerde alacağı mı kalmış, iş mi bakıyormuş yani çok az aradan laflar seçiyorum kopuk kopuk... hafiften kafam da güzel, algılarım düşük, ben de nasıl olsa şimdi gider diye anlamasam da kibarlıktan "aynen abi ya", "hayırlısı olsun", "kısmet valla" falan gibi şeyler söylüyorum. yani bu laflar genelde bi noktadan sonra muhabbeti bitirir ama bitmedi.

    adam benim masaya her bir şey getirdiğinde 5-10 dk bi mevzudan bahsediyor. ulan o kadar çok uzadı ki muhabbet, benim kelimelerim bitti. çünkü en az 30 kere "hayırlısı olsun", 20 kere de "doğrudur", "haklısın abi", "aynen" falan dedim yani artık bunları kullanmaya devam edemem. bi de ben adama gaz mı veriyorum napıyosam dikkat ediyorum adam benimle her konuştuktan sonra kasadaki patronla biraz sözlü atışmaya giriyo sonra tekrar bana geliyo. yani biraz daha "aynen" falan desem dalacak patrona.

    ayrıca o kadar ilerledi ki mevzu "pardon siz ne anlatıyosunuz acaba aq?" da diyemiyorum, geri dönüş yok artık. o an konuyla ilgili bir şey sorsa mantıklı bi cevap veremicem, adam da onunla dalga geçtiğimi falan zannedecek diye iyice stres oldum, tek amacım artık yediğimden zevk almadan, tamamen karnımı doyurma ve ayılma amacıyla hızlı hızlı yiyip mekandan kaçmak. bi an önce gideyim buradan dedim.

    neyse yemek bitti hesabı ödedim. tam kapıdan çıkıcam, kendisi bana telefonunu verdi, "beni çaldır abi ben de kaydedeyim" dedi, onu anladım. yanında olduğum için de çaldırmak zorunda kaldım. neyse tam kurtuldum diyordum ki "abi o zaman ben senden haber bekliyorum" dedi, böyle 2-3 saniye bi sessizlik oldu aramızda, "tamam" falan deyip çıktım mekandan. sabah 10'da aradı açmadım, az önce yine aradı yine açmadım. bunun üzerine "abi salih ben. konuşabildin mi" diye mesaj attı. aq bi rahat bayram geçireyim dedim yine gereksiz bi action içinde buldum kendimi.

    not: salih abi belki buraya yolun düşer de burayı okuyorsundur. ben senin ne dediğini inan anlamadım güzel abim. mevzu da çok uzayınca bir şey diyemedim kusura bakma. sen şu olayı baştan bi güzelce anlat diyeceğim de akıl alma konusunda doğru insanla konuştuğundan emin değilim. biraz kafamı toparlayayım da arıcam abi seni :/

  • ne vakit bir kızdan hoşlansam bu teste başvururum. şu ana kadar yanıldığım hiç olmadı.

    malzemeler:

    1 kase karışık kuruyemiş,

    1 kase çöp kasesi,

    1 tane hoşlanılan kız.

    hazırlanışı:

    malzemeler aynı anda birarada olsun

    yapılışı:

    malzemeleri bir araya getirdikten sonra hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyoruz. işte ne bileyim, "olimpos çok bozdu yeaa" diyebiliriz, "cihangir bitti artık burçin" diyebiliriz. hoşlanılan kızla ne konuşuluyorsa onlar. bildiğiniz şeyler. bir takım hebele hübele muhabbetten sonra planı uygulayabiliriz. kızcağız siz yanınızda olduğunuz için antep fıstığına ve bademe yüklenemiyor haliyle. elini atıyor kaseye, artık ne gelirse işte.

    gözümüzü kasenin içine dikiyoruz. adeta fotoğrafını çekiyoruz. neydi o, bir tuş var hani, basıyorsun ekran görüntüsünü kopyalıyor. ondan işte. diyelim saaat 3 yönünde 2 adet antep fıstığı 4 cm aşağısında badem, sol kenarında 3 adet kaju var. bu görüntüyü hafızaya atıp ben bir tuvalete gideyim diyoruz.

    evet. tuvaletten geldiğimizde derhal ilk işimizi biliyoruz zaten. görüntüyü kasenin içine tekrar ctrl v yapıyoruz. işte ak koyun kara koyun ortaya çıkıyor burada. kajudan, bademden eser kalmadıysa. leblebiler karaya vuran hamsi sürüsü gibi yüzeye çıktıysa bu iş bitmiştir. evet. maalesef hoşlandığınız kız bir adet sinsi. maalesef. inanın ben de çok üzgünüm fekat durum bu. derhal kadını kapı dışarı edin. bu yaptığının çok yanlış olduğunu ona izah edin. ondan size hayır gelmez artık. demin de dediğim gibi. şimdiye kadar hiç yanılmadım. süper bir test bu. % 100 çalışıyor.

    10 yıldır bu testi uyguluyorum. kafam rahat valla. oooh mis. doğru insanı bulana kadar sürdüreceğim elbette.

  • 45 çocuğa tecavüz edilirken sessizce başını yastığın altına gömenlerin ve tecavüzlere tepkisiz kalanların açtığı hastag.