ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şirinler'deki inanılmaz mantık hatası
280 km/s hız ile panik fren yapan bmw
-
çok iyi bir fren sistemine sahip bir aracın olduğu video, muhtemelen standart m4 frenlerine sahip değil, güçlendirilmiş daha fazla pistona ve çapa sahip bir fren sayesinde, frene bastığı gibi kısa sürede hızını düşürebildi. ayrıca aracın frenleme dengesi de mükemmel, normalde araç o kadar sert frende çizgisinden çıkabilir ama bu araba rayda gider gibi çizgisini bozmadı, hayranlık duyulacak kadar iyi bir araç.
ingilizcesi karizmatik olan semt isimleri
-
woodcastle : tahtakale
darktown : karaköy
mt. belt : kayışdağı
newtown : yeniköy
medalstone : nişantaşı
midtown : ortaköy
topfield : tarlabaşı
gibi örneklerle desteklenen, ingiltere'de yaşıyormuş izlenimi veren düşünce...
edit: ...yi destekleyen örneklerdir.
başlığım taşınınca tanımım babasız gibi ortada kalmış.
53 lira hesap kitlenen dh ölücüsü
-
iki hatun kişinin de aynı gün cüzdanlarını evde unutmasını içeren vaka.
sen 50 kişiyi öldürdün sende ciğer yok
-
(bkz: ne olur ne olmaz deyip bütün de'leri ayrı yazmak)
edit: başlığın orijinal hali "sen 50 kişiyi öldürdün sen de ciğer yok".
400 milletvekili alınsaydı bunlar olmazdı
-
400 vekili vermediniz bu şehit haberlerinin sebebi o demeye getiriyor. bu şehitlerin kanında kimin eli varsa allah belasını versin.
(bkz: 400 vekil verin ve bu iş huzur içinde çözülsün)
edit:insan düşündükçe sinir oluyor vatan evlatları ölmüş adam başsağlığı dileyeceğine (biz samimiyetine inanmayacağız orası ayrı) hala 400 vekil diyor.
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
mahal yurt odası. seneyi sorma ama en baba öğrencide bile laptop yok, bi milenyum öncesi anlıycan. cd yazmak falan uu lüks ötesi.
bilgisayar formatlanmış, film izlemek dışında sadece çok gerekli programlar yüklenecek diye karar alınmış ama nedense hiç bir yerden office cdsi bulunamamış. ödev yapmaya gelenler kafa ütüler şimdi..
ertesi gün eleman büyük bir heyecanla elinde disket olduğu halde odaya dalar.
"abi tak şunu".
kesin ödev yetiştirecek, başka da bilgisayar yok ama "office yok kardeş".
"abi sen tak".
notepad dosyası falan herhalde diye taktım.. disket sürücü şöyle bir kasıldı. içeriğe baktım..
hatırladıkça hala utanıyorum lan :/
4 tane şortkat! word, excel, access, power point..
"abi tıkla!"
ben kitlendim, öldürsen tek kelime edemem ama eleman dürtüyor bi taraftan "abi hadi tıklasana!!" diye bağırıyor vecd ile. "wörde tıkla. bi de şu agzesi öğretsene bana".
iyilik yapmış haspam. hafta sonu abisindeyken masaüstünde gördüğü office kısayollarını diskete kopyalamış getirmiş ve hala tıkla diyor. tıkladım ama neden çalışmadığına inanamadı. anlattım, anlamadı. ağzının üstüne vurdum, idrak yolları açılır gibi oldu ama kafasını ranzanın kenarına bir kaç kez çarptığımda gözlerinde ışığı gördüm diye hatırlıyorum. ben hava almak için dışarıya kaçarken dönüp baktım, monitörü yalıyordu en son..
la hep mi beni buldunuz?
(bkz: #15983755)
ebru gündeş'in taktığı 85 bin tl değerindeki saat
-
türkiye'de devrin, alışkanlıkların, utanma duygusunun ne kadar değiştiğini gösteren saat.
80'lerin başında elimde tereyağlı ekmek ile sokağa kaçmaya çalıştığım çocukluk yıllarımda annem bana "oğlum, öyle dışarı çıkılmaz, onu alamayanlar var, hem diğer çocukların da canı çekebilir" şeklinde uyarılarda bulunurdu.
şimdi iste gösteriş, sonradan görmelik ve yüzsüzlük prim yapıyor.
15 temmuz'da sokağa çıkanlar gezi gençliği değildi
-
ama senin çocuklar da orada yoktu. onlar da mi vatanını sevmiyor yoksa?
kendini yalnız hissetmek
-
sanki doğar doğmaz "siz hepiniz ben tek" demişim gibi, bi kere ağzımdan çıkmış da geri alamıyormuşum gibi. birinin hayatına da dahil olmak, biri için de pek değerli olmak ne güzel duygudur kim bilir, ben bilmem! bir türlü sığamadım kimsenin hayatına gibi, o kadar da büyük değilim aslında yer bile kaplamam sanki. yalnızlığını seveni çok kıskanıyorum, ben sevmiyorum, sanki bütün insanlar birlikte ve çok mutlu beni aralarına almıyorlarmış gibi!
araba kullanmaya yeni başlayanlara tavsiyeler
-
babanız yanınızdayken araba kullanmayın hatta ön koltuğa bile oturmayın hatta ve hatta yürüyerek gidin.