hesabın var mı? giriş yap

  • bir ülke düşün; koca bir ülke. inşaat sektöründen ekmek yiyor. ülkenin hemen hemen tüm zenginleri müteahhit. yolda 19 yaşında hayvani jipe binen bir kız görüyorsun, babasının müteahhit olduğunu tahmin etmek seni ayrıcalıklı yapmıyor. koca koca sanayiciler sektörlerindeki mücadeleleri bırakıp inşaat işine giriyorlar. neden? kolay para. sonuç? az istihdam, çok ithalat, az ihracat. bankadan ev kredisi çeken insanlarla dolu her yer. bir de "bir sürü evim olsun, kiraya verir gül gibi yaşarım" demeye mahkum edilmiş bir ekonomi. kimse ev dışında yatırım yapmaya cesaret edemiyor. küçük esnafın rekabet gücünü bitiren avmler, zincir marketler bla bla. koca bir ülke banka patronlarına, müteahhitlere ve birkaç kodamana çalışıyor. diğerlerinin tek derdi ayın sonunu getirebilmek.

    işte size "dönya devi" bir ülkenin hikayesi.

  • şimdiye kadar yaptığım ama bu başlıktaki entryleri okuduktan sonra derhal son vereceğim eylem.

    zaten tüm davranışlarımı ekşi sözlükte yazılanlara göre şekillendiriyorum. geçen gün de tüm kısa kollu gömleklerimi ateşe verdim.

  • bilmeden yedikleri için veganlıkları bozulmamıştır. tövbe edip yine yollarına devam edebilirler.

    edit: ben work&travel dayken bir arkadaşım vardı fetöcüydü kendisi zaman gazetesinde staj yapıyordu, stajı bitince işe girdi orada, alkol içmez ama esrar çekerdi. orada bulunduğumuz süre boyunca pizza yemiştik üstündekini dana sucuğu sanmıştı o da mesela domuz sucuğu olduğunu bilmiyordu. sonra öğrenince "olsun bilmiyordum, müslümanlığım devam ediyor" diyerek hayatına devam etti. aynı durum bence bu veganlar için geçerli.

  • bir anne-baba, çocuğunu 'acı çekmesin diye' öldürebilecek duruma gelmişse, bilin ki oğlunu kızını o kadar çok seviyor ki, artık acı çekmesine gönlü razı olamıyor demektir.

    yaşlı anam, kalp krizi geçirip ameliyat oldu ve yoğun bakımda uzun süre yattı. artık kapalı yerde kalmak nasıl bir acı verdiyse, yanına her girişimde, "oğlum beni bi 5 dakika dışarı çıkar etrafı göreyim, ne olur!" diye yalvarır oldu. doktorlara söyledim, 'olmaz' dediler, 'yapamayız, ölürse sorumluluk bizde olur', dediler. ben de mecburen boyun eğdim. annem, 1 hafta sonra öldü.

    şimdi düşünüyorum da, keşke son kez çıkartabilseydim, şöyle doya doya gökyüzünü seyrettirebilseydim, o gün de ölseydi. işte çaresizlik.

    'o duruma düşmeden anlaşılamayacak bir olay' kanımca.

    debe editi: ilk debe'mi, canım anneme armağan ediyorum. huzur içinde uyusun.

  • devlet bahçeli'nin ve burdaki tek siyasi görüşü kürt düşmanlığından oluşanların anlamadığı ülkenin çok ciddi bir rejim değişikliği tehlikesi ile karşı karşıya olduğu.

    kimse bu %60'lık kesim bir olsun 4 yıl ülke yönetsin ve sonra zamanında seçime gitsin demiyor zaten. bu imkansız. yapılması gereken koalisyon kurup restorasyon sürecine girmek, yolsuzlukları ve erdoğan'ı yargılamak. daha sonra erken seçime gitmek.

    bahçeli 99 yılında yaptığı gibi yine erdoğan'nın yükselişine sebep oluyor şu an. olası bir erken seçimde akp bir daha öyle ya da böyle iktidarı vermez. şu seçim türkiye'nin tek şansı idi ki görüldüğü kadarıyla siyasi vizyonsuzluk ve geri kafalılık yüzünden harcanıyor.

    geçmiş olsun.

  • ingilizce wikipedia'daki pek çok uzman görüşüne, araştırmaya ve kaynağa dayandırılarak yazılan geniş makaleye göre genel olarak kaplanın çok daha üstün durumda olduğu karşılaştırma.

    her şeyden önce, cüsse olarak kaplan aslandan daha büyük bir hayvandır. hele ki bir sibirya kaplanı, bir afrika aslanından çok daha büyük bir hayvandır.

    ikincisi, fotoda ve bu fotoda görüldüğü üzere kaplanın dişleri daha sivri, iri ve keskin yapıdadır. ilgili makalede belirtilen araştırmaya göre kaplanın ısırma gücü skoru da 127'ye 112 aslandan daha fazladır.

    üçüncüsü, kaplanın pençe kuvveti aslanınkinden daha fazladır. öyle ki yine ilgili makaleye göre, tek bir agresif bengal kaplanı pençesi bir aslanın kafatasını kırmaya yetebilir.

    dördüncüsü, araştırmalara ve gözlemlere göre kaplan genel olarak aslandan daha agresif, saldırgan ve kavgayı seven bir hayvandır. hele ki bir bengal kaplanının yanında bir afrika aslanı "uysal" kalır.

    beşincisi, beyin boyutu olarak, kaplanın beyni aslanınkinden çok daha büyüktür ilgili makaleye göre. bu da uzmanları, kaplanın genel olarak daha zeki bir hayvan olduğu görüşüne yönlendirir. (vücut büyüklüğü beyin büyüklüğü oranı şeklinde hesaplanıyor bildiğim kadarıyla) dolayısıyla aslanların daha sosyal takılmaları, kaplandan daha zeki oldukları manasına gelmiyor. zaten kaplan tercihen yalnız gezse de gerektiğinde sosyal bir canlı da olabiliyor.

    altıncısı, tarihte çeşitli kaynaklara ve yaşanılan çarpışmalara göre bir kaplanın aslana galip gelme sayısı, tersine oranla çok çok daha fazladır. bu yine ilgili makalede kaynaklara dayandırılmıştır.

    yedincisi, kaplan aslandan daha kuvvetli olduğu kadar daha çevik ve hızlıdır da. öyle ki aslan 2 pençe atana kadar kaplan üç pençe darbesini rahatlıkla indirebiliyor.

    ancak bize esas düşen "kavga etse hangisi yener"den ziyade bu iki güzel ve doğa harikası canlıyı, insanoğlunun vahşetine karşı nasıl koruyabileceğimizin hesabını yapmaktır.

  • vizesi olmayan, onun yerine grup halinde sunum yapılarak geçilen bir derste (henüz bilmiyorken) gruplar oluşturulurken derste olmadığım (zaten genel olarak olmadığım) ve vize öncesi hafta okula ne dönüp bittiğini öğrenmeye gittiğimde olaydan haber olduğum ve bütün grupların dolmasıyla grupsuz kalmam sonucu hoca tarafından iki tane çek cumhuriyeti kökenli erasmuslu kızdan oluşan bir gruba eklendiğim bir durumda (önce gidip kızlara sordum ve kabul edildikten sonra eklettim kendimi listeye tabi), sunumla alakalı iletişim kurabilmek maksadıyla kızlara ulaşmak için hocanın maille yolladığı listeden kızların isimlerini bulup facebook'tan eklemem sonucu kabul edilmeyecek kadar yakışıklıyım.

    daha sonra uzunca bir mesajla durumu izah ettim, "tamam biz halledicez sana senin kısmını yollarız" diye cevap attılar, ben de usulca arkadaşlık isteğimi geri çektim :(