ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
baraja 96 milyon plastik top atmak
-
los angeles belediyesi yapınca sözlük ahalisinin bilimsel bir sebebi vardır diye pek bulaşmadığı eylem. oysa aynısını misal istanbul büyükşehir belediyesi yapsaydı burada bilip bilmeden sallanır, milyon tane geyik dönerdi.
türkçeye çevrilince kötü duran markalar
-
jacob's - yakubunki
ekşi sözlük depresyondayız zirvesi
-
bizim evde yapılmasını önerdiğim zirve. takdir edersiniz ki hiç dışarı çıkasım yok.
pi sayısının ilk 2 milyon basamağı
hakan hepcan
-
bu adamın ünlü olması gerçekten bu ülkeden bir bok olmayacağının kanıtıdır.
sözlük yazarlarının uyudukları en ilginç yer
-
unutmayın ki bizler düğündeki gürültüye rağmen çerezli masa üzerinde uyumuş bir nesiliz...
ido tatlıses
-
asıl adı ibrahimmiş. ido ise ibrahim ve deryanın birleşimiymiş. her şeyi anladık da sonundaki o harfini çözemedim.
edit. o da oğlu demekmiş. kızı olsa demek idk olacaktı.
spotify
-
şirketin ne kadar para kazandığını kalem kalem hesaplamanıza gerek yok. şirket halihazirda halka açık olduğu ve borsada işlem gördüğü için tüm bilançoları zaten her çeyrekte paylaşılıyor. mesela son çeyrekte 2.3 milyar euro ciro elde etmelerine rağmen çeyreği 20 milyon euro zararla kapamışlar.
son ceyregin rakamlari
gelmis gecmis tum ceyreklerin verileri
yalnız bakkal hesabı yapar gibi "şarkı başına 5 cent ödeyip 8 cent alsalar şarkı başı 3 cent kar ediyorlar" demek yalnış oluyor çünkü kurumsal bir şirketin tüm masrafları şarkılara ödediği paradan ibaret değil. bunun server masrafı var, data masrafı var, teknoloji masrafı var, algoritma geliştirme masrafı var, şirketin içinde çalışan beyaz yakalıların maaşı var, marketing var, insan kaynakları var, hukuk departmanı var....var oğlu var.
kutsal demlik
-
bertrand russell tarafından, tanrının ispatlanmasının bilimin değil, böyle bir fikri ileri sürenlerin yükümlülüğü olduğunu göstermek için gösterilen bir örnektir. şöyle der kendisi:
if i were to suggest that between the earth and mars there is a china teapot revolving about the sun in an elliptical orbit, nobody would be able to disprove my assertion provided i were careful to add that the teapot is too small to be revealed even by our most powerful telescopes. but if i were to go on to say that, since my assertion cannot be disproved, it is an intolerable presumption on the part of human reason to doubt it, i should rightly be thought to be talking nonsense. if, however, the existence of such a teapot were affirmed in ancient books, taught as the sacred truth every sunday, and instilled into the minds of children at school, hesitation to believe in its existence would become a mark of eccentricity and entitle the doubter to the attentions of the psychiatrist in an enlightened age or of the inquisitor in an earlier time.
kaynak: http://en.wikipedia.org/wiki/russell's_teapot
özetle diyor ki, eğer ben dünyayla mars arasında, güneşin etrafında dönen ama en gelişmiş teleskoplarımızla bile farkına varılamayacak bir çaydanlığın olduğunu söyleseydim, kimse bu önermemin yanlış olduğunu ispatlayamazdı. ama eğer ben aksi kanıtlanamayacağından yola çıkarak insanların bu çaydanlığın varlığından şüphe duymalarının kabul edilemez olduğunu ileri sürseydim, herkes haklı olarak saçmaladığımı düşünürdü. ama eğer bu çaydanlık antik kitaplarda "kutsal bir gerçeklik" olarak geçerse ve insanların beyinlerine sürekli empoze edilirse, bu sefer onun varlığından şüphe duyanları ya engizisyon mahkemesine veriririz, ya da psikiyatristlere.
edit: linkle ilgili uyarısı ve düzeltmesi için blu'ya teşekkürler.
emil michel cioran
-
"keşke dalgin olabilseydim, o zaman düşüncelerim kederlerimden kopardi" çürümenin kitabi