hesabın var mı? giriş yap

  • nezarette geçecek geceyi anneye haber vermek için "anne merak etme ben emniyetteyim" demek, annenin "tamam yavrum gece gece çıkmayın bak dışarı" demesi...

  • benim bu, hatta arayanlara bazen dönüş yapamıyorum. bunu okuyan varsa özür dilerim dostlar, sizi sevmediğimden değil sadece hayat ve enerjim yetmiyor sosyalleşmeye.

    benim yapım böyle, kendi kendine yeten bir insanım hatta bu karantinadan son derece memnunum, evde olduğum her günden keyif aldım. bir de biriyle sosyalleştikten sonra bir süre kafa iznine ihtiyaç duyuyorum sosyalleşmek yoruyor beni. bu saatten sonra da kendimi değiştirmekle uğraşamam, zaten işim başımdan aşkın tez-makale yazıyorum, kaynak tarıyorum, ödevler falan tüketiyor beni.

  • benim için şu sıralar; yemek yedikten sonra üstüne sigara içmekten vazgeçip, yemek yedikten sonra üstüne yemek yemek olarak devam eden olgu. güzel bırakamadım sanırım.

  • yukarıda bir arkadaş ismail milli takım alt yaş kategorisinde hiç forma giymemiş, skaldal yazmış. ben size bir örnek vereyim. fenerbahçe'nin göztepe'ye kiraladığı (bkz: emir ortakaya) bu sene göztepe'nin tüm maçlarına çıktı ve şuan taraftarın en çok sevdiği oyunculardan. bugün tr u19 maçında yedek oturtuldu. hayatında hiç profesyonel maça çıkmayan ts'li ali şahin yılmaz ise ilk 11'deydi. çünkü u19 hocası eski ts altyapı hocası. milli takımların genç kategorileri böyle pislik, kokuşmuşluk ve rezilliklerle dolu. ne bekliyosunuz?

  • 21. yuzyilda, ab'ye uye sozde dunya gucu turkiye'de kuduzdan insan oluyor. bu ulkede 90'larda kuduzdan insan oldugunde ortalik ayaga kalkmisti.

    sirada ne var veba mi?

  • d: defne, a: anneannesi, olay saniyeler önce gerçekleşti:

    a: defnecim elma yemek ister misin?
    d: istemem.
    a: haydi bak soyuyorum ama!
    d: istemiyorum.
    a: tabağa mı koyayım elinde mi yersin?
    d: ye-miy-cem.
    a: ama haydi son kez soruyorum istiyor musun istemiyor musun?
    d: is-te-mi-yo-rum!
    a: sen bilirsin. bak ama ne güzel elm..
    d: istemiyoruuum!
    a: yani yemeyecek misin?
    d: yemiyceeeeeem!
    a: ama bak elma yersen ne sağlıklı...
    d: *ciyaaaaaaak*

    hemen ardından koşarak yanıma geldi, yüz kıpkırmızı, kaşlar alabildiğine çatık:

    - baba! elma yemek istemiyorum!
    - öyleyse yeme.

    böyle deyince bir an için dondu kaldı, ardından küçücük kollarıyla öyle bir sarıldı ki boynum kırılacak sandım.

  • sabahtan beri kız kardeşinin dün facebook sayfasında yazdıklarını okuyorum.

    "kız kardeşim kayıp, 160 boylarında, yeşil montu var, görenler lütfen haber versin" deyip fotoğrafı paylaşmış.
    bugün haberini aldı. tecavüze uğrayıp bıçaklandığı, daha sonra da cesedinin yakıldığı haberini.

    26 yaşındayım. babamı birkaç sene önce kaybettik. 20 yaşında bir kız kardeşim var.

    dayanamadım, insan aklı ya, bir an bu senaryoya yerleştirdim rolleri.

    bir babayı, bir anneyi, bir abiyi, ablayı, kardeşi kim durdurabilir? ne durdurabilir? beni kim durdurabilirdi mesela? neden durdurmak isterdi ya da?

    bir babanın o insanları polisten önce bulup gebermek için yalvartacak kadar acı çektirmesini şu entryi okuyanlardan kaç kişi gerçekten istemez? bir düşünün, şu an önünüzdeki 3 sandalyede bağlı halde bulunmalarını gerçekten arzulamaz mıydınız? tek tek dişlerini sökmeyi, acı çığlıklarını duya duya tırnaklarını yerinden çıkarmayı hayal etmez miydiniz?

    ben ediyorum. nasıl ki zalimler için yaşasın cehennem diye bir söz varsa, ben de bu canilere, dünyadaki tüm canilere hak ettiklerini verebildiğimiz bir cennet hayal ediyorum.

  • küçüklüğümde babamın sorumsuzluğu yüzünden yaşadığım onca şeyin hepsini hatırlıyorum. hiç birisine üzülmüyorum. içimi burkanlar sadece annemin yaşadıkları. ilkokula başladığımda kalemtraş alacak parası olmayan annemin, ağlamaklı ağlamaklı bıçakla kalemi açmaya çalışması. portakal istediğimde onu da alamadığı için iş yerinde tatlı olarak portakal çıktığı gibi tüm arkadaşlarının hakkını da alıp eve bana getirmesi, babamın kumar borçları yüzünden gelen hacizler sonunda sırf ben üzülüp sıkılmayayım diye, mahalledeki beyaz eşyacı salih amca'ya maaş aldığı gün peşinatı ödeme sözü vererek bir yıl içerisinde eve 7 televizyon alıp, hiç çamaşır makinesi almaması ve koca bir yıl tüm çamaşırları elinde yıkaması.
    canım annem seni o kadar çok seviyorum ki... iyi ki de boşadın onu. artık biraz da sen mutlu ol.

    dipnot: bu arada bugün acayip melankoliğim. her an ağlayabilirim. bunun entrylerime yansımasını affeyleyin.

  • an itibarı ile -bende- facebook'u çalımlamış, twitter'ı tokatlamış app.
    dadından yenmiyor efendim.

  • ibreye doğru eğildiğinde oluşan aerodinamikle dengeye ulaşan motor, salağın doğrulmasıyla tamamen bozuluyor ardından kontrolü kaybediyor. bunlar hep fizik. fizik, aerodinamik bilmiyorsan o hızları yapmayacaksın. gerçi o hızları hiç bir türlü yapmayacaksın da işte, ne diyelim doğal seçilim.