hesabın var mı? giriş yap

  • türkiye'ye ikinci sezonun getirilmemesi saçmalığını biraz araştırdım. altyazıdır, dublajdır, gerekirse sansürdür gibi hazırlıkları anlıyorum ama bunlar bahane değil. netflix ve amazon prime video tüm bunlara rağmen kendi işlerini dünyayla aynı anda getirebiliyor. sunucularda sorun var gibi açıklamalar gördüm fakat bu da inandırıcı gelmedi.

    konu disney'in yaşadığı finansal krizlerden sonra (allah allah neden acaba) bölgesel disney plus yatırımlarının altını kısmasından kaynaklanıyor gibi gözüküyor. ama bazı yerlerde daha az bazı yerlerde daha çok kısmışlar. çünkü şöyle bir kimlerde çıkmış kimlerde çıkmamış diye bakıldığında kuzey amerika ve avrupa ülkelerinde ikinci sezon yayınlanırken orta doğu, afrika, asya bölgelerinde platforma eklenmemiş olduğu görülüyor. yani zengin ve refah sahibi batı ülkelerine marvel var, sokaklarında toz ve deve olan doğu ülkelerine yok. we don't ride camels desek de türkiye orta doğu bölgesinde kabul ediliyor.

    türkiye hesabından henüz bir duyuru yok fakat disney plus mena instagram hesabı ocak 2024 olarak duyurmuş. bize de muhtemelen aynı zamanda gelecek. neresinden tutsan aptalca bir strateji. disney tat kaçırmaya devam ediyor.

  • yalamaktan ağzı yamulmuş adam başkasına pislik demesi.

    yargılanacaksın sen de ahmet. ağlayacaksın adliye koridorlarında.

  • nolan'ın gotham'ı chicago iken, burton'ın gotham'ı gothamdır. gece yarısı bağcılar'da olma huzursuzluğunu verir burton gotham'ı; bir de gotiktir, grotesktir. batman'in ruhunu iyi yansıtır. nolan gotham'ı adamı germez, en fazla öğle vakti etiler gibidir, klasik amarigan şehridir işte. senaryo olmasa at gitsin nolan gotham'ını.

    haa ama nolan'ın batman serisi senaryo olarak daha derindir, burton ona göre masalsıdır ama bu başka bir versusun konusu.

  • yıllar sonra,
    moda'da, ikimizin de yanında çocuklarımız var...
    beraber dondurma yediğimiz dondurmacının önünde sen o çok sevdiğin tutti frutti, çilek ve çikolatalı dondurmanı sipariş veriyorsun... 6-7 yaşlarındaki oğlun benim kafada, çikolata karamel ve fıstık istiyor... kızım da tutti frutti nin ismini sevmiş olmalı ki "babacıım ben de o teyzenin dondurmasından istiyorum" diyor...
    sen "o teyze" sıfatı ile gülümseyerek dönüyorsun seni minik parmağı ile gösteren kız çocuğuna, kızın olsun isterdin, hatırlarım... ve gözgöze geliyoruz... elindeki dondurma oğlunun ayakkabısına düşüyor... gülümsüyorum, gülümsüyorsun...
    sana bir gülümsemede "nasılsın ? mutlu musun ? beni arıyor musun ? hatırlıyor musun ?" diye soruyorum sen ise bir gülümseme ile bana "iyiyim, mutluyum, ya sen ? seni unutmadım ama neye yarar ki? " diyorsun... kızıma sesleniyorum, ikiniz birden dönüp bakıyorsunuz...
    elinden tutup yürüyorum, ah evet, o gün de arkamı dönüp yürürken ağlamamaya çalışıyordum...
    belki başka bir hayatta.....
    .......

  • gece 2-3 maçı.. nakkaştepe'deki halısahada maç yapılmaktadır ve halısahanın hemen dibinde villalar vardır*

    -ulan skecem oynayacağın topu pas versene lan!
    -abi top iste sen de!
    sibel can: çocuklar biraz sessiz lütfen..

  • muz yetişmeyen ingiltere'de muzun 50p (yani 0.5 pound) olup, muz yetişen ülkemizde 9-10 tl olması beni ilk seferinde şaşırtmıştı, ama sonra insan alışıyor.

  • kıssadan hisselerde başrol oynayan kardeşimizdir.

    şöyle;

    "yeni mezun genç mühendis insan kaynakları bölümünden yetkili biriyle iş görüşmesi yapmaktadır. adam genç mezuna sorar, “başlangıç için ne kadar ücret düşünüyorsunuz?”
    genç adam “yıllık 125 bin dolar” diye yanıt verir.
    adam devam eder, “peki yılda 5 hafta tatil, ücretli izinler, tam sağlık hizmeti, her altı ayda %100 zam ve kırmızı bir corvette ile bu düşündüğünüz ücrete ne dersiniz?”
    genç adam sevinçle çığlık atar “şaka yapıyor olmalısınız!..”
    adam, soğukkanlı bir şekilde cevap verdi “evet… ama önce siz başlattınız!..”

  • başlığı görünce aklımda direkt virüse rağmen zor şartlarda sokakta mandalina satmak zorunda olan gariban küçük bir kız canlandı. fakat videoyu açınca gündemin bambaşka bir şey olduğunu gördüm. dünya hassas kalpler için bir cehennemdir.

  • gerçek ismi esat tomruktur. çok haşarı bir çocukluk geçirmiş ve istanbul limanında içini merak ettiği için bindiği gemide iki gün sonra tayfalarca bulunup geminin kaptanına teslim edilmiştir. ingiliz kaptanın bu kaçak yolcuya, bu küçük osmanlı çocuğuna hemen kanı kaynamış ve londra'ya döndüğünde onu da yanına almıştır. erkek evlat hasreti çeken kaptan ve eşi, küçük esat'a senelerce anne-babalık yapmışlardır. esat çok kısa sürede ingilizceyi öğrenmiş ve bir kaç sene boyunca okula da gitmiştir.

    bir puslu londra gününde, okulun serseri çetesi ile başı derde girmiş ancak çete liderini attığı tek yumrukla bayıltmış ve bu duruma şahit olan bir öğretmen tarafından bileğinden tutulduğu gibi müdürün odasına çıkartılmıştır. kendini savunmak için vurduğunu anlatmaya çalışmış fakat bir süre sonra müdür ve öğretmenin konuşmasından kendisine ceza vermek gibi bir niyetleri olmadığını anlamış ve esas amaçlarının az önce tek yumrukta yere serdiği çete reisi gibi onu da boks takımına almak olduklarını anlamıştır. nitekim tek yumrukta nakavt ettiği çocuk o dönemin liseler arası boks şampiyonudur.

    boks kariyeri de böylece başlamış olan esat vurduğunu deviren, şampiyon bir boksör olarak seneler sonra memleketine dönmüştür. milli mücadelede büyük faydalar sağlayan casusluk çalışmaları olmuş ve göstermiş olduğu çabalar, ele avuca sığmayan yapısı ile mustafa kemal ve silah arkadaşlarınca büyük takdir toplamıştır.

    balıkesir'den, bandırma'ya papaz kılığında giderek, orada karargah kurmuş anzavur ahmet ve ayaklanıcıları ve yabancı güçleri teftiş etmiş ve foyası ortaya çıkınca binbir macera yaşayarak kendisini kurtarmayı bilmiştir. ethem bey güçlerinin, anzavur'u dağıtmasına yardımcı olacak çok kıymetli bilgiler edinmiştir.