ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
inci sözlük'teki gelecekten gelen adam
-
2050 den gele gele inci sözlüğe mi gelmiş diye yorumlayacağım kişidir. eğer bir incici olsaydı koşarak iddia bayiisine giderdi çünkü.
ilk defa viski içeceklere tavsiyeler
-
icmeyin. bana verin. ben iceyim.
5 kat arttı başlığını % 1 oldu yapmak
-
(bkz: yarım dolar 3.5 tl)
sözlük yazarlarının uyudukları en ilginç yer
-
unutmayın ki bizler düğündeki gürültüye rağmen çerezli masa üzerinde uyumuş bir nesiliz...
1 mayıs'ta taksim'e değil cumaya giden insan
-
müthiş bir eyleme katılmış olan insandır.
patronla işçinin aynı safta dizilip, birlikte eğildiği bir yere gitmiştir.
sınıfsız, kaynaşmış, eşit...
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"başarı osurmak gibidir, sahibi dışında herkesi rahatsız eder."
çin'de eczanede satılıyor isteyen gidip alabilir
-
- gidip yaptırsınlar abi
+ endişeli vatandaşlara bir mesajınız var mı?
- banane abi
+ peki alman aşısı vurulmak isteyenler?
- gitsinler almanya'ya abi
+ siz sağlık bakanı olduğunuzdan emin misiniz?
- bilmiyom abi
vedat milor'un yaptığı açıklama
-
kuzuyu vedat milor kestiriyormuş algısı yaratanlara gerekli cevabı vermiş. adam kesici değil yiyici.
ortanca hanım konuştu
-
zengin ve evli adamla ilişki yaşayıp çocuk sahibi olan bir kadının karşı tarafı masum, kendini de haklı çıkarmak için yaptığı röportaj...nikahlı, nikahsız, ahlaklı veya değil bu benim zerre umurumda olmaz, herkes istediği gibi yaşasın bana ne ama şu ''ama çok aşık oldum bik bik'' lafı yok mu yalanın tillahı...parası olmayıp, dağda çoban olsa yüzüne bakılmayacak adamlar için aşık oldum lafını eden böyle kadınların aşağılanmasına da gram üzülmüyorum...sarayda padişahtan hamile kalmak için sıraya girenlerden farkı olmayan, ikinci, beşinci, ortanca her neyse olmayı kabul etmiş bir kadın için çok bir şey söylemeye gerek yok zaten....
kuş gibi özgür olmak
-
şairlerin en romantik hayallerinden biri bu. hep kuşlar kadar özgür olmak isterler. bu aynı zamanda şairlerin gerçek dünyadan ne kadar kopuk olduğunun da kanıtı. kuşlar daha özgür falan değil çünkü.
öncelikle bu kuşların çoğu bir sürünün parçası. sürünün başı nereye gidiyorsa oraya gidiyorlar. "ben sürüyü bırakıyorum beyler" diyeni yok. her sene aynı yoldan aynı yere göç eder, her kış eski yerlerine geri dönerler. insanlar gibi ekmek için vapuru kaçırmamaya çalışırlar.
hepsinin hayali aynı: uygun bir eş bulup çocuk ve yuva sahibi olmak.
ifade özgürlüğü desen onda da "çipetpetpet - tii şak şak şak vociya" dışında bir şey bilmezler. aynı kalıpları tekrarlarlar. parklarda yatıp kalkarlar.
bizim şairlerimiz de bu vasat sefil yaşama özenir. niye? zannederler ki bir çift kanadın olunca özgür oluyorsun. olmuyorsun. tam tersine açık hedef oluyorsun. futbol maçına sevinen taraftar ıskalasa, avcı ıskalamıyor. o ıskalasa havai fişekler ıskalamıyor. açık hedef gibi geziyorsun havada.
özgür olmadığın gibi sosyal güvencen de yok. en iyi yemek sultanahmet parkında olunca oradan bir adım ileri gidesin gelmez. ya sonraki öğünü kaçırırsan?
ben söyleyeyim, şairin derdi özgür olmak falan değil. adam şöyle arada bir havada süzülmek, güzel manzara görmek istiyor. rahat batmış anlayacağın. onda bile soğuk algınlığı geçireceğini, üşüteceğini öngöremiyor. kuşla konuşabilse anlaşabilse kuş ikna eder onu aslında. "yok abi iş değil gerçekten. yakaladığın simit çırptığın kanada değmiyor" der. ama bu iletişimsizlik ve şairlerin gözlediklerini mutlak gerçek zannetme sıkıntılarından dolayı bu metafor ısıtılıp ısıtılıp önümüze gelecek, kaçış yok.
"ne istiyorsun düzgün anlat" desen onu da sanatına yakıştıramaz. illa kafa karıştıracak mınakodumun şairi.
(bkz: şiir/@ssg)