ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hayat felsefesi yapılabilecek en güzel söz
-
karşınızdakini dinliyor musunuz, yoksa konuşmak için sıra mı bekliyorsunuz ?
sanitarium
-
bundan tam 10 sene önce oynayıp bitirmiştim ve kendime kendime "bu oyunu unutana kadar kurmayacağım ve saklayacağım. tamamiyle unuttuğumda tekrar oynayacağım" demiştim.. 10 sene geçti ve zerre unutmadım..
börekçinin 1.5 liralık böreği geri alması
-
baştan söyleyeyim yaptığı yanlış değildir. herkesin hesabı kendine.
bana garip gelen, durumun bu hale gelmiş olması ve toleransların sıfırlanması durumunu gözlememdir.
sabah kahvaltı yapmak için fırından ekmek almış dönüyorken, börekçinin önünden geçerken aklıma su böreği düştü.
börekçiye girip (baya kalabalık ve semtin gözdesi) bir dilim su böreği istedim. dikdörtgen tepsideki dilimlenmiş börekten büyükçe bir dilimi tartıya koydu ve dedi ki;
börekçi; abi 51.5 lira.
ben; kardeş 50 vereyim mi? bozuk taşımayayım.
börekçi; abi 50 kurtarsa dükkan senin.
ben; çatal, peçete de istemiyorum eve gidicem.
börekçi; abi vallaha kurtarmaz.
ben; 50 liralık olsun o zaman.
börekçi; tamam abi.
sonrasında, yemin ediyorum kuşa atsan yemeyecek bir parçayı aldı ve tepsiye geri koydu. koyduğu parça muhtemelen tepsi bittiğinde bulaşıkhaneye giderken üstünde kalan parçalardan biri olur. o derece küçük.
tepside 18 ya da 20 dilim börek var. hemen hemen hepsi aynı ebatta. 20 dilim desek, 50 liradan 1000 tl.
yine de diyorum. esnaf haklıdır. bana garip gelen tavır, davranış, tolerans ve esnafçılığın geldiği nokta.
muhtmelen artık esnaf lokantalarında, pilavın üstünü de kuru fasülye ile ıslatmıyorlardır ya da ekstra yazıyorlardır.
güçlü kadınlardan nefret edilmesi
coca-cola'nın tersten yazılışı
-
tersi "muhammed yok, mekke yok" ise düzü "muhammed var, mekke var" demektir. o zaman bu mantıkla tüm mümin'lerin kasa kasa coca cola içmesi gerekir...
(bkz: cevab veremedi)
1 mart 2021 normalleşme sürecinin başlaması
-
turizm bakanı bunu beğendi.
turizm sezonu geliyor diyemezsin 1 mart normalleşme süreci dersin, kim bilecek.
eylülde tekrar kapatırsınız ülke mi bakkal mı belli değil mk
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: mantık hatası amk.
1. bu kpss dershaneleri ne ayak amk özellikle öğretmenlerin gittiği kpss de atanamayan öğretmenler ders veriyor
don't breathe
-
fede alvarez yarattığı sessiz ev içi gerilimi ile gerçekten seyirciye "nefesini tut" diye sesleniyor. 10.dk'dan sonra başlayan gerilim son dakikaya kadar aralıksız devam ediyor. bitti bitecek derken bitmiyor, bitmiyor, son yılların en iyi ev istilası.
tosun paşa
-
şükür kesmediler hamam sahnesini. şükrettiğimiz şeylere bak amk ne hale geldik.
sergio busquets'in messi'ye yaptığı dehşet asist
-
messi dokunmasa gol sergio busquets'e yazılacaktı.
padişah için savaşıp tek partiyi eleştirmek
-
tam da türk milletine özgü bir durumdur.
adamlar kurtuluş savaşı'nı padişah ve osmanlı için vermişler (cumhuriyet'in c'si bile gündemde değildi), sonrasında cumhuriyet kurulmuş, halka seçme ve seçilme hakkı verilmiş.
ama yıllar sonra söylenen hep aynı türkü: tek partili dönemde diktatörlük vardı. amın oğlu sanki o güne kadar çok partili demokratik bir ortamdaydık da, bir anda mı geldi diktatörlük. geçiş dönemi işte.
aynı amın oğluna sorsan osmanlı'yı geri getirmek ister ama lafa gelince tek partili dönem.
tek parti siksin sizi aq.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
fakiriz diye demiyorum ama iki gün önce eve hırsız girdi, hayatımdan yarım saat çaldınız diye not bırakıp gitmiş
site sakinlerini yumruk manyağı yapan güvenlik
-
gereksiz artistlenip tribe girenlerin yediği dayaklar ölüm kalım durumu olmadığı sürece içimi ferahlatıyor, itiraf ediyorum.*
aşk
-
benim bir arkadaşım var, tanıdığım en kişilikli ve düzgün adamlardan biri. kadıköy'de tekel bayisiyken biri aklına girdi bar açtırdı bu adama. adam tuncelili, öyle bar ortamını gece hayatını bilmiyor, sevmiyor da... neyse, saflığı (salaklık anlamında değil, oldukça cindir kendisi) ve samimiyeti sayesinde açtığı yerin müdavimleri oluştu dört yılda...
bir şeyler oldu, 3-4 ay uğrayamadım, neyse sonunda gittim yanına. dedim, nasılsın? dedi, sorma çok fenayım. dedim, hayırdır? dedi, çok fena bir şey olmuştur bana... dedim, delletme insanı, ne oldu yahu, anlatsana? başını öne eğdi, "aşık oldum" dedi utanarak...
memlekete gittiğinde bir kadına vurulmuş. barı kapatıp kapatıp memlekete kaçıyormuş.
"geçen eve gidiyordum. minibüsten inemedim, bir baktım sabiha gökçendeyim. ilk uçağa atladım elazığ'a gittim, oradan dersim'e geçtim. sevdiğim kadını iki saat görüp geldim..."
adam her hafta tunceli'ye gidiyor. hiçbir şey beklemiyor, sadece bir ihtimal sevdiği kadın da onu sever diye umuyor.
biz de dinlerken yutkunuyoruz arkadaşımla... "maltepe-beylikdüzü arası mesafe çok şekerim" diye lokasyon sorunu yüzünden başlamadan biten ilişkiler geçiyor gözümüzün önünden...
adam gözümüzde adeta "parka gidecekmiş iki gözümün çiçeği" diyen bir yarı tanrı, adeta bir vecihi, o paraya öküz alırız diyen anasını sallamayan bir feyzo, sevda'ya sevdalı bir muhsin bey...
her kazıktan sonra, "aşk ne ki, hofff!" desek de var böyle bir şey, böyle yaşayanlar...