hesabın var mı? giriş yap

  • eskiden şöyle, balkon döşemesine kadar inen balkon demirleri olurdu. doksanların çocukları çok net hatırlayacağı bir detay olduğuna eminim.

    evde canı sıkılan çocuklar olarak, balkonun ucuna oturur, ayaklarımızı demirlerden geçirir aşağıyı izlerdik; sokaktan geçen tek tük araçlar, satıcılar, top oynayan çocuklar... hatta bu oturuşumuza kimi zaman da elimizdeki üflemeyle köpük yapan oyuncaklar eşlik ederdi. oturmanın sonu da çoğu zaman kafayı demire yaslamayla bittiği için, iyi kötü her çocuk o demiri tatmıştır diye düşünüyorum.

    daha sonra balkonların tabanları yükseltildi, şimdi de balkonlar komple yok oldu, fransız balkon denilen garabete geçildi. şimdiki çocukların arasa da bulamayacağı bir detay olarak mazide kaldı balkon demiri tadı.

  • gerçekten de hayatımda gördüğüm en inanılmaz mantık hatası olabilir. "iyi bir çocuk olursanız, bir gün siz de şirinler'i görebilirsiniz" şartına rağmen gargamel isimli koca herif şirinler'i görebilmektedir. adam hem çocuk değil, hem de iyi değil. yaa yaa.

  • öncelikle yarrağımın tepesini alırsınız. bizden birşey almayı çok istiyorsanız, 5 milyon asalak vatandaşınızı alın amk.

  • (#65261696) aynı şekilde hepa 14 filtre de hepa 13 filtreliden 10 kat daha az partikül salıyor

    hepa 14 filtreli süpürge alın

    100.000 toz tanesinin kaçını havaya saldığını yazmışlar

    hepa 14 max. 5 toz taneciği
    hepa 13 max. 50 toz taneciği
    hepa 12 max. 500 toz taneciği
    hepa 11 max. 5000 toz taneciği

    kaynak

    tabi epey gibi özelliğe göre sıralatan sitelere hepa 14 olanları listeletme seceneği koyarmısınız diye mail atmak lazım ki ilk bulalım hepa 14 yada hepa 13 olan süpürgeleri hızlıca

  • ağır akışı yüzünden bir türlü seyredemediğim dizilerdendir muhteşem yüzyıl. ama öyle ya da böyle bilgileniyorsunuz medyadan, internetten. acaba ilerki bölümlerde şehzade mustafa'nın öldürülmesinden sonra halkın doğan erkek çocuklarına şehzadeye olan sevgilerini belirtmek için "mustafa" ismini vermelerini gösterecek mi ? öyle ki o dönem istanbul'a gelen yabancı bir gezgin istanbul'daki her 4 erkeğin 3'ünün isminin mustafa olduğunu yazmıştır. hatta bu gelenek o kadar uzun yıllar sürmüş ki, 1881 yılında selanik'te doğan bir erkek çocuğa da bu isim verilir.

    ve gün gelir bu çocuk kanuni'nin saltanatından mustafa'nın intikamını alır.

  • niye vuruyorsunuz diyen bir manyağı içerir.

    benim de köpeğim var, ömrümün önemli bir kısmında da birden fazla köpek beslemişliğim var. yalnız şu durumda, bu denli güçlü ve hasar verebilecek bir köpek türünün saldırısında da "ponçik lütfen bırakır mısın, rica ediyorum" denilmez.

  • az önce bir çalışanları olarak haberimin olduğu durum.

    trendyol müşteri hizmetlerinin bir kısmı izmirde webhelp şirketine bağlı ve çalışanlar olarak 6 aydan fazladır evden çalışıyoruz. herkesin evinde hasar olduğunu bildirmemize rağmen istanbuldaki trendyol tarafı çalışmamızı istiyor. evinde bilgisayarı düşenler, duvarlarında kolonlarında sıkıntı olanlar durumlarını bildirdiler ama trendyol tarafı bunu umursamadı ve yarın bizden sabah 9 akşam 18 arası çalışmamızı istiyor.

    alışveriş yaptığınız sitenin çalışanlarını ne kadar önemsediğini görün istiyorum.

    edit: arkadaşlar konu yukarıda kalsın diye destek istiyorum sizden. kamuoyu oluşturulması gereken bi konu olduğunu düşünüyorum.

    edit2: güzel destekler alıyorum teşekkürler herkese. isteyene özelden kanıt atıyorum.
    ekstra olarak çalışma diyen arkadaşlar için öğrenciyim ve paraya ihtiyacım var, seçim şansım yok.

    edit3: aykırı gazetesi'nin haberi:
    https://www.aykiri.com.tr/…arina-izin-vermedi/6799/

    edit4: gerçek gündem haber sitesinin linki:
    https://www.gercekgundem.com/…alisma-talimati-verdi

    edit5: operasyon yöneticisi biz müşteri temsilcilerini gecenin 3'ünde tek tek arayıp yarın izinli olduğumuzu söyledi. bu başlık ve baskılar olduğundan dolayı iyi olup olmadığımızı sorma fikri akıllarına yeni gelmiş olmalı ki daha yeni sordular.

    baskılar sayesinde trendyol kararından geri adım attı ve biz kazandık. destek olan herkese çok teşekkür ederim. sizler yarın evlerinde deprem korkusuyla 11 saat bilgisayar başında çalışmaya mecbur bırakılacak yüzlerce insanı bu dertten kurtardınız. gurur duyuyorum.

  • diktatörünün yaşadığı sarayın toplamda 13 özel uçağı varken, yangın söndürme uçağı olarak envanterinde sadece 2 kayıtlı uçağı olan ülkedir. oysa;
    "bizi kıskanıyorlar" diye her yerde demeç verdiği yunanistan'ın 27 faal uçağı vardır.

    2 yıl önce kayyum atadığı hava kurumu'nun pilotlarını teknisyenlerini işten çıkarıp, kuruma ait 5 yangın söndürme uçağını da çürümeye bırakmıştır.
    çünkü ihale ile rusya'dan 3 uçak kiralayıp günlük 1.3 milyon tl ödemek hoşuna gidiyordur.

    ülkesinin diyanet kurumuna milyonlarca bütçe ayırıp ormanlık alan olarak bir hayli fazla olan ülkesine bu ihaneti yapan diktatör, yağmur duasına çıkıp pek ala yangınları söndürmeye niyetli de olabilir.

    tarifeli uçağa binmeyi itibarsız sayanların ülkesi burası, ama yangın söndürme uçağını da kiralayan ülke aynı zamanda evet.

    neyse böyle ülkeler de var işte. bizim ülkemiz gibi herkes yerli uçak araba yapıp, uzaya falan çıkmaya niyetli değil anlayacağınız.

    şükredelim. amin

  • çalışma masanızda otururken 2-2,5m üstünüzde, tam da sizinle aynı hizada bir başkasının kabahatini yapıyor olması, üstüne üstlük bir de çalışırken kafanızın üstünde sifon çekilmesi ihtimalini ortadan kaldırdığını düşününce, belki de şükredilecektir.