hesabın var mı? giriş yap

  • istanbulkart dolum merkezinin bahçelievler-yenibosna şubesindeki memur abimize, kardeşimize bir teşekkür yazısıdır bu. gereken yerlere de teşekkürümü ilettim ve ileteceğim, mevzu şu:

    istanbul kartımı güncellemek için yenibosnadaki kart dolum merkezine gittim, sırada bekliyorum, genç bir kadının işlemi bitti ve karta para yüklemek istediğini söyledi, bilenler bilir istanbulkart dolum makinesi belki de dünyanın en kolay kart dolum makinesidir, kartı takacak yeri bile yok yani kartını oraya bırakıyosun parayı veriyosun bukadar, beş saniye sürüyor ve makine zaten konuşarak yönlendiriyor. normalde bizim memurumuz ne yapar, ablacım orda makine var kartını koy paranı sok yükler der en kibar haliyle. ya da azarlar sorduğunuza soracağınıza pişman eder. lakin bu abimiz koltuk değneklerini aldı, ayağının birinde bayağı engel var, görüntüsünden de belli, güzelce kalktı yerinden ve kapının girişindeki makineden bayanın kartını doldurdu tarif etti ve yerine geçti. hatta kadın da şaşırdı siz zahmet etmeseydiniz diye bi bocaladı, hem alışkın değil memurumuzdan böyle ilgi görmeye hem de abimiz engelli olduğu için nezaket kuralı gereği rahatsız ettiğini düşündü.

    hep rezalet başlıkları açarız ya, bence bu gibi durumların da başlığını açmalıyız. bu çivisi çıkmış dünyada çivisi dibine kadar çıkmış olan devlet kurumlarında işini düzgün yapan görevliye teşekkür etmeliyiz. evet o onun işi, yapmak zorunda, ama hem bu abimizin yaptığı şey görevi değil hem de güler yüzü insanlarla güzel üslubu gerçekten çok hoşuma gitti.

    eğer bu yazıyı okuyorsan abicim lütfen böyle devam et. dünyayı sen ve senin gibi insanlar güzelleştirecek.

  • bi de yüzsüz yüzsüz, ev bulmak kolay değil sen yeni yer bul mu ne demiş.
    git kimle aldattıysan onda kal.
    tanım: başarılı eylem.

  • savarona yatı 1938 yılında 1.250.000 türk lirasına satın alınmış. o yıl dolar kuru 1,26 tl. yani 992.063 dolara alınmış.

    son iki yıldır atatürk orman çiftiliği talan edilerek inşaa edilen yeni cumhurbaşkanlığı sarayına yapılan harcama ise şu ana kadar 1.000.000.000 türk lirası. 2015 sonuna kadar toplam maliyetin 1.500.000.000 türk lirası olacağı söyleniyor. yazı ile bir buçuk milyar türk lirası. bugünün kuru ile 680.272.108 dolar.

    hiç zahmet etmeyin ben sizin için hesaplayayım; cumhurbaşkalığı sarayına harcanan para ile 686 adet savarona alınabiliyor.

  • çaydanlık kelimesi köken olarak farsçadır. kök, üzerine yine farsça eklerden biri olan -dan ekini almıştır. "çaydan" kelimesi farsça'da "çay koyulan kap" anlamına gelir, bizim kullandığımız çaydanlıkla aynı anlamdadır. yani buradaki -dan eki bizdeki çaydanlık kelimesindeki -lık ekinin görevindedir. biz bu kelimeyi farsça'dan çaydan şeklinde değil de çaydanlık şeklinde almışız ve bu şekilde de devam etmiş asırlardır.

  • başıma bir şey gelmeyecekse katılmak istemediğim kampanya.

    yok, sezen aksu'nun şarkı sözünü eleştirmiyorum. bana ne, beni hiç ilgilendirmiyor. sonuçta bir şarkı sözü.. ama sezen aksu şimdiye kadar hep irticanın yanında durdu, yetmez ama evet diyerek safını belli etti. kendi desteklediği elemanların gerçek yüzünü görsün. onlarla yuzleşsin.

    aksu, doğrunun yanında durmadi ki, durduğu yer belli. onlarin modern atatürk ülkesini bu hale getirmesinin taşlarından bazılarını döşedi.

    ben oturur çekirdeğimi çitlerim..

  • nedense pek merak edilen bir meseledir ve "o öyle bir ruhtu ki" değildir. gerçek her dem çiğdir. ortamlardaki kadın kıtlığı. o dönemi şöyle anlatırsak eğer durumun vahametini daha iyi fark edersiniz. tomris uyar liseden mezun olduğunda liseden mezun olan öğrenci sayısı 20 bin civarı. bunun dörtte biri anca kadın. yani 5 bin civarı liseden mezun kadın var. bunların sanat sepetle ciddi ciddi ilgileneni birkaç yüz ancadır. bu birkaç yüzden sanat sepet ortamlarında takılanı elli altmış ancadır. bir de bunların istanbul'da takılanı da bir yarısı kadardır. bir de bunların ciddi bir beraberliği ya da evliliği olmayıp ortam simalarıyla yakınlaşma ihtimali olanı da elde kalan yarının da yarısı falandır anca. yani ortamlarda bir düzine kadın ya var ya yok. birkaç yaş genç, birkaç yaş büyük kadınları da ekleyelim. tüm istanbul enteliz danteliz, sürüden farklı yaşarız kafasındaki yüzlerce bohem hayat erkeği eldeki elli civarı kadına bakıyor. ha bu elli kadın da aynı zamanda güzel yahut eli yüzü düzgün kadın olmuyor. yanisi aç kitlenin gözünü diktiği kadın sayısı aslında toplamda 10 falandır. manzara bu özetle.

  • martıdır... uçuyorsun bi kere. yüzebiliyorsun hatta dalıyorsun. e yürürsün de istesen. paso balık yiyorsun ama diğer yiyeceklere de adaptesin. sevimlisin de herkes simidini paylaşıyor.

    “maaşlı sigortalı bir iş mi; yoksa martılık mı?” deseler martı olmayı seçerim.

  • ben çoçukluğumdan beri hep bir abim olsun isterdim, dertleşebileceğim, akıl danışacağım, sırtımı yaslayabileceğim bir abi. işte bu dingili tanıdıktan sonra vazgeçtim amk. iyi ki abim falan yokmuş lan, ya o da bunun gibi olsaydı? evlerden ırak ya töbeler olsun.