hesabın var mı? giriş yap

  • lise sondayım. komşu okuldan bir kızla çıkıyorum. öğle tatilimiz aynı saatlerde başlıyor, ben de genellikle onların bahçesine sızıp kızla buluşuyorum. bir gün yine bu ritüeli gerçekleştirmek üzere okulun bahçesine giriyorum ama kız her zaman buluştuğumuz köşede yok. arkadaşlarına soruyorum, sınıfta diyorlar. detay vermiyor adiler.

    kapılarda sınıfın içini görmeye yarayan ufacık pencereler var. oradan sırasının olduğu yere doğru baktığımda kızı tek başına görüyorum. oturmuş, bir kağıda bir şeyler yazıyor.

    çıkmaya başlayalı belli bir süre olmuş, birinci ayımızı kutlayacağız (gençlik!). kıza güzel bir hediye ayarlamışım, yanında vermek için de tek bir gül almışım. hâlâ birbirimizin her türlü aptallığını kaldıracak kadar aşığız. ama daha da kötüsü ben her türlü aptallığı yapacak kadar aşığım. o an gereksiz bir komiklik yapasım geliyor: gülü dişlerimin arasına sıkıştırıyorum, ardından da kapıyı swat elemanı gibi hızla açıp sınıfa dizlerimin üstünde dalıyorum. bir de tatatataaaam gibi bir efekt patlatıyorum (salaklık!).

    özetin özeti: öğle tatiline uzamış bir yazılının ortasına dalmışım. sevgilim olacak kız en ön sırada tek başına oturuyormuş, o yüzden sadece onu görmüşüm. içerideki öğretmen (bir ingiliz teyze) sınıfa terörist dalmış gibi tepki veriyor, kafama tebeşir ve silgi atıyor, panik içinde çığlık çığlığa bağırıyor.

    kızın ve sınıfın tepkisiyse okulun hatıralarımdaki koridorlarında sonsuza dek yankılanacak. biz cep telefonuna yetişemedik, o kötü oldu.

  • alakası yoktur. kasacı kızın yakasında isim soyisminden hemen elindeki telefondan facebooka girip bakıp kızın manitası olduğunu gören suser, bir kac hafta sonra ayyyy kız benim önerilenler listemde kartıma bakmış bla bla.. sie.

  • eğer che taş gibi bir çift göğüsün arasında gergin şekilde duruyorsa arabanın içinde devrim bile yapabilirsiniz.

  • sebep olanların aptallığıdır.

    turizm sezonuna 1.5 ay kalmışken çok bulaşıcı ingiliz varyantı dolanırken lebaleb kongre yapabilmek için normalleşenler ülkeyi en az 2 aylık turizm gelirinden de etti.

    bu kadar düşük zekalı insanlara ülke yönettirenlere müstehak ama yanlarında biz de yanıyoruz.

    edit: şimdi burada önemli bir kısım bu iş karadeniz'deki gerilimin politiğiyle ilgilidir covid'le alakası yoktur diyor.

    nah yoktur covid'le alakası. türkiye'nin rusya ile charter uçak gönderimini durduracak resmi bir gerilimi yok, eğer olsaydı zaten bunu bu şekilde ifade etme lüksü de var putin'in. türkiye mevcut içinde bulunduğu blok'un gerektirdiğinin ötesinde bir söylem yada eylemde bulunmadı karadeniz gerilimiyle ilgili olarak.

    putin karadeniz'deki durum için covid'i bahane etmiş olsa bile türkiye'deki covid salgını buna zemin hazırlayacak düzeydedir ve bu iktidarın işbilmezliği sebebiyle olmuştur.

  • --- spoiler ---

    temperli cam oyununda camcı abinin misketi bolmuş gibi atması çok saçmaydı. güç bela bir tane cisim bulmuşsun, o da önceki oyundan kalan bir misket. belli ki adam onu cebellezi etmiş. camcı abi anında fırlatıp "daha yok mu, diğerine de atacam" diyor.

    altındaki cam temperli işte. önce ona atsana misketi. vücut ağırlığı sesi keser diye düşünüyorsan da misketi fırlat, düşmeden önce zıpla işte. en azından temperlinin çıkardığı sesi bilirdin.

    --- spoiler ---

  • beyaz atletli, göbekli maganda tipli dayılar doblolarından inip bir düzine çocuğu arabadan parka salar; yakılan mangallardan arta kalan çöpler ortalıkta rüzgarla birlikte döner dururdu. neden çöpleri bıraktın diye soranlara "çöpçüler ne iş yapıyor, toplasınlar" türü cevaplar verilirdi.
    mangal artıkları olduğu gibi bırakılır, orman yangını çıksa da "nasılsa görevliler söndürür" kafasında yaşayan birçok kişi önlemi alıp mangalı söndürüp de ayrılmazdı.

    benim artık inancım yok türkiyede şu şekilde bir manzara göreceğime dair:
    https://www.google.com.tr/…rk&imgrc=qaftbjo-bvxpsm:

    edit: göbeksiz maganda istemişler. o da olur.

  • kendi ergenliğinde sosyal medya denen nane olmadığı için şükretmesi gerekenler hiç laf etmesin bu çocuklara.. burak kut kasedinin üstüne kendi sesini mikrofonla kaydedip radyoculuk oynayanlar kendilerini biliyor.

  • birçok çorba ismi var ama bazı menülerden içerikleri yer alırken bazı restoran menülerinde de içerikleri bilmeniz beklenir. ülke dışına çıktığınızda sık sık karşılaşırsınız. uzun zamandır yemek ile ilgili içerik paylaşmıyorum bu şekilde kendimi affettireyim dedim.

    öncelikle aşağıda yer alan içerikler “çorba isimleri” olarak dikkate alalım. çorba çeşitleri çok başka bir şeydir ve ileride o konuyu da ele alırız.

    bisque çorba: şimdi bu çorbayı menüde gördüğünüzde aklınıza hemen patates püresi kıvamından hafif cıvık bir püreli çorba gelmesi gerek. normalde kabuklu deniz ürünleri ile birlikte 4-5 çeşit sebzeyi püre yap, içerisine krema ekle.. hoooop. bisque çorba. ülkemizde domateslisini çok yapıyoruz, tabi bildiğiniz üzere içerisinde kabuklu ve kabuksuz deniz ürünlerinden eser yok.

    chili çorba : bu da koyu bir çorba çeşidi. kırmızı et ve domatesi karıştır püre yap. içerisine chilli biberi ekle. bulamazsan chilli biberi tozu işinizi görür. ülkemizde kırmızı herhangi bir çorba içerisinde eser miktarda tiftiklenmiş hindi eti ve bolca acı sos ile servis edilmektedir.

    chowder: içerisinde tane sebze olan balık çorbası işte.

    konsome: oooo, şimdi önümüzü ilikliyoruz. tamamen yağsız sığır kıymasını yumurta akı ve birtakım sebzeler ile çok ama dikkatli bir şekilde kısık ateşte pişirilmesi ile elde edilir. zaman ve ustalık ister. berraktır, içerisine eklenen malzeme ismini alır. ör: içerisine küp küp patates atarsanız patates konsome, ekmek arası balık atarsanız, balık ekmek konsome olur.

    fumet: balık kemiklerin sebze ile haşlanıp süzülmüş hali.

    gumbo: aklımıza hemen bamya geliyor çünkü gumbo bamya demekmiş. şimdi burada ironik olan nokta ise birçok gumbo reçetesinde gumbo göremememiz. neyse klasik kabuklu deniz ürünlerini iyice kaynatıp un ile bağlıyoruz. içerisine bamya ilave ediyoruz. iğrenç oldu değil mi? işte buna gumbo diyoruz. evlerden ırak..

    ek: gumbo bamya değil sulu yemek anlamındaymış. bende öğrenmiş oldum. ffemmefatalee' ye teşekkürler!

    püre çorba: anne mutfağı kokar. sebzeleri haşla, ver blenderi .. çok az et suyu ve krema ilave et. karıştır. karabiber ve kırmızı biber değirmenini servis masasına koy... menülerde püre çorba resimleri genelde kocaman olur, bütçenin amiral gemisidir.

    yahni çorba: bizdeki tandır çorba işte.

    court bouillon: sebze çorbası ama bizdeki gibi sebzelerin canını çıkarırcasına kaynamamış hali. kemik suyunun içerisine havuç, kereviz, mayanoz sapını at, 30 dk kısıt ateşte tıngırdat. koy menüye. tatsızz tuzsuz. 30 euro mis gibi.. ortamlarda çok yoruldum dersin nerden bilecekler.

    minestrone: court bouillon yaptık mı? evet. bunun içerisine o haşlanan sebzelerin küp küp doğrayarak ilave edilmiş hali. bitti gitti.