hesabın var mı? giriş yap

  • simdi biraz fantastik gelebilir; ama gercek.

    iki yil once bitirdigim, oncesinde de iki yil suren bir dunya turu seruvenim oldu. katildigim gemi ile okyanustan okyanusa, limandan limana dolanmistim. yasadigim bu donemi yillar sonra hatirlamami saglayacak anilar biriktirme karari almistim ilk adimimi attigimda disari. bu minvalde, en basta cok klasik olan gittigim ulkelerden magnet ya da kartpostal biriktirmek geldi aklima ama sonra cok siradan buldum bunu ve vazgectim. ne yapsam diye dusunurken aklima cok zor ama inanilmaz bir sey geldi.

    bitirebilmem yillarimi aldi; ama degdi.
    amerika'sindan japonya'sina kadar, hindistan'dan isvec'e kadar, portekiz'inden tut da turkiye'ye kadar butun maviliklerden gectim. ve bu seyirler sirasinda geminin arkasindan sarkittigim kucuk bir kova ile sular topladim ve bir kavanozda biriktirmeye basladim. gunu gelip de son okyanus suyunu kavanoza aldigimda hedefime ulasmistim. bir kucuk iksir sisesi aldim ve butun topladigim sulardan birer kasik alarak o sisede harman yaptim.

    dunyanin dort bir yanindan topladigim, tam yedi denizin suyu var bende. bir gun karsima biri cikar da evlenecek olursam, mustakbel kisiye teklifimi sacma bir yuzukle degil, emegimi verdigim bu kucuk sise ile yapmayi dusunuyorum. mecaz anlamda degil, gercekten dunyayi avuclarina sermis olacagim.

  • biz anadolu'ya göç ederken; çinliler falan bizim arkamızdan, "gerçekten gittiler mi lan" diye baktıkları için gözleri kısılmış.

  • baktı ki tepkiler çığ gibi büyüyor, geri adım atmıştır.
    açıkçası "bu kardeşiniz" diye başlayan hiçbir siyasetçinin sözüne inanasım gelmiyor artık.

  • mmorpg dünyasına yepyeni bir soluk getireceğini düşündüğüm yeni bir devasa online oyun.

    irtica online oynamaya başlamanız için (ki ilk 20 günü de bedava) ilk önce kendinize bir sınıf seçmeniz gerekiyor.
    mürteci, nurcu, tarikatçı, yobaz ve neo-islamcı şimdilik seçebileceğiniz sınıflar arasında.

    yobaz, irtica online'da "tank" vazifesi gören, yani en ağır zırhları giyebilen sınıf. full-plate cübbe ve sarık giyebilen yobazlar partinin en önde gidip düşman laik birliklerini üzerine çekmekle sorumlu. giydiği kalın zırhlar sayesinde en az zararı alan yobazların başlıca silahları asaları olmakla beraber, bastonlarını da oldukça efektif bir şekilde kullanıp düşmanlarına korku salabilmekte ustalar. yaptıkları kombolarla yüksek aggro toplayan yobazlar, grubun diğer üyelerine zarar gelmesini önlemekte profosyoneller.

    nurcular ise irtica online'da spellcaster, yani ana büyü yapıcı sınıfları. giyebildikleri zırhlar çok sınırlı sayıda olsa da grubun gerisinde durup attıkları "nur topu" gibi büyülerle birden fazla düşmana zarar vererek partinin işini kolaylaştırdıkları gibi, açtıkları "town-portal" 'lar ile grubun üyelerini amerika başta olmak üzere bir çok yere de ışınlayabilmeleriyle oldukça önem kazanmış bir sınıf. en kritik zamanlarda ise ışık evlerinden summon edebildikleri yandaşlarla gruba tarifsiz avantajlar da kazandırdıkları için varlıkları çok kritik.

    mürteciler irtica online'ın görünmez olma, rakibi arkadan vurma, düşmanın elini kolunu bağlama ve kapalı kapıları açma konusunda profosyonelleşmiş sınıfı. yobazlar kadar ağır zırhlar giyemeseler de, yeşil hırkalarıyla kendilerini savunabilecekleri kadar korumaya sahipler. tespihleriyle düşmanın arkasından gerçekleştirdikleri ölümcül kombolarla onları etkisiz hale getirip daha fazla zarar almalarını sağlayabilmeleriyle fark yaratmadalar. tüm bu özellikleri onları pvp'de ölümcül düşmanlara dönüştürmekte.

    tarikatçiler ise irtica online'da bir grubun olmazsa olmazları. zarar görmüş grup üyelerini iyileştirmekle beraber, yaptıkları büyülerle grubun gücüne güç katmalarıyla beğeni toplamaktalar. grubun maddi çıkarlarını da gözeten tarikatçiler, herhangi bir düşman saldırısında yobazların hemen arkasında onlara destek vererek partinin uzun vadede çıkarlarını korumalarıyla irtica online'ın belki de en önemli yerini doldurmaktalar.

    neo-islamcılar her sınıfın özelliklerine sahip olmakla beraber, hiçbir konuda onlar kadar ustalaşmış sayılmazlar. shapeshift, yani şekil değiştirme yetenekleriyle bazen yobazlar gibi korumacı, nurcular gibi büyücü, mürteciler gibi görünmez, ve tarikatçiler gibi de iyileştirici yeteneklere sahip olabilmekteler. kendi başlarına görev yapmada çok yönlülüklerinin tüm avantajlarını kullanan neo-islamcılar giyebildikleri hafif zırhlarla yobazlar kadar olmasa da kendilerini koruyabilmekteler. savundukları savlarla ortalığı bulandırmakta da usta olan neolar, laik tarafın korkulu rüyaları. nurcular gibi aoe* büyülerine sahip olmasalar da, "türban polemiği" gibi ustaca hazırlanmış söylemlerle düşmanlarının kafalarını karıştırmalarıyle diğer sınıflara ettikleri yardımlar tartışılmaz.

    irtica online özetle böyle bir oyun. neden bilmem ama bana epey bağımlılık yapacakmış gibi geliyor...

  • linç etmek için sıraya girenler sayesinde 3 ay hapis cezası almışlardır. hapse girmeyecekler, çünkü önceden sabikalari yok ama kariyerinin başında gencecik insanları sırf hoşunuza gitmeyen bir şey yaptılar diye çarşaf çarşaf hedef gösterip işsiz bıraktınız ve sicillerini lekelediniz.
    çok saygısızca ama olmaz bu kadar falan diyen orta yolcular, en çok da sizin eseriniz bu, gücünü sizden alan bir kitle var, gurur duyun.

  • bu adama iğrençsin diyebilecek bir yüreğin iyi olduğuna inanamam asla. ne zararı var lan adamın? kolonya dağıtıyormuş bir de... dünyada enerjisi yüksek insanlar çoğunlukta olsa keşke.

    edit: başlık bana kalmış. lanetlenmişim, 1 ay çaylağım beni özleyin sözlük ahalisi. hadi yine iyisiniz! :)

  • modern insanın sistem ve düzen algısını merkeze yerleştirip onun etrafında sistemi derinlemesine eleştiren bir yapıya tanıklık ediyoruz bu filmde..

    yetmiyor.. bu film bize yalnızlık kavramı üzerinden çoğulcu fakat eklektik bir yapılanmanın asla mümkün olamayacağını haykırıyor, gözümüze sokuyor.

    yetmiyor.. kurmacanın bütün imkanlarından faydalanarak gerilim ve korkunun sınırlarında iğrençlik tanımını yeniden yapıyor..

    bu da yetmiyor.. temelinde oldukça esnek olduğu halde, aynı kalıplarla topluma rehberlik etmeyi sürdürebilen geleneksel ahlakın suratına bir tokat indiriyor..

    yetmiyor.. umudun tükendiği yerde yeni bir umut varolabilir mi sorusunu kazıyor belleğimize.. elbette cevap veremiyoruz..

    yetmiyor.. insan hayvan ikilemiyle yüzeysel indirgemeciliğin kitabını yazan elitizmin içten pazarlıklı algısına acımasızca meydan okuyor..

    bitti mi.. bitmedi..

    yetmiyor.. dünyayı, karanlık odalarda hazırlanmış global soslu yapay kültürlere mahkum eden, egemenlerin kucağına iten masonik üst yapıyı deşifre ediyor.. doktor figürüyle simgelediği bu mekanizmayı seyirciyi yerine mıhlamak için kullanıyor...
    ...

    şaka len şaka... ben böyle filmin taa avradını skeyim...

  • kendisi hep dolarla iş yaptığı için bizim cebimizdeki para hakkında bir fikir sahibi değil herhalde.
    biz halen lira kullanıyoruz reis.
    milli ve yerli olmayan kişi beyanı.

  • 1 haftadır yazacağım, üşeniyorum. sokak ortasında özet yazayım. ayrıntı eklerim belki. (ertesi gün çeşitli düzeltmeler.)

    a101'den dardanel marka ton balığı aldı eşim. mavi kutu. a101 markası değil.
    açtık, berbat kokuyor. ağır bir balık kokusu. eşim "kepez gibi kokuyor" dedi hatta :) (not: çanakkale kepez, antalya kepez değil. dardanel fabrikası burada olduğu için bazı dönemlerde ağır çiğ balık kokusu olur ki çiğ balık kokusu da severim)

    fabrika 5km ötede. gittik fabrikaya bıraktık. bir açık bir kapalı kutu. üretim tarihi vs yazılı.

    1 hafta sonra (istanbul'dan) telefon geldi.
    üründe bir sorun yok. sadece çok taze olduğu için böyle bir koku oluyor bazen dediler. biz de şaşırdık ilk kez almıyoruz ki...

    telefondaki devam etti "çünkü dinlendirmek yerine talep çok olduğu için hemen satışa verildi" (a101 kampanyası varmış. ona özel üretiler belki) bekletilmemis.

    ben de çanakkale'de oturduğumuz için şu örneği verdim telfonda.
    "ezine'ye gidip eski/dinlenmiş ezine peyniri alıyorsunuz. fakat adam kilosu 70tl'den size taze peynir veriyor. neden? çünkü iş çok ve peynir yetişmemis. 30tl'lik taze peyniri size ezine diye iteliyor. bu durumda ne yapardınız? tabii ki almazdınız. çünkü o peynirin dinlenmiş/eskitilmiş ezine peyniri ile ilgisi yok. eskiyen peynir bir çok şeydeki gibi su kaybeder ve azalır. ayrıca eskitme maliyeti de doğal olarak peynire eklenir. siz 70tl'ye taze "ezine peyniri" almazsınız. (ki çanakkale içinde taze keçi peyniri bile 30-35tl civarı. neden? çünkü taze.)

    telefondaki kız haklısınız ama kem küm. (kem küm=ama taze ürün ama satış ama bık cık)

    başka da cevap yok.

    bu arada bir tanesi kapalı, iki adet ton balığınin parası da boşa gitti. taa fabrikaya, ayağına kadar gittiğimiz adamlar "özür dileriz, üründe sorun yok ama getirdiğiniz ürün karşılığı olarak adresinizi verin veya madem ki çanakkale'desiniz, fabrika satış mağazasına buyurun, bize bıraktığınız ürün yerine yenisini verelim" demediler. veya iban isteyip ücret iadesi yapmadılar.

    yıllarca kurumsal şirketlerde çalışmış bir insan olarak son sözüm: pr berbat.