hesabın var mı? giriş yap

  • bu adam benim 10 sene evvel askerlik yaptığım yerin ordan geçerdi arada sırada.

    her seferinde de istisnasız şekilde bize dönüp merhaba çocuuuuklaaaaaaaar derdi. güzel adamdır yılmaz morgül.

    o kulübe önünden kimler kimler geçti gitti bi dönüp bakmadı. bi süleyman seba bir de yılmaz morgül durup bizlere selam vermiştir her seferinde.

    o günden beridir severim kendisini. hal ve hareektleri komik biri o doğru. iyi insan olmasına engel değil. insanları iyi ve kötü olarak ayırın arkadaşlar. başka kritere gerek yok.

  • son derece sempati duyduğum biri. benim için daima eski sevgilinin yeni sevgilisi olarak anılacaktır ama eski sevgiliye tekmeyi basıp, hem de onun yakın çevresinden biriyle evlendiğinden beri başımın tacıdır. tam da böyle bir şey olması için ah etmiştim, bekliyordum ama kendisi bunu gerçekleştirdi nihayetinde. nasıl sevmem?

    evlendiğinden beri gözüme çok güzel görünmeye başladı. facebook'ta gördüm. gelinlik nasıl da yakışmış. peri kızı gibiydi. prensesim benim.

  • ruhunun güzelliği yüzüne yansımış.

    çadırım var. 3 gündür geceli gündüzlü gezi parkı'ndayım.
    minimum 30-40 medyatik insan gördüm.
    yarısından fazlası aynı; gezi parkının sokaklarında sürekli dolaşan, "bakın genşler ben buradayım" mesajı veren, her mikrofona konuşan, göstermelik fotoğraflar çektiren. (haaa hiç gelmeyenlere göre yine saygım var elbette, fakat sevmiyorum yapmacıklığı)

    ama bu kadın bambaşka be abi. 5-10 çadır ilerisinde kalıyorum. o da burada yatıyor. burada kalkıyor. buradan yiyor, buradan içiyor. gezi parkı çocuk atölyesi sayesinde çocuklarla vakit geçiriyor. bu işleri gönülden yaptığı o kadar belli ki. mutlu oluyor. mutlu ediyor.

    hatta bugün surp agop hastanesinin oradan 2 kamyon pet şişe su taşınması gerekiyordu. saat sabah 10-11 suları.. birlik olduk, imece usulü elden ele taşıyoruz. sağımdakinden alıyorum solumdakine veriyorum.
    sağdaki arkadaştan aldım bir koli suyu, sola döndüm. bir baktım suları verdiğim kişi demet evgar. yine bizimleydi.
    fotoğrafını çekmek isteyen kişilere "çekin ama bu şekilde olmaz, lütfen sonra" dedi. kameralar geldiğinde ise uzaklaştı.

    zaten aşıktım. artık tapıyorum.

  • abd bandirali ticaret gemileri, akdeniz'de 1793'den itibaren seyretmeye baslamislardi. fakat bilhassa akdeniz ,tamamiyle osmanli denizcileri'nin kontrolunde idi. bu gorevi, cezayir beylerbeyi'mize bagli filolar surduruyordu. iste bu yuzden abd gemileri de, cezayirli gorevlilerle anlasmak mecburiyetinde idiler. yeni kurulan abd harp gemileri ise, kendi teknelerini korumaktan uzaktilar. durumu gozden geciren amerika birlesik devletleri hukumeti, cezayir beylerbeyimize muracaata karar verdi. yapilan muzakereler sonunda anlasmaya varildi. 5 eylul 1795 tarihinde bir anlasma imzalandi.

    bu anlasmaya gore; amerika birlesik devletleri, her yil cezayir beylerbeyi'mize 642,000 altin dolar ve 12,000 osmanli altini vergi odemeyi* kabul ve taahhut etti. buna mukkabil cezayir de amerikan bandirali hicbir ticaret teknesine dokunmamayi kabul etmisti.

    abd tarihinde,yabanci dille (osmanli turkcesi) imzalanan tek anlasmadir.

    ayrica baska bir devlete,vergi odemeyi taahut eden de tek antlasmadir.

    bu tarihi vesikayi, devletleri adina imza eden gorevliler:

    joseph donaldson ve vizir hassan bashaw (bu kisi meshur cezayirli gazi hasan pasa mi onu bilemiyorum)

    anlasmanin metni icin: http://www.yale.edu/…diplomacy/barbary/bar1795t.htm

  • kedi sahipleri icin not dusmek istiyorum buraya.

    bu deprem oldugunda hayatta kalmayi basarabilmissek, eve ulasabilmissek ve yikilmamissa, deprem sonrasi apayri bir hayatta kalma mucadelesi baslayacak. disarida yatip kalkmaya baslayabiliriz veya sehirden cikmaya calisabiliriz. o kaosu hayal edebiliyoruz muhakkak... kedilerimizi kendi hallerine birakacak degiliz ve o an iyice elimizin ayagimiza dolasmamasi icin kendimiz icin hazirladigimiz (umarim) deprem cantasinin benzerini onlar icin de hazirlamaliyiz.

    bu cantada neler olmali, aklima gelenler;
    -ufak, su koyulabilecek herhangi bir kap
    -kuru mama, konserve mama, su.
    -yolculuklarda kullanilan sedatiflerden
    -ilk yardim malzemeleri (batticon, oksijenli su, antibiyotikli pomad, sargi bezi, permatik, steril eldiven, cerrahi iplik -mesela 2/0 pga deri dikisi icin-, mumkunse ufak bi portegu, steril gazli bez, antibiyotik tablet -kediler icin uretilmis minik olanlari var-, agri kesici ^^^dikkat^^^ asla aspirin degil, asla. ya hic koymayin ya da kediler icin ozel agri kesiciler var bir klinikten alip onu koyun, vb.) eger kedimiz yaralandiysa pansuman yapmamiz gerekebilir. kapatilmasi gereken acik yarasi varsa dikisi kendiniz atmak zorunda kalabilirsiniz, bir veteriner hekime ne zaman ulasabileceginiz mechulken... bunu videolardan ogrenebilirsiniz, mecbur kalinca insan neler yapar.
    -asi karnesi. (karnenin yeri bu canta olsun hatta. her daim orada dursun)
    -gogus tasmasi.
    -bez canta veya buna benzer katlayinca az yer kaplayan ama kedinin sigabilecegi bir canta
    -kediyi sarmaya yetecek buyuklukte polar
    -en azindan birkac tane hasta alti bezi/pedi (gazete kagidi genisliginde, sivi emebilen, kafeslere seriliyken kliniklerde falan eger gorduyseniz, onlardan. kucuk irk kopek sahipleri de evdeki tuvalet alanina kullaniyorlar hatta)

    bircok evde kedi tasima kafesleri, boxlari cok yer kapladigi icin sokuluyor, kullanilacagi zaman monte ediliyor, kapisi kapanmiyor, idareten bir seyler uyduruluyor ya da elle kapatilarak klinige goturulup getiriliyor ama bu husus deprem gunu cinnet sebebi olabilir. bu kafes saglam ve mumkunse kediyi icine koymaya hazir sekilde durmali surekli.

    van depremini kedisiyle yasamis biri olarak bence gogus tasmasi ve gerekirse tasima boxini firlatip atip yola bez cantayla devam etmek icin hazirlikli olmak lazim. deprem oldugu andan memleketime donene kadar kedim hep kafesinde kalmisti. yaklasik 60 saat saniyorum. cunku gogusten gecen o tasmalardan bende yoktu ve kafesinden cikarmaya korkmustum kacar da yakalayamam diye. sonuc kendi cisinin uzerine yatmak zorunda kalan bir gariban. bu surenin uzadigini dusunun, uc gun, bes gun, on gun... o gogus tasmasi inanilmaz ise yarayacaktir.

    o hengamenin icinde kedinizi saklamak zorunda kalabilirsiniz. bu yuzden bez canta benzeri bir canta (veya kedi ve kucuk irk kopekler icin olan bez/kumas/polar her neyse o tarz tasima cantalari var) ve sedatif (sakinlestirici, dis macununa benzeyen, yolculuklarda kediyi sakinlestiren ama anestezi gibi derin uykuya sebep olmayan zimbirti) lazim dedim. bu benim basima gelmisti. sehir yikilmisken, geceyi bir elma bahcesinde gecirip guc bela ertesi gune bilet bulabilmisken, otobusume kedi almam diye direten bir embesile denk gelmistim. otobusun icine de degil halbuki. kafesindeki kediyi bagaja koyacakti. bu. bu kadar. adam bunu yapmadi. bi ton hir gur, sonunda bindik ama buna benzer bi sey yasayabilirsiniz. belki birinin ozel araci belki baska bi tasit, bilemiyorum artik, binmeniz gerekebilir. disarida veya bir cadirda, bir yerlerde ne halt edeceginizi dusunup otururken, ortam farkliligi, insan sesleri, belki cigliklari, belki artci depremler derken kedinin sakinlestirilmesi de gerekebilir.

    o gun icin hazirlikli olursak ne olursa ne yapacagimizi onceden dusunup kafamiza oturtabilirsek simdiden, o felaket gunu geldiginde kedimizle ilgili olan seyleri en azindan otomatik pilottaymisiz gibi tikir tikir halledebiliriz. cunku... daha once deprem yasayanlarin ongorulen felaketin sadece ufak bir provasini yasamis olanlarin malumudur ki o gun, o beklenen korkunc gun, aklimiza mukayyet olmamiz dahi cok zor olacak. hayattaysak...

    esimiz, cocugumuz, akrabalarimiz, arkadaslarimiz hayattalar mi bilemedigimiz ama hayatta kalmaya devam etmek icin cirpinirken bazi seyleri otomatige alabilmemiz gerekiyor.

    meksika'da olan deprem bu gece beni uyutmuyor. biz bir felaket yasayacagiz bu cok acik. lutfen yarin hem kendiniz icin hem varsa evcil hayvanlariniz icin bir canta hazirlayin. yumurta kapiya dayanmis durumda. lutfen o gunu beklemeyin. hemen bu isi halletmezseniz cok gec olacak. herkes kendinin ve sevdiklerinin caninin derdine dusmusken hic kimseden yardim alamayacagimiz cok karanlik en azindan bir haftamiz olacak. en iyimser senaryoda, yani bir sekilde sag kalabilmissek...

    son pismanlik neye yarar demis rahmetli. bazi seyleri cok dogru soylerdi... kulak vermek lazim.

  • neden öyle hareketli, neşeli bir müziğin arka planda çalındığını merak ettiren görüntüler.

    hem kafamla ritim tutuyorum hem kazalar eyvah eyvah diyorum.

  • valla 10 yıl oldu neredeyse çok mızmızlanacak bir şey yok aslında. yalnızca yaz olunca şöyle gönül rahatlığıyla koca bir karpuz alıp evimde yiyemiyorum ya ona canım sıkılıyor. minik karpuz üretilsin, tek kişilik. başka da bir derdim şikayetim kalmayacak bak söz.