ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
arat
-
başıma birsey gelmeyecekse kars /selim ilçesinde öğrencilere yaptırdik bu robotları biz. meslek lisesi öğrencisi bunlar sadece. ki sen zamanında iş başvurusu yaptığımda bana aselsan'a mühendis alıyormuş gibi mülakat ayini duzenleyen bir şirketsin. fakir ama gururlu bilişim öğretmeni kız serzenişi değil bu. liselerarasi bilim fuari minvalinde robot yapmışsın. bari step motor kullanmasaydın da hızlı hareket edeydi.
ekşi sözlük isyanına katılmayan yazar profilleri
-
kendi gibi düşünmeyenleri aklı sıra sınıflandırıp bu sınıflandırmalara da küçümseyici tanımlar yakıştıran aşırı uçlarda gezinen bir embesilin serzenişinden ibaret olan profillemedir.
çünkü herkes illa bu embesil gibi düşünmek zorunda. zo-run-da. anlamadınız galiba.
yalan dünya
-
"sahnede eğer bir silah varsa mutlaka patlar." bunu hepimiz biliyoruz.
gülse birsel de bunu o kadar göstere göstere, gözümüze soka soka yapıyor ki, bir sonraki sahnede ne olacağını anlamak hiç de zor olmuyor.. hatta ne olacağını çözdüğümüz için devamını izlemesi ziyadesiyle sıkıcı geliyor.
misal;
orçun, eylem'e içirmeyi düşündüğü kızları coşturduğu söylenen içkiyi cebinden çıkarıyor, eylem'e sesleniyor. birden annesi gelince, o elinde dursa bile görünmeyecek küçücük şişeyi panikle baharatların arasına atıveriyor. (ki cebine geri koyması daha kolay bir hamle olabilirken)
hee bu demek oluyor ki, onu oradan alamayacak ve annesi onu yemeklere koyacak.
peki yanıldık mı? hayır? aynen düşündüğümüz gibi de oldu.
bu kadar mı? tabi ki değil..
emir hasta yatıyor. rıza'nın deniz'e hediye ettiği orkideden oldukça rahatsız. çiçeğin ortamki oksijeni aldığını ve bu yüzden rahat nefes alamadığını söylüyor. çaktırmadan, deniz görmeden çiçeği terasa koymak için hızlıca çiçeği kapıp terasa çıkıyor. çiçeği masanın üzerine koyuyor. sonra da ne alakaysa çiçeği sulamaya kalkıyor. (çiçeği koy içeri gir, çiçek sulamak da neyin nesi) derken deniz'in sesi duyuluyor. panik yapan emir elindeki suyu nereye koyacağını bilemezken su yere dökülüyor ve koşarak içeri giriyor.
hee, yere su döküldüğüne göre biri bu suya basıp düşecek.
bi'şeyler bi'şeyler oluyor, diş ağrısı çeken bora terasa çıkıyor. "heh! suya basıp, kayıp düşecek kişi de geldi" diyoruz hepimiz.
neden bora? çünkü tüm uğraşlara rağmen dişi çekilemedi, ayağı kayıp düşsün ki, diş kendiliğinden çıksın.
eee yanıldık mı, hayır!
çünkü gülse birsel, bir sonraki sahnede ne olacağını şıp diye çözmemizi sağlayacak basit oyunlar kurguluyor. ve bu da bildiğimiz, sevdiğimiz gülse birsel'e hiç yakışmıyor. kendisinden daha yaratıcı kurgular bekleyen bizleri hayal kırıklığına uğratıyor.
şahsen ben uğruyorum.
fransızca telaffuz kuralları
-
inanmayabilirsiniz ama fransızca kelimelerin telâffuzu aslında yazıldığı gibidir (% 99 oranında diyelim). yani fransızca kelimelerin nasıl okunması gerektiğini bilen biri için qu'est-ce que c'est'nin -türkçe'ye uyarlayıp yazarsak- kesköse olarak okunması sürpriz değildir.
bu kurallar ilk fransızca öğrenmeye başlandığında karmakarışık gelir ancak zamanla özümsendikçe iyice kolaylaşır. tabi bu minvalde fransızca dilinin iki önemli özelliğini hatırlatmak gerek:
1. herşeyin bir kuralı vardır.
2. her kuralın istisnası vardır. (bkz: exception)
kural mevzusu ile ilgili yorum ve görüşlerinizi ise bana iletmeyin lütfen, ben icat etmedim hiçbirini, mesul da değilim. hem fransızlar dallama ise ben ne yapayım??
neyse efendim, hiçbir yerden copypaste olmayan, uzun bir zaman diliminde yavaş yavaş toparlayarak derlediğim çalışmama göre fransızca telâffuz kuralları şu şekilde olmalıdır:
[önce yazılan harfe bakın, parantez içinde onu (türkçe kurallarında) nasıl okuduğumuzu göreceksiniz. örnek kelimeleri ise mümkün olduğunca içinde geçen tüm harf veya harf grupları maddeleri altında tekrar tekrar yazdım. istisnaları ayrıca hatırladığım, bildiğim kadarıyla derlemeye çalıştım]
[ve unutmayın, daha kalabalık kelime grubu okuma kuralı her zaman daha önceliklidir.
örnek: "ail > ai > a veya i" gibi..]
[ayrıca yanlış veya eksik gördüklerinizi özel mesaj yolu ile iletebilirsiniz.]
yazıdaki hâli - (dilimize göre nasıl okunduğu)
a (a)
la table, le chat, la classe, blanc, le sac, l’animal (m), la tarte, le carnaval, le tableau, le cadeau, le manteau, l’ordinateur (m)
â (a, biraz daha uzun telâffuz edilir)
le gâteau, l’âne, l’âge, le théâtre, le château
au (o)
l’automne (m), chaud(e), aujourd’hui, aucun(e), haut(e)
eau (o)
l’eau (f), le tableau, la beauté, le veau, le cadeau, le manteau, le gâteau, le château
ai (e)
le raison, le bain, le pain, la main, la fontaine, aimer, faire, le lait, le demain
ail, aille (ay)
le maillot, le rail, la faille, le portail, le travail
eu (ö)
le professeur, deux, la fleur, l’heure (f), l’ordinateur (m), les yeux (m), le jeu, le feu, l’erreur (f)
e
1. hece sonunda iken (ö) sesini verir. (tek heceliler dahil)
la semaine, la demande, petit, le demain, je, se, ce, de, le
e
2. (tek heceliler hariç) kelime sonunda ise okunmaz (yutulur)
le malade, triste, la table, la classe, la tarte, l’âne (m), l’âge (m), le théâtre, l’automne (m), chaude, faire, noire, lentement, médecin, l’heure (f)
e
3. iki sessiz ortasında (e) okunur
personne, servir, l’adresse (f), le message, aimer (ve tüm düzenli fiil mastarları), le cachet
istisna : tek heceliler hariç, sözcük sonu -es şeklinde bitiyorsa okunmaz: cannes
e
4. tek hecelilerde iki sessiz arasında (e) olarak okunur
le fer, le mer, les, mes, des
é (e)
l’égalité, l’éclaire, la santé, léon, fatigué, dégénéré(e), la clé, le vérité, le théâtre, le thé, la beauté, liberté, égalité, fraternité *
è (e, ama mümkün olduğunca kısa okunur)
la mère, le père, l’élève, la grève, le succès
ê (e, ama biraz uzatarak)
la fête, la fenêtre, le tête
ë (e, harfin okunmayacağı bazı kelimelerde ayrı bir hece özelliği getirir ve e olarak okunmasını sağlar. çoğunlukla yabancı kökenli özel isimlerde bulunur)
l’aiguë, noël, raphaël
i
1. genellikle i sesini verir.
le lit, dire, finir, le minuit, écrire, l’ordinateur (m)
i
2. kendisini takip eden bir sesli var ise araya (i) olarak okunmakla beraber araya (y) sesi de alır
bien, rien, le pied, le soutien, le pierre, client(e)
i
3. kelime sonu -ie şeklinde biten durumlarda e okunmayacağı için sadece (i) sesi verir (araya (y) sesi girmez)
valérie, la vie, la maladie, l’ironie(f), le génie, la folie, le parapluie, la chimie
-ill (çoğunlukla y olarak okunur ama bazen de l sesi verir. l sesi verdiği kelimeleri özellikle bilmek gerek)
(y)
la famille, bouillir, la feuille, travailler, la fille, gentille
(l)
la ville, mille, lille
ï (i, aynı aksanlı e sesinde olduğu gibi harfin okunmayacağı bazı kelimelerde ayrı bir hece özelliği getirir ve i olarak okunmasını sağlar. çoğunlukla yabancı kökenli isimlerde bulunur)
le mosaïque, laïque (laïc)
y
1. kelime veya hece başında ünsüz olarak kullanılırsa (y) sesini verir.
les yeux, moyen(ne), doyen(ne), le crayon
y
2. kelime veya hece içinde ünlü olarak kullanılırsa (i) olarak okunur
le type, le lycée, le cygne
o (o)
la porte, donner, la forêt, le nom, le problème, le document, le coton, le nord, la mission, la mort, le mot, le raison, le maillot, le professeur, l’ordinateur (m)
ô (o)
le rôle
ou (u)
l’amour (m), la tour, le tour, nouveau, nouvelle, le jour, l’ours (m), trouver, le couteau, aujourd’hui
istisna: oui (viy) olarak okunur.
oi (ua, arada belli belirsiz v sesi çıkarmak daha uygun olur uva şeklinde)
l’oiseau (m), froid, noir, le croissant, l’étoile (f), le miroir, la boisson, le poison, avoir
istisna: l’oignon (m) *
oin (uen, yine arada belli belirsiz v harfi ile uven şeklinde)
le point, loin, le coing, le besoin
oy (uay, uvay gibi v belli belirsiz)
le voyage, moyen(ne), doyen(ne), le foyer, joyeux(euse), envoyer
œ (ö)
le bœuf, la sœur, le cœur, l’œuf (m), l’œil, l’œuvre
u (ü)
la rue, la nuit, le futur, le musée, salut, cuire, aujourd’hui
un (ön)
brun, un, aucun
une (ün)
la lune, une, aucune, la prune
c
1. ce, ci, cy ile beraber (s) olarak okunur
la cigarette, la cygne, certain, difficile, le médecin, voici, l’exercice (m), décider, le cinéma, la cerise
c
2. ca, co, cu, cœ, cl, cr ile beraber (k) olarak okunur
le cahier, la collection, la couleur, cuire, aucun(e), écrivain, la biscuit, le coq, la classe, le crayon, le carnaval, le cadeau, la mélancolie
c
3. kelime, hece sonunda (k) sesi verir
le sac, sacré(e), donc
istisna: blanc (blan okunur)
ç (s, kurala göre c’nin k sesi vermesi gereken yerde s sesi almak için kullanılır. c cedille denilir bu harfe)
ça, le garçon, la façon, la leçon
ch
1. genelde (ş) sesi verir.
chanter, la chance, le roche, le charbon, la chaise, la vache, le chat, le château, chaud(e), chercher, le cheval, chez, la pêche, le chemin, acheter
ch (ve chr, chl)
2. eski yunan kökenli kelimelerde (k) sesi verir.
le chaos, le choléra, l’anachronie, le chrome, le cholestérol, chrétien(ne), chronique, le chrysanthème
g
1. ge, gi, gy ile beraber (j) olarak okunur
le gymnastique, manger, l’origine (f), orange, la page, la girafe, le magicien, l’agence (f), beige, la nage, l’âge (m)
g
2. ga, go, gu, gl, gr ile beraber (g) olarak okunur
le légume, le garage, gris, grand(e), le gâteau, l’égalité, le garçon, l’église (f)
not: g’nin ince ünlülerle (e, i, y) beraber j değil de g sesi vermesi istenirse araya u harfi alınır: gu*
le guitare, le guide, la guerre, la vague, guy
g
3. sözcük sonunda ise okunmaz
le sang, vingt, le coing
gn (ny sesi verir)
gagner, magnifique, l’agneau (m), la signature, le champignon, le cognac, la vigne, l’oignon, mignon(ne)
h (okunmaz, ama muet veya aspiré olma durumuna göre artikelin yazımını değiştirir. tek tek bilmek gerekir, bir kuralı yoktur)
l’homme (m), l’héroïne (f), l’hiver (m), l’histoire (f), l’hirondelle (f), l’heure (f)
le héros, le haricot, le hibou, la hiérarchie, haut(e)
le théâtre, le thé, aujourd’hui
m
1. kelime veya hece sonlarında -am, -em şeklindeyse (an) olarak okunur
le champ, le printemps, employer, le temps,
m
2. kelime veya hece sonlarında -im, -ym şeklindeyse (en), -um ise (ön) olarak okunur
le symbole, sympathique, le parfum
n
1. kelime veya hece sonlarında -an, -en şeklindeyse (an) olarak okunur
pendant, l’enfant (m), prendre, l’accent (m), l’aventure (f), client(e), l’argent (m)
n
2. kelime veya hece sonlarında -in, -yn şeklindeyse (en) olarak okunur
intéressant, quinze, le matin, le jardin, la peinture, le moulin, cousin, le syndicat
n
3. kelime veya hece sonlarında -*ine şeklindeyse (in) olarak okunur
la vitrine, la marine, la benzine, la marine, la cuisine, l’origine (f)
ph (f)
le phrase, sophie, la philosophie
q (k sesi verir, yanındaki u harfini okutmaz. ince veya kalın olması u harfinin devamında gelen ünlü harf ve onun okuma kuralına göre değişir)
la musique, quel, la question, qui, equitable, equinox, l’aquarium, quatre
s
1. kelime veya hece başında (önceki hece ünsüz ile bitiyorsa) (s) olarak okunur.
la santé, le sac, danser, la chanson, la semaine, le succès, personne, servir, salut, sacré(e)
s
2. iki sesli harf arasında (z) olarak okunur
la maison, la fraise, le raisin, la rose, le raison, le poison, l’oiseau (m), le musée
s
3. iki sesli harf arsında iki s yan yana ss şeklinde yazılırsa (s) olarak okunur
la classe, le professeur, l’adresse (f), le message, la boisson, le croissant, la necessité
s
4. -st* formlarında (st) sesi verir
triste, le gymnastique, l’existence (f), l’histoire (f), la question
s
5. kelime sonlarında okunmaz
les, mes, des, le succès, l’ours (m), gris, le héros, le printemps, le temps
istisnalar: le chaos, l’os (m) (ama çoğulu des os olunca sondaki s okunmaz), hélas, l’autobus
w (v)
le wagon, le week-end
x
1. bazen (ks) olarak okunur.
l’axe, excuser, expliquer, extra, l’oxygène (m)
x
2. bazen de (gz) olarak okunur
l’examen, exotique, l’exit (m), l’exhibition (f), l’existence (f), exécuter, l’exemple (m)
1 ve 2 için istisna: bruxelles kelimesinde (ss) olarak okunur (brüssel)
x
3. kelime sonunda okunmaz (x'in çoğul eki olarak kullanıldığı tüm -eaux, -eux vb. formları dahil)
deux, les yeux, la croix, la paix
d normalde (d) sesi verip, sözcük sonunda ise okunmaz
chaud, nord, froid
t
1. normalde (t) sesi verir
la tête, petit(e), la tarte, le gâteau, le théâtre, le château, le thé, le tableau, la beauté, le manteau, la fontaine, le portail, le travail, l’ordinateur (m)
istisna: l’initiative *
t
2. sözcük sonunda ise okunmaz
le chat, petit, le lait, le maillot, le dent, la nuit, la mort, le mot, la fôret, le lit
t
3. -tion şeklinde yazılışlarda (s) sesi verir ve kalıp (-siyon) olarak okunur
le national, rationel le, la notion, la collection, l’exception (f), l’exhibition (f), la dictionnaire
istisna: -stion şeklinde yazılışlarda s (s) ve t (t) seslerini verir, kalıp (stiyon) şeklinde okunur: la question, la cogestion
yukarıdaki durumlar haricinde (okuma kuralı gerektiren herhangi bir harf grubu oluşmamışsa) aşağıdaki harfler, türkçe'deki gibi okunur:
b (b)
le bain, la table, la beauté, le tableau, le problème, la liberté, la boisson, le bœuf, blanc
d (d)
la dinde, le dimanche, le dent, chaude, le cadeau, la demande, le demain, deux, l’ordinateur (m), l’adresse (f), danser, le jardin, l’hirondelle (f), difficile, décider
f (f)
la fontaine, faire, le professeur, la fleur, le feu, difficile, la faille, fatigué, le fer, finir, la famille, la forêt, la girafe, l’enfant
istisna: œufs (m, pl) (l’œuf* l’öf olarak okunurken çoğulu des œufs ise de-z-ö olarak okunur, f söylenmez)
j (j)
le jour, aujourd’hui, je, le jeu, le jardin,
k (k)
le kiosque
l (l)
le lait, l’animal, la classe, blanc, le carnaval, le tableau, la fleur, l’élève, la clé, le lion
m (m)
le manteau, la main, le demain, le maillot
n (n)
non, le nom, noir(e), le nord, la nuit, enfin, le carnaval, l’âne (m), le manteau, le raison, le bain, le pain, la main, la fontaine, le demain, l’ordinateur (m)
p (p)
le pain, le portail, le professeur
r (r, aslında bu harfin genizden böyle yumuşak g gibi okunması durumu var ki, entryde izah etmek mümkün değil, ama bana kalırsa hiç kasmayın dalida gibi r'leri bastıra bastıra okuyun. tv5'te spikerlik falan yapmayacaksınız nasılsa..)
venir, rare, parler, la tarte, le carnaval, le théâtre, aujourd’hui, le raison, faire, le rail, le portail, le travail, le professeur, la fleur, l’ordinateur (m), l’erreur (f)
t (t)
(yukarıda yazıyor)
v (v)
le veau, le travail
psikologların freud'u ciddiye almaması
-
bir psikolog olarak katıldığım ve psikolojiye meraklı olan herkese boynumun borcuymuşçasına anlatmaya çalıştığım durumdur.
2007 yılında, şöyle bir yazı çıkmış:
freud ıs widely taught at universities, except in the psychology department
her olguyu bir şeye indirgemeye çalışan, matematiksel olarak modelleyemediğiniz herhangi bir şeyin 21.yy da psikoloji biliminde yeri yoktur.
bana kalsa -ki kalmıyor- freud'u hiçbir şekilde hiçbir yerde anlatılmasına izin vermem ve bütün textbooklardan kaldırırım. özellikle psikolojiye giriş ders kitaplarında çok tehlikeli; freud'un açıklamaları dahice ve yaratıcı. bölüme yeni başlamış, henüz bilimsel araştırmanın temellerini yeni yeni öğrenmeye başlayan öğrencilerin masum zihinlerini zehirleme tehlikesi bile var :d
edit: neden hikaye anlatımlarını bu kadar seviyorsunuz yahu? ben freud'un fikirleri yanlıştır veya doğrudur diye bir ifade de bulunmadım. freud'un fikirlerinin test edilebilir bir yanı yok, en azından günümüz teknolojisinde. bilimsel bir geçerliliği yok yani, e dolayısıyla da psikolojinin bir konusu değil. mesela dil, edebiyat bölümünde veya ilahiyatta falan çok güzel tartışılabilinir *belki* böyle şeyler, ancak psikolojide yeri yoktur.
yukarıya bıraktığım yazıda da benzer şekilde ifadeler var zaten, açıp okursanız belki ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
ha diyorsanız ki, ya bu adamın fikirleri test edilemiyor ama ilginç, bu yüzden psikoloji bölümlerinde okutulmalı yeri geldiğinde de test edilebilinir falan o zaman başkası da der ki din de öğretin tüm kutsal kitapları, yeri geldiğinde test edilir falan. ben çünkü arada pek öyle büyük bir fark göremiyorum.
izmirli kızların güzel olmasının sebebi
-
akraba evliliğin batı bölgelerinde az olması.
suda oksijen varsa su neden yanmıyor
-
"su yanmaz..sondurur..cunku mesela dusmanimin dusmani dostum..yanici yanici da sondurucu olur..o yuzden iste"
(niels bohr,1894)
edit: oksijen yakiciymis. sanirim bohr bu konuda biraz sallamis.
edit2: zaten bohr 1894 yilinda 9 yasindaymis..devam edin siz.
feromon
-
ayni zamanda bir deneyde de,
kadinlara yine söz konusu kokulardan en güzel olani seçmeleri istenmis,
kadinlar en simetrik hatlara sahip olan hastaliksiz erkegin kokusunu seçmis.
yani demem o ki, asimetrik v hastalikliysaniz irc den bagladiniz bagladiniz, yoksa araya perde koysan kar etmez.
bilgisayar oyunu oynayanların hayatı kaçırmaları
-
zaten hayattan kaçmak için oyun oynuyorlar.
t: mantıksız bir tespit.
26.06.2015 düşünce gücüyle elimi oynatabilmem
-
öncelikle herkese hayırlı forumlar arkadaşlar. normalde başlık "26 haziran 2015 düşünce gücümle ellerimi hareket ettirebilmem" olacaktı fakat karakter sınırına takıldığım için böyle açtım. ne diyeceğimi de unuttum zaten. herkese iyi akşamlar diliyorum. annenizi üzmeyin. bence ışid terörist.
debe editi: debe editi girmek yavşaklıktır!
furkan bölükbaşı'nın iç savaş çağrısı
-
halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden ve açıkça iç savaş söylemi barındıran çağrıdır. ülkeyi yönetemedikçe hırçınlıkları, düşmanlıkları daha da ortaya çıkıyor.
hesabını gizlediği için şu şekilde paylaşıyorum:
"birkaç gündür atmosfer gezi ayaklanması öncesiyle aynı. erdoğan kendi tabanıyla kalıcı bir iletişim ağı kurup tabanını her daim hazırda bekletmeli. ihtiyaç duyması halinde tabanını hızlıca sokağa sevk edebilmeli. her şey bir emrine bakar, biz hazırız."
"bir emrinle ölmeye bile hazırız!
@rterdogan"
ortada herhangi bir şey yokken ülkeyi sokağa dökme tehdidinde bulunan bu adamın yargılanması gerekmektedir. eleştirel bir tweet atınca anında soruşturma başlatan savcılar bunun için neyi bekliyor?
edit:
görsel
görsel
görsel
edit 2: bunun diğer twitter sayfası da şuymuş: furkancerkes. belirten @vayager altin plak nickli yazar arkadaşa teşekkür ederim.
debe editi: bu hesabın kendisine ait olmadığını iddia etmiş. peki şunlar ne olum? hesabı kapatıp bunları silmişsin de nereye kadar bunu yapacaksın?
görsel
görsel