hesabın var mı? giriş yap

  • 230 köy ile dönemin en büyük aşiret ağalarından. devletin köylüye dağıttığı toprakları hilelerle üstüne geçiren, istanbul'da yaşayan aşiret mensuplarından da adam yollayıp vergi toplayan...

    çok büyük devrimci çok

    zamanın ötesinden gelen ekleme: aynı zamanda başöğretmendir. ee ne de olsa aşiretinin çocuklarını okula yollamayıp kendisi eğitirdi.

  • sadece 1 lira..

    evet.. hakikaten 1 lira.. çok ucuzmuş gibi pazarlanıyor ya bu çakma erişte ona yanıyorum..

    aldım denemek için, peynirli soslusundan.. belki sosu dökmesem yenebilirdi o eriştemsi ucube şey.. tamam evde yapılmış peynirli makarna lezzeti beklemiyoruz, tabii ki içinde kimsyasallar olacak.. tamamen bu beklentiyle almama rağmen o korkunç kokusuna dayanamadım.. nasıl suni, ilaç ilaç kokuyor anlatmak mümkün değil.. evde bu güne kadar yemeyip de döktüğümüz yemek sayılıdır..

    kendisi de bunlardan biri oldu.. o yüzden hiç iyi şeyler hissetmiyorum kendisine karşı..

    1 lira.. evet, o paraya gider bir paket makarna haşlar yerim.. zamanı pek kıymetli yeni çağ insanlarındansanız toplamda da en fazla 15 dakika farkeder.. hem 1 kişi değil 5 kişi tıka basa doyarsınız..

    ucuzmuş gibi görünen pahalı nesnelerden biridir ve çok korkunç bir tadı vardır.. eğer bir şekilde almış ama henüz yememişseniz bari o sosu dökmeyin..

  • az önce sonuçlanan olay.
    özellikle bu başlık altına gelip "burayı şikayet sitesine çevirdiniz" minvalinde laflar eden suserlerin bu sonucu iyi okuması, çıktısını alıp saklaması ve günde iki kez tekrar etmesi lazım.
    başlığın açılmasından 2 gün sonra ford otosan tarafından arandım ve genel merkezden bir teknisyenin bulunduğum şehre gelip arabayı tekrar inceleyeceği söylendi. hukuki sürece başvurmama gerek kalmadan meseleyi çözeceklerini ifade ettiler. (sosyal medya yüzünden olduğu ne belli denilebilir ancak ne olduysa bu yazılanlardan sonra oldu zaten).
    bugün gelen telefonla da paramın iade edileceği söylendi.
    bu entry öncesinde yazan ve destekleyen tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum, uygun zamanda her birine işkembe çorbası ısmarlayacağımı da belirtmek istiyorum.
    sosyal medyanın bir yaptırım gücü olduğuna gerçekten inandım. zaten olması gereken de budur, firmaların sosyal medyadan çekinmesi hem tüketici hem de firmanın yararınadır.
    bir kez daha teşekkürler ekşi sözlük, teşekkürler sedet.

  • aylar öncesinde trol olduğu onaylanmış bir kişi tarafından açılmış başlıktır.

    lütfen artık bu tür provokasyonlara prim vermeyin ve bu başlığa başka entry girmeyin. trol ordusu muhtemelen gelip kendi kendine gelin güvey olacaktır kısa süre içinde.

  • birkaç sene önce ev değiştirirken benzerini bizzat yaşadığım hadise.

    acayip bir heyecan var. güzel bir sitede, oldukça iyi sayılabilecek bir fiyata, tam da istediğimiz şekilde bir daire bulmuşuz. hanımla çok heyecanlıyız. araya tuhaf finansal dertler giriyor ama bir şekilde hallediyoruz.

    ona göre çok uzun süre bizim kahrımızı çeken bazı ev eşyalarını da bu vesile ile yenilemek istiyor evin dişisi. tamam ulan diyorum. yepyeni bir hayat. resmen resetlicez yani. herşeyi...

    yenilerin finansmanına biraz olsun katkıda bulunsun diye ikinci el eşya alanlara fiyat soruyorum kimse almak istemiyor. ya da ölmüş eşek fiyatının yarısını veriyorlar. sinir oluyorum . sahibinden sitesinde, zamanında çok özenerek aldığımız hatta neredeyse bir araba fiyatı bayılıp ve tamamen eski evimiz için özel olarak dizayn ettirdiğimiz eski koltuk takımını, camdan sehpaları, bütün ayakları kırıldığı için komple tamirden geçmiş yemek odası takımını ve takımın dibindeki aynalı konsolu (ölmüş eşek fiyatının yarısı*1.1) fiyatına satılığa çıkarıyorum. ulan diyorum, ihtiyacı olan birisi ucuza alsın, ikinci elcilerin elinde paralanacağına bir öğrenciye gitsin, hem bilirim adamı, anlatayım eşyaları, hatıralarını...belki o dda özenir bizim gibi...onlara iyi bakar...asıl derdim taşımaya hiç karışmamak, eşyalar hakkaten çok ağır ve büyük çünkü. gelsinler, eşyaları evden alsınlar...

    akşam oluyor arayan soran yok. halbuki fiyat çok düşük...

    allah allah diyorum, ilana giriyorum, bir mesaj 'abi hayırlı olsun, inşallah ihtiyacı olan birisi alır, keşke ben de alabilsem'

    'e alsana kardeşim işte fiyatı bu' diyorum 'abi o benim için pahalı diyor, evleniyorum çok masraf oldu' diyor

    cevap vermiyorum...birkaç gün geçiyor. eşyaların durumunu tam yazdığım için kimse aramıyor. arayanlar ise hem yarı fiyat teklif ediyor hem de ikinci elci çıkıyor... ne de olsa tamir görmüş masa, bi köşesi hafif sökülmüş koltukları istemiyorlar. bir de nedense telefonda konuşurken semti bile sormuyorlar ama dairenin kaçıncı katta olduğunu soruyorlar, beşinci kat deyince telefonlar hızla kapanıyor.. yani adam beylikdüzünden kartala gelebilir ama beşinci kattan düzgün şekilde eşya indiremez... iyice sinirleniyorum....

    bu arada evlencek elemanla internette muhabbeti ilerletiyoruz. muhitini, düğün tarihini, yerini filan hepsini anlatıyor.

    artık yeni eve taşınmamız lazım. eski evi de sattık, adamlar temizliğe gelecekler. tüm eşyalar taşındı bir bu satılıklar kaldı evde.

    başka da teklif gelmeyince, adamı arıyorum, gel ulan diyorum, madem evleniyorsun, benim de katkım olsun sana... para da istemicem diyorum ama şartım nikah davetiyesi ve eşyalara hiç dokunmayacam...adam çok seviniyor.

    ertesi gün geliyor. genç birisi. elinde davetiyesiyle birlikte. kimliğini de kontrol ediyorum. gerçekten de nikaha bir ay gibi bir süre var. mahalleden bir kamyonet bulmuş, şöför dahil üç kişiler ama şöför hiç bir işe bulaşmıyor. zaten güç bela ikna olmuş, arada soruyorum 'iyilik yaptın' diyor, 'evlenecek' diyor, 'zorla beni de ikna ettiler' diyor. sevabına gelmiş ama taşımaya karışmam demiş...

    iki genç hevesle dalıyorlar eşyalara, ama her seferinde beş kat in çık asansör de yok, zorlanıyorlar...herşey güç bela çıkıyor evden... hepsi kan ter içinde kamyonete konuluyor. bir tek üçlü koltuk var. taşıması gerçekten zor. çok geniş, benim gibi 1.94lük bir adam için özel yapıldı çünkü, illa ki üç kişi taşımak lazım. eve ilk kez girmesi bile olay olmuştu. iki genç uğraşıyorlar didiniyorlar, çıkmıyor salondan, terler damlıyor her taraflarından ama çıkmıyor işte. bizimkisi aşağıda sigara üstüne sigara içen şöförü çağırmaya karar veriyor.

    ve cebinden telefonu çıkarıyor.

    iphone.

    arıyor 'abi bi gel be... noolur be..bak son kaldı be...abi o kadar geldin, yapıver bu iyiliği de be...' diye uzuyor konuşma.. adam kulağında iphone'la resmen aşağıdaki şöföre yalvarıyor, benim ise nutkum tutulmuş, olduğum yerde telefona odaklanıyorum.

    adama evleniyor diye ikinci el eşyaları veren bende yok o telefondan.

    hayatımda acıyla gülümsediğim ender anlardan birisidir.

  • bugün ellerime yaptırdığım botokstur.

    işlem öncesi anestezi kremi sürülüp 20 dk bekleniyor. on dakika sonra eller hafif hafif uyuşmaya başlıyor. ardından operasyona başlanıyor. avuç içi kalemle çizilip iğne batırılacak yerler belirleniyor. ince uçlu bir iğneyle avuç içine birer cm aralıklarla ilaç enjekte ediliyor. ortalama 35-50 arası iğne batırılıyor.

    dürüst olmak gerekirse oldukça acılı bir işlem. anestezi kreme rağmen çığlık çığlığa bi operasyon oldu. iğnenin her batışı, ilacın enjekte edilişi, iğnenin çıkarılışı.. hepsini hissettim. iğne yerleri çok hafif kanadı ama hemen geçti. ardından elim şişti bi yarım saat bir saat kadar. uyuşukluğun tamamen geçmesi uzun sürdü. avuç içimin uyuşukluğu 1-2 saatte elimin dış kısımlarının 5-6 saatte anca geçti. uygulama bittikten sonra çok acı olmadı sadece bi 20 dk zonklayıp geçti. 2 saat sonrasında iğne yerleri hafif kızarmaya ve morarmaya başladı. ama elimi az da olsa kullanabiliyordum. 5 saat sonra bütün yerleri baya kızardı ve morluklar arttı. normal kan vermiş gibi bi hissiyat vardı yumruk yaparken zorluyordu o yüzden. uyuşukluk geçtikçe elimi daha rahat kullanabildim. sadece iğne yerlerine baskı uygulayınca acıyordu. 1 gün banyo yapma dedi doktor. terlemede herhangi bir azalma yok şu an. ama zaten ilk günlerden bi performans beklemenin doğru olmayacağını da belirtmişti doktorum, hatta 3 hafta sonrasında kontrol seansı da gerektiğini söyledi. gün gün editleyeceğim.
    1.gün: elimde iğne batan bütün noktalar kızardı, bazıları morardı ve morluk büyüdü. harekette kısıtlanma hafif var o da elimi kullanınca iğne yerleri acıyor ondan dolayı. düğme ilikleme gibi ince işlerin sıkıntılı olabileceğini söylemişti doktorum ama ben sorun yaşamadım.
    3.gün: kızarık noktaların çoğu geçti birkaç tane kaldı. morluk da geçmeye yüz tuttu. terlemede iyileşme var mı emin olamıyorum ama azaldı gibi geliyor.
    5.gün: elimin ortasından parmaklarıma doğru karıncalanmayla birlikte yüzük parmağımda uyuşma oldu. gün boyu devam edip akşama doğru geçti ya da ben alıştım. avuç içinde terleme yok fakat parmak uçlarında hala var.
    8.gün: sabun şişesine parmakla basma, limon sıkma, çubuk kraker pakedini açma gibi bazı işlevleri yapamıyorum. elimde güçsüzlük var. doktor bunun normal olduğunu ve kalıcı olmayacağını korkmama gerek olmadığını söylemişti ama çok sinir bozucu.

    3.hafta: botoks işleminin ikinci seansı uygulandı. önce bir ter testi yapıldı batikon üstüne pudra dökülerek hala terleyen yerler tespit edildi. o yerlere özel uygulama yapıldı. baş parmağımda ciddi bi güç kaybı olduğu için oraya uygulanmadı. ilk sefer 50 civarı iğne batırılmışken bu kez 20 civarıydı. şişe kapağı açarken, parfüm sıkarken ellerim tutmuyor hala. terlemede ise ciddi bi azalma var evet. ama eldeki güçsüzlüğe değer mi onu değerlendirmek lazım.

  • su dolu bir şişem var soğusun diye buzluğa koyuyorum unutuyorum donuyor, içemiyorum. erisin diye dışarı çıkarıyorum unutuyorum ısınıyor, içemiyorum. bir haftadır şişeyi yanımda gezdiriyorum ama katiyen su içemiyorum.