ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bekçinin çamaşırları toplayın ıslanmasın demesi
-
antik yunan inanışındaki çamaşır tanrısının yolladığı don melekleridir, sana bekçi şeklinde görünmüşler.
einstein şair miydi filozof mu
-
okul bahçesinde bir gün geziyordum
hoca çağırdı "albert buraya gel"
"buyrun hocam"
dedi "çıkar kalem"
cebimden plütonyum-239 çıkardım
dedi "çıkar defter"
formul kağıtlarını çıkardım
dedi "çıkar harita"
işte güzelim orada senin
benim vücudumda bıraktığın
üç beş tane foton yarası varya
işte onları çıkardım
hoca dedi "bunlar ney"
hocam üç beş foton yarası
sanki sanırsınız ki piskopatın allahı
ama bilmezsinizki o üçbeş foton yarası
ela gözlü sevdiğimin hatırası
sanirim sair ile filozof arasi biseymis einstein.
türk futbolunun en utanç verici anı
-
elendikten sonra isviçre milli takımı'nı dövmek için kovalama anıdır.
iş garantili bölümler
-
hukuktan açık kapıyı kapatıyorum
elif şafak'ın et yemeye başlaması
-
(bkz: bu da benim beynim hüsnü)
öğrenci evinde yaşanabilecek en dumur olaylar
-
csi öğrenci evi - s01e01
akşam akşam kapı çalar. gelen komşu teyzelerden biridir. bodoslama lafa girer;
- geçen cumartesi neredeydin?
- ben?
- geçen cumartesi benim oğlanın bisikleti çalındı. her daireye sorduk bir sen yoktun! nerdeydin?!!
- ... *
(bkz: burada ne işim var diye düşündüren anlar)
öğrenci evinde yaşanabilecek en dumur olaylar
-
digiturk alıp televizyonu bi türlü alamamak ve bir sene boyunca digiturk kutusuna boş boş bakmak.
neden evlenmiyorsun sorusuna alternatif cevaplar
-
"yaradan mevlam öyle bir yazarmışki, kul ne yaparsa yapsın ölüm ile nikahın tarihini değiştiremezmiş" deyince susuyolar; tecrübeyle sabit.
ak parti'nin erken seçime gidip %65 oy alması
-
imkansızdır.
edit: ahahah bunu bile zamanın ötesine göndermiş adamlar. alır alır bekleyin alır.
(bkz: babayı alır)
arkadaşlık kesme sebepleri
-
üst edit: sevgili dostlar, öyle güzel mesajlar attınız ki teşekkür etmek borç oldu topluca. inanın hala aklıma geldikçe güldüğüm ve çok da takmadığım bir hadiseydi yazdığım. ismi çok soran olmuş, burada kimliğimi ortaya çıkaran paylaşımlarda bulunmaktan kaçındığım için yazamıyorum affınıza sığınarak. tek özgür alanım burası ve beni anlayacağınıza eminim.
çok komik gelebilir ama hayatımda ilk defa gerçekleştirdiğim bir arkadaş silme eylemi için benim açımdan yeterli gerekçeler içerir. anlatayım. yakın aile dostlarımız ve biz aynı süreçte bebek beklemeye başladık. aradan bir kaç ay geçti ve biz oğlumuzun ismini netleştirdik. elemana söyledim biz falanca koyacağız diye. tam 4 ay öyle isim mi olur diye dalga geçti. hatta bu dalga sürecine arada eşi de dahil oldu telefondan. neyse, çok sallamadım. aramızdaki ilişki böyleydi zaten uğraşırdık birbirimizle. gel zaman git zaman, doğumlara iki hafta kala birgün bunlar saçma bir gerekçeyle bizi evlerine davet ettiler. hayırdır inşallah deyip gittik eşimle. bir karın ağrıları olduğunu eve girer girmez anladım. uzatmayayım çocuğun odasını yaptık sizce nasıl olmuş temalı çağırma ritüellerinin en göz alıcı noktası kapıya bizim oğlana koyacağımız ve aylarca dalga geçtikleri ismi yazdırmış olmalarıydı. bizi sırf bunu görelim diye çağırmış ama cesaret edip açıktan söyleyememişlerdi. evden çıkarken eşi arsızca siz ne koyacaksınız adını diye sormaz mı? eşim gülümseyerek “falanca” dedi. nasıl yani biz de öyle koyacağız olur mu öyle sözleri manyağın kulağımdan çıkmıyor. aylarca dalga geç, evine çağır aptal yerine koy sonra bir de hesap sor. bakın bu insanlar öyle cahil cühela tipler de değil. biri anestezi diğeri plastik cerrahi uzmanı. o gün kestim görüşmeyi bu köylü kurnazlarıyla. belki de biraz geçmişin birikimi oldu bilemiyorum. oğlumuza falancanın yanına çok ayırıcı bir isim daha koyduk. görüşmüyoruz, mutluyuz.