hesabın var mı? giriş yap

  • resmen videodan medeniyet fışkırıyor. (ironi değildir)

    - yiyişen merve
    - ortalığı birbirine katmayan katılımcılar
    - öğrencisini rencide etmeyen bir öğretmen

    merve, şu ülkede şöyle bir olay başına gelip de seni linç etmeyecek bir avuç insan var ve sen onların arasındasın, kıymetini bil.

  • başlık:ibrahim tatlısese yine saldırı düzenlendi

    entry:kafasına roketatarla sıkmışlar ,kafasının yarısı uçmuş ,durumu iyimiş ama ayakta tedavi olmuş birazdan taburcu edecekler

  • yapılan bir yorumdan türkiye'nin özetini anlayabileceğiniz haber.

    "ali vural 17.2.2012 12:38:00
    yorumlara bakiyorumda,istemeyenler,cekemeyenler camur atmaya baslamislar bile.."

    ki bu en beğenilen yorum.

    akpli kafası dediğimiz tamamen örnekteki gibi işte. insanlar akla ve mantığa dayalı bunun olamayacağını, olsa bile % kaçının türk malı olacağını merak etmişler. adam direkt olarak dayamış cevabı: çekemeyen anten taksın!

    arkadaş işte bu kadar sorgulamaktan, düşünmekten uzak olduğunuz ve her söylenen şeye 'alkış' tuttuğunuz için bu hâle geldik. yazık, çok yazık.

  • tv tarihine geçecek sayısız ana tanık olmamızı sağlayacak hayırlı olay. nihat doğan'ın daha ilk programda sürekli renk değiştirdiği için adadaki bukalemunları şerefsizlikle suçlayıp dövmeye kalkışacağını tahmin ediyorum:

    - nihat doğan'ın karşısında renk değiştirilmez. nihat doğan sinemasında ya siyah olursun ya beyaz. açık ol, net ol. az önce kırmızıydın ne oldu? nihat kırmızıyım ben diye dalın üzerinden dil uzatıyordun ne oldu? yeşil mi oldun şimdi şerefsiz?!!! seni var ya... ya var ya... yemin ediyorum seni sinek gibi ezerim (kendini kaybedip bukalemun'u odunla dürtmeye çalışır, mankenler araya girer, bukalemun "ne oluyor lan?" bakışıyla bir süre nihat'a bakıp bir üst dala geçer.)

    böylelikle survivor fragmanındaki denize koşan iguana'nın olayını da çözdüm. hayvanların sezgileri güçlü olur, daha yıllar önceden hissetmiş demek ki hayvan:

    - feridun abi nereye?

    - kaçın lan kaçın nihat doğan geliyor...

  • başlığı açmak için girdiğimde zaten açıldığını gördüğüm olay.

    honda'nın stoklarda yok diyerek düşük ötv'den vatandaşın yaralanmasını önlediği, ama videolarda yüzlercesi görülen arabadır. honda'nın alçaklığının belgesidir, yetkili devlet kurumlarının acilen el atması gereken, ilgili bayiye yüzbinlerce liralık "stokçuluk" cezası kesmesi gereken olaydır.

    böyle alçaklık olamaz!!

    edit: "hava gezgini" bilgilendirmesi sonrasında aşağıda yazılan yasa maddesi ile de suç işledikleri zaten kesin durumda.

    kanuna eklenen ek-1/2. maddesinde3, üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler, piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunamayacağı hususu düzenlenmiştir. buna aykırı hareket edenler için 50.000 türk lirasından 500.000 türk lirasına kadar idari para cezası öngörülmüştür(kanun-18/ı maddesi).

  • bir problem sürekli insanın karşısına çıkıyorsa,
    o insan o problemi çözemiyor demektir.

    bir kere çözse, "hoop.." yok olacaktır, bir daha karşısına çıkmayacaktır ama, çözmesi söylenmesi kadar kolay değildir.

    eş seçimi böyle bir problemdir. aslında kadın-erkek farketmez.. seçim bir kere yapılır ve bu problemle bir daha ömür boyu karşılaşılmaz.

    seçim yaparken her iki tarafın da bilinçaltı, bilinçüstünden daha belirleyicidir. her iki tarafta karşı tarafın çocuk yaptıklarında ona bakıp bakamayacağını tartar. yani bir birlerinden hoşlandıklarında aslında, "bu benim çocuklarımı aç bırakır mı"dan başlayıp "çocuklarıma iyi bir rol model olabilir mi"'ye kadar bir çok soru bilinçaltında cevaplanmış demektir... o yüzden genç olması önemlidir, sağlıklı olması önemlidir, zengin olması önemlidir, yüzü-gözü-eli-ayağı düzgün olması önemlidir. bütün bunlar ve daha fazlası soyun devamı, yani çocukların geleceğini garantiye almak içindir... kişi farkında olmasa da bilinçaltı hesap makinesi kesinliğinde hesabını yapar. sonra gözler baygın bakmaya başlar, tarafların şaftı kayar..

    herkes kendi hikayesinin esas kızı ya da esas oğlanıdır. kimse kendini figüran görmez, göremez.. eğer karşı tarafı ilk görüşte figüran görmüşse zaten daha o dakika elemiştir. "sıradaki" diyerek kaldığı yerden (n-1) arasına dalar.

    iyi erkek işte esas oğlanın başarmış olanıdır.

    -ama, zengin olarak
    -ama, yakışıklı olarak
    -ama, kaslı-kuvvetli olarak
    -ama, kariyer yaparak
    -ama öyle, ama böyle..
    bir şekilde iyi bir baba olabileceğini gösteren bir başarıya imza atmış erkektir... işte sorun.. tam da burada çıkar.. erkek başardıktan sonra talibi çoktur... ama bütün erkekler ister ki, kadın ona başarmadan önce inansın... başardıktan sonra gelenler ona mı geliyor, yoksa ortadaki ganimet mi gözlerini kamaştırmış, bulanık su... mevzu çok karışır...

    işte esas oğlana baştan inanan, gönül veren kız esas kız olur.. artık, o kızı bu hikayede o tahttan indirmek imkansızdır...

    iyi erkeklerin kapılmış olması mevzusu budur.

    esas oğlana zamanında inanmayan aday kızların efkarıdır, isyanıdır... kendilerini figüran gibi hissetmelerinin dışa vurumudur.. bu kızlar cephesinin en yaygın problemidir.

    oğlanlar cephesinin de pek bu kadar yaygın olmasa da problemlerinden biri... doğuştan şanslı şanssızlığıdır.
    şöyle ki, henüz kapılmamışlardır ama talipleri çoktur :
    doğuştan zengindir
    doğuştan yakışıklıdır
    doğuştan öyledir, böyledir.. farketmez, sonuçta müstakbel eşinin onu gerçekten sevip sevmediğini hiç bir zaman bilemeyecektir. taa ki, doğuştan artısını birgün kaybedinceye kadar. bu yüzden de, evleninceye kadar bu tip erkekler gözde playboydur. nam-ı diğer: piç erkek.. her çiçekten bal alarak, adeta gerçek sevgi'yi bir türlü bulamayacak olmasının intikamını alır.. ama, intikam almak sorunu çözmez.

    aslında, eskiden padişahların yaptığı gibi tebdil-i kıyafet gezerek bu sorunlarını aşmayı deneyebilirler... nitekim bu konuyu işleyen film, dizi, hikaye, roman çoktur ama, gerçeği pek yoktur.

    sosyal medya da yeni yeni bu konuda olanaklar sağlamaya başladı... muhtemeldir ki, ileride bir çok hikaye, roman, film ve dizi bol bol bu konuyu işleyecektir.. ama, şimdilik gerçeğinden söz etmek için erkendir...

    doğuştan şanslı şansızlık sorunu kızlar içinde aynıyla vakidir...

    doğuştan şanslı olmayanlar,
    başta isyan ederler doğanın adaletsizliğine.. ama,
    sonra büyük mücadelelerle bir şeyler başardıklarında, kariyer yaptıklarında, para-ün kazandıklarında
    bütün bunları yapmadan önce kendilerine inanan eşini bulmuşlarsa eğer daha şanslı olduklarını anlarlar..
    çünkü, gerçek aşk bütün bunlardan daha değerlidir...

    bütün iyi erkeklerin kapılmış olması
    ya da
    bütün iyi kızların kapılmış olması

    isyanı.. daha doğru ifadeyle iyi olan esas kız ya da esas oğlanın hikayesinde kendini figüran olarak görmenin isyanıdır...

    çok da şey'etmemek lazımdır... bazı tavizlerle (n-1)'lerin arasına dalmaktan başka yol yoktur. tabii, her seferinde yaş kriterini biraz yükseltmek gerekir...