hesabın var mı? giriş yap

  • uzmanlar soğuk su ile yıkanmak daha sağlıklıdır, cildi güzelleştirir, kalp krizi riskini azaltır diyerek tavsiyede bulunuyor. hadi soğuk suyla yaz günü, dışarısı 40 dereceyken bir nebze olsun yıkanmak mümkün oluyor ama bu işi şu mevsimde yapmak cidden zor. buz gibi su değince vücuda affedersiniz insanın siki, taşağı kayboluyor büzüşmekten. dün banyo yaparken kombi arızaya geçip, kapatmış ateşlemeyi. köpüklü köpüklü kalmayayım diye devam ettim buz gibi suyla yıkanmaya, iki gün oldu hala ısınamadım.

  • ani insan yanmaları. paranormal olayların en önemlilerinden...

    bazı kişiler 6,000 derece santigratta birdenbire, birkaç saniye içinde yanıp kül oldular. geriye sadece portakal rengine bürünmüş ve küçülmüş bir kurukafa kalıyor.

    henüz bilimsel bir açıklama bulunmuyor. otopsi uzmanları bu insanların çok kısa zamanda yüksek ısıda yandıklarını söylüyorlar. bilinen kadarıyla senelere göre olay adedi: 1950'de 11 olay, 1960'ta 7 olay, 1970'te 13 olay, 1980'de 22 olay. bazı ortak noktalar var; olay kurbanlarının büyük çoğunluğu yaşlı, şişman ve yalnız yaşayan kadınlar. önemli olaylar ise şöyle sıralanabilir:

    1673
    french fiery death

    1725, whit monday
    nicole millet's fiery demise

    1744, apr.
    grace pett's combustion

    1749
    madame de boiseon's fiery death

    1802, mar.
    massachusetts fiery death

    1847, june
    countess of goerlitz's fiery death

    1852, july
    john anderson's fiery death

    1860
    mrs. pully's fiery death

    1864
    unnamed woman's fiery death

    1885, dec.
    mrs. patrick rooney's fiery death

    1888
    aberdeen soldier's fiery death

    1904
    gladys cochrane's fiery death

    1908
    wilhelmina dewar's fiery death

    1916, dec.
    lillian green's fiery death

    1930, jan.
    nora lake's fiery death

    1938, aug. 27
    phyllis newcombe's combustion

    1938, oct.
    maybelle andrews'combustion

    1949, dec.
    ellen coutres'fiery death

    1951, july 1-2
    mary reeser's strange death

    1953, may
    esther dulin's fiery death

    1957, may
    anna martin's fiery death

    1959, jan. 31
    jack larber's fiery death

    1959, dec.
    billy peterson's fiery death

    1960, nov.
    pike county fiery deaths

    1964
    london fiery death

    1964, oct.
    olga worth stephens'combustion

    1966, mar. 13
    john greeley's combustion

    1966, mar. 13
    george turner's combustion

    1966, mar. 13
    willem ten bruik's combustion

    1966, dec.
    dr. john irving bentley's fiery death

    1980, jan. 6
    blackwood fiery death

    1980, oct.
    jenna winchester's combustion

    1982, aug.
    chicago fiery death

  • bunu elestiren hangi evrende yasiyor merak ettiren, netflix evreni mi bu?

    dunyanin her yerinde, ufak buyuk butun sirketlerde, sirket icinde ayni ekipte calisan kisilerin gonul iliskisi varsa insan kaynaklarina bildirmesi istenir. nedeni de dusunebilen her canli icin cok basit. gonul iliskisi is iliskisiyle karismasin diyedir.

    adamlar isten cikarmiyor, soyleyin magazanizi degistirelim demis.

    ne var bunda elestirecek? haberin girisinden bile bok at izi kalsin haberciligi oldugu bariz.

  • kremlin sarayı'nda öğrenilen ingilizce ile girilmesi sanırım pek akıllıca olmayacak sınavdır.
    buckingham sarayı olsa neyse..

  • düşünsenize, üniversite mezuniyet töreninize gidiyorsunuz, tören esnasında sokak köpeği tarafından ısırılıyorsunuz.

    bu olay, medeniyetten ne kadar uzakta olduğumuzu gösteriyor.

  • defineci olmadığı halde hikayeleri duyup iştahlananların da kerizlenmesine yol açan bir iştir bu bazen. definecilik üzerine dönen bir yığın dolandırıcılık vardır. örneğin, bir köyde yaşıyorsunuz ve tarlanız var. yabancı birileri gelir kapınıza. size bir takım haritalar gösterir. haritaya göre sizin tarlanızda define gömülüdür. tek yapmanız gereken bu kişilere kazmaları için müsade etmenizdir. bu adamlar sizden para istememektedir. tek istedikleri izninizdir. öyle ya ne kaybedersiniz ki? bu noktada siz hemen iştahlanıp kazın derseniz zokayı yutmuşsunuz demektir. bir gece tarlaya gidilir. gözününüz önünde kazı başlar. yarım saat sonra cillop gibi bir kadın heykeli çıkar. allah derler yaşadık, biz satalım senle bölüşelim konuştuğumuz gibi yarı yarıya. hatta derler, bunun çıktığı yerde daha gerisi de vardır. 3 gün sonra sattık diye gelirler elinize bir kaç bin lira para tutuştururlar ve her gece kazmaya devam ederler. artık suç ortağı olmuşsunuzdur. hem bunun korkusuyla hem de açgözlülükle kazmayın diyemezsiniz. bir kaç hafta sonra size derler ki aşağıda daha fazlası var ama çıkarmak için alet edevat teknolojik ekipman gerekiyor. sen bize bir 30 bin lira ver, zaten büyük defineyi bulunca paylaşacağız. işte bu noktada evini arabasını satan ve hatta bankadan kredi çekip bu adamlara verenler var. tabi parayı aldıktan sonra geri gelen olmaz. o anda anlarsınız ki ilk çıkan heykeli kapınıza gelmeden önce bu adamlar gömmüştür tarlanıza. değeri de 50 tl yapmayan alçı bir heykeldir. taklaya gelmişsinizdir. polise de gidemezsiniz. ne diyeceksiniz? biz izinsiz definecilik yaptık, şimdi beni taklaya getirdiler ve kaçtılar mı?