hesabın var mı? giriş yap

  • 2018 yılındaki seçimlerde yüzde 53.7 oy alan cumhur ittifakını yüzde 40 olarak, aynı seçimlerde yüzde 33.9 oy alan millet ittifakı partilerinin oy toplamını ise yüzde 41.2 olarak gösteren anket. yani ankete göre, seçimlerden sonra geçen üç buçuk yıllık sürede iki ittifak arasındaki yüzde 20'lik oy farkı kapanmış ve dahası millet ittifakı öne geçmiş durumda. bu sonuçlardan yola çıkarak mevcut muhalefet partileri adına umutsuzluk yayanları anlayamıyorum.

  • dün yine evde bulamamışlar beni. gittim, "ben yine evde yokmuşum yaa, allah beni kahretmeye, bütün gün evde olup da evde bulunamıyorum" dedim. yüksek sesle söyleyince tabi diğer müşteriler dönüp bakınca görevli "yanlışlık olmuştur" dedi, "evet dedim, 4 yıldır bir kez beni evde bulamama gibi bir yanlışlığınız" var dedim ki bu konuyla ilgili şikayet dilekçelerimle evimden genel müdürlüğe yol yapmayı planlıyorum. neyse, kadın tabi üste çıkmak için mümkün değile getirdi konuyu, en son "bin yılda bir olmuşsa olmuştur, türkiye'de belki 10 kişinin böyle bir şikayeti vardır" dedi. siz dedim hiç sözlüklere de bakmıyorsunuz, adına koskoca başlık açılmış, yerin dibine sokmuşlar sizi, ne 10 kişisi dedim ve kadın o efsanevi savunmayı yaptı bana.

    "onlar firmamızın başarısını çekemeyen rakiplerce tutulmuş paralı kalemler, ciddiye almayın siz onları..."

  • devlet hastanesinde çalışan lisans mezunu bir memurum.
    bugün açıklanan işçi zammı ile birlikte ilkokul ve lise mezunu işçiler benden daha fazla maaş almaya başladı.
    2 sene sonra asgari ücret de bizi geçecek. inşallah asgari ücret bizim maaşları geçtiği zaman asgari ücretin altında veremiyorlardır bizim maaşı.

    görevde yükselme sınavı gibi “görevde alçalma sınavı” açılmalı acilen. görevde alçalıp temizlik personeli olabilirsem ailemi daha rahat geçindirebileceğim. teşekkürler.

  • londra'dan bildiriyorum, dünya tersine dönse dönmem.

    medeni bi ülkede, minimum kazansa bile insanca yaşamayı bir kez tatmış birinin de çok ekstrem bir şey olmadıkça dönmek isteyeceğini sanmıyorum.

    yurt dışında yaşamanın zorlukları yok mu? tabi ki var. ama -henüz kendi işimi yapamıyor olsam da- saatlik minimum ücrete çalıştığım işimde yılda 22 gün + 8 gün bank holiday tatilim var, dilediğim zaman kullanıyorum, üstelik ödemesini de çatır çatır alıyorum.
    ay sonunu nasıl getireceğim derdim yok, birikim bile yapabiliyorum ufak ufak. ki londra'da kiralar ve ulaşım astronomik. buna rağmen türkiye'de yaşadığımdan kat kat kaliteli bi hayat yaşıyorum.
    neden döneyim? haftada 60 saat çalışıp asgari ücretten bozma maaş alıp yılda 1 hafta tatil için yalvarıp günümün 4 saatini metrobüste geçirmek için mi?

    tenk yu but kalsın almayayım.

  • otel olarak turizm bakanlığına başvursunlar.. onlar 5 yıldıza müsaade ediyor...

    kafayı yediler 5 yıldız diye... otel misiniz olm siz?

  • o kadar bütçeye sahip olunca "iş yapıyoruz biz" havasında görünmek için salıverilmiş zırvalardan yenisi. bugün de kendilerine ayrılan bütçeyi hak ettiler, tebrik ederiz.

  • biliyoruz ki hemen her türk vatandaşı, biraz düşündüğünde bu soruya "evet" cevabını rahatlıkla verebilir.

    mesela; türkiye'de işsizliğin son 5 yılın rekorunu kırmasından muzdarip, 6.2 milyon işsiz vatandaşımızdan biriyseniz; umutsuzluğa kapılıp kurtarılmayı beklemiş olabilirsiniz.

    hatta işsizliğiniz yetmiyormuş gibi bir de devlet sizden gss prim borcu adı altında, işsizliğinizin bedeli olarak para talep ediyorsa; siz de birilerinin sizi kurtarmasını istemiş olabilirsiniz.

    türkiye'de tarımın çökme noktasına gelmesi sizi de etkilediyse; tek geçim kaynağınız olan hasadı satacak yer bulamayan bir çiftçiyseniz ya da çiftçilerin ürünlerini dünya ortalamasının çok çok üzerinde fiyatlarla almak zorunda kalıyorsanız, siz de kurtarılmayı umut etmiş olabilirsiniz.

    akp iktidarında kadın cinayetlerinin %1400 artmasından, psikolojik ya da değil, herhangi bir şekilde etkilendiyseniz; şüphesiz siz de kurtarılmayı beklediniz.

    eğer ki işini iyi yapmaya çalışan, söylenmesi gerekenleri söyleyen, yapılması gerekeni yapan bir gazeteciyseniz; muhtemelen tutuklandınız. vatandaşı olduğunuz ülkenin, tutuklu gazeteci sayısında dünya birincisi olmakla gündeme gelen bir devlet anlayışına sahip olmasına üzüldünüz. belki sabırla adaletin tecellisini beklediniz fakat belki de bir yandan birilerinin doğru olanı yapmasını, sizi haksız yere konulduğunuz o yerden kurtarmasını istediniz.

    yahut kredi kartı borcunuz var ve türkiye kredi kartı borcunda avrupa lideri haberlerine konu olan vatandaşlardan birisiniz. birilerinin sizi bu borçlardan kurtarmasını büyük ihtimalle isterdiniz.

    kpss 2010 kopya skandalına imza atanlardan biri değilseniz eğer, söz konusu sınavda uğradığınız haksızlıktan kurtarılmayı da elbet beklediniz.

    türkiye'den erişimi engellenen web sitelerinin sayısı günden güne artarken, tor veya vpn kullanmak zorunda kalmaktan ya da passolig ve dahi bir çok uygulamanın türkiye'de sporu bitirmesinden şikayet etmekten sıkıldınız, kurtarılmayı istediniz.

    bu ülkede sıkıntılar yaşanır, insanlar karamsarlığa düşer. farkındayız.

    ancak bu başlığı açarken dile getirmek istediğimiz soru, tüm bu yanıtların çok çok ötesindeydi.

    eğer 50 karakter limiti olmasaydı, yaklaşık olarak şöyle bir soru soracaktık:

    siz hiç yerin metrelerce altında; birilerinin ihmalkarlığı, işgüzarlığı ve açgözlülüğü yüzünden saatlerce ölümden kurtarılmayı beklediniz mi?

  • abiden gelen mesajda acık ev adresi yazılmış, kendi evimin adresi. mesaj okunduktan sonra tarafımdan aranır;
    -abi birşey anlamadım? yanlışlıkla gönderdin heralde.
    -yoo doğru, evin yolunu unuttun da onu tarif edeyim dedim.