hesabın var mı? giriş yap

  • bizim 19.03.2017'den beri yaşadığımızdır.

    hayal değil arkadaşlar yaşanabiliyor böyle bir şey.

    evlenme meraklısı değildik ikimiz de. hatta köprüden önceki son çıkış yazısından biraz önce evlendik diyebilirim.
    ne evlenirken pahalı takı setleri,bilezikler,kol saatleri istedik birbirimizden ne de pahalı semtlerde kredisi 8672 tl olan ev derdine düştük.

    sadece sevdiğimiz için beraber bir hayat kurmak istedik kurduk.

    evlendik salon takımı 2 ay sonra geldi, 1 sene sandalyemiz olmadi,uzun süre antrede avize yerine duy takılı kaldı. umursamadık.
    çünkü sabahlara kadar mısır patlatıp film izledik,pubg oynadık,boş vakit buldukça kamp yapmaya gittik.
    bunları hala yapıyoruz. üzerine de yeni hobiler yeni zevkler ekliyoruz.

    diyeceğim şu ki gerçekten en yakın arkadaşınız olarak sevebileceğiniz biriyle evlenmelisiniz. o zaman cenneti yaşamak için başka bir dünya hayali kurmazsınız.
    sevgiler dostlarım.

  • 17. yüzyılda, fransa'nın vaux vikontu ve maliye başmüfettişi olan nicolas fouquet, vaux'da, kendisi için büyük bir saray yaptırdı. bu saraydan dolayı onu kıskanan fransa kralı 14.louis, çağın ünlü mimarı louis le vau'ya, fouquet'nin sarayından daha güzel ve daha muhteşem bir saray yapmasını emretti. 1668'de, 13. louis'in av köşkünü bozmadan aynı yerde inşaata başlayan le vau, köşkü büyüterek çok büyük bir saray haline getirdi.

    günümüzde avrupa'nın en büyük sarayı olan versailles, paris'in 25 kilometre güneydoğusunda yeralan bir saraylar ve köşkler topluluğudur. sarayın asıl özelliği bahçesinin büyüklüğü ve güzelliğidir. bahçesi birkaç köyü, evleri ve tarlalarıyla içine alabilecek kadar büyüktür. bahçeye silah kapısı denilen yerden girilir ve önce bakanlar avlusu denilen avluya geçilir ve sonra da saraya ulaşılır. "devlet benim" diyen ve "güneş kral" ünvanını alan 14. louis, bu devasa bahçenin korusunda avlanır, binlerce konuğunu burada ağırlardı.

    sarayın güzelliği, dış görüntüsünden çok içinin dekorlarındadır. 1792'ye kadar gelen her kral ve kraliçe, buraya bir şeyler eklemiş ve önceki yapılardan daha güzel olmasına çalışmışlardır. sarayın içindeki muhteşem salonlar ve daireler le brun tarafından süslenmiştir. büyük daireler eski yunan ilahları olan diana, merkür, mars, apollon gibi isimleri taşır.

    sarayın en önemli dairesi, bahçenin en güzel yerine bakan "aynalı galeri"dir. 75 metre uzunluktaki bu salonun iki duvarı boydan boya 400 adet ayna ile kaplıdır. salonun tavanındaki resimler le brun'un eseridir. 1782'de kurulan abd ile ingiltere arasındaki anlaşma ve birinci dünya savaşı sonunda, mağlup almanya ile müttefikler arasındaki anlaşma bu salonda imzalanmıştır.

    sacre coeur'un tam karşısında ünlü bahçeleri ve tarihiyle ışıldayan, goblenli ve altın yaldızlı duvarları, muazzam büyüklükteki yapısı, içerisinde barındırdığı birbirinden değerli portreleri, heykelleri ve neredeyse her eşyasındaki eşsiz işcilik ve emekle, gizemli öyküleriyle hala kalın duvarları arkasındaki tarihi yaşatan saray.

    daha girişteki avluda bile apaçık insanı etkileyen bir havası var versailles'ın. marie antoinette'nin tam olarak giyotine vurulduğu yerde orası. avluda sizi etkileyen hava içeri adım atmaz yerini garip bir ağırlığa bırakıyor. tuvalet bulunmamasının ve sarayda yalnızca pek sık kullanılmayan bir türk hamamının olması nedeniyle saray, inanması zor ama dışkı ve ağır yağ gibi bir esans kokuyor. (adamlar bilmemkaç yıl önce sıçmış hala kokuyor!) rehberin anlattığına göre; dönemin kralları yılda bir kez kraliyet bahçesindeki küçük havuzda halkın gözleri önünde iç çamaşırlarını çıkarmadan suya bir kez girip çıkmak suretiyle duş alıyorlar. fransa bu yüzden parfümün kalbi. tarihe adını yazdırmış, filmlere kitaplara konu olmuş tüm kralların, kraliçelerin, soyluların odalarını gezdiriyorlar gittiğinizde. her yer tablolar ve heykellerle dolu. son hava değişikli gül bahçelerine çıkıldığında yaşanıyor versailles'da. anlatılması çok güç. gerek görsel gerek duyusal(!) bambaşka bir yer gül bahçeleri. belkide saray kadar etkileyici.

    versailles, fransa'nın en ihtişamlı devrini yansıtır. aynı zamanda ölçüsüz harcamalarla devletin iflasını simgeler.

  • o zaman yönetmeliğe, öğretmenlik yeterliliklerine veya kanuna bunu eklersin. kekeme olan da mülakata girmez. boşu boşuna yıllarca okul okuyup kpss'ye çalışmaz. insanların hayatlarıyla oynamak bu kadar basit olmaz, olamaz, olmamalı.

  • elbistan mitingi'nin sonunda akp'nin yılmaz savunucusu bir şahsın kendisine böğürerek bağırması sonucu meral akşener'in megri megri'den tutup, oslo'ya kadar döşediği ve de aynı şahsı doğduğuna pişman ettiği an. allah'tan uyardı da adamı linç etmediler orada.

    edit: bulanlardan allah razı olsun...

    akşener'in çıldırması

    edit 2: başka bir açıdan video. siradan cinko karbon pil'e teşekkürler.

    adamın aşağı indirilmesi

    ayrıca mitingte bulunan @agospas24 arkadaşımız da bana yazdı detaylar aşağıda, teşekkürler.

    --- spoiler ---

    olay şöyle oldu, sayın akşener " bu arada üzücü bir şehit haberi aldım. elbistan'dan şehidimiz varmış. allah rahmet eylesin" dedi. sonra bi adam çıktı birden yüksek bir alana - ki bu alan kameraların konulduğu yer - " saray meselesini çözeceğine terör sorununu çöz sen diye bağırdı. tam önümdeydi zaten. akşener buna cevap verirken yaklaşık 1 dakika dövdüler adamı ajdjdjsjsjhaah. akşener göz ucuyla adama baktı ki adam güzel dayak yiyor. konuşmaya devam etti. sonra akşener de bizim gibi rahatlayınca " bir şey yapmayın tamam " dedi. adam hastanelik oldu, ölümden aldı resmen adamı.
    --- spoiler ---

  • şu muhabbet mutlaka geçer.

    - sesin hiç düşündüğüm gibi değilmiş.
    + (ayıp olmasın diye) seninki de valla.

    sesimi neye göre düşündün acaba? times new roman, comic sans?

  • akp'nin değiştirdiği sistem. akp'den önce ölünün arkasından konuşulmazdı, akp iktidarından sonra yaşayanın arkasından konuşulmaz, ölünün arkasından konuşulur oldu.

    çünkü yaşarken herhangi biri hakkında konuşunca hapse giriyoruz. öldükten sonra söveceğiz mecbur.