hesabın var mı? giriş yap

  • neden bizden gelişmiş uzaylılar bulamıyoruz, uzayı bunca zamandır dinlememize rağmen neden evren ölü görünüyor, neden evrene yayılan bir sinyal, bir işaret yok sorusunun olası yanıtlarından birisi.
    "the great filter" (büyük filtre) olarak tanımlanan bu olgu, uygarlıkların belli bir gelişmişlik düzeyinin ötesine ulaşmasını engelleyen bir engel tanımlamaktadır.
    bu filtre unsuru, evrimsel bir limit olabileceği gibi uygarlığın dış etkilerle yok olması veya kendi kendini yok etmesi nedeniyle de olabilir.

    bu nedenle, birçok araştırmacı uzayda hayat bulamamış olmamıza iyi bir şey olarak bakmakta. çünkü uzayda bizimkinden gelişmiş bir uygarlık bulamamış olmamıza rağmen kendimize yakın veya daha geri ama yaygın bir hayat bulursak bu demektir ki, uzayda gelişmiş uygarlıkların oluşmasına bir engel var. aynı engel bizim önümüzde de olabilir ve her an toplu bir yok oluşla karşılaşabiliriz. bu nedenle, "uzaydan mesaj alamadığımız her gün güzel bir gündür" diyenler mevcut.

    belki uygarlıklar uzayın vahşi doğası nedeniyle yok olmakta; belki de gelişirken çevrelerini, kaynaklarını tüketerek veya savaşarak kendilerini ve gezegenlerini tüketmektedir.
    bu nedenle, dünya hayat konusunda uzayda ne kadar istisnaysa insanlığın hayatta kalma şansı da o kadar yüksek. aksine istisna olmaktan ne kadar uzaksa yok olmamız da bir o kadar an meselesidir.

    diğer bir olasılık, uzayımızın zaten bir ırk tarafından kolonileştirilmiş olması ve bizden gizlenmeleri; bu uzaylıların da diğer ırkların belli bir gelişmişlik düzeyinin üstüne çıkmasını engellemeleri (yok etmeleri) yönünde.

    ancak bir olasılık daha var. o da büyük filtreyi atlatmış olmamız ihtimali.
    bu olasılığıa göre, geçmişte dünyada meydana gelen çok sayıdaki felaketten ve hayatın her seferinde neredeyse en ilkel formuna dönüp dünyaya tekrar tekrar yayılmasından sonra büyük filtreden sağ kurtulmuş olmamız ve gelişmemizde önümüzdeki bütün engellerin ortadan kalkmış olması.

  • 1999 tarihli brad bird yapımı bir çizgi film. senaryosu ted hughes'in 1968de yazdığı the iron man kitabına dayanır. devasa boyutlarda bir metal robot dünyaya düşer ve 1950lerin amerikasında küçük bir kasabada devreye hükümetin ve askerlerin girmesine yol açacak sorunlar yaratır. tabii bu sırada küçük bir çocukla (bkz: hogarth hughes) arkadaşlık kurmayı da ihmal etmez.

    tipik bir e.t. klonu olarak başlayan film disney animasyonlarında görmeye pek alışık olmadığımız sahneler ile insana apayrı bir tat vermeye başlar. hogarth ormanda koşarken bir dala takılır ve düşer. düşen herhangi bir disney kahramanı olsaydı muhtemelen başının etrafında kuşlar ötmeye başlamıştı bile. fakat hogarth yavaşça dogrulur ve evet burnu kanamaktadır.

    iron giant soğuk savaş dönemini, silahlanmayı ve amerikalıların tipik uzaylı korkusunu temeline oturtan çok başarılı bir animasyon.