hesabın var mı? giriş yap

  • katıksız bir güvenlik zaafiyetidir.
    bankaların bu iş bilmez it merkezleri nasıl bu güvenlik zaafiyetine sebebiyet verir anlamak mümkün değil.

    4 ayrı bankada hesabım var, hepsi ayrı dönemlerde benden şifre değiştirmemi istiyor.
    hangi bankada hangi şifrem var, hatırlamak mümkün değil. çoğu zaman hatırlayamadığım için şifrem kilitleniyor ve "son 10 şifrenizden farklı olmalı" gibi saçmalıklar yüzünden, yine asla hatırlayamayacağım bir şifre koyup. onu da unutuyorum.

    şuan ne oluyor?
    gidip her bankadaki şifrelerimi bir deftere yazmanın eşiğindeyim. defter kaybolsa, veya şifreleri kaydettiğim telefon çalınsa direkt her bokum ortada.

    insanın iyi bildiği, güvenli şifresini 6 ayda bir değiştirterek, insanların şifrelerini başkalarının erişebilecekleri yerlerde saklamalarına sebep oluyorlar.

    bu beyinsizliğin, insanların hacklenmesine sebep olduğunu ne zaman anlamayı düşünüyorlar?

    bir insanın şifresini doğum tarihi yapması bile, 6 ayda bir değiştirilen şifre nedeniyle şifrelerini bir kağıda yazmak zorunda kalmasından daha güvenlidir.

  • ferran adria abimizin ortaya attıktan sonra bir daha yüzüne bakmadığı, ilgi çekici olsa da belli bir zaman diliminden sonra insanı gıcık eden ve çok sıkan bir alandır..

    ilk başlarda domates havyarından karpuz havyarına, kavun yumurtasından portakal spagettisine kadar hayal gücünüzün elverdiği şekilde uygulamak mümkün..

    çok kasarsanız kendinizi birinci sınıf misafirlerinizin olduğu * * * bir masada tatlıdan hemen önce getirerek ufak porsiyonlar halinde sunabilirsiniz. olaya biraz da nitrojen eklerseniz çok güzel olur.

    --- istek üzerine ek bilgi ---

    moleküler gastronomi mutfakta yiyeceklerin üstünde farklı pişirme tekniklerle kullanarak hazırlayacağımız yemeklerin hangi formda nasıl sunacağımıza konusunda bize yol gösteren tekniktir.
    o yemeğin ve tatlının özünde her ne varsa onları iyi yorumlamaktan geçiyor. meyvenin özü konsantre hale getirildikten sonra yine aynı meyveden elde edilen jel ile belli bir forma hapsediliyor. jelde kıvam artırabilmek için alginate isimli deniz yosunundan da yararlanılıyor. elde edilen sıvı bir şırınga yardımı ile içinde kalsiyum tuzu bulunan bir havuzda bağlanıyor. ortaya dışı jel içi konsantre sıvı olan parçacıklar çıkıyor. burada yaratılan formlar ve bunların arasındaki simetri ise yapan kişinin tecrübe ve ustalığına kalıyor.
    bazen sadece bir meyve veya sebzenin molekülleri ile ortaya çıkan lezzet olarak, bazen de herhangi bir yemeğin içindeki ürünlerin tek tek ele alınıp, farklı pişirme ve sunum teknikleri ile yeniden yorumlanışı olarak karşımıza çıkabiliyor.
    örneğin çok bildik bir yemeğin malzemelerinin bir kısmı köpük, bir kısmı dondurma bir kısmı da jel olarak bir tabağın içinde toplanabiliyor. tat yine o bildik tat, fakat daha konsantresi. dilin ve beynin tat alma noktalarına iletilen dijital birer mesaj gibi…

    --- istek üzerine ek bilgi ---

    fotograflar volkan çengel'e aittir efendim.

    peynir mus vişne havyarı
    kuşkonmaz çorba
    bal havyarı havuza dökme anı
    mini havyar sunumları

  • bana hediye alınmasından pek hoşlanmadığım gibi başkasına hediye almayı da pek sevmem. ama sevgili eşimin ve oğlumun hediyeleri hayatımın bir parçası olduğundan bundan kaçış yok maalesef.

    hayatımın en ilginç hediyesini oğlumdan aldım. yıl 2015 ama bana 2009 yılı beşiktaş ajandası almış. hediye

    sayfalarına bir şeyler yazmış. yazılar

    hadi gelin beraber okuyalım. önce birinci kısım. bölüm 1
    tercümesi : beşiktaş takımına ezik derler. ben inanmam. en iyi takım o. fenerbahçe galatasaray bana göre ezik. bizim takım beşiktaş.

    sırada ikinci kısım var. bölüm 2
    tercümesi : bjk güçlü. gs fb ezik. hava atmayın lan. yoksa statta gollerim sizi.

    devam ediyoruz. bölüm 3
    tercümesi : 1903'te kuruldu beşiktaş. atatürk'te o takımdan. severdi çocukları sevdiği gibi beşiktaş takımını.

    ve final. bölüm 4
    tercümesi : kara kartal uç, gagala, çiz fb'nin gs'nin kürkünü. golleri bas kaleye ve kazan. ez onları.

    belli ki arkadaş çevresi ona beşiktaş'ın ezik olduğunu ifade etmiş o aralar. o da "ben inanmam" diyor. bizim takım güçlü diyor. hava atanları "gollemekle" tehdit ediyor aynı zamanda. görüyoruz ki tam bir atatürk sevdalısı. atatürk'ün istediği gibi saldırmış beşiktaş. ve finalde "gagala, çiz" diyor kara kartala. golleri kaleye basalım istiyor. sevgili oğlum te 600 km öteden bana hayat ışığı olmaya devam ediyor.

    çocuk olmak çok güzel dimi ekşi ?

    debe edit: hiç yapmadığım bir şey. en azından bir çıkar uğruna yapmadığımı belirteyim bu editi. çok sayıda güzel mesajlar aldım. herkese teşekkür ediyorum ilgi için. ama aynı zamanda olumsuz eleştiriler de aldım. sadece beşiktaş üzerinden sürekli edebiyat yaptığımı düşünen arkadaşlar var. onlara tavsiyem beni engellemeleri. bu işin çözümü budur. ama bilinmesini isterim ki benim hayatım gerçekten beşiktaş. haybeye yazdığımı düşünen arkadaşlar için : peder 1 ~ peder 2

    özellikle ikinci resimde gördüğünüz saha, şeref stadı ve orada baba diye bahsi geçen adam ise hakkı yetendir. diyeceğim şu ki benim pederin beşiktaş aşkının bir yansımasıdır burada yazdıklarım. beni böyle yetiştirmiş. yazdıklarım debe ya da fav için değildir. yukarıda yazdım. çok basit. engellersin olur biter. oğlum üzerinden keşke daha çok şey yazabilsem. ama o başka yerde ben başka yerde.

    son olarak, perşembe günü lokomotif moskova'yı gagalayıp, golleyip, kürkünü çizerek galip gelmek ümidiyle.

    video edit : beşiktaş canavarı
    güzel çalışması ve emekleri için latimera teşekkürler.

    limited edition : debe listesine 11.sıradan girmişiz. ilginiz için teşekkürler.

  • en azından ayağımızı yerden keserdi sayın bakan. öküzün trene baktığı gibi bakıp yangının kendi kendine sönmesi beklemezdik. verdiğim vergiye acıyorum şu çapsızlar tarikatı döneminde.

  • ekşi sözlük işleme düzeni.

    öğretmene saygısızlık yapan öğrenci başlığı altında;

    - öğretmen bir güzel dövse yapamayacak olan öğrenci.

    öğrenciyi döven öğretmen başlığı altında;

    - inşallah çocuğun babası öğretmeni bir güzel döver.

    olayın öncesi yok, sonrası yok, fikir yok neden yok. ama yorum var. popülizm var.

    şiddetin her türlüsüne karşıyız.

  • sözlükte seviyenin ne kadar düstügünü de bize gösteren genç. çinin resmi dili olan mandarini bilmediği gibi mandalin diye dil ögrenmiş amk diyen mi ararsın, pakistan ve afganistanda(pastho) konusulan dili, ibraniceyi(hebrew) bilmeyip adam kıcından dil uydurmuş diye dalga geçen, konustugu dilleri önemsiz kimsenin bilmediği abuk subuk diller zannedenler mi ararsın hepsi var amk. hayır madem bilmiyosun şuraya yazmadan önce aç o dilin başlıgını ne olduguna bak

  • üşengeç insanlar için tek hamlelik muadilini yazıyorum:

    oda topla = parfümü odaya boca et
    duş al = parfümü vücuda boca et
    saç yap = parfümü saça boca et
    diş fırçala = parfümü ağz... sakız çiğne sakız
    parfüm sık = parfüm sık

  • arsen ziyagil, ziyagil yalısı'na yatılı misafir olarak gittiğinde nerede uyuyordu, hangi yatakta yatıyordu, çok merak ediyorum.

    giriş katında sadece iki oda var. küçük olanda deniz de courton, büyük olanda firdevs yöreoğlu yatıyor. salonun bulunduğu ikinci katta ise sadece bir yatak odası var. orada da adnan ziyagil ile bihter yöreoğlu uyuyor. bir üst katta ise üç oda var. orada da behlül haznedar, bülent ziyagil ve nihal ziyagil kalıyor. aslında eskiden nihal ziyagil ile bülent ziyagil aynı odalarda kalıyordu ve en üst kattaki bir odada deniz de courton kalıyordu. bu sebeple giriş katındaki büyük oda ile küçük oda boştu. adnan ziyagil ile bihter yöreoğlu'nun evlilikleri öncesinde arsen ziyagil muhtemelen firdevs yöreoğlu'nun kaldığı büyük odada kalıyordu. ama mevzubahis evlilikten sonra bülent ziyagil ile nihal ziyagil kardeşlerin odaları da ayrılınca ve de firdevs yöreoğlu da ziyagil yalısı'na taşınınca yalıda oda kalmadı. bu şartlar altında arsen ziyagil yalıya geldiğinde hangi odada kalıyor çok merak ediyorum. evin hizmetlilerinin kaldığı bodrum katta kalmıyordur herhalde. zaten o katta da boş oda var mı bilmiyorum. yıllardır içimde koca bir boşluk doğuruyor arsen ziyagil gizemi.

  • biz burda söylüyoruz bu hayvanlar tehlikeli diye ama hayvansever duyarı kasıp olayın ciddiyetini anlamıyorlar. bak netflix’te asya’nın en tehlikeli 72 hayvanı belgeselinde sokak köpekleri de var. üstelik türkiye’nin de adını geçiriyorlar. niye medeni şehirlerde böyle olaylar olmuyor. çünkü sokakta köpek yok.

    edit: şu entryde hayvan düşmanı diyorlar. arkadaşım ben olaya sevinmedim. tek derdim rahatça işe gidip gelebilmek köpek kovalamadan.

  • thy'den konuyla ilgili ilk resmi açıklama geldi: senin ananı bacını o uçağa hostes yapsalar, zoruna gitmez mi?

  • örneğin şu görüntülerdekinin teleport eden bir uzaylı kahraman olduğunu iddia edenlerin o savlarını kanıtlamaları benim bunun bir montaj hilesi olduğunu kanıtlamamdan her zaman daha zordur. ama nedense insanlar her ikimiz de kendi savları ile ortaya çıktığında ben bu basit savımı kanıtlamazdan önce benim saçmaladığımı ve karşı tarafın daha gelişmiş bir zeka örneği sergilediğini düşünmektedirler. oysa çoğu kez tersine basit çözüm önerileri daha gelişmiş zeka ürünüdür. mimari çözümler gibi örneğin.

  • bu ülkede ne zaman kanunlara, kurallara uygun bir şekilde davransan kaybediyorsun.

    ödemelerini düzgün yapan herkes kaybediyor ve kendini keriz gibi hissediyor.

    edit: ne çok dm atan olmuş. keriz diyen mi ararsın, enayi diyen mi, ödemeseydin diyen mi. ben hayatımda hiç kyk kredisi kullanmadım. yaş kemale erdi, köprülerin altından çok sular aktı. benim türkiye gerçeği ile ilgili vurgulamak istediğim bir sorunu anlayanlar zaten anladı.