ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gurbetçi şaban
-
gurbetçi tiplemesi çok başarılı olan film. almanya’ya işçi olarak giden şaban, memleketinde kendisiyle aynı soy ismi taşıyan ve baba adı tutan çocukların belgeleri ile alman makamlarından çocuk parası alıyor. apaçık şekilde almanları dolandıran kendisi olduğu halde almanların ne kadar kötü insanlar olduklarını anlatmaya çalışıyor. kaçak gittiği ülkede sanki onu zorla tutan var gibi hem almanya'yı yerden yere vuruyor hem de almanya'nın etinden sütünden faydalanıyor. filmdeki şaban karakteri, günümüzdeki "türkiye çoh eyi, almanya türkiye'yi gıskanıyor" deyip "niye türkiye'ye gelmiyorsun madem" sorusuna uyduruktan bahaneler bulan gurbetçilerin atasıdır. yani gurbetçi gibi gurbetçidir filmdeki şaban.
hasan hüseyin korkmazgil
-
1982 yılında güründe ağır ceza mahkemesi başkanı iken "memnu haklarını" (yasaklı haklarını) iade ettiğim (geri verdiğim) koca şair.
bu onur bana yeter...
(bkz: memnu hakların iadesi)
internetten tanışıp yatılan kişi sayısı
-
erkeklerin soylediginin 5te biri, kadinlarin soylediginin 3 kati kadardir.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: 1.000 lira maaşla işbaşı yapacak
autocad ve solidworks'u avucunun içi gibi bilen
ingilizce , fransızca ve japonca dillerinden en az birini konuşabilecek
prenzentabl , diksiyonu ve fiziği düzgün makina mühendisi arayışımız mevcuttur.
şartları sağlayan adaylar pm atabilir.
4. vazelini bizmi getiriyoruz yoksa siz temin ediyor musunuz!
2.5 milyon yasadışı bahisçiye para cezası
-
yanlış anlaşılmasın, niye kumar oynuyorsunuz cezası değildir.
niye kumar oynarken devletinizin de payını vermiyorsunuz, parayı yasa dışı oynatanlara kaptırıyorsunuz cezasıdır.
verin devlet babanızın payını gönül rahatlığıyla oynayın gitsin değil mi?
4 ağustos 2022 kpss'nin iptal edilmesi
solaris
-
lem'in kitabiyla karsilastirildiginda hikayenin oldukca degistirilmis bir versiyonunu aktarmasina ragmen, romanin temelinde yatan insan hafizasi, ask ve bilincalti hakkindaki gondermeleri basariyla aktarmis, yavas tempolu olmasina ragmen seyirciyi sikmayan, kendini merakla izleten, goruntu yonetmenini ayrica tebrik etmek istedigim soderbergh filmi.
tarkovsky'nin 1972 tarihli ilk adaptasyonuyla karsilastirildiginda ise, soderbergh'in calismasi ilk versiyondaki komunist ogeleri cikararak daha kapitalist bir yaklasim sunmakta. tarkovsky, tanriya ve dinsel inanclara hicbir gonderme yapmamakla birlikte, solaris'i her seyden ustun bir devlet mekanizmasiyla birlestirmisti, soderbergh ise ayni yolu izliyor, ancak cozumu bireysel bir yaklasimla ana karakterin kendi kendini kurtarmasinda sunuyor.
iki film ve kitap arasindaki farklar uzun uzun tartisilabilecek olsa da, hicbirinin digerinden ustun olmadigi (belki kitap biraz daha basarili) ve hepsinin temelinde insanligin kendini anlayabilmesi icin uzaya acilip farkli dunyalar kesfetmesi degil, cevabi kendi icinde aramasi gerektigi dusuncesi yatmakta, kendi icimizde ne bulursak bulalim, ihtiyacimiz olan en gelismis uzay teknolojisi degil, bir ayna.
togg tutarsa dünya pazarını ele geçirir
kedi
-
benimki bazen uyandiktan sonra "ikindiyi simdi mi yoksa biraz sonra mi kilsam" diye dusunen emmi gibi oturuyor, icim bir hos oluyor, aciyorum. sen yat uyu ben kilarim senin yerine diyesim geliyor.
gizli gizli saç tıraşı olurken polis baskını yemek
-
saçma sapan bir durum. tıraş yasak değil mi beyler diyor. tıraş neden yasak olsun berber dükkanlarının açık olması yasak. sonuçta orası berber dükkanı değil. 100-150 işçinin beraber çalıştığı fabrikalar şu an açık. 3 kişinin bulunduğu bir ortam neden polis baskını yiyor? suç unsuru oluşturmayan bir durumda polisin işgüzarlığından başka bir şey değil.
büyük düşünmek cücelerin işi değildir
-
daha çok azog söylemiş gibi duran cümle.