hesabın var mı? giriş yap

  • en basit şekilde ifade etmek gerekirse tolkienin orta dünyasında ancak bir cümle olur game of thrones.

    debe editi: ortalama iki yılda bir okuduğum yüzüklerin efendisi serisinin, hobbitin ve silmarillion'un yazarı tolkien'e bunaldığım zamanlarda kitaplarıyla yanımda bulunduğu ve bugün beni debe'ye sokarak onurlandırdığı için teşekkür ederim, bu debe'yi tolkien'in ruhuna bağışlıyorum.

  • sanırım hala alışamamışım basketbolu bıraktığına. baya sarsıcı oldu onun da 40 yaşını devirip basketbolu bıraktığını kabullenmek ve paralelinde 30'uma daha da yaklaştığımı farketmek.

    çok fazla euroleague izlemedim çocukken. sanırım ibrahim kutluay'ın pana ile bişeyler yaptıkları ve daha eskilerden koraç kupası zaferleri hariç 2000'li yıllara ve 90'ların sonlarına dair hatırladığım tek şey ginobili'nin virtus bologna ile şampiyon olması ve mvp alması. babam demişti bak bu eleman çok acayip oyuncu, izle bunu sen seversin diye. babamın böyle oyuncuları çok erken ve çok garip bir şekilde keşfetme huyu vardır. canımsın baba.

    sonra draft edildiğinden bile haberim yokken 2002'de bizim 12 dev adamın gazıyla indianapolis'teki dünya şampiyonasını takip ettiğim zamanlarda hayran bırakmıştı, peder bey sağolsun. turnuvada diğer hayran bırakan oyuncu ise pero camerondu.

    onu hafızamda hep 2005 finallerindeki uzun saçlı ve savruk ama bir o kadar da tahmin edilemez oyunu ile hatırlayacağım sanırım. all star seçildikten sonra bile takım başarısı için bench'ten gelmeyi kabul etmesi, o zaman farkına varamadığım bir alçakgönüllülükmüş. evet duygusallaşıyorum.

    sahadaki en winner oyuncu muydu? belki değil. ama ondan daha winner 5 tane daha oyuncu sayamam. estetikliği, oyun görüşü, herkesin de bildiği üzere icat edip beynimize kazıdığı eurostep'i, gerçek anlamda no-look pas verebilen birkaç oyuncudan biri olması falan ve daha bir ton şey cidden en en sevdiğim oyunculardan biri olmasını sağladı.

    basketbolda istatistik anlamında çok şey hatırlarım, dediğim gibi çöp hafızam gereksiz şeylerle dolu. ama ginobili söz konusu olduğunda bir adet bile istatistik hatırlamıyorum, belki nba sahasında avladığı yarasa sayısı 1'dir o gelir aklıma.*

    ama 2013 finallerinde son çeyreklerde inanılmaz top kaybı yapıp seriyi miami'ye kaybettikten sonra 2 gün boyunca kimseyle konuşmayıp ağlamasını okuduğumu hatırlıyorum. link falan yok. ya da bir sonraki sene chris bosh'a yine finallerde yaptığı eziyet. ya da 2011 batı finalinde uzatmada raja bell'in üzerine giderek attığı saçma sapan floater. ya da 39 yaşında mvp tartışmasında adı geçen james harden'ın playoff son topunda şutunu bloklaması. daha zorlasam sürüyle çıkar herhalde.

    basketbolu bana en çok sevdiren oyunculardandır kendisi. seveni de olur, sevmeyeni de elbet. ancak kimse onun bu oyunu yüreğiyle oynadığını inkar edemez herhalde. manu her şapkadan tavşan çıkardığında kevin harlan'ın "oh manu mama!" diye bağırmasını çok özleyeceğim. hayır ağlamıyorum.

    eyvallah hocam. her şey için teşekkürler.

  • linklerle ve kağıt üzerindeki istatistiklerle dünyayı çözdüğünü sanan yazar. bilmiyor ki türkiye'deki tecavüzlerin çoğu istatistiklere yansımıyor bile.

    kağıt üzerindeki bilgilere baksan türkiye yayaların üstünlüğünün olduğu bir ülke mesela. hani nerede var? sokakta böyle bir durum görüyor musun?

  • aslan kadını, astrolojiye inanmak icin yeterli bir nedendir, evrenin merkezinde olduguna icten ice inanan bu kadın icin yeterli neden sonuc ilişkisi vardır: kendisi. nergis cicegidir, narcissus kendini degil onu gormustur. cok arkadası olan aslan kadınlarının gozlerine bakıldıgında o parlaklıgın ardında yalnızlık görülecektir, bakmasını bilene . bu yalnızlık secilmiş olmakla beraber kendini gercekten anlayan insanla karsılasınca yavas yavas yok olacaktır. duvarları vardır, herkesin sevdigi neseli kimliginin yanısıra yaklaştırmaz kimseyi iç dünyasına. o renkli dünyaya girmek feci zor olmakla beraber ötesi tahmin bile edilemeyecek kadar renkli , sınırsız, kendine munhasır ufak bir cennettir. cenneti yasamayı göze alanları uyarmak gerekir, o dünyada yalana , riyakarlıga ve ruhsuzluga yer yoktur, sezgileri fevkalade güclü olan bu kadınlar böyle birseyi farkettikleri saniye siz daha ne oldugunu anlayamadan tozu dumana katmıs gidiyordur. bir de bakmıssınız ki size sonsuz deger veren o kadın bir buz kütlesi haline gelmiş, ne yaparsanız yapın o dünyaya bir daha adım atmanıza asla izin vermeyecektir. güçlüdür, güçlü olmaya calısmaktan yorulur cogu zaman ama bunu belli etmeyecek kadar da gururludur. içinde mimoza vardır, naiftir, kendisine yapılan hiçbirseyi unutmaz. hafızası o kadar kuvvetlidir ki etrafındakileri sasırtırken kendisi de sasırır. detaycıdır. detaylara fazlasıyla takılacak kadar da tutkulu. takıldıgı bazı seyler vardır,bu bir kelime, hosuna gitmeyen bir hareket ya da baska herhangi bir sey olabilir. bu durumda dunyaları verseniz yanına yaklasmanıza izin vermeyecektir.
    sinirini bozan ya da onu sıkıntıya sokan herseyden hızla uzaklasma yetenegine sahip bu insanlar ironik bir tezat halinde sabırlıdır , sabrı neye göstermesi ya da ne kadar tahammül etmesi gerektigini yine onlardan baska kimse bilemez. onun herhangi bir konuda basarıya ulasması sadece istegine baglıdır, istiyorsa yapar.
    egolarını terbiye etmeyi basarabilmiş olanları mütevazıdır, seckin bir ukalalıkla harmanlanmıs sozleri bazen can yakıcı olsa da ardındaki nedeni arastırınca bunu hak ettiginizi mutlaka ama mutlaka görürsünüz, adildir kime nasıl davranması gerektigini bilir. bazı insanlara fazladan bol kepce kredi veriyorsa eger bilirsiniz ki o insana karsı zaafı var ve elbette o zaaf yok oldugu an aslan kadını coktan ortamı terk etmiş olacaktır.
    eglence anlayısı ve espri yeteneklerinin yanısıra onları aynı sekilde etkileyecek insan sayısı cok ama cok azdır. kaliteli olana deger ve prim verirler.

    kendisinin farkındadır, ilgiyi sevdikleri gibi cıvık ve yalan olanlardan hızla uzaklaşır ve zevzek gösterilere asla izin vermezler.

    ve elbette tum genellemeler yanlıstır.

  • "bakın ben avukatım benim vaktimi almayın beni sıradan vatandaşla karıştırmayın verdiğim parayı faiziyle alırım" dan sonrasını okumadığım başlık, sıradan bir vatandaş oldum olalı ben böyle rezalet görmedim.

  • hoca artık dellenmiştir
    hoca: fear yeter artık numaran kaç senin
    fear: 227
    hoca: (elindeki kağıda 227 yazıp arkasını döner, masasına doğru yürür)
    fear: 8x xx
    hoca: ?
    fear: ama gece 11 den sonra aramayın internette oluyorum hocam.
    hoca: (kulaklarından duman çıkararak) oğlum ben ev numaranı değil, okul numaranı soruyorum! numaran kaç?
    fear: (sanki sonuna başka bir numara ilave edecekmiş gibi bir tonlama ile) 400
    hoca: (4 yazar, bekler) dörtyüz kaç oğlum?
    fear: (aynı gıcık tonlama ile) 400
    hoca: ya tamam da dörtyüz kaç?
    bu bir süre böyle sürer
    fear: hocam dörtyüz işte. ille de sonuna rakam istiyorsanız dörtyüz kök üç olsun.
    hoca: (iptal olur) çabuk git kendini disipline ver!!!
    sınıf: (dağılır)

  • öncelikle kendisini tanımıyorum. videoyu izlemedim. kendisi hakkındaki bilgim son dönemde debeye giren girdilerden ibaret. fazla da bilgim olmasını istemiyorum.

    yakınının ölme sebebinin doktor hatası olduğu sadece kendi iddiası, kanıtlanamayacak bir durum. ama kendisinin katil olduğu kanıtlanmış ve kendisi tarafından da itiraf edilmiş bir gerçek.

    böyleyken kendisi ile nasıl empati yapılabilir? empati yapmamız neden bekleniyor?

    ne kendisi ne de başka bir katil ile empati yapmayı düşünüyorum. hayatta herkes kadar acı çekiyor, herkes kadar sinirleniyor, herkes kadar öfke nöbeti geçiriyorum. babamın hastalığı sebebi ile ömrümün yarısını cerrahpaşa’da geçirmiş durumdayım. gırtlak kanseri başlığı benim girdilerimle dolu. yaşadığım hiçbir şey karşımdaki insanı öldürmem gerektiğini düşündürtmedi.

    ben ölmüş olan doktor ve ailesi ile empati yapabilirim ancak. çocuğum bir psikopat tarafından öldürülse, çocuğumun katilinin cezası okuduğu yıl kadar bile olmasa, çocuğumun katili yıllar sonra bir programa çıkarılsa ve olayı anlatıp kahkaha atsa, kahrolurum.

    son sözüm armağan çağlayan‘a; buraya geldiğinizde sadece merak ettiğiniz kişilerle röportaj yaptığınızı ve yapacağınızı söylemiştiniz. bir katili merak etmenizi anlamıyorum orası başka da. “ben bu kahkahayı atarken öldürülmüş insanın ailesi ne düşünür?” diye de merak ettiniz mi hiç? ben ettim. ve size olan tüm saygımı yitirdim.

    edit: gelen mesajlar için teşekkür ederim. babam hayatta ve iyi durumda. bu konuda çoğunuzla aynı fikirde olmamıza sevindim, sevgiler.

  • adamlar fiyatı düşük ilanları seçiyorlar özellikle bence. kandırabileceklerini düşündükleri ilana şöyle bir mesaj atıyorlar görsel güya alıcı sattığınız ürünü almış ama size mail gelmemiş teknik aksaklık olmuş paranızı almak için mail adresi istiyorlar yersen tabi. mail adresi yazıncada verdiği cevap bu görsel

    bu mesajları atan gerçek bir kullanıcı sahibindenden geliyormuş gibi yapıyor. mesaj atanın baya ilanları falan var aktif oto galerici.
    akabinde size şöyle bir mail atıyorlar görsel . maile gelen bağlantıya tıklayınca şu şekilde görsel
    kredi kartı bilgilerinizi istiyor. canlı destek bile koymuşlar soru sorunca şöyle cevap veriyor görsel.

    bu devirde böyle numarayı kim yer demeyin. gariban üç kuruşluk ürün satmaya çalışırken bunlar kredi kartını patlatıyorlar. adamlar üşenmemiş tezgah kurmuşlar belki gören okuyan olur da dolandırılmasına engel oluruz.
    mesajları atan şikayet edildi belki sahibinden bu tarz mesajları filtre ederek kullanıcılar hakkında yasal işlem başlatır.
    insanın içi acıyor, insanlığa olan güveni zedeleniyor. ne ara bu hale geldi toplum, bize ne oldu böyle.

  • sizin onu istediğiniz zaman arama özgürlüğünüze istemediği zaman sizinle konuşmama özgürlüğünü kullanarak yanıt veriyordur.