hesabın var mı? giriş yap

  • moritanya'da uygulanan ve devlet tarafindan desteklenen, bulundugu cografya ile hem tezat, hem de uyumlu bulunabilecek garip bir gelenek. kizlara kucuk yaslardan itibaren zorla yemek yedirilerek kilo aldirma islemidir. ne kadar kilo, o kadar otorite, o kadar iktidar, o kadar iyi bir statutuyu simgelemektedir. bulundugu cofrafya ile uyumlu olan yani, kilolu olan genc kizin zengin bir aileden geldigi seklinde algilanmasinin cok dogal olmasidir. tezatlik ise, yiyecek yemek bulamayan cocuklarin yakininda bir yerlerde zorla ve hatta bazi iskence yontemleriyle kucuk kizlara kusana kadar ve hatta kusmalarina ragmen yemek yedirilmesidir. pek tabi bizim icin garip olan, guzelligin, sismanlik algisiyla yapilan tanimidir. zayif olan cirkindir o ulkede, bilginize...

  • opsec üzerine izlenimleri kaleme aldığım yazı buradan ulaşılabilir. blogun kapanma ihtimaline karşı yine sözlüğe yazmaktayım ki yedeği bulunsun. ayrıyeten daha kolay okunabilir olması açısından durmasında yarar var.

    --

    öncelikle opsec bir operasyon biçimi, yani sizin nasıl davrandığınızdır. opsec bir teknolojik araç veya yazılım değildir. ikinci olarak opsec beraberinde bazı dezavantajlar getirir. bu dezavantajların önemli bir kısmı ise efektif olamamaktır. bu yüzden opsec yavaştır. son olarak, güvenliğinizi ve bu tutumunuzu uzun zaman boyunca korumak çok streslidir ve bu, profesyonel olarak eğitim almış ajanlar için bile çok zordur.

    iyi bir opsec, güvenliğinizi en üst seviyede korumak için gerekli olan davranış değişkliklerini içselleştirmeyi gerektirir. operasyonel aktiviteler alışkanlıklara dönüşmeli zira en ufak bir ayrıntı bile önem arz etmektedir. bu ufak ayrıntıların biri yanlış yapıldığında güvenliğiniz tehlikeye girebilir. işleyen demir ışıldar. iyi bir opsec pratiği edinmenin tek yolu pratik yapmaktan geçer. yeni başlayanların yaptığı aptalca yanlışları başlarda yapın ki ilerleyen zamanlarda başınız yanmasın. bu konuda şu iki sözü hatırlayalım:

    - amatörler doğru yapana kadar pratik yapar, ancak profesyoneller yanlış yapamayana dek çalışır.
    - barış zamanında ne kadar yorulursanız, savaşta o kadar az kan kaybedersiniz.

    güvenliğiniz için gerekli alışkanlıkları edindiğinizde, opsec konusundaki ikinci en büyük zorluk ise sabırlı olmayı öğrenmektir. opsec ne kadar derin olursa, efektif olması o kadar zor olacaktır. bu durum özellikle haberleşme esnasında kendisini gösterir. riskleri azaltmak için kullanılan opsec mekanizması haberleşmeye gecikme ekler. sonuç olarak, haberleşme daha uzun sürer. en nihayetinde bu zaman kısıtlaması olan operasyonlarda düşünülmesi gereken bir durum. zaman kısıtlaması olmayan operasyonlarda ise pek sorun olmayacaktır.

    en büyük güvenlik riski ise operasyon içerisinde yer alan insanların birbiri ile haberleşmesi oluşturur. gizli operasyon yürüten cıa, mı6, dgse gibi örgütler, kendileri için çalışan insanların haberleşmelerinde barındırdıkları riskleri en aza indirmek için çalışırlar. en basitinden, bu riskleri azaltmak için operasyona başlamadan önce en az 2 veya 4 saat gözetim altında olup olmadıklarını kontrol ederler (gözetim kontrol yolu / surveillance detection route). bu rakamların en az olduğunu hatırlatalım. yüksek güvenlik gerektiren operasyonların planlanması haftalar/aylar alabilir ve gözetim kontrolü de 12 saate kadar çıkabilir.

    bilgi güvenliğini sağlayan araçlar ve teknolojiler (şifreleme gibi) önemli olsa da bu yeterli değildir. hatta opsec için başlangıç noktası bile sayılmazlar. yine de şifreleme yazılımlarını düzgün ve doğru bir biçimde kullanmayı öğrenin ancak gizli yapacağınız aktiviteleri hücreselleştirmek ve operasyonel ortamınızı olabilecek sızmalara karşı biçimlendirmek, herhangi bir yazılımı kullanmaktan çok daha önemlidir. hücreselleşmek konusunda fikir sahibi olmak için bir önceki yazıya bakabilirsiniz

    kaynaklar:
    [https://opsectr.wordpress.com/…-uzerine-izlenimler/ https://opsectr.wordpress.com/…-uzerine-izlenimler/]
    [https://grugq.github.io/…/21/observations-on-opsec/ https://grugq.github.io/…/21/observations-on-opsec/]

  • sizlerden ricam, yolda gordugumuz her turbanli hanimefendiyi kafalarda yer eden "gerici, haramzadelerin safinda" onyargilarla nitelendirmeyelim. ben bu videoda konusan 2 hanimefendiyle gurur duydum.

  • nilayeren; cinsiyet: kadın; yaş: 24; il: ankara
    sevgilimin her öpüşmemizden sonra terlemesi, gözlüklerini çıkarıp dakikalarca onları silmesi, evdeysek üstüne iki bardak su içmesi normal midir?

    meali: sevgilim daha öpünce hararet yapıyo, vercem patlayacak ondan korkuyorum.

  • bi ara biri hamileler dışarı çıkmasın demişti de ne kızmıştınız. şimdi bana onu hatırlattı bu muhabbet.
    çıksınlar canım, sadece bizim istediğimiz gibi giyinsinler ama. göbeklerini "ifşa" etmesinler, dar giyinmesinler, esprili tişört giymesinler vs. vs. vs.
    kendinizi işte o adamdan farklı sanıyorsunuz ya, değilsiniz.

    bakın önümüz de yaz, ben 6 aylık hamileyim şu an. bikinimle denize havuza falan gircem daha. bi de dar giyinmeyin falan diyorlar ya lan. ahahahah.

  • "çalışan kesiminin %7'si asgari ücretliyken, şu an %30'unun asgari ücretli olmasını sağladık, onu da bulamayan 3 milyon haneye de her ay fakir fukara fonundan para pompalıyoruz. herkesi bu yoksulluk bataklığına sürükleyip, etrafımızdaki 50-60 bin insanı milyarder yaptık, vergi de vermiyorlar hepsini sizden alıyoruz çok şükür"

    diye devam etmesi gereken açıklama.

  • ne zaman uyuduğu belli olmayan biyonik bakkaldır.

    20 seneden beri gözlemlerim.

    bir fiil, 365 gün bu şekilde çalışır.

    arasıra, bazı bazı, oturdğu yerde uyukladığını gördüysemde, biri içeri girer girmez doğrulur.

    ulan ben kafayı yicem, beni uykususuz bıraktı. sabah kalkıyorum bunun için bakıyorum. orada akşam uzatıyorum kafamı, bazı zaman 3'leri buluyor kapatması.

    bir insan günde 2.5 saat uykuyla 20 seneden beri yaşar mı?

    enyştayn mı bu amk.?

    2 tane çocuğu var bide. ne ara o çocukları yaptı anlamış değilim.

    edit; bir fiil değil bilfiilimiş..

    yeter ulan debe editi; anladık bir fiil deil. siz büyük resme bakın? kimden ulan bu çocuklar?

    debe editi; hepbirlikte bir fiil bi el atalım

    (bkz: taşlıdere ilköğretim okulu yardım kampanyası)

  • adam sanki turkiye'nin durumuna, politikacilarin yaptiklarina, ulkedeki fakirlige, hukuksuzluga sinirlenmis gibi yaziyorsunuz. gonullulerden biri topu cemberden geciremeyince kavga cikmistir, o da ona sinirlenmistir. ne baslik aciyorsunuz bir seymis olmus gibi?

  • vay arkadaş adam ülke topraklarından belki de internetle alakalı çıkmış en orjinal fikri, başka bir sitenin kopyası haline dönüştüreceğini gururla anlattı ya la! vizyonsuzluk budur heralde. sözlüğe yaz işte bunu, başka hiç bir açıklamaya gerek yok. vizyonsuzluk iki nokta üst üste başak purut. ne kadar vizyonsuz zevksiz iş bilmeyen adam varsa bir yerlerde yönetici zaten bu memlekette niye şaşırıyorsam bende, peh!

  • biz neden vergi ödüyoruz 1 kişi bana bunu açıklayabilir mi? neden yani neden? her zor zamanda futbol kulübü gibi sms kampanyası başlatılacaksa neden vergi veriyoruz yok mu açıklayacak biri?

    ya da fransızlar, amerikalılar niye ihtiyaç duymuyorlar sms'lere?
    (bkz: ihtiyat akçesi)