hesabın var mı? giriş yap

  • "...bu ülkenin en az paraya en sevilen karakterini oynamış oyunculardanım..."

    samanyolu tv dizilerinde oynayan kimsenin tanımadığı biri iken, kendisine dizide rol verip tanınmasını sağlamış gülse birsel'e büyük terbiyesizlik yapmış.

    ki eylem rolüyle aldığı aylık ücret de bugünün parasıyla 60 bin tl'ye denk geliyor.

    sonra vasfiye teyze tutunca aldığı ücret iki katına çıkarılıyor. vasfiye teyze olarak oynadığı mediamarkt reklamından 600 bin dolar kazanıp 2014 yılında istanbul boğazındaki bebek'ten 1.5 milyon tl'ye daire alıyor.

    dizide oynadığı zamanlarda da çok mutlu olduğunu söyleyen de yine kendisi.

    sorarlarsa baget ekmeği bölüp pul biberle yutuyordum dersin, kim bilecek.

    nankör ki ne nankör.

    (bkz: yalan dünya)

    ~

    ek: haberde pürüz çıktı dense de vasfiye teyze'li reklam, izleyenlerin de hatırlayacağı gibi tv'lerde yayınlanmıştı.

  • olay, 3 hafta once mersin'de yaşanmıştır, yayla evlerine giden 2 teyzem akşam üstü alışverişe çıktıklarında, köy yolunda yururlerken araç arkadan gelip vurmuştur. her ikisi de oracıkta ölmüşler. albay efendi ise otostop çekerken önüme atladılar diyerek ceza almadan serbest bırakılmıştır. vicdanlara sesleniyorum 60-65 yaşlarında iki köylü kadını otostop ceker mi ?
    buradan sana da sesleniyorum emekli albay zekeriya suna, herşeyi anladım da geceleri nasıl uyuyabiliyorsun be adam ?

    linki aşağıdadır

    https://www.instagram.com/…hl/?utm_medium=copy_link

  • dün akşam izmir'de hem hayran bırakan, hem de umut aşılayan dev adam. 2 yıl felsefe, 2 yıl da hukuk eğitimi aldığını ama iki fakülteyi de yarıda bıraktığını, anlayacağınız düz lise mezunu olduğunu anlattı. bir insanın kendini yetiştirmesinin en güzel örneklerinden biriydi. kurduğu cümleler, kullandığı sözcükler, 80 yıllık yaşamından damıtıp da dile getirdiği düşünceleriyle yüzlerce insanı büyüledi. sorulan sorulara içtenlikle yanıt verdi. biz paradigması neden önemlidiri anlattı. bireyselciliğin bugün ulaştığı noktadan olan rahatsızlığını dile getirdi. afad'ın yine "sel geliyor!" diye attığı sms'lere inat hava güzeldi, o kadar sağnak yağış uyarıları yapılırken o güzel insanın hatırına bir damla bile düşmedi dün gece.

    "en az 500 eserin usûlünü vurarak söylemeniz gerekir derler. ben o donanımda değilim, nota da usûl de bilmem. ben ses sanatçısı değilim, ben ses sanatçılarını taklit eden biriyim." dedi içtenlikle. oysa sesine, bilgisine, görgüsüne bakmadan türk sanat müziği albümü çıkartmış onlarcasından, yüzlercesinden çok daha iyi söylerdi bir plak doldursaydı.

    ben de sordum dün, "türk mizahına gırgır gibi, fırt gibi, ferhan şensoy ve nicesi gibi yön vermiş insanlardansınız. ismim hakan, çocukluğumdan beri insanlar bana 'hakan abi!' diye takılır. peki siz kime gülersiniz, sizi güldüren nedir?" diye. "en başta zeki alasya!" dedi, "az oyunla güldürmeyi başaranları da severim. mesela ingiliz mizahı hoşuma gider, peter sellers hayranıyımdır. o bir şey yapmadan da güldürmeyi bilir. şimdilerde büyük büyük oynanıyor ama mizah, tiyatro aynı zamanda ekonomik de olabilmelidir." dedi ve ekledi "tamam mı haakıııınaaaaaabiiiiiiii?!?"

    yıllar yıllar önce, daha 11-12 yaşlarında çocukken, izmir enternasyonel fuarı'nda, aşkolsun'da izlemiştim, neredeyse 40 yıl sonra yine aynı yerde sayenizde umutlarımı tazeledim, hiçbir şey için geç olmadığını anladım üstâdım. tanrım size sağlıklı ömür versin ve zekinizle cennette buluştursun umarım.

    ekleme: 80'ine gelmişken mahkeme koridorlarında süründürdüler bu adamı. dün sorulan sorulardan birine yanıtında dedi ki: "sanatçı dostlarım, çevrem tabii ki bana destek oldu. biz birbirimizi kollarız, bu doğal bir şey. ama sizlerin bana sahip çıkması beni çok mutlu etti. layığımdan çok daha fazlasını verdiniz siz bana, size olan bu borcumu nasıl ödeyeceğimi bilemiyorum."

  • kendime sürekli olarak "oğlum, sen türkçe biliyorsun; alt yazıları okumana gerek yok" diye telkinde bulunsam da aksini yapamadığım yarışma.

  • bugün itibarıyla altyapı çalışmalarının hızla başlayacağı güzide ilçemizdir.

    ve ankara’mızın tüm ilçeleri gibi tarihiyle ve insanıyla eşsiz bir yer olan polatlı ilçemize müjdemiz olsun.

    polatlı’mızın senelerdir kangren haline dönüşen acil altyapı yatırımları için yaptığımız kredi talebi belediye meclisi’mizde oybirliği ile kabul edildi.

    polatlılı hemşehrilerimin sağlığı ve huzuru adına verdiğimiz ısrarlı mücadelenin nihayete ermesinden büyük bir mutluluk duyuyorum.

    altyapı yatırımları için gerekli ihalemizi ise polatlı’da yapacağız.

    başkentimizin tüm noktalarına sağlıklı bir altyapı ağı kazandırmak istiyoruz. ankara halkı bu şehri bizlere emanet etti. halkımızın bizlere verdiği yetkiyi toplum yararına kullanmak ve bu uğurda mücadele etmek boynumuzun borcudur.

    halkımızın sağlığı ve güvenliği daima önceliğimiz olmaya devam edecek.

  • peaky blinders o kadar garip bir aura'ya sahip ki dışarıdan bakınca konuya falan çok ihtiyacı yokmuş gibi duruyor. aile üyeleri karizmatik şekilde poz versin, bir takım olaylar olsun ama tommy hep insanları alt etsin, arada kötü adamlarla karşılaşılsın, bi de "by the order of peaky blinders" denilsin bölüm her türlü akıp gidiyor.

    ancak dizinin yaratıcısı steven knight sadece buna yaslanmamış üzerine güç dengelerinin sürekli değiştiği, sürprizler karşısında izleyicisine karşı ketum bir hikaye akışı yazmış. her ne kadar ara sezonlarda bu sistemin aksadığı noktalar olsa da dizi genel olarak başarılı bir seyirlikti. şimdi final sezonunu nasıl toparlamışlar bir bakalım.

    --- spoiler ---

    öncelikle tabi ki thomas shelby'den başlamak gerekiyor. senarist açısından bakarsanız böyle bir karakteri yazmanın hem çok avantajlı hem de çok zor olduğunu söylemek mümkün. çünkü thomas bu sezon da bahsedildiği üzere başının arkasında da gözü olan her türlü kötü durumdan sıyrılmayı başaran neredeyse hiç faka basmayan (bu olsa bile bir şekilde olayları kendi lehine çevirebilen) çok üstün bir karakter. bu nedenle seyirciyi etkilemek için karakteri bi yığın kompleks işin içine atıp sonra çok da açıklama yapmadan çözüme ulaşabilirsiniz. insanlar bu nasıl oldu diye sorduklarında da çünkü thomas shelby der geçersiniz ve kimse bu cevaba itiraz etmez. tabi bu biraz zayıf bir yazım olurdu normalde ama cillian murphy'nin karizmasıyla birleşince sistem bir şekilde işler hale geliyor.

    ancak temel noktalardan biri ana karakterin mükemmelliği üzerine kurulunca hikayeyi ilerletmek zorlaşıyor çünkü çatışma olmadan drama yazamazsınız. bu noktada güzel bir manevrayla tüm zaafları shelby ailesinin diğer üyelerine yazmışlar. dikkat edin mesela önceki sezonlarda hep tom plan yapar, işte arthur, polly ya da ada'nın yaptıkları yüzünden işler bozulurdu. final sezonunda ise daha bir veda havasını tercih ettikleri için bu çatışmayı azaltmışlar, bu nedenle aile üyeleri geri plana itilmiş. ada, daha aklı başında daha kontrollü olmuş, arthur çok az görünüyor, michael'ın yaptıklarının bir şekilde elinde patlayacağı belli, polly'i oynayan helen mccrory vefat ettiği için bu muazzam karakteri de göremiyoruz.

    benzer şekilde bu sezon villian'larda da bir geri plana çekilme durumu söz konusu. önceki sezonlarda tommy yine kendisine eşdeğer olabilecek karizmaya sahip alfie solomon ve luca changretta gibi insanlarla uğraşıyordu ve bu karakterleri canlandıran oyuncuların da katkısıyla ortaya muazzam etkileyici diyalog sahneleri çıkıyordu. bu sezon ortaya çıkan jack nelson ise yeterince karizmatik değil, ayrıca geçen sezondan kalan mosley'nin de dünyada büyüyen karanlığı yansıtacak bir ağırlığı yok. o nedenle dizi bu alanda biraz zayıf görünüyor.

    gerçi biraz önce konuştuğumuz gibi dizinin bu sezonki olayı veda üzerine kurulu. o nedenle sıfırdan bir düşman yaratmak istememiş olabilirler. çünkü diğer sezonlardan hatırlayacaksınız tommy düşmanlarıyla hiçbir zaman direkt mücadele etmiyordu. genelde daha güçlü bir grup bulup onlara gerekli şeyler sağlayarak kendi tarafına çekiyordu. ancak bu sistemde tommy'nin kurduğu yapı her an ayağının altından kayabileceği için hikayenin stres dozu da daha yukarıda oluyordu. bu sezon ise tommy artık tüm gücü elinde toplamış durumda. hatta rakipleriyle aynı güce sahip diyebiliriz. bu nedenle jack nelson'ın da kendisine bir şey yapamayacağı, michael'ın da kolay paket olacağı belliydi. bu tabi biraz heyecanı düşürse de sezonun genel konseptine bakarsak uyumlu bir kullanım olduğunu söyleyebiliriz.

    bir de veda konusuyla birlikte aslında çok elde patlayabilecek ancak 2023'te çekilmesi planlanan film ile anlam kazanan bir durum var. o da izleyiciye tommy'nin ölüyor olduğunu söylemek. şimdi bu aslında olabilecek bir konu. yani ana karakteri dizinin sonunda öldürebilirsiniz. ya da öleceğini söyler sonra işte kamerayı yavaş yavaş gökyüzüne çevirir jeneriği verirsiniz. bu tamam ama karakter önce ölecek dedikten sonra aa ölmeyecek demek normalde çok kötü bir kullanım. burada ise steven knight dizinin bitişini duygusal olarak kapatmak için karaktere düzgün bir veda hazırlamış. işte evini kendisinin yıkması, geride kalacak işleri insanlara emanet etmesi, o maddi varlıktan sıyrılıp dağlarda kökenlerine dönmesi hep bunlara işaret. yani film var diye dizi insanları oraya çekmeye çalışmıyor, konuyu kendisi içinde bitiriyor. bu tommy ölmeyecek meselesi de film için ufak bir fragman gibi olmuş. izlemek isterseniz aşağı yukarı böyle konular işlenecek demişler ama bir zorlama da söz konusu değil.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak diğer sezonlardaki kompleks yapı final sezonunda pek bulunmuyor. çünkü yeni şeyler eklemek yerine açık kalan hikayeleri kapatmayı tercih etmişler. seçim bu yöndeyse de dizinin uygulaması ile fikirler uyumlu olmuş ve istenen hissi yaratmış diyebiliriz.

    bir de kısa bi aradan sonra yine bi ufak inceleme videosu yaptık. onu da izlemek isterseniz linki burada.

    https://youtu.be/pcuvedxmkh0