hesabın var mı? giriş yap

  • kariyerinde atletico madrid ve bayern münih gibi takımlarda oynamış futbolcuya sosa kim milan kim yahu yazmış adam

    asıl soru ulan sen kimsin amk ?

  • özellikle parasal rakamları gördükten sonra yaşadığım yerden şüphe ettiren yazıdır. günlük ortalama 200 euro nedir ya ne yapıyorsun sen her gün barda şişe mi açıyorsun. ortalama 120 kron nedir şehir içi ulaşım için, 20 krona metroya biniyorum ben stockholm'de.

    edit: yazarın isveç'te yaşadığına zerre kadar inanmıyorum. aklı sıra kanada'ya göç eden bir çiftin veda yazısı'na kontra yaparak debeye girecek çakal, yermiyiz bunları.

    edit 2: yazarın türkiye'de yaşadığının kanıtları kendi entrylerinden

    (bkz: #57756521)
    (bkz: #56927064)
    (bkz: #55637208)
    (bkz: #56617768)

  • ya yazmayayım yazmayayım diyorum da ...

    ulan, ''anadolu'nun kızı'' diye tekrar edip duruyor şarkıda, fotoğraflara bakıyorum ankara'nın ötesinde çekilmiş bir tane fotoğraf yok. çanakkale'de, anıtkabir'de vs. hepsi.

    hayır, emine ülker tarhan'ı anadolu kızı olmamakla suçlamıyorum, çünkü şu yüzyılda anadolu kızı olabilmesi için evvela ataerkil düzene boyun eğmiş, törelere adetlere biat ederek hayatını sürdüren evinin kadını çocuklarının anası olmaktan öte toplumsal bir rolü olmayan bir kadın olması gerekir.

    ama neydi sayın tarhan'ın chp'ye karşı argümanı, ''değerlerden vazgeçtiniz, cumhuriyet'e ihanet ettiniz, altı ok bu değil''.

    ee ablam ? ne ayak ? anadolu'yu düşürmüyorsun ağzından ama ? parti kurunca mı anladın, türkiye'nin 'her kesiminden' ve büyük çoğunluğu olan 'anadolu'dan oy alman gerektiğini.

    cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında partinin çalışmalarını baltalarken de aklına gelseydi keşke bunlar.

  • bülent ecevit'in haklılığını 14798. kez göstermiş paylaşım. adamın dediği gibi yapmayınca durum böyle oldu.

  • bu kadinligi annelikle butunlestirme cabasindan bana gina ve tiksinme geliyor. annelik denen kavramin toplumdaki yuksek mertebesi sebebi ile de kadinlar bu ustlerine yapisan annelik olgusu tarafindan belirlenen degerlerle yargilaniyor. (bkz: cocugunun yuzune nasil bakarsin), (ithal versiyonu she is gonna be somebody's mom).

    ayni dusunce yapisi da erkekleri sorumluluktan kurtarmak icin kullaniliyor. adam cocugunu terkediyor, 'baba iste bir anne degil' oluyor. adam yasli anne ve babasina bakmiyor 'kizi olsaydi boyle olmazdi' deniliyor. aslinda hayvan oglu hayvan ve bencil bir it olmasaydi denmesi gerekiyor. bunlar annelikten degil, insanliktan gelen kavramlar.

    ben anne degilim. anne olmak gibi bir istegim, amacim yok. evet, arada sirada hormonal sebeplerle ureme durtusu ve istegi hissediyorum, cogu kadin da hissediyor, fakat bu beni anne yapmiyor. kimsenin ogluna anne sefkati ile yaklasmadim diye de yargilanmak istemiyorum. ben de en az erkekler kadar durtuleri ve hedonist istekleri ile yasayan bir birey olmak, ve bunun sonucunda abuk subuk sosyal baskilarla ugrasmak zorunda kalmamak istiyorum. anne olmak isteyip olamayan kadinlara sempatim sonsuz. fakat hayatinizdaki bu eksigin faturasini hepimize kesiyorsunuz boyle laflarla.

  • uzun zamandır içinde bulunduğum insanlardır.
    haftasonları starbucks'a giderim. bir kahve alırım. boş masalardan birine oturup dizüstü bilgisayarımı çıkarır otururum. bilgisayar yoksa da elimde telefon olur.
    twitter'da timeline'ı 10'larca kez yenilemekten başka birşey yapılmıyor o telefonla. bazen de sözlüğe bakıyorum okunacak birşeyler var mı diye.
    kulaklığım genellikle takılı oluyor. parça listemde ne varsa onlar çalıyor bir taraftan.
    kahvem bitince de kalkıp gidiyorum.
    evden çıkıp cafede tek başına oturmak biraz mantıksız gelebilir ama "tedbil-i mekanda ferahlık vardır" demişler. ben de öyle yapıyorum. bir parça daha iyi oluyor sanki.

  • 22.00-23.00 arası spor ve stres atacağız güya(halı sahada) orta alanı geçip sol kulvardan rakip oyuncuyu çalımlamamla kaleye doğru yöneldim 2-3 adım kala kaleye şut vuracak iken rakip oyuncu beni takip edip ve o hırsıyla itekledikten sonra çenem kalecinin dizine çarpar ve olay orada başlar.

    çenem açıldıkça açılır kan gelmeye başlar dişimden, baş ağrısı çoğalır çenemi kapatamayınca net konuşamasamda beni hastaneye goturun dedim.giderken arkadaşla konuşuyoruz yorumlaşıyoruz çıkmıştır falan diye dörtlü yakmış arkadaş ışıklarda durmaz düt düt gidiyoruz.

    bende acil birşeyimiz yok çıkmıştır artık yapcak birşey yok yavaş git diyorum ama bi yerden de ağırlık çökmüş beynim uyuşuyor uykumak istiyorum eşşek gibi neyse acil'e girdik sıra aldık falnn muayene edecek nöbetçi doktor gelip bastırmasıyla acili inlettim aaaaaaa diyerek tomografi filmi çektirdik.

    doktor bakıyor fotoğraf felan çekiyor biz merakla ne olacak diye beklerken yatış verin kırık var şook ben kötü oldum bi anda almaya geldiler beni tekerlekli sandalyeyle psikoljim o an değişti. kuşkular var kafamda. ameliyat nasıldı ki hiç oluşturamıyordum kafamda. soğuk üşürüm felan neyse yattık plak sipariş verilecek gelecek 2-3 gün içerisinde dediler hafta sonuna denk geldi.

    ameliyat günü geldi çattı. ameliyata hazırlık için deli gömleğim, bone ve galoş geldi. giydik onları da sandalyeye bindim ameliyata girmeden boş odaya aldılar serum aldığım iğne yerlerine bakıp küçük bu, büyük serum vereceğim deyip bana meğerse narkoz vercekmiş teyze yarım saat geçmedi aldılar ters bir şekilde kafam arkaya gelecek şekilde girdim.

    ameliyathaneyi göstermediler, ameliyathane nasıl biyer kaç kişiler.başımda iki kişi vardı görebildiğim doktorum yok stres korku biryandan konuşturuyorlar birtanesi olayın nasıl olduğunu soruyor anlatıyorum arkadan itekledi bayan sen niye ona ittirmedin diye :) imalı bir şekilde deyince hepimiz güldük vs.arkdamdan boynuma bir sıcaklık hissetmemle gitmişim.

    ameliyat 2 saat sürecek deseler de 4-5 saat sonra çıkmışım asansör çıkışında karşılamış ailem gözlerim açık ağzımdan kanlar akıyor ama hiç birşey hatırlamıyorum zerre kadar. ölü gibiymişim kendimi yatakta yatmış bir şekilde öksürerek karnım ful kan. sanki ağzım dolu o şekilde tükermek isteyerek uyandım.sadece yatıyorum hiç biyerim ağrımıyor ama beton gibiyim şişkin hissediyorum yüz çevremi. konuşmaya birşeyleri ifade etmeye çalışıyorum kimse anlamıyor senin yüzünden ailenin korku endişe stres yaşaması seni daha çok üzüyor o apayrı bir duygu zaten.bir şey ifade etmeye veya bir sey isteyeceğinde malum konuşamıyorsun diş etlerimde 8 adet çivi var. onların üzerinde çarpraz bir şekilde küçük lastikli toka büyüklüğünde lastiği geçirmişler çenem sabit kalması için tabi bunları sonraları öğreniyorum orası ayrı tabi.

    gelenlere hem seviniyorsun hemde haline üzülüyorsun çok değişik duygular. bir an önce eve gitmek istiyorsun enfeksiyon kaparım diyede çok korkmuştum, enfeksiyon olayınıda dedemden biliyorum 5-6 kez kalçadan ameliyat oldu oradan biliyorum. hemşireler 6 saate bir kontrol yapıp ağrı kesici yapıyorlardı sonradan bıraktılar. sorup istersem yapıyorlardı. onlarla da diyalog kurmakta zorlanınca hemşirenin birtanesi müsvette kağıtları not kağıdı gibi yapıp verdi ömrüm boyunca unutamam sanırım yazmaya başladım ilkokuldaki gibi bir ara sinirden kalemin ucunu da kırdık tabi.

    konuştuğumu net anlaşılacağımı düşünerekten neden anlamıyorsunuz diye stres yapıyorum. bir yandan da ağrı kesici istemiyorum ağrılarıma yavaş yavaş katlanmak istediğimden derken yarın çıkış verceğim dedi doktor. kontrole gelince diğersi gün çıktık. eczaneden ağrı kesici enfeksiyon için ağız fısfısı aldık eve geldim o rahatlık başka tabi süreç devam ediyor.

    çorbayı kemik suyuyla karıştırılıp pipetle yine muz karışık meyveleri 2 defa blender dan geçirip öyle içiyorum o şekilde bile takılıp lavaboya ikide bir gitmek çok zoruma gidiyordu çok sinirimi bozuyordu çok sıkmıştım kendimi dayanamadım anneme eşime kızmıştım 2-3 defadan sonra. sağa veya sola uyuyup kalmaktan çok korkuyordum ne bileyim eğri kaynar fln diye çok kasılıyordum boyun ağrısı oluyordu sürekli.

    3 hafta sonra gel demişti doktor randevuyu alıp gittim iyi çok güzel lastikleri çıkartabiliriz dedi. korkudan gözlerimi kapattım cımbız gibi bir aletle lastikleri çıkartıyor ama sanki çivileri çıkartıyor zor katlandım tamam kalkabilirsin dedi derin bi oh diyorum sonra aç bakalım ağzını diyor açıyorum ama bu şekilde olursa çenen kapalı kalır o şekilde mi kalmak istiyorsun diyor strese giriyorum korku başlıyor acaba açamam mı ! kalır mı bu şekilde diye. ben deneyeyim dedi doktorum eldivenleri giydi ağzımı gerdi ağrıyla beraber sesimi çıkarmadım ama direk rukü'ye gittim 5-10 sn. aklım çıktı sanki bu şekilde devam et açmaya 2 hafta sonra gel eğer iyi giderse çivileride alırız dedi. bizde eşimle beraber kapıya yöneldik odadan çıkmak için çıkar çıkmaz tansiyon gitti sanırım gözlerim karardı eşimin boynuna attığım gibi kolumu yükümü ona verdim terledim oturalım dedim direk 15-20 dk sonra kendime geldim.

    bu seferde çiviler kimisi çok içerde kimisi çok dışarda olduğundan çiviler yanağıma delik açmaya başladı pamuk koymaya başladım ama sürekli değiştirmek zorunda kaldım ağız kokusu, enfeksiyon oluşturur diye 3 öğün ve birşeyler içtiğimde ortalama 6-7 kere değiştiriyordum. 2 hafta geçti hastaneye tekrar gittim ben sanıyorum ki ofis ortamında çeker diye düşünüyorum meğersem tekrar ameliyathaneye girecekmişim lokal anestezi oldum kumanda söküp takıyor gibi bastırdılar çevirdiler vidaları sürekli konuşturdular ellerimle karnıma bastırıyorum ağrıdan alt çivilerin üstüne yanağımdaki et yürümüş cırtcırt kestiler, hissediyorum ama dayanabiliyordum dayan dayan derken bitti bitti diye öyle bir rahatlama geldi birde ağzımda hiç birşey kalmadı onun hissiyatı ile kuş gibi hafifledim ne lastik ne çivi iyi olcam hisleri kapladı.

    doktor bana 2 kaşıkla açmaya çalış dedi ama ben beceremedim ben sol işaret parmağımla ve sağ baş parmağımla her gün 2-3 kere zorlamaya çalıştım. ilk 2 hafta bir parmak 2 parmak boşluğunda açabiliyordum aylar geçtikten sonra açmaya başladım ama süreçlerin hepsinde çenemden kulağıma kulağımdan da beynime ağrı sızı gidiyordu 3-4 ay geçti şimdi rahat bir şekilde açabiliyorum. soğukta ve ara sıra aynı ağrıları hissedediyorum.

    sadece sabahları açmakta çok azda olsa bi kuru ve sertlik oluyor ilk su içmek veya kahvaltı yapacağımda ilk 2-3 lokma aldıktan sonra yumuşuyor. allahıma binlerce şükür daha iyi hissediyorum. doktor en az 1 sene ağrıların olur dedi benim içinde geçirdiğim ameliyat ve önceki ağrılara göre hiç takılmıyorum seneyi bitirmeye bakıyorum herkese sağlık sıhhat versin rabbim.

    klişe bir söz ama hayattaki en büyük hazinelerden biride sağlık'tır.

  • söylediği şeyi cidden savunuyorsa annesi hala kürtaj düşünebilir diye düşünüyorum. olay sadece bilinç ise

  • hayranlıkla seyrettiğim, saygılı, efendi, düzgün konuşan pırıl pırıl çocuklar. fakat merak ettiğim şu, bu çocuklar 1968-1970 doğumlu çocuklar belliki, yani şu an 50 yaş civarındalar. bu da demektir ki bu nesil hayatta, e amcacım, teyzecim nerdesiniz? niye bu halde bu ülke neden bu hale gelmemize izin verdiniz?