ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sedat peker'e hakan unvanı verilmesi
-
sedat peker'in hakan peker'e evrilmesiyle sonuçlanacak hadise.
ctrl tuşunu ceterele şeklinde telaffuz eden cahil
-
ceterele tuşunu ceterele şeklinde telaffuz eden cahil diye okudum.
cahilmişim. vay benim ağzıma sıçsınlar.
ama insan içinde olunca kontrol tuşu diyorum o daha kolay ve türkçe.
tc bakanının ingiliz bayraklı mont giymesi
-
aslinda onemsiz bir detay ama sunu yapan chp'li siradan bir milletvekili bile olsaydi beyaz tv'ye 2 haftalik malzeme cikmisti. bizim tosun osman da cok onemli bir seyler bulmus gibi "bu cehape zihniyeti" diye baslayan cumlelerle zirvalardi aksamlari.
berkay akbaş
-
10 aralık 2016 beşiktaş patlamasıda canını yitiren daha 19 yaşında gencecik bir çocuk. ülkeyi yönetenlerin ona layık gördüğü isimsiz bir ölü değil o. bir ismi var, bir ailesi var, bir hikayesi var. hayatının baharında kopardılar onu bu hayattan. geçen sene tıp fakültesini kazanmıştı, büyüyüp doktor olacaktı. artık olamayacak.
bu son 1 yılda patlamalarda hayatını kaybeden 2. tanıdığım oluyor. siz gerçekten de sadece tanımadığınız insanlar ölecek sanıyor olabilirsiniz, ama tanıdığınız insanlar da ölecek. alışmayın, alıştırmayın. öfkenizi azaltmayın.
recep tayyip erdoğan'a gazi unvanı verilmesi
-
ölsün, şehit ünvanı verelim. daha yüksek mertebe. ona da bu yakışır.
marmaray'ın ilk günde arızalanması için ne dediler
-
"olm elektriginiz var kesiliyor diye agliyorsunuz lan."
- somali basbakani
etekli ve çoraplı kızlar
-
tatlı küçük kızlar iğrençliğinden sonra ortaya çıkan bir başka mide bulandırıcı facebook sayfası. bu rezillikler bul bul bitmez, bitmiyor. kodumun ülkesinde bilişim ve siber suçlar ne işe yarıyor çok merak ediyorum. doğru onlar muhalif avındaydı değil mi?
pardon.
https://www.facebook.com/…lı-kızlar/519753628109149
not: sayfa kapandı:
http://tinypic.com/…php?pic=rbjk1y&s=5#.uptjmnjm4wk
şöyle korkunç capslere de sahiptir:
http://imgur.com/pf9rltj
http://postimg.org/image/6or7etpnl/
http://i.imgur.com/bqidqj7.png
http://i.imgur.com/33pnril.png
http://i.imgur.com/9a6e3ae.png
edit: şikayet edilmesi gereken yetkili birimlerin adresleri:
http://www.ihbarweb.org.tr/ihbar.php?subject=2
http://sibersuclar.iem.gov.tr/hiletisim.html
http://www.iem.gov.tr/iem/?menu_id=34
http://www.egm.gov.tr/sayfalar/ihbar.aspx
ayrıca;
(bkz: facebook'taki çocuk istismarcılarını ifşa ediyoruz)
yetkili birimler için ysduygu ve kaelthas sunstrider'a teşekkürler.
capsler için antonia chigurh'a ve ganjah'a teşekkürler.
edit 2: bunu hangi akla hizmetle gg olarak ispiyonlarlar ki?
edit 3: sayfa kaldırıldı, ihbar ve şikayet eden herkese teşekkürler.
doların yükselmesinin zararları
-
yerli ve milli ürün he mi.
peki şunu sormak lazım o yerli ve milli ürünler işlenirken fabrikalar, tesisler su mu yakıyor? elektrik yakıyor değil mi. buyurun biraz sektörel bakalım.
elektrik üretiminin 3 büyüğü, doğalgaz, kömür ve hidro'dur. elektrik fiyatları saatlik belirlenir ve bu bir şekilde ağırlıklı ortalamadan belirlenen tarife ile meskenlere ve doğrudan anlık maliyet ile sanayi kuruluşlarına yansıtılır (son kaynak tedariği deniyor)
şimdi yerli ve milli kömürümüz yok mu? var aslında ama verimsiz. ithal kömür kullanılıyor. üretimin hemen hepsi dolar endeksli. dolar arttığı her saniye elektrik daha pahalı hale geliyor.
peki hepsini rüzgar, güneş, su falan yapsak, hayat bayram olsa? ı-ıh neden çünkü yekdem var. yenilenebilir enerji kaynakları destekleniyor. süper. ama dolar bazında destekleniyor, neden çünkü borçlar dolar endeksli. yani suyla üretiyorum bedava diyorsunuz da şu anda mesela 1 mw 185 tl ise, devlet bunu 330 tl'den alıyor su vs olunca. aradaki farkı bilin bakalım kimden tahsil ediyor (tedarikçiden, tedarikçi de kullanıcıdan)
dolayısı ile dolar tık tık artıyor ya, her artışta o yanan lambalarınız, işleyen makineleriniz daha maliyetli dönmeye başlıyor. dükkanını açan hasan amcadan, dev sanayi kuruluşlarına herkes zarar ediyor.
tüm üretimi yerlileştirmek buradan tek çıkış yolu. ancak ne öyle bir altyapı ne de tesis var. sadece buna odaklansak herhalde 25-30 yıl sürer. kaldı ki yerli üretim destekleme mekanizması konuşuluyordu. tüketiciye değişen bir şey olmaz yani.
yazarların ömür boyu başına bela olacağı özelliği
-
bugun pediküru yaşlı bir teyzeye yaptırırken çok utandım. hemen bitsin istedim, kendime lanet ettim.
onu o yaşta çalışmak zorunda bırakan sistemi falan suclayamiyorum ben. oldu bittiye getirip eve kaçtım beli o gün biraz daha az ağrısin diye.
sırada bekleyen ergen gelip ablaya 'canim kaç kişi var' dedi mesela canım dedi. ben diyemem, bunlara takılırım.
peki bu özelliğim başıma nasıl mı bela, kurumsal iş hayatında yönetici olamıyorum. hayatımi cehenneme çeviriyorum, insan ilişkilerim tek taraflı berbat. samimiyetle bütün kalbimi acabiliyorum onlarda benim ağzıma siciyorlar.
keşke hepimiz yok olsak.