hesabın var mı? giriş yap

  • bilmem haberiniz var mı ancak 18 yaşını doldurmuş her bireyin seçilme hakkı vardır. ne sıfatla aday olacak diye soran olmuş. adam vekilin olmak istiyor başka sıfata gerek var mı. illa işadamı, mafya vs. olmasına alışmışsınız. normal insanların da milletvekili olabileceği gerçeği çok uzak gelmiş belli ki.

  • şöyle görüntülere hazır olun.

    aranızdan yalaka ve kaypak olmayanların ''neden bu afgan polislerinin hepsi türban takıyor'' sorusunu sorduğunu biliyorum. özgür irade olsa gerek, yersek.

    afganistan'da bir zamanlar taliban varken burka denen şeyin giyilmesi zorunlu idi. şimdi soruyorum, dünya'da buna benzer pek çok örnek varken, türkiye'deki gelişmeler bazı kesimlerce nasıl hafife alınabiliyor? kendilerini kandırdıkları gibi bizi de kandırdıklarını mı sanıyorlar? yoksa kendilerini de mi kandırmıyorlar, zaten istedikleri bu mu? kaypak oldukları için mi böyleler?

    tabi bir de ''türkiye'de türban zorunlu değil ki, sadece önündeki yasaklar kaldırılıyor'' diyecek olan sözde hümanist soysuz köpekler var. kendi de çok iyi biliyor aslında, insanların baskı ve zorlamalarla kapatıldığından, küçücük çocukların kapatılmasına ve okula bu şekilde gitmesine göz yumulduğundan, bir ülkenin böyle yavaş yavaş sinsice dönüştürüldüğünden haberdar.

    kadınlara hayvan muamelesi yapan ve buradaki yalaka, kaypak ve soysuz köpeklerin gıpta ile baktığı ülkeler, mesela malezya'da 2009 yılında dini ne olursa olsun tüm kadın polislere türban takma zorunluluğu getirilmiş. bana aynı şeyin 2019 veya 2029 yılında ülkemde de olmayacağının garantisini kim veriyor?

    dindar nesil yetiştirmek adına yasalara aykırı olduğu için merdiven altı yurtlar açıp çocuklara denetimsiz ortamda rahatça tecavüz edilebilecek ortamlar yaratan ensar vakfı'nın böyle reklamlar vermesi sizleri bir gram dahi endişelendirmiyor mu?

    cevap verebilecek olan varsa, beklerim.

  • bu; kafasına kask, kaskın tepesine de kamera takınca kendini bir bok zanneden pezevenkler oldukça toplumdaki 'motorcu' antipatisini yıkamayacağız.

  • epa'ya göre doğada 6 farklı tipte bulunabilen silikat minerallerinin genel adıdır asbest. her ne kadar kimyasal yapıları farklı da olsa; tüm asbest tipleri benzer biçimde her biri birer iğneyi andıran uzun, ince, lifsi kristallerden meydana gelmektedir.

    asbest türlerinin tamamı kanser yapıcıdır. osha yönetmeliklerine göre havada serbest haldeki asbeste maruziyet üst limiti 8 saatlik süre boyunca 0.1 f/cc (santimetreküp başına 0.1 fiber) olarak belirlenmiş olmasına rağmen, esasında asbestin tıbben güvenli bir maruziyet üst limiti bulunmamaktadır. diğer bir deyişle asbestin hoş görülecek, makul bir değeri yoktur.

    birbirlerinden kolaylıkla ayrılarak havaya dahi karışabilmelerine rağmen tek başlarına oldukça sert yapıda olan asbest lifleri, vücut tarafından hiçbir şekilde bertaraf edilememektedir. hayatının herhangi bir döneminde kısa süreli dahi olsa asbeste maruz kalmış herhangi bir kimsenin, ömrünün geri kalan kısmında solunum problemleri ile karşılaşma riski oldukça yüksektir.

    asbest, solunum yoluyla maruz kalınması durumunda akciğer zarı kanseri*, asbestoz* ve akciğer kanseri* oluşumuna zemin hazırlar. deri ya da göz ile teması durumunda tahrişe sebep olur. cilt ile teması durumunda kana karışabilen asbest bu yolla karın zarı kanserine* de sebep olabilmektedir. asbest liflerini temas ettiği vücut dokusundan tamamıyla arındırmanın bir yolu yoktur. kısaca asbest maruziyeti geri döndürülemez, telafi ve tedavi edilemez.

    yüksek mukavemet, ısı yalıtımı, elektrik yalıtkanlığı, yanmazlık, esneklik, düşük maliyet gibi birçok mucizevi artısı olması sebebiyle geçmişte oldukça popüler bir yapı malzemesi olan, 1930 ila 1970 yılları arasında tüm dünyada yoğun miktarda kullanılmış olan, sıradışı avantajları sebebiyle inşaat sektörünün yanı sıra fren diskinden tost makinesine, buzdolabından aspiratöre kadar birçok ürünün imalatında tercih edilmiş olan asbeste günümüzde ne yazık ki hala birçok meslek grubu çalışanı maruz kalmaktadır. adao verilerine göre, amerika birleşik devletleri'nde görülen tüm meslek kaynaklı kanserlerin %54'ünün sorumlusu asbesttir.

    asbest maruziyetini minimuma indirmek amacıyla kullanılması elzem olan başlıca koruyucu ekipman respiratördür. kullan at maskelerin yanı sıra değiştirilebilir kartuş ve filtreli respiratör modelleri de bulunmaktadır. suratın tamamını ya da yarısını koruyan tekrar kullanılabilir respiratörler ile birlikte maruziyete uygun filtrenin de ayrıca seçilmesi ve satın alınması gerekmektedir. bir maskenin ya da respiratör filtresinin kişiyi asbestten koruyabilmesi için amerikan niosh standartlarına göre p100, yahut avrupa standartlarına göre p3 sınıfına ait olması gerekir. bir filtrenin bu iki sınıftan birinde olması, havada bulunan .3 mikrondan büyük herhangi bir zerrenin %99.95 ihtimalle filtre tarafından tutulacağı anlamına gelir. p2, p95 gibi daha düşük sınıflardaki maske ve filtreler asbest maruziyetine karşı koruma sağlayamaz. dolayısıyla, asbestten koruması amacıyla maske satın alırken p100, p3, fffp3 sınıflarından birine ait olup olmadıkları kontrol edilmelidir. kimi filtreler açık halde bulunup suya ve dış etkilere karşı korunmasız bırakılmış iken, kimi kartuşlu modeller filtreyi ıslanmaktan korumakta ve bu sayede daha uzun bir kullanım ömrü vadetmektedir. respiratörün, kullanım esnasında içeriye hiçbir yerden hava sızdırmaması gerekmektedir. bu sebeple doğru boyutta respiratör satın almak büyük önem arz etmektedir. respiratörün surata tam olup olmadığını anlamak için test kitleri mevcuttur. aynı kaygılardan ötürü, sakalları kesmeden respiratör kullanmak naifliktir, trajikomiktir.

    aşağıda 3m tarafından üretilen ve önerilen bazı respiratör modellerinin linkleri bulunmaktadır. moldex, honeywell north gibi diğer markalara ait modellere de bakılabilir. bunların bir kısmı türkiye'de iş güvenliği malzemesi satan firmalardan temin edilebilirken, bir kısmı yalnızca yurt dışından temin edilebilir durumdadır.

    3m 6000 serisi
    3m 7500 serisi
    3m 2091 respiratör filtresi
    3m 60921 respiratör kartuş/filtre
    3m 9332 kullan at tipi maske

    her kullanımdan sonra respiratörün durumunu kontrol etmek ve temizliğini yapmak gerekmektedir. temizlik işlemi titizlikle yürütülmelidir. öncelikle respiratör üzerindeki kartuş veya filtre çıkarılmalı, devamında respiratör 50 dereceyi geçmeyen temizlik solüsyonuna daldırılmalı, daha sonra çamaşır suyu eklenmiş suya daldırılarak dezenfekte edilmeli ve durulanarak kurumaya bırakılmalıdır. bu, 3m firmasının kendi web sitesinde önermiş olduğu temizlik prosedürüdür.

    bir filtre, artık rahat biçimde nefes almanıza engel olmaya başlamış ise o filtrenin ömrünü doldurduğundan emin olabilirsiniz. öte yandan, herhangi bir biçimde hasar görmüş bir filtreyi kullanmak asbest maruziyetine davetiye çıkarmaktır.

    asbestten tam anlamıyla sakınabilmek için yüzün tamamını kapatan bir respiratörün yanı sıra koruyucu giysi ve eldiven de kullanmak gerekir. asbest ile kontamine olan kıyafetlerden kurtulmadan evinize giremezsiniz. havada serbest halde bulunan asbest rüzgar ile olduğu kadar insanların kıyafetlerine tutunarak da taşınır. sözgelimi, asbestli ortamda çalışmak durumunda kalan bir kimse yeterli önlemi almadığı takdirde evde kendisini bekleyen ailesinin sağlığını da tehlikeye atar. hiçbir önlem almadan 6 ay boyunca asbeste maruz kalan bir işçinin ilkokula giden çocuğu, geleceğin akciğer hastalıkları adayıdır.

    eğer ölçümler gerçeği yansıtıyor ise ankara'da meydana gelen bu felaketten maske kullanarak, filtre sipariş ederek, camları kapatarak paçayı kurtaramazsınız. göz göre göre bu zehre maruz kalmak delilik, çocukları bu zehre maruz bırakmak caniliktir. ankara halkının bu akıl tutulmasınan bir an evvel sıyrılıp eyleme geçmesi gerekmektedir. ilgili kurumlar, bugünden itibaren her gün şehrin muhtelif yerlerinden numuneler almak, ölçümler yapmak ve kamuoyunu bilgilendirmek mecburiyetindedir. maltepe'deki sıfır noktasının etrafındaki dört kilometre çaplı alanda yaşayan insanlar bir an evvel tahliye edilmelidir ve bölge karantina altına alınmalıdır. ankara'da insanlık suçu işlenmiştir, sayısız insanın ciğerlerine hastalık tohumları ekilmiştir ve maruziyet hala devam etmektedir. sorumlulular yargılanmalıdır.

    kaynakça:
    https://www.cancer.gov/
    https://www.epa.gov/asbestos
    https://www.asbestos.com/
    https://mesowatch.com/
    https://www.mesothelioma.com/

  • burda bu başlıkta yazılanları okuyunca, anamın da izmirli olduğu için, yollu olduğunu öğrendim. gideyim bıçaklayayım da yiğit has anadolu erkeği olduğum belli olsun.

    tanım; diğer anadolu kızları gibi iyidirler hoşturlar.

  • türkiye birileriyle gurur duyarken ben o tadı alamıyorum. gurur duyulanlar değişiyor; bazen bir katil bazen bir siyasi bazen bir sporcu. gurur duyanlar değişmiyor. elvan söz konusu olunca gurur duyan kitle değişiyor ve açıkçası elvan ile gurur duymanın en güzel tarafı bu..

    kabul etmeliyiz, bu zamanın başarılı türk sporcularına benzemiyor, uzaktan türk olduğunu düşünmeyenler yakınlaştıkça böyle bir ihtimali kaale almıyorlar. başarılı olmuş türk sporcusunun temel özellikleri vardır. başarılı olduktan sonra uzatılan mikrofonları affetmezler. allah affeder rambo affetmez diyenler bizim sporcuların zafer sonrası demeçlerini hiç dinlememiş kişilerdir. türk sporcusu; önce devlet büyüklerine teşekkür eder daha sonra bir tarihteki başarısızlığından dolayı o'nu eleştirenlere sallamaya başlar. ikinci olan sporcumuz ise birinciyi geçebileceğini lakin hakemin, zeminin, rüzgarın, sakatlığının bunu engellediğini söyler. doping kontrolünden kaçıp bütün dünyanın kendine düşman olduğunu iddia eder.

    elvan ise yarışma bittikten sonra süratinin bu kadar olduğunu söylüyor. geçen sene dünya şampiyonasında ikinci olduğu için kimse karşılamaya gitmedi. onlara laf söylesen bir daha yapamazlar ama yok söylemiyor. yahu "devlet bana destek olsun birinci olurum bu daha ne", diye açıklama yap geleceğini kurtar, dört sene yatarsın sonra sakatlanırsın.. bunu da demiyor.

    bir iş yapmanın saadeti ile türk bayrağı ile pisti turluyor ve baklava istiyor, mümkünse..

    zeki,çevik ve ahlaklı sporculara benziyor.. o koşarken mutlu oluyorum, kazanınca seviniyorum, benimle beraber sevinmeyip aaa bu türke benzemiyor diyenleri görünce daha da seviniyorum.. benim milli atletim bu.. ay yıldızlı forma, madalya, baklava.. hepsi helal olsun.

  • ç: çocuk, 3 yaşında, dişi
    b: bob, yani ben
    a: çocuğun annesi, benim ablam
    mekan: seyir halindeki arabanın arka koltuğu

    b: (çocuğun elindeki tüylü ve biçimsiz oyuncağı göstererek) ay oyuncağın çok tatlıymış adı var mı?
    ç: (önde oturan annesine yönelerek) anne biz dışarıda mıyız yoksa içeride mi?
    a: dışarıdayız ama biz bize olduğumuz için de içeride sayılırız.
    b: bunun oyuncağın adıyla bir alakası var mı?
    ç: bunun adı aslında tüylü bok. ama biz dışarıda ona tüycük diyoruz.
    b: anladım.

  • eliminasyon diyeti için diyetin kısa ama diyet sonrası uygulamanın neredeyse sonsuzluğa giden bir yolculuk hissi uyandırdığını söylemek oldukça mümkün.

    çok uzun zamandır aklımda olan ama bir türlü denemek için gerekli motivasyonu oluşturamamışken 21 gün çoktan geride kaldı. ayrıca yalnız sizin motivasyonunuz da yeterli olmuyor en yakınlarınızın da buna destek vermesi mühim. neyse ki bu konuda oldukça şanslıydım. ancak sosyal ortamlarda uygulamanın zor olduğunu söylemem gerek. iş çıkışı arkadaşlarla görüşelim, kaçamak yapalım rutinlerinde oyunbozan oldum biraz. her yere evden hazırladığım yiyeceklerle gittim.

    benim için en zorlayıcı yasak kahve oldu. bir dönem kafeinsiz kahveye geçmiştim ama rutinde neredeyse hiç kahve içmediğim gün olmamıştır. bazı günler 5-6 fincana kadar çıkıyordu ve birden hiç olmaması bende ilk hafta ciddi baş ağrıları yarattı. ve tabii gerçekten ilk günler insan ne yiyeceğini bilemiyor. yasak listesi öyle uzun ki ne yemeği planlasam içerisinde bir yasak grup barındırıyor. ama birkaç gün sonra sisteme çabucak alışıyorsunuz.

    eliminasyon için aslında çok fazla argüman var ortada. yapacağınız program ise kendinizi tanımaktan geçiyor. örneğin sadece üç grubu çıkarıp daha kolay yöntemlerle de başlayabilirsiniz. şeker, gluten ve süt ürünlerini çıkarmak daha kolay bir başlangıç olabilir. ama tam bir sonuç elde etmek istiyorsanız tüm yasak gruplarına uyarak tam kapasite bir diyet yapmanızı öneririm. bu program kilo vermek için gerçekleştirilmese de (çünkü porsiyon kısıtlaması yok) ister istemez kilo veriyorsunuz. programın sonunda üç kilo verdim. ayrıca genel bir sağlık hali amaçlanan, bundan dolayı eğer daha önce egzersiz yapmıyorsanız başlamak için mükemmel bir zaman. eğer rutinde zaten spor yapıyorsanız da protein alımınızı dengede tutmaya çalışın. sadece yiyeceklerden bedeni arındırmak da değil üstelik amaçlanan. günlük hayatta kullandığımız tüm içeriklerin bize zararını ortadan kaldırmak. bunun içinde plastikten arınma, kimyasal maruziyetini olabildiğince azaltmak yer alıyor.

    bazı kaynaklarda pirinç, mısır, yulaf gibi yiyecekler gluten içermediği için serbest gibi görünse de aslında bu grupta saydıklarım glutenmiş gibi davranarak sizde hassasiyet yaratabilir. diyet boyunca tüketilmemesi en doğrusu olacaktır. bunların yerine tercih edilecekler; kinoa, amarant, teff şeklinde sıralanabilir.

    lektin maddesi içeren yiyecekleri eğer çıkarmak çok zor oluyorsa bunu da bakliyatları ve tahılları filizlendirme yöntemi ile sağlayabilirsiniz. filizlenmiş bakliyatlardan ve tahıllardan lektin maddesi %85 oranında azalmaktadır.

    diyet sonunda ise bu beslenme şekline fazlasıyla alıştığınızı fark ediyorsunuz. şimdi yeni yeni bazı yiyecekleri hayatıma dahil ediyorum ve bazı grupların ciddi şekilde bende hassasiyet yarattığını görebiliyorum. bu yiyeceklere karşı daha dikkatli olmak, vücudumuza neler yaptığını bilmek noktasında kesinlikle çok ciddi bir bilinç oluşturan diyet olduğunu söylemek mümkün. ve bence her insanın hayatında bir kez denemesi gereken diyet şekli. benim için diyetin en güzel yanlarından biri ise bırakmakta zorlandığım kahve ile aramızın bir hayli açılması oldu. hafta da bir ya da sadece özel anlarda bana eşlik edecek diye bir karar alarak devam ediyorum şimdi.

    ayrıca bedeni ciddi anlamda sarsan bir program olduğu için mutlaka diyet sonrasında kan tahlili vererek kontrollerinizi gerçekleştirmenizi tavsiye ederim. diyet sonrasında birtakım vitamin takviyelerine ihtiyacınız olabilir.

    diyet için yararlandığım ve faydalı olacağını düşündüğüm kaynaklar :
    1, 2, 3, 4

  • piyasada neredeyse tekel olduğu için istediği gibi at koşturan ismi türk aslı arap olan bu firmaya karşı (bkz: türk telekom yeni kotasız internet tarifeleri) yüzünden başlaması gereken protestolardır.

    tüketici olarak onların istediği fiyati ödemediğimizde davalık oluyorsak onlar da parasını ödediğimiz hizmeti bize sunmadıklarında buna karşı bir yaptırımla karşılaşmalı normalde ama şimdiye kadar hiçbirimiz sesimizi çıkarmadık.

    türkiye şartları demekten hizmet alamamaya göz yumduk ama şimdiye kadar hiç kimse düzgün hizmet alamamışken hükümetin çıkardığı yasa sonrası böyle fahiş fiyatlar çekebilme lüksüne sahip olan bu firmaya tüketici olarak tepkimizi en güzel şekilde dile getirmeliyiz.

    öncelikle türk telekom telefon hattı kullanan bütün arkadaşların bunu iptal edip turkcell veya vodafone alternatiflerine yönelmesi (ki hizmet kalitesi olarak en kötü operatör türk telekom)

    ardından çağrı merkezleri ve sosyal medya hesaplarını yağmura tutmak ve tepkimizi en ağır şekilde dile getirmeliyiz.

    başka fikri olan yazarlar da belirtmeli ki bu haklı protestomuzda artık hakkımızın yenmesinden ne kadar bıktığımızı bilsinler!

    bu bardağı taşıran son damlaydı!

    edit:

    (@pasolog) da özel mesajdan her eyleme destek olacağını belirtti ve bu yüzden ona da teşekkür editi yapmak istedim

    (#84274661) toplu olarak rekabet kuruluna şikayet etme fikri geldi ancak bu tepkimiz sadece fiyatlara değil, fiyatlardan önce altyapıya herhangi bir yatırım yapılmamış olması ve istanbul'da dahi hala 8 mbps internet satıp 4 mbps hizmet verilen yerlerin çoğunlukta olmasınadır. ancak yine de bu fikrin de değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum

    edit2: banka araplar sualtı kabloları tartışmalarına kaymayalım diye o arkadaşların yazdıklarını kaldırdım.