hesabın var mı? giriş yap

  • bi entry giriliyor hemen üstüne ama şunlar daha az alıyor yeaacılar hazır bekliyor,ne geldiyse başımıza bu yavşaklardan geldi. hakkını arayana ilk engel yönetenlerden idarecilerden patronlardan önce bunlar.

    tanım: türk eğitim sistemindeki kara lekelerden birine örnektir.

  • diyanetin her an kapatılmasına sebep olabilecek açıklama.

    edit: hiçbir güç kapatamazdı ama adnan hocam başarabilir. hadi hocam göster gücünü bakalım. gücüne inandır bizi kapındayız.

  • iki sene önce.
    cerrahpaşa'ya yatıyorum.
    teşhis kötü, tanı kötü..

    cerrahpaşa geceleri karanlık, ıssız. aylarca yatıyorum, duvara görünmez çentikler atarak. on adım sayıyorum odamda, ayağa kalkabilsem on adım atarım odadan çıkmak için. ayağa kalkabilsem, şu pencereyi olsun açabilsem, yıldızları görebilsem... oysa odam çamaşırhaneye bakıyor, biliyorum.

    gece ıssız, gece uğursuz gibi sessiz. telefonuma bir mesaj düşüyor, tanrı'nın tesadüfler yoluyla benimle eğlendiğini düşünüyorum. deliler gibi ağlıyorum sonra, sonra gülmeye başlıyorum halime.

    "volkan konak- cerrahpaşa şarkısını xx kontöre cebine indir" diyen bir spam telefona düşen. inanır mısınız indiriyorum sittin kontöre, zil sesi yapıyorum. " cerrahpaşa'ya koydum canımın yarısını " diyecek kimsem olmadığı için o vakit, anamdan başka, daha bir ağlatıyor şarkı...

    orada öyle ince, öyle derinden anladım ki ben bu adamı. acısını acıma karıştırıp öyle bir ağladım ki, kimseler duymadan öyle feryatlar çıktı ki ağzımdan.

    şimdi her halta inat ayaktayım, şükür. cerrahpaşa'da değil, evimdeyim ama.. öyle bir anladım, öyle bir sevdim, öyle bir acısına ortak oldum, öyle bir ağladım ki bu adamla. işte bu yüzden tüm sikko anketlerde, ne zaman kim sorsa "en sevdiğin sanatçı kim?" diye, hep volkan konak derim. içten, yürekten söylerim, öyledir.

    az evvel cerrahpaşa'yı söyledi yine.
    öyle güzel söyledi ki...

  • "koymak da istiyorum ama nazar değer diye de korkuyorum. ama koymam da lazım yani sosyal medya bu çocuk doğurdum lan o kadar, koycam tabi. ama suratını kapayım ben nolur nolmaz şimdi. "
    çelişkileri ile gerçekleştirilen eylem.
    koyma amık o zaman, deli mi ne

  • sabah annem 8 gibi uyandırdı, anneanneni aradım ama açmadı bir gidip bak diye. daha önce de ulaşamadığımız çok olmuştu yine öyle sandım. yataktan çıkıp koşa koşa gittim. anahtarım olmasına rağmen her seferinde kapıyı çalardım ama bu sefer çalmadım, neden bilmiyorum. içeri girdim annenannem yatıyordu. seslendim yavaşça, sonra tekrar seslendim, duymadı. yanına gittim, omzuna dokundum uyansın diye, uyanmadı. o zaman farkettim bir daha uyanmayacağını.

    annemi arayıp haber verdim ve balkona çıkıp bir sigara yaktım.

    cuma günü aramıştı beni, bana ‘2 ekmek ve yoğurt alır mısın’ diye. ‘senin aldığın yoğurt çok güzel oluyor yine aynısından al’ demişti. yoğurt geldi aklıma, acaba yemiş midir diye düşündüm. bakmak istedim ama cesaret edemedim.
    4-5 sene önce bir gün aramıştı. ‘müsait olduğun bir zaman gel sana bir şey vereceğim ama annene bile söyleme’ demişti, hemen gitmiştim yine. eski bir köstekli saat çıkarmıştı, dedesinin saatiymiş. ‘o kadar torunum var ama buna en iyi sen bakarsın, sende dursun demişti’, duygulanmıştım.
    haftada 1 bazen 2 kere uğrardım ihtiyacı var mı diye. konuşurduk, mahalledeki olayları anlatırdı. ‘işlerin yolunda gitsin diye her gün dua ediyorum ben sana, derdi. belki bu sefer yolunda gider be anneanne diye geçirirdim içimden. allaha bile inanmayan ben dualardan sonra zırhımı giymiş gibi çıkardım o evden, kendimi yenilmez hissederdim. artık zırhım yok, yenilebilirim.
    şimdi o da gitti.

    edit: yüze yakın mesaj aldım, hepsini okudum ama hepsine cevap veremedim kusura bakmayın. iyi dilekleriniz için teşekkür ederim, güzel insanlarsınız.

  • açık açık halkın parasıyla kumar oynadığını itiraf etmiş.

    devamında “ peki bu modeliniz ya tutmazsa “ sorusuna
    “türkiye’ye zarar verdiğimi düşünür, üzülürüm”
    demiş . iyi mi …
    ponçikliğe bakar mısın, üzülürmüş…
    fıkralarla yaşıyoruz.

  • ekşi sözlük yazarlarının değil ekşi şeyler tırıvırı limited şirketinin vekili olan ve bunu altını çize çize yüzlerce kez söyleyen kanzuk nickli avukat, fatih altaylı'ya karşı yazarların değil şirketinin itibarını korumak için açtığı tazminat davasını kazandığını duyurduğunda etrafını sarıp mal mal alkış tutan zebralar.

    bu zebralar o kadar maldır ki; kanzuk onlara karşı sözlükte yazdıkları herhangi bir yazıdan dolayı, fatih altaylı, ahmetoğlu hasan veya mehmetoğlu hüseyin dava açtığında hiçbir şekilde ilgilenmeyeceğini söylediği halde hiçbir karar haklarının olmadığı bir şirketin davayı kazanmasından mutlu olurlar.

    bu zebralar o kadar maldır ki; yarın çok güçlü birileri avukat ordusuyla onları kişisel olarak dava ettiğinde ki, fatih altaylı yahut başka bir ekşi sözlük şikayetçisi son olanlardan ekşi şirketi yöneticilerinin onlara verdiği bu açık mesajı almadıysa tüm lafları haketmiş demektir, kapısına binbir türlü hukuki cihazla donanmış avukatlar dayandığında piç gibi ortada kalacağını anlamadan alkışlar durur başkasının davasını.

    bu zebralar o kadar maldır ki; kazanıldığı ilan olunan tazminat tutarının, çeşitli davalarla uğraşan sözlük yazarlarının masraflarını karşılamakta kullanılmak yerine bir hayır kurumuna bağışlanmasının, ekşi şeyler limited şirketinin kurumsal imajının parlatılması, medyada yerleşik fatih altaylı düşmanları sayesinde ekşi sözlük ve sahiplerinin reklamının yapılmasını amaçladığını bile anlamazlar.

    serdar-ı ekrem aslan kanzuk paşa sen az bile yapıyorsun bu mal zebralara.

  • hedefleri bir garip operasyon. istanbul'un belki de en tontik, en chp'li, en kedici mahallesinde oturuyorum. işten eve gelirken 3-4 polis arabası ve ellerinde silahlarla tem polislerini görmüş anlam verememiştim. abi bizdeki en büyük terör kedi kısırlaştırma meselesinden çıkıyor burada ne işiniz var ya?
    kahrolsun federaller.