ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
28 eylül 2019 galatasaray fenerbahçe maçı
-
bir hafta boyunca yoğun goygoyu yapılacak, 298 ülkede canlı yayınlanacak ve 0-0 bitecek müsabaka.
fonda kadıoğlu zeybeği çalan garanti reklamı
-
kepazelik.
linki şu: http://www.youtube.com/watch?v=pmcqrzl3kkq
mesajı da şu:
sevgili çoban çocuk,
ne kadar yazık sana. öyle oğlaklarla, oksijenli havada, taş dizerek filan köylü köylü yaşıyorsun toz toprak içinde. ay kıyamam dişi de yok ne tatlı! halbuki köyüne gelip toprakları dinamitlesek, savrulsan şöyle bir. şaşkın şaşkın bakmana aldırmadan, sen ne olduğunu anlamadan gökten demirler, betonlar yağdırsak, asfaltlar döşesek her yere, egzoz egzoz kokutsak ortalığı ne güzel olur. çok iyiyiz değil mi? her şey senin için çoban çocuk. senin iyiliğin için. sen modern ol, öyle pisilkelköylü olma diye. toza toprağa belenme diye. taşları üst üste dizeceğine legoları diz, plastik topunla oyna, saf keçi kaymağı yiyeceğine e330 içeren algida ye diye. sonra da kirlenmek güzeldir diyip, sana debelenecek bir parça çimen ekelim kapının önüne, ona da "çimlere basma" diye tabela yazalım, basama diye. o içine ışınlandığın dublekse annen temizliğe gitsin, sana da "varoş" diye gülebilelim diye. o filmin başındaki böceği de detan böcek yemiyle yuvasında öldürelim, o çalıyı da keselim yerine ithal bahçe düzenlemesi yapalım da ihya ol diye. çünkü sen milletin efendisisin, efendi efendi otur şehirde diye.
şehirleşme ne kadar muhteşem bir şey bilemezsin çocuk. bunu tartışmaya bile gerek yok. konya ovası'nın yüzölçümünden de utanmadan buğday ithal etmek ne şahane. iki kelimeyle gerçek oluyor bu: tarım politikası. (başka öyle sihirli şeyler de var üç harfli, sen cahilsin, bilmezsin. abd var, imf var, akp var.) senin karnını çobanlıkla, çiftçilikle doyurmanın yollarını arayacağımıza seni, kendini bile köyünden, köylülüğünden tiksindirecek, gecekondulara imrendirecek kadar fakir, mahrum, cahil bırakmak ne harika. şehirde bin beter fakirliğe, mahrumiyete, cehalete mahkum etmek ne gorgeous! ama merak etme, sana kredi vereceğiz. faiziyle alacağız. ödeyeceğim diye sefil olacaksın. ne müthiş değil mi? çünkü biz "türkiye’nin potansiyelini gerçeğe dönüştüren banka"yız. sen gerçek değilsin, yoksun, potansiyelsin. seni gerçeğe dönüştüreceğiz. ne süperiz.
ay çok şirinsin. o önüne düşen tuğlayı da kafana attıydık, isabet etmedi. kusura bakma, olur mu.
seni seven,
g.b.
18 temmuz 2022 kyk faizlerinin silinmesi
-
neyse biz çalışan eşeklerin üzerine biraz daha yük bindi.
mehmet aslantuğ
-
sene 2003, arkadaşlarla beraber ortaköy'deyiz. havadan sudan konuşurken biri "aaa!" diye bir tepki verdi. tabii hepimiz şaşkın bir halde onun baktığı yöne doğrulttuk bakışlarımızı ve mehmet aslantuğ'un arkadaşlarıyla birlikte yemek yediğini gördük.
o zamanlar bir istanbul masalı diye bir dizide oynuyordu ve kızlar çok severdi kendisini. gruptaki tek erkek ben olduğumdan arkadaşlar beni elçi tayin edip kendisinden bir fotoğraf için talepte bulunmamı istediler. yemek masasındaki birini fotoğraf için rahatsız etmek doğru gelmese de, kızların gönlü olsun diye isteksiz bir şekilde yaklaştım masaya.
yanına geldiğimde kızları göstererek, "mehmet bey afiyet olsun, arkadaşlar sizinle fotoğraf çekilmek istiyorlardı ama..." dedim ve cümlemi bitirmeden, "tabii ki" diyerek yerinden kalktı, restorandan çıktı ve yanımıza kadar geldi.
o zamanlar çok popüler bir insandı. "ulan herkesle fotoğraf çektirse ohoooo" diye düşünmüştüm ama yanıltmıştı beni.
buradan tekrar teşekkür ederim kendisine o gençleri kırmadığı için.
edit: #105392349
celal ile ceren'e 1 vermenin organize suç olması
-
(bkz: imdb-c)
hiçbir fikri olmayıp ekşi sözlük'te yazar olmak
-
benim lan bu.
tek amacım var burda zaman geçirmek. ne aydınlanmaya geldim ne aydınlatmaya.
jeyan mahfi
-
unutulmaz bir ses. oynadigi yapimlar - (14 film)
sahra 2004
yadigar 2004
ekmek teknesi 2002
tatlı hayat 2001
dadi 2000
gurbetciler 1996
sehnaz tango 1996
bozkurt obasi 1954
beklenen sarki 1953
ucuruma dogru 1949
efsuncu baba 1949
gençlik gunahi 1947
seven ne yapmaz 1947
allahın cenneti 1939
turkan soray seslendirmesi:
kuskun cicek 1979
acele koca aranıyor 1975
senlik var / bal kiz 1974
yuregimde yare var 1974
dert bende 1973
mahpus 1973
sultan gelin 1973
yalanci / cok yalnizim 1973
cile 1972
sisli hatiralar 1972
vukuat var 1972
zulum 1972
bir genç kizin romanı 1971
bir kadin kayboldu 1971
gelin cicegi 1971
melek mi seytan mi? / asrin kadini 1971
sevmek ve ölmek zamani 1971
yedi kocali hurmuz 1971
mavi esarp 1971
aglayan melek 1970
arim balim petegim 1970
birleşen yollar 1970
bülbül yuvası 1970
fosforlu cevriye 1969
gunah bende mi ? 1969
kolen olayim 1969
sana donmeyeceğim 1969
seninle olmek istiyorum 1969
hapishane gelini 1968
vesikalı yarim 1968
altin küpeler 1966
el kizi 1966
kenarin dilberi 1966
meleklerin intikamı 1966
meyhanenin gülü 1966
elveda sevgilim 1965
garip bir izdivac 1965
seven kadin unutmaz 1965
ekmekçi kadın 1965
gençlik rüzgarı 1964
kader kapıyı caldı 1964
kızgın delikanli 1964
calınan ask 1963
badem şekeri 1963
beni osman öldürdü 1963
bütün sucumuz sevmek 1963
iki kocalı kadın 1963
ask yarışı 1962
dikmen yıldızı 1962
sevimli haydut 1961
utanmaz adam 1961
siyah melek (zincirler kırılırken) 1961
köyde bir kiz sevdim 1960
jet motoru
-
bu motorların çalışma prensibinden bahsedilmiş yukarıda. ben de motorların efficiency'sinden ve neden günümüzdeki jet motorlarının* geçmiş motorlara* göre giderek büyüdüğünden bahsetmek istiyorum.
kısaca özetlemek gerekirse, jet motorlarının çalışma prensibi "momentum korunumu" yasasına dayanır. havanın kütlesinin, girişteki ve çıkıştaki hız farkı bizim "itme kuvveti" dediğimiz bir "thrust" oluşturur bu thrustta uçağımızın havada karşısına çıkan engellerden biri olan "drag" kuvvetinin aşılmasını sağlar.
attığım fotoğrafları karşılaştırdığınızda eski olan motorumuz (bkz: boeing-747)'nin günümüzdeyi temsilen attığım motor (bkz: boeing-787)'nin jet motoru. fotoğrafa baktığınızda bariz bir motor hacmi büyümesi göze çarpıyor. büyük motor demek büyük kütle demek. peki havacılıkta büyük bir kütleye sahip olmamız bizim işimize geliyor mu? cevabı hayır. peki neden motorları büyültmeye çalışıyoruz? cevabı aslında basit. motordan gelen kütle kazancımızı harcadığımız yakıttan kurtarmaya çalışıyoruz. yani mesafe başına harcanan yakıt miktarımız azalıyor. peki bu ne demek? motoru büyülterek motorumuzun "efficiency"sini yani "verim"ini artırıyoruz. peki neden verimi artıyor?
bildiğiniz gibi verimin en basit formulü = output power/input power = (kazanılan enerji/sistemden çıkan net enerji) şeklinde özetleyebiliriz. jet motorlarının verimini de basit bir şekilde hesaplayabiliriz. motorun girişindeki havanın hızına v0 diyelim (mühendislik hesaplarında havanın hızı uçağın uçtuğu "airspeed" olarak alınır.) ve jet motorundan çıkan havanın hızına da vj diyelim. saniye başına motora giren havanın kütlesine de m diyelim. o halde bizim havamızın kinetik enerji değişimi = 1/2*m*(vj^2-v0^2) diyebiliriz. bu enerji değişimi bizim sistemimizdeki toplam enerji değişimi olarak alırız. peki output powerimiz yani kazandığımız iş bu durumda ne olur? cevabımız basit , thrust force * v0 dır. (thrust force'a kolaylık olsun diye t diyelim.)
o zaman son durumda elimizde nasıl bir oran oluşuyor ona bakalım.
(t*v0)/(1/2*m*(vj^2-v0^2))
daha önceden thrust force yani itme kuvvetinin havanın momentum değişiminden kaynaklandığını söylemiştik o halde thrust force'u şu şekilde yazabiliriz. t= m(vj-v0) o halde denklem şu hale gelecektir.
(m*(vj-v0)*v0)/(1/2*m*(vj^2-v0^2)) aynı zamanda (vj^2-v0^2)= (vj+v0)*(vj-v0) şeklinde yazıp gerekli sadeleştirmeleri yaptığımızda denklemimiz;
efficiency=verim= 2v0/(vj+v0) her tarafı v0 a böldüğümüzde denklemimizin son haline erişiriz.
verim = 2/(1+vj/v0)
denklemdeki tek parametreler vj ve v0 yani uçağın uçtuğu hız ve jet motorundan çıkan havanın hızı. jet motorundan çıkan havanın hızını girdiği hıza yaklaştırdığımızda motorumuzun efficiency'si %100 e ulaşıyor ancak şöyle bir sorun var. havanın çıkış ve giriş hızı eşit olduğunda motor herhangi bir itme kuvveti üretemiyor çünkü momentum tamamen korunuyor ve herhangi bir itme kuvveti oluşmuyor bu yüzden motor, drag kuvvetine karşı herhangi bir şekilde itme oluşturamıyor yani motorumuz çöp evet. dolayısıyla jet motorunun çıkış hızını v0 yaklaştırmak işin kolay kısmı. zor kısım, drag'ı aşmak için gereken itme nasıl sağlanır?
bu nedenle günümüzde jet motorları çıkış hızını motorun girişteki hızına olabildiğince yaklaştırmaya çalışır. jet hızını olabildiğince düşük tutmaya çalışarak verimi artırır ancak bu da thrusttan bir kayıp doğurur. bu kayıbı önlemek için de tek yol, "motorun hacmini artırmak". nasıl dediğinizi duyar gibiyim. momentum formulümüze tekrardan bakalım
t = m*(vj-v0). jet hızından oluşan kaybı, saniye başına motora giren havanın kütlesini artırarak tabiki. ne kadar büyük motor, o kadar büyük hacim demektir. bu şekilde hem yeterince thrust force oluşur hem de verim o kadar artar.
edit : imla
alman polisinin türk aileyi sınır dışı etmesi
-
cennet vatana hoş geldiniz aslanlar. hayat 2.0 yükleniyor, bu versiyonda başarılı olabilecek misiniz bakalım
ev arkadaşının uyutarak sevgiliye tecavüz etmesi
-
uydurma bir hikaye değilse gerçekten üzücü ve garip bir hadise. hukuki yollar aklıma geldi direkt, bilemedim ne kadar doğruluk payı var bu hikayenin...
özet geçiyorum*: üniversitede aşk,babasının işleri kötüleştikten sonra evde beslenmeye başlanan bölüm birincisi bir tecavüzcü, 3.sınıfta çocuk haberi, evlilik-iş bulma, seneler geçer, adam video tehditlerini görür, silaha sarınılır, her şey film şeridi gibi geçer, adam bayılır sonra ayılır, kadın yok. üzüntü, üzüntü...
edit: novemba, başka bir entry'si üzerinden (bkz: #48718567) kurgu olduğuna beni inandırdı.
o yüzden hikayeye yorumum: (bkz: yaşından başından utan)(bkz: bre işsiz pezeveng)*
abartılmış yöresel lezzetler
-
elimiz bos gelmeyelim diye aldigimiz aslinda bes para etmeyecek urunler. ilk aklima gelen konya sekeri, bu kadar sacma sapan birsey olamaz. ureticisi bile hala nasil batmadik diye sasiriyordur. bir digeri afyon kaymagi, meshur diye fabrikasyona donmusler zerre kaymaga benzemiyor. peki ya o hosmerim tatlisi nedir allah askina..
hilal kaplan'ın tarih ve coğrafya bilgisi
-
reddit'teki /r/turkeyjerky subreddit'inde paylaşılan bir yazısıyla ortaya dökülen bilgi.
31 ağustos 2012 tarihli hilal kaplan yazısı burada.
kendisi şöyle demiş: "edindiği üstün askeri başarılara rağmen tarihimizde bir kazım karabekir muharebesi yoktur ama biraz önce bahsettiğim başkomutanlık meydan muharebesi ile birinci ve ikinci inönü savaşları vardır."
yani hilal hanım inönü'nün bir kasaba ismi olduğundan bihaber, ismet paşa muharebeyi kazandığı için savaşların adına inönü savaşları dendiğini sanıyor. sanırım o yıllarda soyadı kanunu olmadığını da bilmiyor ki muharebe esnasında ismet paşanın soyadının inönü olduğunu ve muharebe bitince kendisinin soyadının savaşlara verildiğini düşünmüş.
biraz daha yukarıda başka bir durum daha var.
"örneğin amerikalılar için bir george washington savaşı yoktur ama iç savaş vardır" demiş.
kendisi george washington'u amerikan iç savaşı esnasında yaşamış ve savaşmış biri sanıyor. oysaki washington koloniler adına ingilizlere karşı savaşmış ve zaferden sonra ilk abd başkanı olmuş kişi. washington'ın ölümü 1799. amerikan iç savaşı ise washington'ın ölümünden çok sonra, 1861'de başlıyor. o esnada abd başkanı abraham lincoln.
pes doğrusu peli.. pardon, hilal hanım.