hesabın var mı? giriş yap

  • bu sene ant-man and the wasp: quantumania ile açtığımız phase 5'ın üçüncü filmi olacak the marvels'ın geçtiğimiz günlerde teaser'ı yayınlandı ve teaser üzerinden ufak bir inceleme yapmamızın vakti geldi.

    öncelikle ilk filmden biraz bahsetmek istiyorum. 2019 yılında vizyona girdiğinde captain marvel filmi 1.1 milyar gibi harika bir gişe yaptı. bunda avengers: ınfinity war ile avengers: endgame arasına konumlandırılması ve aslında endgame'de olduğundan daha büyük bir rolü varmış gibi marketing yapılmasının da büyük payı vardı. bu olması gereken şeylerden biri zaten. elinizdeki ürünün pazarlanma biçimi de en az ürün kadar önemli. disney son yıllarda marketing anlamında çok büyük düşüş yaşadı. elbette bunların çeşitli sebepleri var. ama gişe rakamlarının eski günlerdeki gibi olmadığını görmek mümkün.

    ilk filmin iyi bir film olduğunu, lakin alıştığımız mcu büyüsünden de uzak olduğunu düşünmüşümdür hep. yönetmen ikili anna boden ve ryan fleck buradaki en büyük problemdi bence. başarılı bir iş çıkardıklarına inanmıyorum. marvel studios ikinci filme geçerken bütün yönetmen ve yazarları değiştiriyor. ikinci filmin yönetmenlik koltuğuna nia dacosta oturuyor. kendisini little woods ve candyman (2021) gibi işlerden hatırlayabiliriz.

    ikinci film öncekinin aksine bir dönem filmi de olmayacak. günümüzde geçecek olan film aslında bir team-up filmi. baktığımız zaman çizgi romanlarda "marvel" ismini taşıyan bir çok karakter bu filmde bir arada olacak. filmin isminin "the marvels" olması da zaten bu yüzden. kamala khan bilindiği üzere "ms. marvel" ismini carol danvers bıraktığı zaman kendisine almıştı. monica rambeau ise çizgi romanlarda ilk önce "captain marvel" ardından sırayla "photon" "pulsar" ve "spectrum" isimlerini kullandı.

    the marvels'ın bir diğer özelliği de aslında kendisinden önce gelen dört projenin bir nevi devamı olması. ilk ve en bariz olan, captain marvel filminin doğrudan devamı elbette. wandavision ile yetişkinliğini ve güçlerini nasıl kazandığını gördüğümüz monica rambeau'nun hikayesi direkt burada devam ediyor. film aynı zamanda ms. marvel sezon 2 gibi işleyecek. (fragmanda o havayı almak çok mümkün) bir diğer bağlandığı yapım ise secret ınvasion dizisi olacak. secret ınvasion dizisi de ana karakterlerinden bazılarını zaten ilk captain marvel filminden alıyor. mcu'nun birbirine bağlı hikaye yapısının en fazla göze çarpan etkilerini gördüğümüz filmlerden biri olacağı kesin.

    fragman s.a.b.e.r. istasyonu ile açılıyor. çizgi romanlarda s.w.o.r.d.'a ait olan peak istasyonuna çok benzediğini söyleyebiliriz. wandavision dizisinde s.w.o.r.d.'u görmüştük. s.a.b.e.r.'ın onunla nasıl bir bağlantısı olacağı merak konusu. nick fury ile monica bir operasyon üzerindeyken monica ve kamala'nın yerleri değişiyor. ki benzer bir durumu zaten ms. marvel'ın after credits sahnesinde görmüştük. o sahne muhtemelen bu filme ait olacak. anlaşılan şu ki carol, kamala ya da monica güçlerini her kullandığında bir sebeple birbirlerinin yerlerine alıyorlar. zannediyorum ki ms. marvel'ın ilk sezonunda da gördüğümüz bileklik ile alakalı bir durum var. filmde o bilekliğin bir eşinin de filmin villian'ı olan dar-benn'de görüyoruz.

    çizgi romanlarda captain marvel mitolojisiyle bileklik ilişkisi şu şekilde. kree'lerin lideri olan supreme ıntelligence, orijinal captain marvel olan mar-vell'e nega-bands isimli iki tane bileklik veriyor. bu bileklikler hali hazırda güçlü olan mar-vell'in güçlerini bir çok açıdan katlıyor. aynı zamanda mar-vell, fantastic four çizgi romanlarından çok iyi bildiğimiz the negative zone'a gittiğinde dünya'daki rick jones bileklikleri kullandığı zaman kendi yeri ile mar-vell'in yeri değişiyor ve mar-vell dünya'ya ışınlanmış oluyor.

    ms. marvel'ın ilk sezonu kamala'nın güçlerini bu bileklik sayesinde kazanması üzerine kuruluydu. bilekliğin bulunuşunu gördüğümüzde mavi ten rengi olan bir ceset vardı. o kişinin kree olduğunu tahmin etmek zor değildi. (bir diğer ilgi çekici detaysa the ten ring organizasyonunun logosunun mekanda olmasıydı. böylece iki konseptin önümüzdeki dönemde birleşeceği belli oluyordu.) bu filmde biz ikinci bilekliği de göreceğiz. muhtemelen daha net bir şekilde bu iki bilekliğin nega-bands olduğu açıklanacak ve yer değişimi sorununu çözdükten sonra captain marvel için çok güçlü bir silah olacak.

    diğer bileziğin sahibi dar-benn'in filmin villain'ı olduğundan bahsetmiştim. dar-benn çizgi romanlarda çok az görünmüş bir karakter. yani o kadar az göründü ki karakter ile ilgili kree generali olmasının dışında söylenebilecek hiç bir şey yok. seçilebilecek onca captain marvel villain'ı varken neden dar-benn'i seçtiklerini anlayamadım. tamamen çizgi romanlardan bağımsız bir karakter yaratıp, çizgi romandaki herhangi bir karakterin ismini kullanıyorlarmış gibi hissettim dar-benn hakkında. fragmanda dar-benn'in elinde önceki marvel filmlerinde ronan'ın kullandığı universal weapon'ı görüyoruz. silah çizgi romanlarda accuser corps üyeleri tarafından kullanılabiliyor. dar-benn'in ronan'ın ölümünden sonra en önemli accuser rütbesine ulaştığını tahmin etmek zor değil.

    fragmanın sonlarına doğru bir gezegen görüyoruz. o gezegen muhtemelen aladna. çizgi romanlarda içindeki herkesin şarkı söyleyerek anlaştığı bir gezegen. yine dar-benn'de olduğu gibi aladna'nın filme dahil edilişini de garip bir tercih olarak görüyorum. captain marvel çizgi romanlarında sadece tek bir sayı gözükmüş bir gezegen. filmin o kısımlarının müzikal olma ihtimali var. brie larson'ın scott pilgrim vs. the world performansını hatırlarsak bu ihtimal iyice güçlenir. riskli bir tercih aslında. filmin genel kalitesinin artı yada eksi yönde doğrudan etkileyecektir.

    genel olarak fragmandan sonra aldığım notlar bu şekilde. açık konuşmam gerekirse ilk defa bir mcu fragmanı beni hiç heyecanlandırmadı. 1967 yılında yayınlanan marvel super-heroes 12. sayıda yaratılan mar-vell ile birlikte başlayarak captain marvel'a ait bütün çizgi romanları okuyan biri olarak bana seçilen konsept hiç ilgi çekici gelmedi. captain marvel ismi ile çıkan neredeyse 200 sayılık macera var. kree'lerin anlatıldığı binlerce sayılık külliyat var. bu ismi taşımış mar-vell, monica rambeau, genis-vell, phyla-vell, khn'nr, noh-varr ve carol danvers gibi çeşitliliği son derece fazla olan karakter ve anlatılabilecek sayısız hikaye var. ama seçilen hikaye güç kullanınca karakterlerin yer değiştirmesi !

    elbette ön yargılı davranmak istemiyorum. filmi henüz izlemediğimiz için bilemeyiz. şu an görmediğim çok güzel bir anlatı yakalamış olabilirler. fragmanda gördüğüm itibariyle konuşuyorum sadece. bu yer değiştirme olayı belli ki filmin tamamı boyunca sürecek. filmin finaline kadar da espri malzemesi olarak kullanılacak. captain marvel'ın o kadar anlatılabilecek hikayesi ve lore'u varken yer değiştirme üzerine kurgulanan bir komedi izleme fikri ister istemez sıkıyor beni. çok daha iyi fikirlerle yola çıkılabilirdi. kesin bir fikre varmadan önce asıl trailer'ı izlemek şart. o fragmanda filmin biraz daha olsun dramatik yapısını gösterecektir diye düşünüyorum. carol danvers'ın hikayeyle ilişkisi de hiç gösterilmedi. yayınlanan teaser captain marvel'ın ikinci filminden ziyade net şekilde ms. marvel ikinci sezon havasında.

  • zamanında atom da atom diye peşinizde dolanan, şimdi yüzünüze bakmayan uranyum. sadece ihtiyaç sahipleri zenginleştirilse keşke.

  • dokuz yıl önce soğuk bir bayram tatiliydi. her fırsatta kaçtığım yer olan köye, dedemin yanına gitmiştim. tatilimin son günü, evde yalnız kaldığımız bir anda dedem bana seslendi. koştum gittim, "gel dedi, yanıma otur" oturdum. kolunu attı, sarıldı, iki damla yaş düştü gözlerinden. şaşırmıştım. çerkes ihtiyarları sert olur. sert adamdı benim dedem de. neredeyse altmış yıl aynı yastığa baş koyduğu babaannem öldüğü gün bile tek damla gözyaşı görmedim ben bu adamın gözlerinde. bana yakında öleceğini, bir daha görüşemeyeceğimizi söyleyerek vedalaştı ve helalleşti benimle. o an tek düşündüğüm şey dedemin bunamaya başladığıydı ama çok geçmeden ölüm haberini aldım. ölürken bile kendini bozmadan öldü. durup dururken " oğluma (babama) haber verin, ben ölüyorum" demiş, yatmış ve ölmüş. bir daha asla ne bir bayramın tadı oldu eskisi gibi, ne de köyün. evin direği yok o öldüğünden beri ve kimse yıl 1934, ağustosunun 26'sı diye başlayan hikayeler anlatmadı bir daha. ve eminim ki dünyada bir kez daha bu kadar saygı duyacağım bir insan olmayacak.

  • osmanlı elestirilince tweet atıp bağıran çağıranlar, konu bu çocuklar olunca susuyor, ulan başlatmayın ecdadiniza, çocuklar istismar ediliyor lan sizin yonettiginiz ulkede.
    akp iktidarında istismara uğrayan binlerce çocuktan biri için söylenen cümle

  • henüz teknik direktörlük kariyerinin başındayken 2016 yılında ntvspor'da katıldığı bir programda bugün beşiktaş'a oynattığı oyunun tarifini vermiş adeta. aslında mircea lucescu'nun oynattığı oyuna hayranlığını belirtmiş de diyebiliriz.

    program 23 nisan 2016 akhisar belediye beşiktaş maçından sonra çekilmiş. bir ara laf beşiktaş'ın oynadığı oyuna geliyor ve sergen yalçın şunları söylüyor:

    "sezona bakarsak şunu söyleyebilirim şampiyonluğu hak eden bir takım bence. çünkü çok arzulu oynuyorlar, istekli oynuyorlar, oynadıkları oyun zevk veriyor, çok ofansif oynuyorlar ama şu tarafı var işin... biraz da teknik direktörlük tarafından konuşmak istiyorum. bu kadar ofansif oynamak iyi mi? çok tartışılır bence. yani ben karşı kaleye gideyim 15 tane pozisyona gireyim ama karşı taraf da gelsin bana 10 tane 8 tane pozisyona girsin... bence çok sağlıklı değil. bize karşı mesela şampiyonluğa gittiğimiz dönemde (2002-03 sezonu) maksimum 2 pozisyona girebilirdin. çünkü öyle iyi savunma yapıyoruz ki mümkün değil pozisyona girmen kolay kolay. şampiyonluğa giden bir takımın çok fazla pozisyon vermemesi lazım bana sorarsan... yani şunu söyleyeyim savunmayı iyi yapmayan hiçbir takım başarılı olamaz bir defa. bu nettir yani. her başarılı takımın mutlaka savunmayı iyi yapması lazım. bilmiyorum son 3 maçta izlediniz mi barcelona'yı. dağıldılar. niye? savunma yok. her gelen pozisyona girmeye başladı barcelona'ya karşı. sen istediğin kadar git. adam sana attığı zaman zaten savunuyor. eğer sen iyi takımsan sana 1 gol attığı zaman zaten 90 dakika savunma yapıyor. sonra o golü çıkarmak zorunda kalıyorsun, çıkaramazsan bi kontradan bu sefer ikinciyi de yiyorsun. bu sefer 3 tane atman gerekiyor."

    bahsettiğim kısmı izlemek isteyen için link.

    bu söylenenlere katılmayanlar da olacaktır muhakkak. zaten başta hocanın belirttiği gibi çok tartışmalı bir konu. fakat 5 yıl önce anlattığı bir oyunu bu sezon takıma yerleştirmeyi başardığı apaçık bir gerçek.

    bu arada program keyifli. zamanı olana tamamına göz atmasını tavsiye ederim.

  • öncelikle cumartesi sabahınızdan yaklaşık 26 dakika çalacağım için özür dilerim, eğer bu zamanı kaybetmek istemiyorsanız aşağıda vereceğim linki tıklamayın. zira ben, video başlayınca sonuna kadar izlemekten alamadım kendimi.

    inşaat mühendisiyim, haliyle sektörü ve bu sektörde çalışanları iyi bilirim. hani, kırk yıllık fayansçıyım böyle usta görmedim desem yeridir. adamın disiplinine hayran kaldım ve bir kez daha almanlara olan hayranlığım arttı.

    yani adamlarla aramızdaki farkı görmek için bence bu video tek başına bile yeter.

    edit: eski link silinmiş, yeni link eklendi.

    26 dakikanız yoksa tıklamayın!

  • ben yaklaşık 7 yıllık birikimim olan 37.000$'ımı, bankalara güvenmediğim için evdeki çalışma masamın tablasının altına özel olarak yaptırdığım gizli çekmecede saklıyorum.

    güldere mahallesi, zindanlı caddesi, kaman sokak, numara 17, daire 5, zeytinburnu adresinde ikamet ediyorum. yalnız yaşıyorum ve haftaiçi saat 07:30-19:00 arası evde olmuyorum.

  • anne yüreğini iş başında gösteren, duygulandıran video.
    kadın anlamadığı etmediği bir ortamda, bir durumda bile yavrusunun yanında. kızsa da üzülüyor, teselli etmeye çalışıyor.

    debe editi: hdp barajı geçsin, bırakın ondan sonrasını yalçın akdoğanlar falan düşünsün, siz keyifle yaz tatilinize çıkın!