ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
move tarikatı
-
philadelphia'li zencilerin kurdugu garip bir tarikat. 1985'de tarikata bagli insanlarin konuslandigi mahalleye polis baskini yapilmasi, tarikat baglilarinin polise ates acmalari ve bunun uzerine polisin helikopterle bomba atmasi ve cikan yanginda 5'i cocuk, 11 tarikat mensubunun olmesiyle sonuclanan olayla tanindilar dunya capinda.
olaylari nedir derseniz, olaylari su: hukumet karsiti, teknoloji karsiti bir soylemleri var. hepsi africa soyadini almislar, bir nevi kardeslik tarikati haline gelmisler. tabiata donusu savunuyorlar, hatta o kadar ki, coplerini dokmeyi reddediyorlar.
polis baskininin sebebi olarak da, mensuplarindan bir kismini polis oldurdugu iddiasi ile hapse atilmasi sonrasi [ ki aralarinda mumia abu jamal da var] cevreye rahatsizlik vermeye baslamalari, bolgede yasayan diger insanlarin, tarikat evlerinden gelen kokudan sikayetci olmalari gosteriliyor. ama goruldugu gibi, olaylar cok cabuk kontrolden cikmis..
1996'da mahkeme, olayin sorumlusu olarak gorulen philadelphia polisini, olaydan tek canli kurtulan yetiskin tarikat mensubuna tazminat odemeye mahkum etti.
vize müjdesi
-
yaklaşık 10 senedir merkezi ab üyesi bir ülke olan bir şirketin türkiye bölümünde çalışıyorum. neredeyse herşey o ülkenin dilinde ve ingilizce. schengen ülkesi.
işe ilk başladığım vakitlerde sık sık eğitim amaçlı o ülkeye giderdim. haliyle vize başvurusu evraklar falan filan...pasaport bir tek o ülkenin vizesi ile dolardı.
ilk başladığım vakitlerde, yani bundan 10 sene evvel,
- gerekli evrakları tamamlamam yeterliydi, şahsen başvurma zorunluluğu yoktu, vize ücreti 60€ civarı bir şeydi, 2 günlük seyahat için vize isterdim onlar 2 senelik vize verirlerdi. daha sonra o 2 senelik vizeyi kullanıp, italya turu paris turu amsterdam turu deyip tüm schengen ülkelerini gezerdim. tüm avrupayı işten aldığım 2 senelik bu vizeler ile dolaştım.
aradan 10 sene geçti, aynı şirkette 10 sene dile kolay, nerdeyse o ülkenin yarı vatandaşı sayılırım di mi ama. adeta onlardan biri oldum çıktım...
fakat, kazın ayağı öyle değil, daha geçenlerde 5 günlük bir ziyaret için vize istedim buyrun başıma gelenler:
- evrakları tamamlamak yetmiyor, şahsen başvurmam gerekiyor, vize ücreti 85€ oldu, gittiğimde hayatımda ilk kez vize için parmak izi verdim, zaten 4 tane vize fotoğrafı ile gitmiş olmama rağmen orda bi daha resmimi çektiler, yeni kayıt açtılar....birkaç gün sonra pasaportu almaya şahsen gittim... ve sürpriiiz 1 aylık vize vermişler...
aynı yerde 10 senedir çalışıyorum, 10 senedir ziyaret sebebim belli, kalacağım otel hatta 10 senedir eğitim adresi bile belli, 3 aylık maaş bordrosu verdim, şirketten antetli kağıda imzalı belge verdim. verilen vize 1 aylık...
o 10 seneden beri, en az 6 ayda bir, yandaş gazetelerde vize müjdesi haberlerini okuduğumu söylemiş miydim?
oo rafael alırım nadal
-
(bkz: oo error alırım fatal)
yavaş konuşmak
-
ortaokula giderken bi halil vardı, en yakın arkadaşım. herifin bırak konuşmasını, hayatını slow motion yaşıyor pezevenk. sınıfça erdek'e gittik denize. bu mal açılmış boğuluyor, biz sahilde bunu seyrediyoruz, bu dalgaların arasında kaybolup geldikçe bir şeyler söylüyor "beeeennnnnn" kısmını anlıyoruz da kalanını anlamıyoruz. "ben boğuluyom" diyormuş meğer, ulan imdat de bir şey de, panik yap, çırpın di mi? yok, herif ölürken bile mostrayı bozmuyor abi, yavaş yavaş ölüyor adam, ağır ağır, saçı bile bozulmadan ölüyor suyun içinde. allahtan hocalar gitti de kurtardı, ben olsam bırakırdım orda.
tüm zamanların en karizmatik cümlesi
-
(bkz: geldikleri gibi giderler)
fenerbahçe
-
ulan bildiğin ortalık karıştı, biz(fenerbahçe) tamamen olayların dışındayız... bi burukluk var içimde, resmen bizsiz kaos yaşıyor insanlar. alışık değiliz olm biz, dışardan olayları izlemeye.
kendi kendini karıştıran çay bardağı
-
hiç tutmadığım buluş..kendi karıştırmaya başlarsa, kaşla göz arasında çayımı da içer bu ipne.
başkası için akbil basıp parasını almayan insan
-
biri de benim.
yıllar önce otobüste şöyle bir diyaloğa denk gelmiştim; otobüse binen biri akbilinin bittiğini söyledi ve ücreti karşılığında birinden onun yerine de basmasını rica etti. sonrasında önlerde oturan bir hanımefendi kalkarak akbili bastı ve şöyle dedi: "para istemiyorum. lütfen siz de aynı durumda kalan başka biri için akbilinizi basın ve para istemeyerek aynısını ondan rica edin"
karmayla ilk tanışmam da böyle oldu, üsküdar-bostancı otobüsünde.
türk'e kurşun sıkmayan 200 sosyalist yunan asker
-
izmir'in işgali yıllarında, "kardeşime kurşun sıkmam" dedikleri için inciraltı'nda yunan krallığı'nca kurşuna dizilen yunanistan ordusu mensupları.
ölümlerinin yıldönümü olan 4 ocak tarihinde izmir'de anılmaktadırlar.
ilgili haber için bakınız: http://www.radikal.com.tr/…izmirde_anilacak-1263366
uefa şampiyonlar ligi
-
bırakın 8 yıldızdan birisinin galatasaray olmasını https://www.youtube.com/watch?v=0o_w3sguboc bu klipte bile 20. saniyeden itibaren 2-3 kez ünal aysal diyorlar.